funda / 02.11.2009
 
 
Biz köprüde yaşananları izlerken, İhsan kızına, Kenan'ın talip olduğunu söylerken, Asi, babasından bile uzaklaştı. Sanki babası hemen orada verecek Kenan’a... Tavrı çok hoş ve açıklayıcı aslında. Vücut dillerinin kullanımı çok doğru. İhsan, kızının bu tepkisini doğru yorumladı ki, Neriman'a daha çok tepki gösterdi.
Köprüye geldiklerinde Demir-Kerim-Kenan atışmasını fark ettiler. Asi ne yaptı? Hızlandı ve "Demir?" dedi... Neden Kenan değil? Kenan akrabası değil mi? Kavga halinde Demir'e bir şey olur korkusu mu? Kenan'ı döver de başı derde girer korkusu mu? Her ikisi de aynı kapıya çıkıyor benim için. Demir'e kıyamayan aşık kızımız, babasının yanında, tepkilerini engelleyemeden kendine mani olamadan "Demir?" diye seslendi... (Kenan, sopalık biri ya, işte o köprüde birde ben olacaktım, kızılcık sopasıyla döverdim valla. Ukala... O tavırlarının itici olduğunu fark etmemesi iyi... Herkesi yavaş yavaş kendisine düşman etmeye başlıyor)
Demir'in ilgi göstermemesi (Konser sonrası da aynı tavrı sergilemiş, Asi yine hayal kırıklığını bizlere yansıtmıştı) Asi'nin laf atmasını sağladı. Tepkisiz kalmak istiyordu ama Demir de dayanamayıp hem gözlerinin içine bakarak yanıt verdi... "Hayvanların durumu nasıl? Salgın tamamen geçti mi?", şaşkın Demir, "Sorun kalmadı, teşekkürler. Arkadaşınızı bekletmeyin" ay ay ay imalıda konuşurmuş. Kıskanç ne olacak...
Demir, İhsan beye para ile ilgili uyarılarını yaparken, İhsan'ın Asi-Kenan çiftiyle gitmesini bile engelleyecek kadar önem verdiğini belli etti. Başka zaman olsa, o ikisini baş başa bırakmamak için çaba harcardı sanırım... Asıl kaleyi içten fethetmeye başlayan Demir olacak... O son uyarı, İhsan'ın aklını başına getirecektir. Kerim'in "Kızınıza talibim" cümlesi ve İhsan'ın senet meselesinde "Kötü niyet aramıyorum" cümleleri, yavaş yavaş düşmanlığın durulduğunu gösteriyor.
Kenan'ın, Asi'nin gözüne girmek için yaptığı saçma sapan muhabbetler, uzaktan ne hoş gözüküyormuş... sanki çok romantik konuşmalar yapılıyormuş gibi... Ceket vermesi de bardağı taşıran damla olmuş... Bunu gören Demir'in, kıskançlıktan kudurma noktasına gelmesi çok güzeldi... "O'na gülümsüyordu di mi?" Ah be oğlum, sen fena abayı yaktın. Başkasına gülümsemesi bu kadar dokunuyorsa!
Asi, ise, Kenan'a, tüm ilgisizliğini belli etti... Anlayana!
qsawe / 7 Ocak 2008
M.A818 / 30.03.2009
 
 
 
Neriman'ın takı merakı, süsü-püsü bu bölüm beni hepten delirtti. Koyun can derdinde kasap et derdinde. Bu kadının kafasına oklavayı geçirmek lazım... belki akıllanır... Defne'nin, Kenan'ın talip olmasına verdiği yanıt da, Asi-Demir aşkını fark ettiğini, ama söylemediğini gösteriyor sanırım..." Avucunu yalar" . Fatma Hanım bile, Neriman'a ters ters baktı.
Baba-kızın, yeni sığınak (belki de aynı yerin farklı açılardan görüntüsüdür... tek bir kaya üstü olmak zorunda mı gizli yer) ağaç etrafındaki konuşmaları, daha önce gelen tüyonun tutmaması gerektiğini söylüyor bana. İhsan yakalanacak, Asi bunu Demir'den bilecek. O ağaçta yapılan konuşma, Demir'in uyarı yaptığını Asi'nin de bilmesini sağladı... Bu kız da babası gibi manasız inat yapmazsa Demir'i suçlamaması lazım. Tek suçlayacağı nokta, senetler tefecide kalsaydı, babası alel-acele ödemek zorunda kalmayacaktı, Demir alınca hemen ödemek istemesi, yanlış kişiden borç almasını sağladı... olabilir. Keçi ya böyle düşünebilir... "Bana iyilik yaptığını sanıyor" sanmıyor, yapmak istedi... sen kabul etmedin, İnatçı gururlu İhsan.
Cemal Ağa-madam muhabbetleri, dedikoducu kadınların muhabbetleri gibi, onu gördüm bunu duydum, şunu yakaladım. Madam ayaklı gazete... Cemal Ağa, onu boşuna yanında tutmamış... Muhabbetin ortasında Kenan'ın gelmesi, Cemal'in tepkisi, sevmeyenlere bir çentik daha atmamı sağladı...
Demir'in, Bülent'e gelen polisleri gördüğünde, kendi kendini yemesi, üzüntünün yüzüne yansıması, yine iyi bir vücut dili örneğiydi... "İhsan bey, mağrur, bir şey söyleyemedim "Daha ne söyleyeceksin, sen elinden geleni yaptın, kızının babası, O da inatçı keçi.
Defne'nin, Kerim aradığında dört dönüp telefon araması beni sinir etti. Ses her yerden mi gelir? Bari sıkıştırın bir kenara da gerçekten gözükmesin... Kerim ile Defne'nin muhabbeti, Kerim'in çırpınışlarını izleyen Demir'in gülüşü, daha rahat yaşanan aşkın güzel sahnelerindendi.
Asi-İhsan muhabbetinde, Kenan hakkında yanıt duyamamıştık... Bunu Neriman-İhsan muhabbetinde öğrendik... "bana söyleyecek değil ya, sana söyler herhalde" (biz yanıtı biliyoruz üffff) Ana-babanın, gelinlik çağdaki kızları ile ilgili muhabbetleri de hoştu. Tam ana-baba muhabbeti.
Cemal-Neriman, muhabbeti, Kenan'ın damat adayı olma ihtimalinin konuşulması, Cemal'in, başta onaylar gibi konuşuyor sanılması, sonrasında fark ettiği tuhaflıkları sayması. Ben seviyorum Cemal Ağayı. Çok başka bir renk.
Melek-Aslan sahneleri, tam Melek’in anlattığı gibi, önce ürkütücüydü ama sonrasında Aslan'ın bakışları çok değişti... Kimileri istememiş Melek-Aslan aşkını... Anlamadım neden? Süheyla'nın oğlu ise, aşk olmasın ama koruyucu abi olsun... Süheyla'nın oğlu değilse aşk da olsun... Sevgiye aç biri Aslan. Melek de içindeki sevgiyi dışarıya o kadar güzel yansıtıyor ki... Aslan'da payına düşeni alabilir.
qsawe / 7 Ocak 2008
BEGUM / 20.04.2009
 
