seerose / 28.08.2009
Ben bu fragmanların esasen ne işe yaradığı konusunda derin kuşkular içerisindeyim. Bildiğim kadarıyla bunlar izleyiciye yeni bölüm hakkında fikir vermek, izleyiciyi nasıl bir bölümün beklediğini göstermek amacıyla yayınlanır. Fakat her nedense bizim dizide fragmanların işlevi daha farklı. İzleyicide nasıl yanlış bir kanı yanlış bir sanı oluştururuz. Nasıl yaparız da bölümdekilerin tam tersi bir izlenim edindiririz diye düşünülüyor bu dizide. Bu hafta dizinin son reklamından sonraki 10dkdaki sahnelerden başka bir şey yoktu fragmanda gerçi daha öncekine göre çok iyiydi. En azından bölümde olacaklara yakın görüntüler verildi ama geçen haftaki fragman bence tam bir fiyaskoydu. Tamam, izleyicide merak uyandırma isteğinizi anlayabiliyorum. Ama bu kadar da abartılmaz ki!
BestFan / 5 Ocak 2008
Süheyla- İhsan konusunda tabii ki, olasılık dahilindeki bir aldatış düşüncesi bile kabul edilemez. Benim söylediğim, geçmişte olmuş-bitmiş bir olayı hala varmış gibi dallandırıp budaklandırmanın gerekmediğiydi. Ayrıca, bir kalbin neleri, ne kadar ve nasıl taşıyabildiğini, bir yandan yaşamaya devam ederken, mutlu olmayı "öğrenmiş"ken aynı anda nasıl bir keder ve pişmanlık içinde olduğunu o kalbi göğüs kafesinde taşıyandan başkası bilemez. Elbette İhsan Bey eşini aldatmamalı -ki aldatmıyor- ama kim yarım bıraktırılmış bir aşkı gönlünden hasarsız atabilmiş ki... Akıl hafızası gel-git olabilir ama yüreğin hafızası fillerinkinden bile güçlüdür. Bence, İhsan Bey geçmişteki toyluğunun özrünü diledi ve bugünün İhsan'ının Neriman’ı sevdiğini açıkça söyledi. Yine bence bunun için İhsan Bey’e çok yüklenmenin haksızlık olduğunu düşünüyorum.
albizzia / 5 Ocak 2008
İhsan Cemal Ağaya "ben Neriman’ı çok sevdim" demişti. Demek ki evlendikten sonra sevmiş o zaman Neriman’la sevmeden beraber olmuş. Bence burada mağdur olan Neriman Hanım. Kadıncağızı "seni seviyorum" diye kandırdı büyük ihtimalle İhsan Bey. İhsan Bey hayal kırıklığına uğrattı resmen bu bölüm beni. Süheyla’nın da gözü hala İhsan’da. Çoğu yorumcu Neriman’ı çok yadırgıyor filan ama toplumdaki klasik anne tipi bence. Kızlarını iyi (genelde zengin olur) biriyle evlendirmek isteyen klasik ve sıradan anne tipi. Sanki toplumdaki anneler çok çok farklı da. modest2000 / 5 Ocak 2008 |
funda
Neriman’ın tasvip etmediğim yönleri çok ama Süheyla’nınkiler de bence daha az değil. Hele kendinde kendi geçmişi yüzünden Kerim’in hayatına, evliliğine müdahale etme yetkisini görmesi ve hala İhsan’dan bir ışık beklemesi… esas midemi bunlar bulandırıyor.
Süheyla İhsan’a “gittin kaçakçının kızıyla evlendin” dedi. Bu “ailen beni sana layık bulmadı, sen de karşı koymadın ama aldığın da bir kaçakçının kızı… O sana layık mıydı?” demek oluyor. Bence İhsan Bey’in “hata” dediği bu olsa gerek. Ailesine Süheyla için direnememiş olması. İhsan Neriman’ı ve kızlarını seviyor. Neriman’ı Süheyla’dan sonra sevdiğini şimdi öğrenmiş oldum. Süheyla içinde ne varsa söyledi İhsan’a. Eğer Neriman İhsan&Süheyla zamanında hamile kalsaydı bunu da ona söylerdi herhalde, sitem ederdi… öyle değil mi? fatma-1721 / 5 Ocak 2008
Şayet İhsan'ın şu günkü durumunu Neriman tahmin edeydi emin olun dörtnala kaçardı İhsan'dan.
