|
funda
Ayyy ayyy… O ne biçim bakışmalar, nasıl gülüşmeler.
Yemin ediyorum izlerken ağzım açık yüzümde kocaman bir tebessümle izledim. Ay çok tatlı bunlar harikaaa harikaaaa! medsul / 18 Ocak 2008
Bence de muhteşem ötesi bir sahneydi.
Asi Demir in ilgisinin çok farkında davrandı, Ama biraz sonra unutabilir ne de olsa biraz balık hafızamız var. yıldız3 / 18 Ocak 2008
Birinci reklam. Şu ana kadar çok keyifliydi. Aslan'ın kasaplık mesleğindeki üstün hünerini psikopat ruhuyla bütünleştirerek Demir’in elini kestikten sonraki Asi-Demir yakınlaşmaları çok hoştu. Özellikle Asi'nin Demir'in eline dikiş atması için arkadaşı Tarık'ı (bu ismi duyunca içim burkuldu ) arayıp yanımdaki insan deyişinde koptum resmen. Sadece ben değil Demir de koptu ve sonrasında dikiş atılış esnasında yaşananlar. Asi sargı bezini sararken Demir'in ona bakışları. Demir'in e Aslan haklı herkese bıçak sallamakta 4 kıza mukayyet olmak kolay mı hele ki hepsi birbirinden güzelken dedikten sonraki Asi'nin dumur olmuş suratının hali, Demir'in bu sargı bezi sıkı değil bir daha sar deyişi. Demir gayet iyi kur yapıyormuş canım! Ha bir de, hakikaten bu bölümde çenesi düştü bu çocuğun
cave77 / 18 Ocak 2008
'' Demir Bey’in keyfi yerinde. '' Nasıl da kıskanırmış hiç de belli etmiyor. Bu nasıl bir bölümdür böyle ya her sahne süper! Böyle devam etsin.
hellosunshine / 18 Ocak 2008
İkinci reklam.
Pesss, ben bu Kenan'a pesss diyorum üçkağıtçının önde gideni. Asi: Elektrik faturamızı yatırmışsın. Çok teşekkürler Kenan: Elektrik mi? Haa elektriği geçelim canım… Allahım adam resmen her şeyin üstüne oturuyor. Sinirden çatladım. Son sahnede sinirden çatlayan biri daha vardı o da Asi. Vallahi Leyla'yı boğacakmış gibi baktı. Acayip derece kıskandı ama hak ediyor canıma değsin. Babam için her şeyi yaparım Defne ama Demir'den asla para istemem. İyi git Kenan'dan iste o zaman. Adam 500,000 YTL’yi duyar duymaz bile çok para dedi. Allah bilir cebinde 500 YTL bile yoktur. cave77 / 18 Ocak 2008
İhsan, Neriman’ı seviyor. Ona bakarken ki gülümsemesinden çok net anlaşılıyor. Doğrusu buna sevindim. İhsan’ın Cemal Ağa’ya çıkışmasından Asi aklıma geldi. Kısaca babasının kızı dedim.
medsul / 19 Ocak 2008
İhsan Bey’in para için “kimseye boyun eğmeyin” demesi de çok iyi oldu. Böylece Kenan o teklifi yapsa da Asi babasını hatırlayıp hiç düşünmeden hayır diyebilir.
hellosunshine / 19 Ocak 2008
Çok güzeldi, mükemmeldi, inanılmaz derecede iyi kurgulanmış bir bölümdü, birkaç ufak hata hariç o da olur yani doğaldır. Özellikle bu bölümde Aslan'ın zekâsına hayran kaldım. Serseri kontrol edilemeyen bir öfkeye sahip ama çok akıllı bir oğlan. Şu an Demirle birlikte kafası en çok çalışan kişi. Ah ne olurdu Asi de şu duygularını bir kenara bırakıp aklını kullansaydı. Tamam, belli oldu evet demeyecek ama o sahnede hala şu durumda babamın vereceği karar önemli demedi mi. Pesss yani bu kadar da olmaz dedim. İçeride olan bir adamın vereceği bir kararın ne önemi olabilir. Bu adam o zaman hapisten çıkmak istemiyor. Kenan’ın 5 kuruşluk yardımlarına el açıyorlar ama Demir olunca cık cık cık. Kozcuoğlularının vazgeçilmez gururu bir tek Kenan boyun eğiyor. Neyse sabır sabır.13.bölümde o Kenan'ın gözünde morluklar görmek istiyorum böyle büyük büyük morluklar.