 
Kerim ile Demir'in kuyumcuya yürüyüşleri, Kerim'in seke seke yürümesi yine gülümseten sahnelerdendi. Kuyumcuya girerken duydukları cümle, Demir'i can evinden vurdu. "Ne zaman alırız yüzüğü" kuyumcu " Yarına hazır olur", Neriman " Bu yarına hazır olursa, takacak kişi çok memnun olur" Kim bu kişi. Bizlerde, Demir gibi bu kişinin Asi olduğunu düşündük. Belki de Madama alıyor yüzüğü... Teşekkür babından... Bu arada, İhsan'ın net tavrı ile Neriman'ın Kenan'ın yanından ayrılması, İhsan'ı alkışlamamı sağladı. Otoriter baba-koca, o anda çok büyük bir iş yaptı. Neriman, Kenan'a yalan söyledi, "kızlar çiftliğe dönmüş diye" ama Kenan, Asi'yi Kerim ve Demir ile konuşurken gördü...
Kerim'in, Asi'ye seslenmesi, annesiyle Kenan hakkında bilgi vermesi iyiydi.( Demir'in yüzük aramasını daha iyi anlamış oldu Asi)
Asi'nin, Demir ile baş başa kalmak için mi, yoksa Defne'nin beklememesi için mi, Kerim'i içeri yolladığını anlayamadım. A şıkkını tercih ederim. Kapı önündeki ısrarlı daveti, Demir'in Katır inadı, konuşmaması Asi'nın saçlarıyla, cezalandırmasını sağladı. Aferin kızım… dayak illa yara bereyle olmaz... saçla atılan dayak, daha derinlerde iz bırakır. "Demir ne oldu söylesene? İçinden konuşmak istiyorsan öyle yap" Bu kız sana daha ne desin Demir... Konuşsana, derdini söylesene. ( yok, yok hemen söyleme sizi böyle izlemek çok güzel) Kerim-Defne çiftinin, anneden kaçması çok güzeldi... evlilik teklifi ise çok romantikti... Kerim'in ürkek, utangaç ve korkan hali, Defne'nin mahcup bakışları, yüzüğün aldığı hal, babaya duyulan saygı, hepsi çok güzeldi... Genç bir kızın olması gerektiği kadar doğal. Defne'nin, bekletildiği için astığı surat, alevli tabak gelince bir anda nasılda değişti.
Ertesi sabah, Kerim'in gülen yüzü, Demir'in meraklı bakışı, yine Kerim'in, Kenan hakkında soruları " Kenan, yüzüğü aldı mı almadı mı? Bu zevzek yüzüğü Asi'ye almasın?" Bu muhabbet Melek'in önünde yapılıyor. Aslında, Demir-Asi aşkı, ulu orta çok konuşuluyor... sadece adı konmuyor... herkes Demir-Asi ilgisini fark etmiş durumda.
Defne'nin babasına açıklaması, İhsan'ın müstakbel damat hakkında, sözüm ona kızgın yaptığı iltifatlar, baba-kız ilişkisinin güzel anlarındandı. "Bana damat olmak o kadar kolay değil"... Kerim neyse de, Demir çok çekecek çokkkkk...
Süheyla'nın Kerim'e tepkisi, Demir'in "Sevgiye saygı duymamız lazım" lafı, balyoz etkisinde olmalı ama, Süheyla'ya balyoz işlemiyor... "Sen unutmayı seçtin, ben unutmamayı... Ablamı oğlumu unutamam" haksız da değil... Bu kadar büyük bir öfke hemen atılabilir mi kalpten... çok zor...
Neriman'ın düğün planlarına başlaması, masa örtüsünü dert edinmesi, yine beni çıldırttı... Hele Asi'nin yanında ettiği çifte düğün lafı... densiz...
qsawe / 7 Ocak 2008
nur(g) / 09.05.2011
 
