Bir bütünün uyumlu parçaları gibi bu sevdanın tutkunları. Birbirlerini hemen anlıyorlar, karşıdaki kişi o cümleleri kurarken ne hissediyorsa, aynısını alıp ruhlarına katabiliyorlar sanırım. Bu çok özel bir bağ bence. Çevremizdekilerle, sadece kelimelerle değil bakışlar, mimikler ve vücut diliyle de konuştuğumuz halde anlaşamıyoruz, derdimizi anlatamıyoruz çoğu kez. Ama burada insanlar birbirinin ruhuna dek ulaşabiliyor hem de sadece satırlarla...
(ribelle, asi-dizi.com, e.min yorumlar,10.07.2009)
Ben beklemedim,
O da gelmedi
Ölüm gibi bir şey oldu.
Ama kimse ölmedi"
...
Asi buluyor Asya’yı sonunda... ama habersiz... kıl payı kaçırıyor Demir’i... Demir’de saçlarından rüzgar geçen kadınını... Asi bir elinde, daha demin Demir’in tuttuğu horoz şekeri, diğer elinde kızının kenetlenmiş parmakları ayrılıyor bayırdan... horoz şekerinin sapında buluşan dokunuşları seneler sonra ilk bağları oluyor"
Yüreğinize sağlık... O yüreğe çok iyi bakın lütfen... Dünyanın en güzel hazinesi sol tarafınızda bir yerde sıcacık atıyor...
Tüm inandıklarımıza sizin gibi sarılabilsek, derin derin duyabilsek keşke onları... Yaşama, acıya, sevgiye, aşka, hayallere ve hayal kırıklılıklarına dokunabilsek... Hepimiz bir yerinden dokunuyoruz hayata, ama sizinki öyle özel bir dokunuş, öyle güzel bir yürek ki... Ucundan kıyısından o yüreğe dahil olmak nasıl da mutlu ediyor bizleri baksanıza...
Okuduğum bu beş bölümde de, gerçeklik duygusu, o tuhaf doymuşluk hissi hiç değişmedi sevgili e.min... Beni doyuran duygular bu sefer daha farklıydı ama, onları okuyarak yaşama halinden hiçbir şey kaybetmedim...
(ribelle, asi-dizi.com, e.min yorumlar,19.07.2009)
Kısa bir süre uzak kalacağım gizli bahçemden… Üzerime farklı bir şehrin yağmurları yağsa da, biliyorum ki imkansız kendimi başka yağmurlara bırakmam. Gittiğim her yerde benimle olacaklar; denizde, toprakta, nehirlerde, doğanın tüm renklerini almış tarlalarda, başı yemenili köylü güzellerinde, at üstündeki delikanlılarda onları göreceğim hep.
Şimdiye kadar okuduğum tüm bölümleri yazdırıp dosyaladım. Bu tılsımdan uzakta kalmaya hiç niyetim yok. Kulağımda Asi’nin müzikleri, Asi gibi, keçinin bile tırmanamayacağı yerlere çıkıp gizli bahçemle baş başa kalacağım. Onları, satırlarındaki büyüyü doğada yaşamanın tadı çok başka olacak eminim. Asi-Demir aşkı doğayla bir bütün halindeydi hep benim için. Yağmur demek, toprak demek, su demek onlar demekti. Belki de bu aşktaki doğallık, “doğadan”lıktı beni çeken nedenlerden biri de.
Bu gece kendime birazcık torpil yaparak, ilerilerden 65. bölümü okuyorum. Sonundaki o dans beni alıp götürür; arkadaki masal gibi müzik, tüm dünyayı o an silen Asi ve Demir… Bakışlarıyla, dokunuşlarıyla, sözleriyle benim için çok özeldir o sahne. Daha önceki bölümleri okurken de aklımda hep o dansı “e.min”ce yaşamak vardı, bu yüzden yol öncesi kendime en güzel hediyeyi verdim sanırım bu bölümü öne alarak.
Yine ruhum doydu okurken. Yine mutlu oldum, güldüm nedensizce. İnsanları etkilemek olasıdır, bazen kendine bağlamak da kolay olabilir hatta… Ama gerçek anlamda kalbe dokunmak her yiğidin harcı değildir sanırım. Sen bizim yüreklerimize, ruhlarımıza açılan ve çok az kişinin keşfedebildiği bir geçidi buldun, içini sıcacık sevgiyle, aşkla doldurdun. Bize, ne zamandır yitik bir duygu dünyasını armağan ettin… Beni günlük hayatın o sıkıntısından, basıklığından, monotonluğundan, insanların düşüncesizliği ve kırıcılığından koparıp aldığın, dünyanda sevgiyle sarmaladığın için bir kez daha sonsuz teşekkürler…
Bitirmeden önce, şu son paragrafını alıntılamak istiyorum sevgili e.min . Sözlerimin tükendiği yerde onlar konuşacak yine…
“Hani teddütler içindeydim ya... sormuştum.... ne daha çok yakışıyor kararsızım ... “gözleri gözlerine mi, elleri yüzlerine mi, gözleri dudaklarına mı? Dudakları dudaklarına mı? Aşk, gurur, öfke, inat örgüsünde... ilmek ilmek dokudukları bu ilişkide ... henüz onlara yakışmayan tek bir şey görmedim. Sevişmekde yakışıyor onlara...” diye. Artık e.minim... biliyorum... herşey dengi dengine... elleri ellerine, dudakları dudaklarına, gözleri gözlerine... uzun zaman olmuş, tenleri de girmiş işin içine... ayrım yapmaksızın... onları yakıştırıyorum birbirine bütünüyle... ayrılıklarında bile bir güzellik buldum ama uzak dursun ne olur ölüm... bir tek onu yakıştırmam olanaksız bu sevgiye..”
(ribelle, asi-dizi.com, e.min yorumlar,23.07.2009)