Ağustos Böcüğü / 5 Ocak 2008
Süheyla Hanım’ın eşi ölmüş ama kadın hiç yas tutan bir kadın gibi olmadı. İhsan’la daha ilk buluşmada "sesimi beğenir miydin filan" demeye başladı. İkinci buluşmalarında resmen İhsan'ın ağzını aradı, geçmişte onun sevgisinden emin olmaya çalıştı. Evli bir adamla bir kadının bu tarz nostaljiye girmesi hiç hoş değil. Hele de eşini yeni kaybetmiş bir kadının. Sadece çocuğunu sormuyor, resmen nostalji yapıyor Süheyla. Demek ki Mahmut'u resmen kullanmış. Başka adı yok bunun. Adam öldüğüyle kaldı.
modest2000 / 5 Ocak 2008
Toplumumuzdaki annelerin Neriman gibi olduğunu düşünmüyorum. Şimdiye kadar kızına zengin koca arayan bir anne ile karşılaşmadım. Neriman’a da çok kızıyorum. Bu bölüm iyice abarttı. Bu kadar da olmaz yani. Tavırları sinir bozucu. Kızlarına iyi kısmet arıyormuş. Her anne kızının mutlu olmasını ister ama önce bakarlar seviyor mu sevmiyor mu diye. Bu direk iyi kısmet… Kenan iyi çocuk… oldu bu iş? Nedense kızına sormak hiç aklıma gelmedi hanımın. gülendam83 / 5 Ocak 2008 |
alıntı
Bizde mi yok ‘kadın çocuklarının iyiliğini istiyor kendi dar dünyasınca’! Ve toplumumuzda annelerin büyük çoğunluğu da çocuklarının evliliklerinde maddi refah içinde olmasını ister. Eğer Neriman zengin bir adamla kızını, adamın kötü olduğunu bile bile sırf zengin diye evlendirirse o zaman kötü bir annedir. Yoksa hem iyi karakterli biri olsun hem de maddi durumu iyi olsun ister anneler. Kimin annesi kızını iyi karakterli ve mutlaka yoksul biriyle evlendirmeye çalışır yani kaldı ki zengin insan kötü insan olacak diye bir kaide de yok.
Hem bizim toplumumuzda bırakın böyle anneleri, çocuğunu sokağa atanlar var. modest2000 / 5 Ocak 2008
Demir: Sen hala o gururlu kız mısın? Yoksa kolay bir yol mu seçeceksin?
Demir son bir defa cesaret vermek için Asi'nin kollarına dokunup onu yalnız bırakır. VEE en bayıldığım anlardan biri Asi'nin o son nefes alışı… Daha doğrusu heyecandan nefesinin kesilmesi… Aşkı anlatmanın en güzel yolu bu olsa gerek. Bu akşam romantizmi iliklerime kadar hissettim. Bunun için önce Tuba ve Murat'a sonra tüm oyunculara ve dizi ekibine, bu diziyi yapan Tomris Giritlioğlu’na teşekkür ederim. gerçek_aşk86 / 5 Ocak 2008
Aşk ve gururla karşılaştırdığımızda, Asi’yle Demir arasında olup bitenleri Defne’nin anlamaması normal. Ama Kerim’e gelince… bir kaç bölüm önceki bölümlerde Asi’nin kardeşinin konser sahnesinde Demir’in “bu yaptığınız hoş bir şey mi? sorusuna karşılık Kerim "hoşuna gitmediğini söyleme inanmam" diyordu. Bu bölüm Kenan’dan bahsederken Demir’e "senin Kenan" dedi, buradan bir şeyler anladığını anlamamız gerek ama bunlar niye aralarında hiç konuşmuyorlar, madem bu kadar yakın arkadaşlar? brokensmile / 5 Ocak 2008 |
xxdxx / 17.02.2009