ceve77/ 19 Ocak 2008
Süper bir bölümdü. Çok akıcı geçti inanılmaz heyecanlıydı bu bölüm ve her sahne çok iyi ayarlanmıştı. Her şeyi bozan Kenan ve Leyla’ydı. Tabi Kenan’la kimse boy ölçüşemez bu konuda. Aslan bile içindeki psikopatı durdurup Asi’ye karşılıksız yardım ederken pis Kenan hemen fırsattan istifade deyip kıza sahip çıktı. Nasıl bir insandır bu ya da gerçekten insan mıdır bunu düşünüyorum. Son sahneye bayıldım resmen o göz göze gelişleri Asi’nin çaresizliği Demir’in Asi’nin gözlerinde beklediği cevapları bulmak istemesi çok güzeldi. Ve “ben gelmeden hiç bir şey yapma, beni bekle Asi” demesi çok hoştu. Asi’yi de çok etkilediği belliydi. Her şeyiyle süper bir bölümdü. Ah bir de şu Kenan olmasa!
hellosunshine / 19 Ocak 2008
Nasıl bir bölümdü, nasıl geçti anlamadım arkadaşlar! Ne yazacağımı da şaşırdım Defne’nin Kerimlerin yanına gelip Kenan’ın niyetini söylemesi ve bunun sonunda Demir in bakışları ve o etkileyici müzik. Pansuman sahnesi, harikaydı, Demir nazlı çocuklar gibiydi, süperdi tek kelimeyle süper. Süheyla desen hala İhsan’a aşık, her halinden belli zavallı en az ailesi kadar üzülüyor. kardelen2086 / 19 Ocak 2008 |
usayken
Dizide şimdiye kadar hiç olmamış bir sürat hiç olmamış bir aksiyon vardı bu bölümün özellikle son kısımlarında. Ne hareketti o öyle! Ama bu bölümde beni en çok etkileyen sahne hiç kuşkusuz Asi'nin son sahnede Demir’i görünce sanki evlenme teklifi alan o değilmiş gibi ortada mühim ve cevaplanması gereken bir soru varken Demir’e babasının cevabını iletmek üzere hareket etmesiydi. Hele bir de o Kenan’a konuşmam lazım özel dedi ya orada Asi Kenan’ın teklifini kesinlikle kabul etmeyeceğini anladım. Bence en güzel sahne oraydı.
Şimdi artık sıra geldi doğruların ortaya çıkmasına. Asi Demir’in bir yerlere gittiğini gördüğü için bu gittiği yerin neresi olduğunu öğrenmeden rahat etmez bu sayede de elektrik faturası avukat vs. şeyler ortaya çıkar. En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Acaba Asi her şeyi Demir’in Halep’e neden gittiğini öğrenince onun peşinden gitmeye kalkar mı ya da Demir’in dönmesini nasıl iple çeker? BestFan / 19 Ocak 2008
Asi beni yanıltmadı. Tam beklediğim gibi davrandı. Forumda Asi'ye fazla yüklenildi ama Asi'nin tekliften doğru düzgün haberi bile olmadı. Demir'i görünce de teklifi düşünmedi bile. Son sahnede bir an dedim sarılacaklar öyle bir hızla yürüdüler ki sarılacaklar zannettim. Ama olmadı.