 
Melek'in tarlaya kaçması, Demir'in yanlarına gelmesi, bu arada Aslan'ın Melek ile ilgilenmesi, yumuşak bakışları ( yumuşak da bakabiliyormuş) gülüp eğlenmeleri, bunun dışında olan Demir'in, bu sahneyi de kıskançlıkla izlemesini sağladı. Çağrılmasa sanki gitmeyecek gibiydi... Ağır çekimde Asi-Demir bakışması, gözlerini ayıramamaları, Aslan'ın hemen, kız kardeşlerin ise kaş-göz işaretinden sonra yanlarından ayrılması.... dedim ya bu aşkı herkes biliyor... adı konmuyor...
Eldiven sahnesi defalarca kez yazıldı... ben tekrar yazmayayım... yok yok şu kadarını yazayım... "Eldiveninin içinde, elinden başka bir şey mi var?" ve "Görmeseydim olmazdı" Ah be çocuk, bu kıskançlık seni yer bitirir. Yüzük aradığını anlamış mıdır demişti bir arkadaş... Kerim ile yaptığı kuyumcu muhabbeti nedeniyle kesin anladı... Asi , zeki ama keçi inadı olan bir kız...
Süheyla-madam arasında yenen yemek, Cemal Ağa’nın takibi, İhsan-Süheyla konuşmaları ile ilgili birkaç kez yazdığım için tekrar yorum yapmayacağım... geçmişin hesaplaşması bana yanlış gelmiyor... ama bir ilişki başlarsa... hata... büyük hata derim. Ve bu konuyu kapatırım. Yok kapatmam... bir cümle daha... Cemal Ağa'da o yaşta, maşallah ne sağlam kulak var... fısır fısır konuşulanları nasıl da net duydu... kapı önünden geçen tanıdık "Cemal Ağa" diye bağırdı, içeridekiler duymadı... pesssssss
Kerim'in, giyinen Demir'e " Müjdeme ne veriyorsun?" sorusu, "Söyle düşünürüz" yanıtı, bu bölümde sıkça denk geldiğimiz Asi-Demir ilişkisinin bilinmesi sahnelerinden biriydi...
Cemal-Kenan muhabbeti, Kenan'ın evlenme teklif edeceğini söylemesi, Cemal'in yumuşakça terslemesi, Kenan'ın aba altından sopa göstermesi, Cemal'in kül yutmaması... çok keyiflendim... " Öteki meseleye gelince, iki genç birbirini isterse, benim için hava hoş. Sen Asi'nin gönlüne girmeye bak" ... tabi sana orada yer kalmışsa...
Yemek salonuna girişteki, ukala tavrı, masadaki, buluşmayı engelleyen kişiye laf çarpması, Kenan'ın doğal antipatikliğine, yeni eksiler ekledi... (Kenan'ı kutluyorum... )
Cemal, Damat Kerim'i sevdi... Süheyla'nın masasına geçip, davet bile beklemeden oturması, önce Süheyla'ya, duyduklarını çıtlatması, Enerji işi için, zarf atması, peşinden Demir'i, açıkça uyarması. Ya bu adam harika... kurt görünümlü kuzu... cümlesini aynen yazıyorum... "İhsan'ın başına talih kuşu kondu. Kenan mı ne karın ağrısıysa, torunuma resmen talip. Asi ile evlenirse hiç şaşmam. İhsan belalardan kurtulmak için, onun parasına tamah edebilir. Aklın yolu bir... aklın yolu bir." İnsan akrabasının adını bilmez mi... "Kenan mı ne karın ağrısıysa"... hakikaten karın ağrısı... hem Asi'nin, Hem İhsan'ın, hem Cemal'in karnını ağrıtıyor... Demir ülser olmak üzere.
qsawe / 7 Ocak 2008
 