Bu bölüm genelde iyinin üstündeydi. Herkesin iç ve dış dünya karmaşasını güzelce dile getirmeyi başardılar. Gelecek bölümde olacakların haberini verdiler. Demir bu bölümde duygularını çok güzel ifade etti. Adeta kendini aştı. Bir insan bu kadar mı güzel kıskanır? Asi, bize Demir’i sevdiğini, Kenan’a yalan söyleyerek ve yanından hep kaçarak belli etti. Kenan’dan gelecek hiç bir yakınlığı ne şimdi ne de gelecekte istemediğini açıkça da gösterdi. Sözler olmadan gözlerle, hareketlerle aşk sancısı çekmek, tutuşmak, birbirini arzulamak bu kadar mı güzel anlatılır. Tebrikler! İhsana kızmadım. O çok anlayışlı süper bir baba, bir koca, sadik bir dost ve eski sevgili. Hepimizin hayatında bir ilk aşk olmuştur. Kader ne yazık ki çoğu zaman herhangi bir sebepten dolayı ayırır ve ileriki bir zamanda unutturmak için karşımıza bir başkasını çıkarır. 20 sene sonra bu kişi karşımıza çıksa her ne sebepten dolayı olursa olsun insan görmek ister. Hem kendini hem de karşısındakini, sorgulamak ister. Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını bile bile ayrılığın sebeplerini araştırır. Bu konuşmalar sadece sözde kalırsa herkes ait olduğu yeri bilirse bence kimseye zararı olmaz. Süheyla da çocuğu bahane edip İhsan’ı görmek istiyor. Geçmişte yaşadıklarının tek taraflı olmadığını, İhsan’ın da kendisine aşık olduğunu adı gibi biliyor. İkide birde İhsan’ın karşısına çıkıp İhsan’ın duygularını alt üst etmek istiyor. Bence bunun tek cevabi çocuk İhsan’dan. Kenan in Almanya’daki işlerinin bozuk olduğunu hiç de göründüğü gibi zengin olmadığını bu bölümde bize duyurdular. Gelecek bölümde Dede bunları açığa çıkaracak. Kenan da böyle paldır küldür ne Asi’yle ne de diğerleriyle bir yere varamayacağını anladı. Şimdilik yenik durumda. Gelecek bölümlerde ince planlar yapacak. Dedenin madamı bile yaralı çıktı. Dedenin önemli bir şahsiyet olduğunu anladık. Dedenin her yerde eli var, kolu çok uzun. İhsan’ı şikayet eden de dede. Gizli buluşmanın faturası. Kızı ve torunları hayattaki tek canları. Onlar için yapmayacağı yoktur. Bence bu dededen İhsana bir uyarısıydı. Dedenin gönlünün tek damadı Demir. Has torununa yakıştırdığı müstakbel eş adayı Demir. masaya gelip dolaylı yoldan anlatmasından, Demir’i ikaz etmesinden, kız Kenan’a gidiyor elini çabuk tut, demesinden belli etti. Hoş İhsan’ın da gönlündeki damat Demir… de… ama bir türlü kendi kendine itiraf edemiyor. Neriman tam babasının kızı. Bunu kuaförde bize gösterdiler. Saf görünümün altında çok kararlı bir kişiliği olduğunu… dediğini yaptırabilmek için her yolu deneyen birisiymiş. Neriman artık gerçek yüzünü göstermeye başlayacak. Gelecek bölümlerde İhsan’la anlaşmazlıkları çoğalacak. Kerim çok doğal oynuyor. Defne ve Kerim’in ilişkisi artık belirlendi. Benim de keşke Kerim gibi bir can yoldaşım olsa. Cevriye’nin gitmesi Aslan’a yaradı. Gözleri açıldı, Melek’i gördü. Şimdi de Melek modunda. Gerçi Demir’den tırsıyor ama yine de umarım kıza bir fenalık yapmaz da değişime uğrar, aşık olur, evlenirler. Gelecek bölümde ikisini daha çok göreceğiz. İleriki bölümlerde artık enerji işi açığa çıkacak. Dedenin istediği de bu. Yoksa Demir’le Asi hep böyle açılışlarda, konserlerde ve yemekte ancak göz göze gelirler. Bence gelecek bölümde Asi de Demir’i babasından dolayı suçlamayacak ve yardımını seve seve kabul edecek. pelikan / 5 Ocak 2008 |
funda / 20.03.2009
Çok süper bir bölüm değildi ama güzeldi.