Neslihan17 / 19 Ocak 2008
Bölüm çok güzeldi (her ne kadar bazı eksiklikleri olsa da) çok güzeldi. Yalnız bu bölümde iyice anladım aslında Asi de sakin yumuşak huylu (bknz: dikiş sahnesi) ama Demir ona çıkışarak konuşunca hemen savunmaya geçiyor. Biri onun üzerine gidince o da karşı atağa başlıyor
Bu bölüme dair: Defne’nin Kerim’e Demir’e ve artı Melek’e sanki "Asi’yi kurtarın" çağrısı çok iyiydi her ne kadar adı konmasa da herkes Asi ile Demir’in arasında elektriği biliyor ve kabullendi. Asi’nin Kenan’a “önce Demir’le konuşmalıyım mümkünse yalnız” demesi çok güzeldi. Kenan da çıldırdı, kolundan çekiştiriyor. Ve son sahnede Asi ile Demir öyle bir yürüdüler ki birbirlerine doğru dedim kesin koşup sarılacaklar. "ben dönmeden hiçbir şey yapma"… Dur bakalım peşinden gelmesin de! pest / 19 Ocak 2008
Cemal Ağa'nın ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamıyorum. Hadi İhsan'a acımıyor bari torunlarına kızına acısın. Süheyla eğer çocuğun kimden olduğunu söyleseydi ve bu cevapta Yusuf Ağa olsaydı kesin kefaleti öderdi. Neyse daha ne işler açacaklar Cemal&Kenan ikilisi başlarına hadi hayırlısı.
Aslan'a gelince değiştiğini düşünmeye başladım bu bölüm; Çok yardımcı oluyor Asi'ye. Traktörleri değiştirmesine çok güldüm. Gerçi zaten aileyi hep koruyor. Süheyla’ya gelince, Demir’in İhsan Ağa'ya yardım etmesine kızmadı. Ee ne de olsa geçmişin izleri var. Neriman'ın Süheyla'yı görmesi çok kötü oldu. Zaten gördükten sonra İhsan Ağa’ya tavırları falan değişti. Bir şeyler çaktı gibi ama Cemal Ağa biraz da olsa düşüncelerine ortak oldu. Kenan'a çok sinir oldum gerçek yüzünü bu bölüm gördük zaten. Asi teklifte çok sinirlendi kaçacak delik aradı ve yine Demir kurtardı. Demir ile orda konuşmaları ve Demir'in “beni bekle” sözü çok güzeldi. tugi_gs / 19 Ocak 2008
Demir'i görünce Asi'nin koşuşu neydi öyle… ya Demir’in! Sarılmaları eksik kaldı ama onu da yapmış gibi oldular. Kenan bu manzarayı kapak edinsin. Tabi duyduklarından sonra koşturup giden Demir'i gören Leyla ya da.
Demir, bu iş sonunda Asi gelip sarılmazsa sana ben sarılacağım. Asi’yi de sürükleyip sana sardıracağım. sude9 / 19 Ocak 2008
Son sahnede Demir o kadar heyecanlanmış, kalbi o kadar çarpmış ki ayaküstü Asi’yi bile azarladı. Niye bana haber vermiyorsun diye. Heyecandan… ne yapsın!
özge:(:( / 19 Ocak 2008
İşte sevda bu. Karşılık beklemeden yardım etmek sevdiğinin her şeyi ile ilgilenmek. Demir harikaydı olaylar karşısında seven bir adamın yapması gereken her şeyi yaptı. Bu tür kötü durumlarda bir insanın yanında çıkarsız olan sadece gerçekten sevenler oluyor. Gerisi yalan. Demir Defne’nin Asi Kenan’la evlenecek dedikten sonra öyle korktu ki koştu bence Asi’nin yanına ve aynı şekilde Asi de Demir’i görünce Kenan bir hiç oldu artık. Asi de Demir’e koştu çok güzel bir sahneydi. Çok güzel bir finaldi. Asi beni bekle. Beni bekle. MİHRİMAH / 19 Ocak 2008 |
Defne / 16.12.2011
Güzel bir bölümdü bence. Şahsen artık ben Asi’nin Demir'in iyi niyetini görmeye başladığını, artık ona güvenmeye başladığını hissediyorum. Ama elbette onun her istediğini hemen yapamıyor çünkü geçmişte olanlar var, sonuç olarak bu insan kini yüzünden oraya gelmişti. Ama artık o da inanıyor, düşünseniz Kenan’ı oracıkta ekip Demir'le konuşmam lazım dedi önce.