vamuscu / 07.09.2011
     
Zorla başlayan Asi-Kenan dansı, bitse de kurtulsam diyen Asi... Onlara baktıkça kahrolan Demir... hani eski bir cümle vardır... "bakışları kurşun olsaydı ölmüştüm" diye... Asi, o bakışlar karşısında sanırım aynı duyguyu hissetti. Kenan'dan uzak durmak için çaba harcaması, bakışlarıyla Demir'i araması, çıldırmış Demir'in boş sandalyesini görünce gözlerindeki korku. Hemen dansı bırakıp aranması, perde arasından gördüğünde, kimseye aldırmadan yanına gitmesi. Demir'in, Asi gelince, ne yapacağını bilemez hali, yaklaşıp gözlerine bakışı, Asi'nin " Bir şey mi oldu?" sorusu ve patlama...
"O Kenan denen adama ne yanıt verdin?" ( Bu adamın adında sorun var herkes unutuyor)
"Ne demek istiyorsun? Bundan sana ne? Üstelik bana sorulmuş bir şey de yok"
"Peki, sorarsa ne cevap vereceksin? (Burada yanıt bekleseydi de bizi de işkenceden kurtarsaydı ya) kendini feda mı edeceksin?"
" Benimle ilgili en ufak bir fikrin bile yok. Bütün bunları nereden çıkartıyorsun?"
Bunun akabinde yavaşça elini tutuşu, baba-kızın eldiven muhabbetini getirdi hemen aklıma. "O ellerin kıymetini anlamayanla işimiz yok" demişti kızının yara bere içindeki elleri için. Sonrası gerçekten, müthiş bir sahneydi. Bir bölüm boyunca o sahneye çok güzel hazırlanmışız. İliklerimizde hissettik, kıskançlığı, ümidi, korkuyu...
"Nasıl dans ettiğinizi gördüm" (iki yabancı da o kadar dans ederdi... kıskançlıktan gözü kör olmuş Demir'in... farklı yorumluyor)
"Nasıl dans etmişiz"
"Böyle mi tuttu belinden?" ( ne mümkün! Görmedin mi kız işkence çekiyordu o dans esnasında... Demir farkında, ama Asi'nin de, farkı fark etmesini istiyor)
"Demir yapma" (ne yapıyor ki... bir adım geri atsan, elinden kurtulursun... insanın ağzı ile vücudu bu kadar mı farklı konuşur)
"Bırak beni" ( üstteki açıklamanın aynısı ) :
"Sen hala o gururlu kız mısın, yoksa kolay yolu mu seçeceksin" (Bu cümleden sonra kolay yol yok...)
Demir'in, koluna dokunarak içeri girmesi ilginçti. Karar senin Asi. Bundan sonrası sana kalmış der gibi... ( bırak gideyim diyen Asi, o balkonda çakılı kaldı)
Kozcuoğlu ailesi, merkeze sanırım, Minibüsle gidip geliyor. O kadar mesafe yürünemez... Yürünse de arabayla aynı anda gelinemez...
Kapı önündeki sahneyi bekliyorduk zaten... Demir'in Asi'yi kollaması yine beklediğimiz bir sahneydi.
"Baba" nidaları 2 kıza ait... biri Asi... diğeri hangisi anlayamadım. Neriman'da doğal olarak "İhsan" çığlıkları atmakta.
İhbarı, iki kişi yapabilirmiş gibi sahneler hazırlanmıştı... Biri Bülent-İhsan konuşmasında, "doğru adrese yönlendirdim" cümlesi, diğeri de yemekte Cemal Ağa'nın, yemekteki muhabbeti... 3. şık yok mu? Olabilir ama kimdir bilemiyorum... fakat bu iki muhabbet fazlaca gözümüze sokuldu...
Tırnaklarla ilgilenmiş bir arkadaş vardı. Sayesinde her sahnede tırnaklarına baktım Asi'nin... Kısa ama bakımlı tırnaklar. keşke kaşları da kısa ve bakımlı olsa.... baya bir zamandır cımbız ele alınmamış. Kıyafetler inşallah kısa sürede, tarla-ev-gezme kıyafetleri olarak ayrılır. Her yere aynı şeylerle gidilmez.
Şallar aynı değil bu arada onu da açıklayayım... En baştaki koyu yeşil... sonra bordomsu... sonra açık yeşil... en son yemekte yine koyu yeşil ama örgüsü farklı. Yani kokmuyordur.
qsawe / 7 Ocak 2008
usayken - MBC
 
 
Aslan garip biri. Yani bir anormalliği var, tam olarak ne dendiğini bilmiyorum ama hani böyle hafif kusurlu olan tiplerin içgüdüleri, hisleri çok kuvvetlidir ya iyi ve kötü karakterleri ayırmada. İşte Aslan da böyle biri. Bence Melek'in kalbinin iyiliğini ve saflığını fark etti ve ona yardım etmek istedi. Bir de Melek'in de fiziksel eksikliği ona daha da yakınlık hissetmesine sebep oldu. Bence Aslan iyi biri çıkacak...
bimkoluk / 7 Ocak 2008
 
Bu dizi hepsinden farklı ve hepsinden güzel olacak. Hangi dizide var bakışlarla aşkın anlatılması?
sevda123 / 7 Ocak 2008
 
Ben bu bölümü beğenmediğim desem yeridir. Normalde şimdiye kadar yayınlanan bütün bölümleri daha çok beğenmiştim ama bu bölüm benin için vasattı. Bu bölüm nedense ben Demir’de hiç aşkı hissetmedim. Aksine bu bölüm sürekli Asi’nin ataklarını izledik durduk (bir daha özete inanmayacağım).
Sürekli Asi’nin Demir’e bir şey mi oldu deyip durmasına sinir oldum. Kız bölüm boyunca Demir’in peşinden koştu durdu. Evet, Demir kıskanmış olabilir ama hiç hissettirmedi. Sadece tarla sahnelerinde olabilir. Tamam, pat diye bir şey beklemiyorum ama bence Demir bu bölüm çok soğuktu. Bakışları bile değişmişti sanki. Halbuki Demir ne güzel bakardı keçisine. Ayrıca dans sahnesini beklediğimi vermedi açıkçası.
eleren / 7 Ocak 2008
 
Bölümü izleyince tek benim değil annemin bile içi sıkılmıştı, nerede Asi-Demir sahneleri yani bu kadar mı dedi anlayın artık
Şu çok merakla beklenen balkondaki dans sahnesi yok yalnız değilmişim beni hiç etkilemedi. Demir'in bakışlarını çözemedim bana donuk geldi ve o sahneden belki çok beklentim vardı ama hayal kırıklığına uğradım maalesef
Şu Cemal Ağa yahu kötü insan sevilir mi? Bence bazen evet diyeceğim sen masaya otur iki tarafı da iğnele, öyle laflar söyle ki yemekleri boğazında kalsın iyi mi?
deren1970 / 7 Ocak 2008
gülendam83 / 17.01.2008
 