Her şey yerli yerindeydi. Bir dizide beni en çok rahatsız eden şeyler olan gereksiz kasavet, gereksiz ve zoraki gerilim olmadığı için ayrıca beğendim. Asi ile Demir arasında çok güzel bir elektrik oluştu. Bunu bize çok çok inandırıcı bir şekilde anlatan oyuncuları, senaristi ve yönetmeni saygı ile selamlıyorum. Demir ve Asi, çok güzel bir aşk yaşıyorlar ve bize de yaşatıyorlar. Kıskançlıkları, sevdaları, gururları çok naif bir tarzda işleniyor, memnunum. Özellikle Asi karakterindeki o yumuşak değişimi çok sevdim tam bir aşık kadın havasına büründü. Sakince ama olabildiğince duyarlı, şefkatli. Ermeyesice Alaman Kenan’la dansını kısa tutması, Demir’e verdiği önemi biraz daha belirginleştirdi. Demir’in kıskandığını hissetmesi ve anında Demir’in yanına gitmesi, gözlerinin içine nerdeyse yalvarır gibi bakması, benim yüreğime işledi. Demir’in sırf kıskandığı için kendisini hırpalamasını bile anlayışla karşılamaya çalıştı. Çok beğendim. Ama Demir’in o balkon sahnesinde Asi’ye bakışı nasıldı; gözleri şaşı oldu. Demir’i de Asi’yi de çok beğendim. Aşkın yakıcılığını, çekiciliğini, gönül işçiliğini ağız tadı ile yaşadım. Kozcuoğlu ailesini, aile yapısını da beğendim. Kız kardeşlerin kendi aralarında güzel uyumları, anne -baba ile muhabbetlerini çok beğendim. Böyle güzel geçinen ailelere bayılıyorum. Neriman da çok beğendim. Telaşlı ve uyanık geçinen hallerini belli ki okumamış ama nazenin bir ev hanımı hallerini sevgili Nur Sürer çok güzel yansıtıyor bize. İhsan ne kadar iyi niyetli olsa da aşırı, bencillik düzeyinde bir gurura sahip. Evlatları ve eşi ile iyi geçiniyor olması maalesef bu bencilliğini örtemiyor. Zaten Süheyla’da dedi "asıl mesele sen beni kendine yakıştıramamıştın", evet hala burnu Kaf dağında İhsan’ın. Neyse ki kızlarına karşı çok sevecen bir baba. Kaf dağı demişken Asi’ye döneceğim yine. Defne ne kadar zarif giyiniyorsa Asicim o kadar berbat giyiniyor. Hele Defne, Neriman, Kenan buluşması için şehre inerken şal bağlama şekli beni güldürdü. “hey yavrum hey" dedim. Giyim tarzı; Ruslarla savaşa giden şeyh şamilin cengaverleri gibi. Ama nedir, Defne’nin ve Asi’nin şal kullanmayı tercih etmelerini içten içe sevinçle karşılıyorum. Güzel, zarif hanımlara şal yakışır tabii.
Melek... Melek... Melek... Melek. Çok ama çok sevdim ben bu kızı. Su gibi, ışık gibi, gökyüzünün mavisi gibi, toprak kokusu gibi, yaprak kokusu gibi, çimen yeşili gibi bir kız Melek. Ses tonu, konuşma stili, bakışları, niyeti. Her şeyi ile çok yalın ama bir kumru gibi çok sevilesi... bütün güzellikleri bünyesinde toplamış. Huzur veriyor içime Melek’i izlemek. abisinin kınalı kuzusu. Demir de ne çok seviyor Melek’ini. Asi’ye yeni işçiden memnun musun demesi de ayrıca çok hoştu. Cemal Ağaaaaaa......... Bütün kelimelerin kifayetsiz kaldığı yaşlı ve hain kurt… söğüt / 5 Ocak 2008 |
seerose / 18.10.2010
Cemalin Süheyla’ya laf sokması yerindeydi. Genç kız gibi kapı aralarında buluşmak, küllenmiş sevdaları eşelemek için mi geldin demesini beğendim. Fazlası ile hak etmişti. Kerim’e Defne ile evlenecek diye bizi Kozcuoğluları ile içli dışlı yapacaksın diye kızan tebrik etmeyen Süheyla İhsan açılsa bugün Kozcuoğlu olmaktan çekinmez.
Demir’e ablamın ve oğlumun intikamını alacam bu davayı sen bıraksan da ben bırakmam diyen Süheyla, kimden alacak bu intikamı? Defne ile Asi’den mi? GÜLBEYAZ76 / 5 Ocak 2008
Kenan'ın Asi'ye olan ilgisi belli ancak benim aklıma bir şey daha geliyor, sanki onları bu maddi sıkıntılardan da kurtarmak ister gibi bir hali var. Yani Asi'nin karşısına geçip böyle bir şey der mi bilemiyorum? Ama iki günde evlenmek istemesi bana bunun arkasında da başka şeyler olabileceğini hissettiriyor.
Demir, Asi'yi deli gibi kıskanıyor. Danslarından çıkarttığı anlam ise biraz abartılıydı. Aslında Asi Demir'i zorluyor. Demir nereye gitse hemen arkasında ve ondan bir şeyler duymayı istiyor. Demir'de her defasında ona o hayran gözlerle bakıp bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Aslında konuşmadan daha güzel anlaşıyorlar. İhsan Amcam çok inatçı. Eğer Demirleri dinleseydi belki dün o utanç verici tabloyu yaşamayacaktı. Sanırım Demir onu bu durumdan kurtaracak. freelion / 5 Ocak 2008
Asi, Melek için “hepimiz onu çok seviyoruz” dediğinde Demir Asi’ye öyle bi baktı ki, “Ben de seni çok seviyorum” demek ister gibiydi... sonra o pastanenin önündeki sahne Asi’nin saçlarını savurup gitmesi!