Leyla elbette ki, "Demir, seninle ne kadar yakın olduğumuz bilmiyor ki Asi." bak bak bak, hani neredeymiş o yakınlık, bence sadece çocuklukta kalmış ama sende orda kalmışsın, hala büyüdüğünüzün ve artık eskisi gibi olmadığınızın farkında bile değilsin. Hatta Demir'in seni görmediğini bile göremiyorsun. Yakınlıkmış güleyim bari. Aslan, helal olsun sana, bir iki bölümdür hep yorumlarımda söylüyordum, bu çocuk aslında kötü biri değil, sadece karakterinde biraz sadistlik var diye. Her geçen gün daha iyi olma yönünde gidiyor, sadece onun bunları yaparken ki yöntemleri bizlere göre daha farklı, daha hayvani. Yanlış anlaşılmasın, hakaret anlamında söylemiyorum, yani bir Aslan’ın yavrusuna dokunmak isteyen kişiyi pençeleriyle öldürmesi gibi karşısına kim çıkarsa saldırma peşinde ama özünde iyi biri, hem de çok, o aileye yürekten bağlı, hiç kimsenin olmadığı kadar Asi'ye yakın ve sadık, güvenilir. Tebrik etmek lazım, bu bölüm göstermiş olduğu çabayı, makineleri sen sakla, haciz için gelenleri ayakta uyut bravo doğrusu. Neriman içinde bulunduğu durumu çok güzel yansıttı, “ben kimim, karşımdaki babam mı, içerdeki kocam mı, yıllarca en yakınlarım bildiğim kimler” diye konuşması, yüzündeki ifadesi, şaşkınlığı, bir şeylere anlam verememesi, çok beğendim. Süheyla... Bu kadının Neriman'ın bile eşini görmeye gidememesine rağmen İhsan'ı görmeye gitmesine de fitil oldum. Yeter be ben istemiyorum bu ikiliyi bir arada görmeyi. Kılıfı da hazır ölen oğlunu sormak için gitmişmiş. İnanalım mı? Defne ve o iki süsten biblo kardeşleri ve o anneleri olacak Neriman'ın kendi kızlarını yalnız bırakıp, hiç umursamadan dedelerinin evinde kalmalarına bir anlam verebiliyorsam ne olayım. Anlam verebilen var mı? Hele Defne'nin sırf kötü söz işitmemek için dedesine ve annesine söylediği yalanlar neydi öyle, ben utandım. Sen ki Asi'ye en yakın olansın, nasıl kardeşini düşünmediğin halde sırf Demir'in arabasını gördüğünüz için gittiğiniz halde yalanlar söylersin, yazık ki ne yazık. Senin bu zamanda onun yanında olman lazımken sen bile yalnız bırakıyorsun. Gerçekten yazık. Cemal ağa. Ne denilebilir ki bu adama, bir oluyor hak veriyorum, kızını hamile bırakmış, evlilik için zorlamış bir damadı sevmemesine anlam verebiliyorum, bir kızıyorum. Biliyorum ki damadını sevmese de bu zor anında İhsan'ın yanında olurdu ama Süheyla sayesinde onları dipte köşede konuşurken görmesinden dolayı birde arada geçen bebek mevzusu yüzünden ortalığın bulanması ve duyduğu şüpheler yüzünden tüm aileye en sevdiklerine sırt çevirmiş durumda. Güvendikleri bir dedeleri vardı, o da zor anlarında yanlarında değil. Neden ısrarla İhsan'da Süheyla'da bebekle ilgili olayda İhsan'ın suçu olmadığını söylemezde konuyu uzatırlar. (dizi işte) Kerim. Her zaman ki gibi çok tatlı, düşünceli, şeker şey. Demir ile Asi'nin geçen bölümün son muhteşem sahnelerinden sonra bu bölümün başındaki o kavga sahnesi baya uzun düşünülmüştü. Aslan gerçekten dinlemeyi bilmiyor. Asi'nin Demir ile Leyla'yı birlikte dışarda gördüğü sahnedeki