   
Dans sahnesinin tamamını beğenmeme rağmen, en etkilendiğim yeri sonunda Demir'in elini Asi'den çekerek onu orada bırakıp içeri girmesi oldu. Çok güzel kurguydu bana göre. Sanki elinde iki ton ağırlık vardı da, o eli bırakmak için bütün gücünü sarf ediyordu Demir. Orada Asi'ye sarılıp “Seni kimseyle paylaşmak istemiyorum, beni kıskançlıktan deliye çeviriyorsun, hala sana olan hislerimi anlamadın mı?” dese inanın bu kadar etkili olmazdı benim için. Demir’in bu kontrollü ağır ağabey halleri çok güzel, çok.
bimkolik / 7 Ocak 2008
 
O dans sahnesinde Asi bırak beni diyordu ama bir şey fark ettim Demir yavaş yavaş Asi’nin elini bırakırken bu sefer Asi Demir’in elini bırakmıyordu.
honeymoon – 7 Ocak 2008
 
Bayanlar, hem hareketlerle sevgiyi göstersin ister, hem de illa söz duymak ister... var bizde bir bozukluk...
Demir, tüm sevgisini haykırdı, ama gözleriyle... Asi anladı mı? Evet... Ne yaptı? Söze dökülmesini bekledi... söze dökülseydi ne yapacaktı? Naz... Bu nazın kökeni ne? Korku... Asi, kendisinden korkuyor... daha önce yaşamadıklarını yaşıyor... hem de düşman olduğunu sandığı kişiden... ama artık kabullenecek... Demir, düşmanı değil sevdiği adam... Asi, Demir'in nefretini yönlendireceği kişi değil, sevdiği kadın... bir gün ikisi de her şeyi anlayacaklar... Ah o balyoz etkisini kim bilir nasıl yansıtacaklar bize...
qsawe / 7 Ocak 2008
 
Bu normal bayanlar için olabilir ama bir de anormal olanlar var.
Mesela ben o dans sahnesinde Demir'in Asi'ye sarılmasından daha çok etkilendim o gidişinden. Ben Asi olsam Demir'i bu kadar çabuk çözmek istemezdim. Ne kadar karışık o kadar zevkli.
bimkolik / 7 Ocak 2008
funda
 
 
Demir'in Kenan’ı gördüğü ilk anda verdiği tepkiye ve Kerim'e şahıs hakkında bilgi verişine bayıldım. Demir'in sinirleri Kenan yüzünden yerinden zıplamış zaten burnundan soluyor birde Kenan'ın ukala tavrı eklenince Demir'i seyirlik açısından güzel manzaralar ortaya çıktı. Kenan’ın üzerine yürüdüğü zaman ki hali ve bakışları ukalalık edeceğinize anıtlar kuruluna bildirin, şikâyet edin sözündeki vurguyu sevdim. Köprü üstünde bu denli samimi(!) duran üçlüyü gören Asi'nin yanlarına gelişi de güzeldi. Ortamın gergin olmasına ve kendilerinden başka kişilerin de olmasına rağmen Asi'nin Demir'e odaklanması “Hayvanların durumu nasıl, salgın tamamen geçti mi” diye sorarak onunla konuşmak adına zemin yaratmaya çalışması güzeldi. Demir’in sahilde yaptığı konuşma oldukça etkili olmuş bu belli. Asi'nin yaklaşımına rağmen Demir'in “Sorun kalmadı teşekkürler, arkadaşınızı bekletmeyin” diye mesafeli ve imalı sözleri güzel değildi... Demir'in merdivenlerde Asi'yi görmezden gelip geçip gitmesini duydukları karşısında ki aşkınlığına verip mazur gördüm ama bu tavrı devam ettirmesini anlayamıyorum. Asi ve Kenan birlikte yürürken ve Kenan'ın ceketini Asi'ye verdiğini görürken Kerim ile
DEMİR: Gördün mü sende
KERİM: Asi'yi. Evet. O uyuz da yanında
DEMİR: Ona gülümsüyordu değil mi?
KERİM: Maalesef
diyaloğu çok hoştu. Kıskançlık kesinlikle yakışıyor..
Demir'in Asi'yi arayıp aramama arasında bocalaması da güzeldi. Melek te farkında olmadan Demir'e bu konuda yardımcı olmuş oldu, Asi'yi aramaya bahane eline geçer geçmez o fırsatı değerlendirdi. Asi ve Demir’in telefonu kapatmayacaklarını düşündüm bir ara.
Kerim'e yüzük almak için yardımcı olmaya gelen Demir'in Neriman ve Kenan'ı kuyumcuda görmesi Kerim'e yardımcı olmak için geldiğini unutturdu, zavallı Kerim heyecandan ne yapacağını bilemiyor üstelik Neriman'a yakalanmış eli ayağına dolanmış Demir den yardım istiyor Demir ise boyut değiştirmiş. Nasıl değiştirmesin ciddi niyetli adam ciddi ciddi yüzük işine girişmiş üstelik kızın annesini de yanına alarak. Bunlara şahit olmuşken Asi ile karşılaşması da süper oldu. Kerim den annesi ile Kenan'ın kuyumcuda olduğunu öğrenen Asi'nin yüzü nasılda değişti.
sude9 / 7 Ocak 2008
funda / 02.11.2009
 