özge:(:( / 5 Ocak 2008
Dans sahnesinde Asi Demir yapma deyip duruyor ama gözleri “öp beni öp beni” gibilerinden bakıyor. Asi’nin Demir’e karşı duruşu ne olacak merak ediyorum! ohanges / 5 Ocak 2008 |
funda / 05.06.2010
Asi Demir'den uzak duramıyor, kafasında kızsa da üzse de hep o var. Balkona yanına gitmesi, Demir'in canını sıkan şeyi öğrenmek mi yoksa Kenan'la yaptığı dansın kendisi için bir anlamı olmadığını mı söylemekti, bilemedim! Kızcağız çok iyi niyetli, kıskandırma filan gibi ucuz numaraları yok... Demir de dürüst o da kıskandığını saklamadı...
Bu bölüm gözümüze o kadar sokmalarına rağmen İhsan Bey iyi bir aile reisidir, iyi bir babadır. Ben de kabullenemiyorum. Kızının elindeki çiziği, diğer kızının saçını kurutmasını isteyen bir baba, kendisine yapılan uyarıları bu kadar kulak ardı etmemeliydi. Gençler hata yapabilir ama anne babaların bu lüksü yoktur... siyah-beyaz / 5 Ocak 2008
Harikaydı! Her şey çok güzeldi. Bir insan bu kadar mı güzel kıskanır! Valla Demir’e aşık olmamak elde değil. Dans sahnesi çok yerinde ve güzeldi. Demir’in ağzından dökülenler Asi’nin bakışları aralarındaki aşkın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Yönetmen ve oyuncular ve tabi ki senaristler tutkuyu, arzulamayı, kıskançlığı öyle güzel ifade etmişler ki ben ekran başında eriyip bittim. Murat ve Tuba’ya diyecek kelime bulamıyorum. Ben hiç kimseyi bu kadar yakıştırmamıştım! Özellikle şu eldiven sahnesinde sanki iki sevgilinin atışmasını görmüş gibiyim. Ama en gıcık olduğum nokta Demir ile Asi arasında adı konmuş bir ilişki var da herkes ona göre davranıyor gibi. Ama kimse bunu dile getirmiyor. Örneğin Kerim’in Demir’i Kenan konusun da uyarması, tarlada Melek ve Sevinç’in onları yalnız bırakmaları.
TUBASİ / 5 Ocak 2008
Demir’le Asi’nin arasındaki etkileşime bayılıyorum. Herkesin sırası belli. Kimin ne zaman trip atacağı belli. Herkes görevini biliyor. Biri delirmişken diğeri alttan alıyor. Arada trafik karışıyor birbirlerine giriyorlar. Ama olsun o kadar. O da işin tuzu biberi. Özellikle Asi’nin Demir’in peşinden koşması, ona karşı yumuşak davranması çok hoşuma gidiyor. Neden acaba gamze_yy / 5 Ocak 2008 |
bimkolik / 08.01.2008
Bu dizide karakterlerin hepsinin ayrı bir rengi var. Ve o rengin açıklı koyulu tonlarıyla karşımızdalar. Derinliği var karakterlerin, öyle basit, sığ değil, güzel işleniyor karakterler. Her birine ayrı ayrı özeniliyor belli. Bir karakter morsa mor ve tonları oluyor, asla bir anda turuncuya dönmüyor. Aşkını da, sevincini de, kıskançlığını da tam o karakterden beklenen tarzda görüyorsun. Ayrıca çok da enteresan tiplemeler var dizide. Mesela Cemal Ağa bunlardan biri. her bölümde beni 90 dan vuracak nitelikte oluyor. Gece yemekte, Kenan'ı pek tutmamasına rağmen Asi'yi dansa kalkması için teşvik etmesi, sonra Süheyla'nın yanına gidip orada Demir’i kışkırtması falan tam ondan beklediğim ve hoşuma giden sahnelerdi. Aslında Kenan gibi birini Asi'ye hiç yakıştırmıyor, sanki orada Demir’e elini çabuk tut mu demek istedi ne? İnceden Demir’e bir hayranlığı var gibi. Bu bölüm en beğendiğim sahnelerin başında Demir'in tarlaya gidip Melek'le yaptığı konuşma oldu. Melek tam anlattığın gibi duru, bir su damlası kadar berrak, kalbinin