gizlemeye çalıştığı kıskançlığı. Demir'in Cemal Ağa’nın Kenan için Asi'nin nerdeyse müstakbel eşi olacağını anlattığı sahnedeki yüz ifadesi. Asi'nin konağın penceresinden sanki hissedip de açıp baktığı ve Demir'i gördüğü sahnedeki gizli mutlu ifadesi. Kenan kafa konuşurken onun sözünü kesip de Demir'i görünce oradan fırlayıp Demir'le konuşmam lazım diye kıvırcığa çıkışması. Bayıldığım sahnelerdi. Demir'in elinin kesildiği ve pansuman sırasındaki bakışlarla konuşmalar, hadi Demir, hadi Demir deyip durdum bölüm boyunca. Lütfen ne Asi'nin ne başkasının fikrini almadan, şu kefaleti öde de kurtar şu adamı, Asi'de öğrensin de anlasın diye. Ama o bekledi hep, son sözü muhteşemdi “Beni bekle Asi, ben gelmeden sakın bir şey yapma… Bekle beni” Bu sözler, o bakışlar Asi’yi olduğu gibi bizi de dumur etti. Gelecek haftayı iple çekeceğim. Demir'in Bülent’i yakaladığı, onu konuşturttuğu, İhsan'ın suçsuzluğunu ispatlayıp, kurtulmasına sebep olduğunu ve Asi'nin de o Kenan’ya evlenmesine engel olacağı bölümü iple çekiyorum. Aslanselda / 19 Ocak 2008
Kesinlikle birbirlerini deli gibi kıskanıyorlar. Demir Kenan’ı bırakın, Asi’nin cepten aradığı doktor arkadaşının erkek oluşunu ve samimi konuşmalarını bile nasıl kıskandı. Ayy bunlar harikaaa bir ikili, ben gün geçtikçe çok daha fazla sevmeye başlıyorum. medsul / 19 Ocak 2008 |
funda / 21.01.2008
Ben bu bölümü çok beğendim. Ne İhsan Bey ne de Asi yanıltmadılar beni, en çok buna sevindim. Demir’den zaten şüphem yoktu, yine mükemmeldi.
İhsan Bey Süheyla’nın karşısında ağladı, onu ağlatan da Süheyla’nın “senden şüphe etmiyorum, suçsuzluğuna inanıyorum” sözleriydi. Ortak bir geçmişleri ve bir eski sevgi var sonuçta ortada. Çok doğaldı davranışları bence. Süheyla’nın da o sahnedeki davranışları yerindeydi. Kendisini hala sevmiyorum ama bu bölüm ondan nefret etmemi sağlayacak bir sebebim de yok doğrusu. Cemal Ağa’nın “Bu çocuğun babası kim?” sorusuna verdiği cevap doğaldı. Çocuğunun babasını ona söylemezdi tabi ki ama Demir’e söylediği kadarını, “Çocuğumun babası İhsan kesinlikle değil” diyebilirdi. İhsan Bey Neriman’ı, karısını gerçekten seviyor, bunu bu bölüm iyice anladım. Sevmese hemen Süheyla’nın eski aşkının ziyaretinden sonra karısına o kadar içten, samimi, sevgiyle bakamazdı. Neriman’ı bu bölüm sevdim ben ve artık onu seveceğim bölümlerin başladığını düşünüyorum. fatma-1721 / 19 Ocak 2008
Benim anlamadığım bu gıcık Leyla niye hep Demir’i arıyor? Üstelik abisi ile Demir bir arada iken! Tamam, seviyorsun anladık da bu kadar belli etmesine daha doğrusu belli etmeye çalışmasına hiç gerek yok yani! Ona Antakya’yı gezdirecek Demir mi kaldı? Gül gibi abisi var. Hani çok özlemişti abisini! Yalan.
crncrncrn / 19 Ocak 2008
Derdi gezmek değil, Defne-Kerem ilişkisi için konuşmaktı. Bunu Demir'le yapabilirdi elbette. Mazeret falan ama haklı mazeret.
qsawe / 19 Ocak 2008
Pansuman sahnesi harikaydı. Hele Asi'nin utanması beni bitiriyor. "dikkatimi dağıtıyorsun" falan. Bu ikiliyi çok seviyorum. Duyguları acayip geçiriyorlar bizlere.