 
 
Asi Demir'e sıcak ve yakın davranmaya çalışıyor bu her hali ve sözü ile ortada ama Demir Kenan olayı yüzünden şişip şişip duruyor her seferinde tepkisini de Asi'ye yansıtıyor bu hali de beni şişirip duruyor. Kız yeni yeni öğrenmiş Kenan'ın niyetini, Kenan ile bu mevzuyu konuşmamış bile nerden bilebilir kendisinin bile yeni öğrendiği bir şeyi başkasının üstelik Demir'in bilebileceğini... Demir’in kıskançlığı güzel, konuşamayıp Asi'ye bakışları da güzel, izlemesi keyifli ama Asi'ye olan tutumu sinir bozucu... Asi'nin de sen misin gelmeyen tavırlı saçlarını Demir'in yüzüne vurarak salına salına gitmesi çok hoştu tabi Demir de hal kalmadı o saç darbesinden sonra.
Kerim de az değil. Defne ye evlilik teklifi ettiği geceden sonra merak ettiği şey Asi'nin Kenan'ın aldığı yüzüğü takıp takmaması oluyor Demir'in de yüreğine indirdi indirecek. Melek Asi'yi aramak için dönüp dönüp duran Demir'e fırsat yaratmıştı şimdi de yüzüğü takıp takmadığını öğrenmek için güzel bir fırsat yarattı. Bir bilse abisine ne kadar yardımcı olduğu
Bu ikilinin bu sahnesine bayıldım. Demir’in yüzük var mı yok mu diye öğrenme metotları süper. Asi de Demir'in ne konuştuğundan bihaber, anlamak için soru sorup duruyor ama cevabını alamadan yeni sorularla karşılaşıyor. Kendisine karşı birden bire tavır takınan Demir elindeki eldivenin nedenini sormaya çalışıyor, bu tutarsızlığa rağmen her ne kadar anlamasa da Asi yine de iyi idare ediyor. Sen niye ısrar ediyorsun, başka derdin yok mu senin ya derken çok sevimliydi Asi. Demir’in azmine hayrandım, eldiveni çıkartma konusunda ki azmine de bir o kadar hayran kaldım. Asi de bir direniyor iki direniyor üçüncüde yelkenleri suya indiriyor, hep böyle oldu bundan sonra da böyle olacak anlaşılan yüzük olmadığı gören Demir'in hem kaba davrandığı için özür dilemesi hem de ama görmesem olmazdı deyip Asi'ye rahatlamış ve sevinmiş bakışlar atması güzeldi.
sude9 / 7 Ocak 2008
xxdxx / 24.08.2009
 
 
…ve bölümün tartışmasız en güzel sahnesi. Asi ve Demir'in dans sahnesi. Kenan’ın niyeti, Cemal’in Demir'in kalbine indirecek sözleri üstüne bir de Asi ve Kenan’ın dans etmesi Demir için katlanılmaz hal aldı. Kendisini balkona atıverdi tabi Demir'in yerinde olmadığı gören Asi'de Demir'in peşinden gitti. Demir Asi'yi takip konusunda oldukça iyiydi, Asi nerde ise Demir oradaydı, üzüm üzüme baka baka misali Demir'in özelliği Asi'ye sirayet etmiş
Asi'nin Demir'i merak etmesi sorunu olup olmadığını sorması güzel. Demir de, Asi’nin kendisi ile ilgili olduğunun farkında. Fark etmemesi mümkün değil. Kaç seferdir sorun mu var bir şey mi oldu diye sorup duruyor kız..Demir de kıskançlığını Kenan konusunda ki rahatsızlığını açık açık ifade etmeye başladı..Asi'nin elini tutması ve nasıl dans ettiğinizi gördüm diye Asi'nin yanına sokulması da en net halinin başlangıcı oldu. Asi de az değil hani nasıl dans ediyormuşuz diye soruyor e o sorunca haliyle de Demir başlıyor uygulamaya, hep sorularına soru ile yanıt vermişti. Şimdi bu durumdan sıkılıp cevap vermeye başladı. Demir'in böylemi tuttu belinden böylemi baktı gözlerine sözleri aşk itirafıydı, seni seviyoruma gerek kalmadı. Daha etkileyici bir biçimde ifade etti zira. Asi bırak deyip duruyor ama ortada zorla tutulma, alıkoyma gibi bir durum söz konusu değil. Kendisi bırakamadığından, Demir’e karşı koyamadığından Demir den rica ediyor. Demir'in kendisini geri çekip sen hala gururlu kız mısın yoksa kolay yolumu seçeceksin diye sorması, Asi'yi bırakıp gitmesi ve Asi'nin orada soluksuz kalması güzel sahneydi. En azından sahneyi bölen balıkçı ya da başka biri değil. Bu hali çok daha güzel oldu. Kavuşmaları için henüz erken, bir müddet daha böyle gitmeliler.
İhsan'ın tutuklandığı sırada Demir'in Asi'nin yanına gitmesi, Asi'yi tutup yanında olması, destek oluşu güzeldi. İhsan’ın gördüğü bu manzara geleceğin görüntüsüydü...
sude9 / 7 Ocak 2008
usayken - MBC
 