saflığı yüzüne, sesine yansımış biri. Demir'in o sert ve duygularını belli etmeyen yüz ifadesinin Melek'e bakarken ve ona sarılırken yumuşamasına, onu kırmamak için kelimelerini özenle seçişine, gözlerindeki şefkatin Melek'i sarıp sarmalamasına, tam bir ağabey, yol gösterici gibi kardeşinin arkasında dimdik duruşuna hayranım. Teyzesinden izin alması için bile yol gösterdi. Çok tatlıydı orda çok. Gelelim meşhur dans sahnesinin evveline. Cemal Ağa, zaten Kenan’ın Asi’ye olan ilgisinden deliye dönmüş ama çaktırmayan Demir’i, İhsan'ın borçları yüzünden böyle bir evliliği destekleyeceğini hatırlatarak iyice çıldırttı. Çok hain kurt bu bizim Cemal Ağa. Asi’nin babasının borçları yüzünden, sırf onu üzmemek adına, ne kadar ağrına gitse de işçi olarak Demir’in yanında çalışmayı kabul ettiği gibi, atından ayrılmayı göze aldığı gibi bu evliliği de istemeye istemeye kabul edebileceğini hatırlattı Demir'e. Fitili tutuşturup kalktı masadan. İyi de oldu, yoksa dans sahnesi olmazdı. Kurgu gerçekten hoşuma gidiyor bu dizide. O ne güzel delen, yakan kıskançlık bakışlarıydı öyle! Asi’nin de rahatsız olduğu, her dönüşünde gözlerinin Demir'i araması, kendisini yanlış anlayacağından korkmasının verdiği yüzündeki panik ifadesinin abartılmadan yansıması, bu sahneye daha fazla dayanamayıp kendini dışarı atarak tavrını göstermesi. Asi'yle aralarındaki adı konmamış ilişkilerinde yine sessiz bir şekilde anlaşmaları. Ve mesajı alan Asi'nin bir bahane ile dansı sona erdirip kendini Demir’in yanına gitmekten alıkoyamaması, hepsi çok güzel kurgulanmıştı. Ve tabii balkondaki sahne Ne ağdalı aşk replikleri, ne de tutku adına hoyrat davranışlar. Kıskançlıktan deliye dönmüş olsa bile kabalıktan eser olmadan ölçülü dokunmalarla ama bir o kadar da insanın içine ok gibi saplanan sözlerle tutkunun yoğunluğunu iliklerime kadar hissettiğim sahneydi. Tam Demir ve Asi’den beklediğim dozdaydı her şey. Daha fazla açılmaları bence büyüsünü bozardı bu tutkulu aşkın. Bütünüyle tam kıvamındaydı her bir replik, her bir bakış. Oyuncuları ve ekibi kutluyorum. bimkolik / 5 Ocak 2008 |
funda / 04.11.2009
Melek ve Aslan ne güzel anlaştılar değil mi? Aslında Aslan ilk başta köylü kızına yaklaştığı gibi yaklaştı Melek’e ama sonra Melek’in kolunu fark edince utandı sanki. Sonrası da çok hoştu kanlarımı kaynadı birbirlerinden hoşlandılar mı bilemiyorum ama çok hoş bir ikili oldular bence.
GÜL GÜZELİ / 5 Ocak 2008
Reytingler belli olmuş arkadaşlar, dünkü bölüme yakışır reytingler almışız, ab grubunda 2. totalde ise 1. olmuşuz, gözümüz aydın.
kardelen2086 / 5 Ocak 2008
Asi' de, ya Aşk yolu filminin müziklerini ya da Ihlamurların müziklerini duyuyoruz. Böyle olmamalı, her dizinin kendine özgü müzikleri olmalı.
Neslihan17 / 5 Ocak 2008
Bir kaç bölüm önce Cemal Ağa’nın kapısında İhsan, “ben Neriman’ı sevdim... nasıl böyle düşünürsün?” tarzı laflar etmişti. Sonra sanırım aynı bölümde Neriman İhsan’a “benim için az mı bekledin sende kapı önlerinde” demedi mi? Böyle bir durumun üstüne bu bölümde kalkıp İhsan’ın “ben Neriman’la bir ömür geçirdim alıştım, sevdim...” demesi bana saçma geliyor biraz. Neriman karakterini sevmem ama... 9 bölümdür sevilen kadınken bir anda alışılan kadın oldu... Süheyla aşk kadını oldu!