Neslihan17 / 19 Ocak 2008
“Bekle beni Asi. Bekle. Ben gelmeden sakın cevap verme.” Bekleyecek Asi seni, sen merak etme Demir. Evlilik teklifi alırken bile sana koşan bir kız seni hiç beklemez mi? Kim bilir belki beklemeyecek bile o da senin peşinden Halep'e gelecek. Ne Bülent'in gelmesi ne İhsan'ın hapisten çıkması. Bana şu Kenan'ın mosmor olacağı sahneleri göster yeter Allah’ım.
cave77 / 19 Ocak 2008
Ben bu bölüm Neriman a çok üzüldüm. Onu öyle görmeye hiç alışık olmadığım için içim parçalandı o haline. İhsan’dan şüphelenmeye başladı artık. Ziyarete gittiğinde bile ne kadar soğuk davrandı. Ah Cemal Ağa yılan gibi adamsın. Her şey onun yüzünden.
yaren.yaren / 19 Ocak 2008
İhsan Bey, güzel sözler söyledi Demir için, “bu çocuğa bazen haksızlık yaptığımı düşünüyorum, zaman geçtikçe sağlam yapıda olduğunu görüyorum” dedi. İyi bir şeydir bu, Asi'de mutlu oldu duyunca.
Asi'nin duymak istediği en güzel sözleri Kenan kafadan duymasına rağmen, Demir'i gördüğünde öyle aniden fırlamasını neye bağlamalıyız, yani onunla konuşacağı herhangi bir şey yoktu, zaten kendi de söyledi, babası kabul etmemişti ve söyleyeceği yoktu. O anda Kenan kafadan kaçmak mıydı maksat. Yoksa Demir’i görünce gözünün başka bir şeyi görmemesi miydi? Yoksa Demir’in muhakkak yeni bir çözümle geldiğini düşünmesi miydi? Çok beğendiğim bu sahneye kendimce Asi tarafından mantık arıyorum, çünkü biliyorum konuşacağı yoktu. Benim takıldığım; Demir'in sen teklifi kabul mü ettin diye serzenişlerine karşı Demir'e bunu da nerden duydun diye sorgulamayıp, dedesine gidip bu sözleri nerden çıkarıyorsunuz yok böyle bir şey diye konuşmaması, Kenan’a tavrını göstermemesi. Sinir oldum bir nokta bu. Aslanselda / 19 Ocak 2008
İhsan da kendisinden beklediğimiz dile getirdiğimiz gibi hareket etti.
Süheyla'ya elini tutuyor diye kızıyordum ama makul bir nedeni varmış, o yüzden sahnelerini yadırgamadım. Kaldı ki İhsan'ın karşılık veren tek hareketi yoktu. Neriman'ı üzecek ve dolayısıyla İhsan'ı üzecek bir sebep yaratmış oldu. Neriman umutla sevinçle gitti İhsan büyük bir sevinçle heyecanla karşıladı ama ikisi de üzgün ayrıldı. Neden? Süheyla. Bu olayın duygusallığını bir tarafa koyunca kızma nedenlerim oldukça fazlalaşıyor Süheyla’ya. İhsan’ı gidip görmesi, inandığını söylemesi gerekiyor muydu? Hayır. Niye gitti peki? Neden belli. Unutamadığı duyguları ve ne yazık ki kontrol altında tutmayı beceremiyor. Demir'in söyledikleri yetti ona. sude9 / 19 Ocak 2008
Dikiş sahnesi favori sahnem oldu, Demir konuşmuyor ama Asi’nin dikkatini dağıtabiliyor
gzd_gzd / 19 Ocak 2008
İhsan'ın bu duruma düşmesinin en güzel yönünün Demir'e olan bakışının değişecek olmasıydı. Oldu da. Hakkında güzel sözler söyledi ama malum nedenlerden yardımı kabul etmedi. Anlayabiliyorum. Eğer kabul etseydi o zaman şaşırtırdı beni.
sude9 / 19 Ocak 2008
Yine gözümü kırpmadan ve midemde sıkışmalarla seyrettim. Her bölümü şiddetini kaybetmeyen bir hızlılık, heyecan, çarpıntılarla geçiyor. Bu diziyi izlemek hatta yutarcasına seyretmek uzun zamandır yapmadığım bir şeydi. Alışkanlık yapmasından bahsetmiyorum bile. Hem dizi hem de yazan herkesin yorumu cuma gecelerime renk katıyor. albizzia / 19 Ocak 2008 |
usayken
Şimdi bazı yorumlardan sonra içime şüphe düştü. Demir oradan güzel bir şekilde gelecek diye düşünürken aklıma kötü şeyler gelmeye başladı. Ya o karanlık adamlar yüzünden oralarda başlarına bir şeyler gelirse, bir kaç gün onlardan haber alınamazsa, Asi ne düşünecek? Hem beklemekten dolayı gerilecek hem de onlara bir şey olurda duyarsa bizim için kendini tehlikeye attı diye düşünceleri değişecek.