 
Cemal Ağa Kozcuoğlularına yemekte şimdiye kadar sizi hiç üzdüm mü diye sizce neden sordu?
Bence bundan sonra üzeceğim ama bilin ki bu sizin kötülüğünüz için değil demek istedi. İhsan’ı ihbar ederek üzecek ama aslında bu İhsan’a bir gözdağı olacak. Sen kızımı ve torunlarımı üzersen bende seni üzerim.
İhsan bende hayal kırıklığı yaşattı. Geçmişte belki de halen Süheyla’ya aşık olan teninin rengini, bülbül sesini dahi unutmayan bir adam neden aşkının başına gelenleri araştırmamış, sorgulamamış, onun elinden tutmamış?
Pabucumun hukukçusu İhsan… bu mu senin adalet anlayışın?
Bu mesajımla Süheyla&İhsan birlikteliğini onayladığım düşünülmesin şiddetle karşıyım.
GULBEYAZ76 / 7 Ocak 2008
 
İhsan beyin Demir ve Kerim’e karşı ceza evi mahkeme gözaltı artık her ne olacaksa çıktıktan sonra yani bu işlerden kurtulduktan sonra çok olumlu bakacağını hatta yaptıkları ile bütün herkesi şaşırtacağını bekliyorum.
unutulmayan / 7 Ocak 2008
 
Bu dizinin temsil ettiği üç şey “gurur nefret ve önyargı"
Bana göre Asi gururu
Demir nefreti
İhsan da önyargıyı temsil ediyor.
Bu bölüm benim için bu ögeler karakterler arasında yer değişmiş gibiydi.
Benim görmek istediğim ne olursa olsun Asi karakterinin ilk bölümlerdeki karakteristik özelliği ile aynı kalması. Aşık olsa da bu durum değişmemeli ki zaten Demir’in Asi’ye olan ilgilisi de bu yüzdendi. Ama bu bölüm karakteri erezyona uğramış bir Asi izledim ben.
Demir duygularını Asi’den daha iyi sakladığı düşünüyorum bu konuda Asi’den daha başarılı ki benim için tam tersi olmalıydı.
Leylanın gelmesi istemiyorum
Asi, Leyla ile Demir’i cenazede görmüştü ve aralarında bir şey olduğunu düşünüyordu zaten şimdi çıkıp geldiği zaman iyice işkillenmeye başlayan bir Asi izlemek ne kadar zevkli olur bilemiyorum ki. Ben daha Demir’in kıskançlığını hazmedememişken Asi de böyle kıskanırsa vay halimize.
eleren / 7 Ocak 2008
seerose / 28.08.2009
     
Leyla’nın Kenan gibi bu aşkın olgunlaşmasından söylenmesi gereken dile getirilmesini gereken duyguları dile getirilmesi konusunda olumlu katkı yapacağını düşünenlerdenim ki karakter olarak Demir’in de ona ilgili yaklaşacağını zannetmiyorum. Elbetteki ufak tefek yanlış anlaşılmalar olacak ama gerçekten bir kıskançlık krizi fırtınası da Asi tarafında esecektir ve bu rüzgardan Demir’de nasibini alacaktır.
unutulmayan / 7 Ocak 2008
 
Dizinin en çok sevdiğim taraflarından biri de şu... Neriman, ilk bölümde de böyleydi, hala böyle... karakteri dalgalanmıyor... Cemal Ağa, kuzu postundaki kurt-kurt postundaki kuzu görünümünü her bölümde sergiliyor... İhsan, özünde kötü olmayan ama, hatalı kararlar veren biri... ne çocuklarına olan sevgisi değişti, ne eşine tavrı... hatta Süheyla ile olan diyalogları bile aynı seviyede diyebilirim. Bu arada Süheyla demişken, ara sokaklarda yaptıkları konuşmanın sonundaki el sıkışma sahnesinin yakın plan çekimi, konuşulacaklar konuşuldu bu işe nokta konuldu demek için miydi? Yoksa, zorla birbirinden ayrılan eller miydi? İkilemdeyim burada... A şıkkı ağır basıyordu ama bundan sonraki bölümlerde daha net anlarız o el sıkışmanın, veda mı başlangıç mı olduğunu (Veda dan kastım geçmişe sünger çekmek... ve içimden bunu istesem de, mantığım bunun olamayacağını söylüyor. öff beni de ikilemde bırakıyorlar)
En büyük değişim Asi-Demir çiftinde... 9. bölümde Demir açıkça söyledi aslında, insanın duyguları böyle değişebilir mi? EVET DEMİR DEĞİŞİR. Ablan söylüyor sana, söz dinle...
Asi, yine gururlu, ama başkalarına karşı bu gururlu hali daha baskın. Demir'in yanında o gurur törpülenmiş durumda... öyle de olsun... ne çok yelkenler suya insin ne de çok gurur yapıp işler yokuşa sürülsün...
Değişim olmalı Demir ve Asi'de, bende rahatsız değilim bu değişimden. Denge çok güzel oturtulmuş... Bir anda değişmiyorlar, yavaş yavaş izliyoruz bu değişimi. değişmemesi gerekenler de hala aynı tavırlarını tarzlarını devam ettiriyorlar.
qsawe – 7 Ocak 2008
funda / 02.11.2009
 