asnim / 5 Ocak 2008
Bazı şeyleri çok yavaş bazı şeyleri çok hızlı ilerletiyorlar. Eğer sadece müzik eşliğinde görüntüler geçecekse bari en azından Asi ve Demir’in birbirini düşündüğü zamanları gösterin. Demir bu hiç mi kendini sorgulamaz kendi başına kaldığında. Bana ne oldu neden böyle hissediyorum gibi düşünmez mi? aynı şekilde Asi de! Hep birileriyle görüyoruz onları. Tek başlarına birbirlerini düşünürken hayal kurarken de görmek istiyorum. Özellikle ne zaman aralarında bir yakınlaşma olsa araya bir şey giriyor, konu dağılıyor, yaşadıkları şeyi düşünme fırsatları olmuyor. Aynı şekilde dans sahnesi oldu akşam. Ben şahsen gece tek başlarına kaldıklarında bunu düşündüklerini görmek isterdim. Ne olurdu polisler sabah gelseydi İhsan’a ve Demir’le Kerim işe giderken görseydi o şekilde müdahale etselerdi? Vamos / 5 Ocak 2008 |
ÖZLEM
Benim ise en beğendiğim sahnelerden birisi İhsan ile Süheyla’nın konuşmaları idi. Onların ikisinin yarım kalmış aşkı Demir ve Asi’nin ki kadar ilgi çekici. Ayrıca dizinin başında İhsan’ın Süheyla’nın fotoğrafını görünce gösterdiği tepki ve daha sonraki bazı repliklerde İhsan’ın Neriman’a değil Süheyla’ya aşık olduğunu gösteriyordu. Neriman’a hissettiği ise beraber yaşamaktan kaynaklanan bir sevgi ve hatta alışkanlık. Bunu diziye çok güzel yansıtmışlar.
zeynepyy / 5 Ocak 2008
Defne ve Kerim için kullanılan "yapay" tabirini çok yersiz buluyorum. İki oyuncu da duyguları hissettirmede son derece başarılı. (özellikle de Selma Ergeç çok iyi bu konuda). İzleyicinin fazla benimsememe sebepleri entrikasız, aşırı gürültüsüz aşk olması hasebiyle bence. Ya da ne bileyim gereksiz tirpler atmamaları, patavatsız konuşmamaları, konuşurken çam devirmemeleri olabilir. Dizide fazla da yer bulmuyor ama izlerken sıkılmıyorum.
Asi ve Demir cephesinde ise özellikle Demir'i (yani Murat Yıldırım'ı) çok başarılı buluyorum. Aşkı fazla sulandırmadan senaristlerin sunmasını ümit ediyorum. Yalnız sırf Aşk ve Gurur'a benzetecekler diye Kenan gibi Türk dizi tarihinin en zorlama ve en itici karakterini diziye dahil etmeleri ile benden kocaman bir eksi aldılar. Dizideki favorim Cemal Ağa. (Kesinlikle Tuncel Kurtiz üstadın önünde şapka çıkarmak lazım). Ayrıca da İhsan'a gol attıkça (ben mi kötüyüm bilmiyorum ama) acayip seviniyorum. forever_bim / 5 Ocak 2008
"Asıl beni kendine layık bulmayan sendin"
"O güzel sesini, güneşten yanmış yüzünü unutmadım" "Kalbimdeki sesini kimse alamadı" Oyy oyy aşka bak! Ahh ahh acı ama gerçek gibi bir şey oldu bu! Üzülsem mi sevinsem mi anlamadım, harika bir çıkmaza soktular bizi? YONCA_ÇINAR / 5 Ocak 2008
Süheyla - İhsan çiftinin küllenen utanç verici aşkları. İhsan amca eşini sevse de sevmese de gururlu bir insansa eski aşkına bu sözleri hala evliyken, bir de o ses tonuyla söyleyemez! Yalnız ve gizli buluşmaları hata başta. Çok canım sıkıldı bu sahnelere, ayıplıyorum. Bir de Süheyla’nın elinin elinden kaydığı andaki tavrı falan. Asi bunları öğrenmesin. aasiii / 5 Ocak 2008 |
usayken - MBC
Ortada herhangi bir aldatma yoktu. Demir ile Asi’nin evlenemeyip yıllar sonra bu tür bir konuşma yaptıklarını bir düşünün isterseniz. İhsan Süheyla bir beraberlik yaşamıyor. Üstelik ne şartlarda ayrıldıkları düşünülürse de bu konuşmayı yapmayı her ikisi de hak ediyor. Karısına ise herhangi bir kötülük yapmıyor. Ayrıca Süheyla’ya karısını sevdiğini de açıkladı.
Hayat çok değerli bir kez daha yaşanmıyor. İhsanla Süheyla’ya bir konuşmayı niye çok görüyoruz anlamadım. Ben şu anda onların birbirleri konuşmalarını neler olup bittiğini anlatmalarını dizideki diğer aşklardan daha merakla bekliyorum. Bence en az onlar kadar hak ediyorlar hayatları ve duyguları hakkında konuşmayı. zeynepyy / 5 Ocak 2008
İhsan Bey e de çok kızmıyorum... geçmişte olanları hiç birimiz bilmiyoruz. İhsan sonuçta sanırım Neriman’ı tanımadan önce Süheyla’yla bir şeyler yaşamış. Sevmiş, aşık olmuş çok belli artık. Ama ikisi de gençmiş ve o durum, ortam, aileler, baskılar nasıldı nasıl gelişti daha tam olarak bilmiyoruz hiç bir şeyi. Ve İhsan bazı sebeplerden dolayı Süheyla’yla olamamış Neriman’la evlenmiş, karısını da sevdiğini inkar etmiyor üstelik. His ve yaşam konusunda harcanan bir karakter İhsan. Babasının hatalarının bedelini ödemiş, hala da ödüyor. “hala da unutmadım” derken o kadının başına da neler geldi? Daha ortaya dökülecek çok şey var. Hesabı yavaş yavaş paylaşıyor gibiler. Genç olmuşlar, iki arada bir derede yüreklerine bir şeyler düşmüş olabilir diyorum ben. İlk aşk belki. Yıllar sonra da olsa konuşulmaya gerek olan bir şeyler paylaşılmış... artık kimseye zararı olmaz bu geçmiş aşkın ama... hislere bazen hükmedilmiyor işte! Kaldı ki kadının çocuğu hiç edilmiş ve bunu yapmaya ve saklamaya mecbur kalan da İhsan. Yükü çok ağır her konuda. Karısını da sevdiğini inkar etmiyor. Olabilir diyorum ben.
Elaaya / 5 Ocak 2008
Geçmişteki aşklarından söz etmiyorum. Utanç verici olarak nitelediğim dün akşamki halleriydi. İhsan daha doğrusu evli bar adam, o sözler söyleyemez. Ben bunu kabullenemiyorum asla da kabullenmeyeceğim. Asi geçmişte yaşadıklarına çok tepki vermese de, Cemal Ağa’nın gördüklerini görseydi, ne düşünürdü? Eğer gerçekten asiyse babasına kızardı ki bunun için Asi veya keçi olmaya gerek yok. Adam evlendiyse, o aşkın küllenmesine izin vermeli. Aşık ses tonuyla geçmişten söz etmemeli! Karısından gizli iş çevirmemeli. Ne yapacaksa karısının haberi olduğu halde yapsın. Aşk ne kadar büyük olursa olsun, evli bir adam bu aşkı gömdüğü kalbinden asla geri çıkarmamalı. Anladım ki aşkı yeterince gömememiş kalbine… bir de gururluymuş… Peeehhhh! aasiii / 5 Ocak 2008 |
funda / 21.01.2008
Kendi adıma İhsan konusunda hayal kırıklığına uğradığım bir bölümdü. Koskoca insanlarsınız konuşacak bir konunuz varsa gidin bir restoranda oturun derdiniz neyse konuşun .Liseli aşıklar gibi gizli gizli buluşmalar, tenhada eski aşkı yad etmeler daha da kötüsü Neriman’ı sevdiğini söyleyen İhsana Neriman’la ilişkisini bir anlık hata olarak yorumlayan İhsana kızgınım.
GULBEYAZ76 / 5 Ocak 2008
Haklısın ama restorana gittiklerini düşün… İhsan tanınan birisi, konu komşu sence ne der? Alın işte dedikodu bence kimsenin görmemesi için öyle bir yere gittiler. Yoksa bunu akıl edemeyeceklerini düşünmüyorum.
YONCA_ÇINAR / 5 Ocak 2008
Dizinin en başında Kenan-İhsan konuşmasından sonra salondan ayrılırlarken Demir’in merdivenlerden çıktığını gören Asi heyecanlandı. Demir yüzüne bile bakmayınca Asi’nin üzüldüğü sahneyi çok beğendim... Demir, evet senin orda olduğunu biliyorum ama bakmıyorum, kızgınım… tavrı çok güzeldi. pest / 5 Ocak 2008 |