 
Cuma günü seyrederken Defne'nin telefonunu bulma olayı saçma gelmişti. Sonra kitabın yanında görünce acaba özellikle mi yaptılar, bir şeyler mi göstermeye çalışıyorlar diye düşündüm. Saçmada olsa artık her detayı inceliyorum.
Bizim Asi kızımız İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından birini okuyor.
Charles Dickens-Hard times(Zor zamanlar)
Konusu;
Dünyasında hayale yer vermeyen Bay Grand, çocuklarını da öğrencileri gibi katı bir kuralcılık ve somut bir gerçeklikle yetiştirme telaşı gösterir. İnandığı gerçeği hayata en belirgin haliyle geçirmiş olmanın işareti olarak da kızı Louisa'yı yaşlı ama zengin Bounderby ile evlendirir... İnsanın somut gerçeklikle yetinemeyeceğini, aşk, sadakat, dostluk, ihtiras gibi duyguların insanı tamamlayan özellikler olduğunu vurguluyor zor zamanlar.
sevda123 / 7 Ocak 2008
 
Asi ve Demir'deki değişimden bahsediliyor. Evet ve Demir bile en azından kendi tarafı için bunu 9. bölümde dile bile getirdi.
Asi, Demir tarafından 9.bölümde gelmiş itiraf ve açılmaların samimiyetine inanarak 10. bölüm boyunca Demir'in peşinden gidip durdu. Ama 11. bölümde de artık Demir'in Asi'nin peşinden ayrılmaması gerekli, ihtiyacı olacak. Hoş, tüyolarda Asi'nin Demirsiz olduğu yazıyordu adliye koridorlarında. Ama ister gece camına taş atarak, ister çaktırmadan kefalet ücretini ya da paraya çevrilmiş cezasını ödeyerek, ister hukuksal süreçte destek sağlayarak bir şekilde Asi'ye 'bir şey mi oldu?' samimiyetini cevaplamalı. Nasılsa seni seviyorum gibi lafları kullanması en az bir 5 bölüm alır.
Demir, çok akıllı bir karakter çiziyor. Ama aynı zamanda da bu kadar akıllı olup ilk defa bu kadar sıkışmış durumda. Asi, onun için çıkması çok zor bir durum. İhsan Bey’in bu duruma gelmesinde tek etkili. İhsan Bey, paralarını batırmış, borç içinde yüzüyor ama hapse düşmesi de Demir'in yüzünden. Kin- öfke de bir yere kadar affedilecek. Ondan sonra da sevgi ve aşk ne kadar büyükmüş onu göreceğiz derim ben.
flytomoon / 7 Ocak 2008
usayken - MBC
 
   
Belki 20 kere izledim balkon sahnesini. Değme aşk sahnesinden daha büyülüydü o sahne. Çok abarttı demezseniz bir şey itiraf edeceğim, Pride&Predjudice daki yağmur altındaki sahne kadar etkiledi beni. Evet, Türk dizileri yabancı yapımlardan etkilenip benzerlerini yapmaya çalışıyorlar ama Asi gerçekten kurguyu çok başarılı yapmış ve tüm duyguları bizlere yansıtmakta mükemmel bir iş çıkarıyorlar. Bir rehavete kapılıp, gerek senaryo gerekse kurgu özensizlik içine düşüp bu büyü bozulacak diye aklım çıkıyor.
Bir de çekimleri çok başarılı buluyorum. Balkon sahnesinde özellikle müthişti.
bimkolik / 7 Ocak 2008
 
Aklıma bir şey geldi;
Kenan durumu artık kesin Asi'ye asılıyor ama ben Leyla'da Demir'e karşı bir şey sezmedim. Büyük ihtimal Asi yanlış anlayacak. Sonuçta bir aile olmuş onlar. Demir’in en yakın arkadaşı Kerim. Demir en yakın arkadaşının kız kardeşine o gözle bakmaz (ama baldızına bakabilir ) Leyla olayı ilk başta Asi'yi çıldırtacak ve Demir'de durumu anlayacak. (Asi'nin duygularından emin olacak. Aslında bu zamana kadar emin olmuş olması gerek. Hangi kız bir erkeğin hem dudaklarına hem gözlerine bakar. Tabi ki aşık kız. Bence Asi'nin kıskançlığı Demir'in çok hoşuna gidecek. İçimde öyle bir his var.
sevda123 / 7 Ocak 2008
 
Balkon sahnesi… Uzun zamandır beni heyecanlandıran nadir sahnelerden biriydi. Fragmanda gördüğümden itibaren güzel olacağını tahmin etmiştim ama yine fragmanın azizliğine uğrarım diye düşünmüştüm. Neyse ki böyle bir durum olmadı. Reytingler de yükselmeye başlayınca büyüsü bozulacak diye korkuyorum. Her dizi ne hikmetse ilk 13 bölümü geçtikten sonra büyüyü bozuyor. Lütfen Asi öyle olmasında inancımızı yitirmeyelim dizilere.
Gerçekten hiç abartısı olmadan, gayet zarif çekilmiş bir sahneydi. Ne itiraf vardı ne de öpüşme ama iyi ki de olmamış da büyüyü bozmamış dedirtiyor insana. Açıkçası gelecek bölümden korkuyorum. Sanki hep İhsan'ın hapis sürecini ve Asi’nin ağlamalarını izleyecekmişiz gibi geliyor. Umarım yanılırım.
gamze_yy / 7 Ocak 2008