Aslanselda / 19 Ocak 2008
Bak bu olabilir. Sonuçta azıcık Asi kızımızın da içine kurt düşsün canım. Meraklansın endişelensin biraz, Demir’in kıymetini ne kadar fedakar birisi olduğunu anlasın. Nerede benim Demir’im desin ve dayanamayıp o da Halep yollarına düşsün… değil mi?
cave77 / 19 Ocak 2008
Kerime ne demeli!
“uygun bir yalan bulamayacağım” deyip, “mafya ile beraberdik” diyerek doğruyu akıllıca espriye vurması harikaydı. Ne de olsa dürüst çocuk canım, yalan bile söyleyemiyor. crncrncrn / 19 Ocak 2008
Pansuman sahnesi tek kelimeyle harikaydı. Açıkçası o sahnede Demir’den o kadar açık, o kadar güzel, o kadar etkileyici sözler beklemiyordum. Sanki sevgilisine iltifat eder gibiydi. Hoş gerçi şimdilik sevgili değiller ama yakında o da olacak inşallah. Demir ve Asi çok değil en fazla 3-4 bölüm içinde birbirlerine açılırlar, ben şimdiden o açılma sahnesini düşünmeye başladım. Bunlar daha sevgili olmadan bizi bu kadar etkileyebiliyorsa birlikte olduklarında ne yaparız bilmiyorum. Ekran karşısında eririz herhalde.
kardelen2086 / 19 Ocak 2008
Ben Asi’nin ilk sahnede biraz pasif kaldığını düşünüyorum. Demir’in eli yaralı olmasına rağmen, “benim kimsenin korumasına ihtiyacım yok” diyerek Demir’i bırakıp aşağı inmesi benim o sahneyle ilgili beklentilerimi kesinlikle karşılamadı. Ben orda Asi’nin daha bir panik halinde daha bir korkmuş olmasını beklerdim. (Ama şimdi bölüme öyle bir final yaptılar ki bu yazdıklarımı tamamen unuttum.
BestFan / 19 Ocak 2008
Demir Aslan kavgasında, Demir oldukça akıllı davrandı. Karşısındakinin niyetini biliyordu. Bu yüzden zarar vermek istemedi. Ama Aslan o kadar gözü karaydı ki Asi’nin “dur, yapma” demesini duymuyor, görmüyordu.
Çok konuştuğumuz Asi’nin adına karakterine yakışmayan bir bölüm olmadı. Fragmanı izleyince biraz panik yapmıştık ama korkulan olmadı. Kurgu harikaydı. İhsan Bey Demir in teklifini kabul etmedi. Kısmen haklıydı da. Ama öncesinde söyledikleri “Onun hakkında yanılmışım” demesi de Asi’ye aslında ipucu vermişti. O parayı alamam ama güveniyorum gibi bir şeydi. Defne bu bölüm çok iyiydi. Yani arkadaşlar daha ne yapsın kız? -Demir yaralanınca elini sarması için bir şey verdi. -Leyla’yı susturdu. (Kerim için görümcesine şirin görüneyim diye hiç taviz vermedi) Kafede, dedemden, dedem olmazsa bir şekilde başkasından bulup babamızı kurtaracağız dedi. -Kenan için Annesiyle konuşmaları -Kenan’la giderken önce inip, Demir’e Kenan’ın para vereceğini karşılığında da evlenme teklifi edeceğini söyledi. Tabi Leyla’yı uzaklaştırarak. Cemal Ağaya gelirsek, Cemal Ağaya bir ara tapudaki sınır ihlalleri karşısında Cemal ağadan destek isteyince “Aahaa!” desem de sonra düşündüm ki Cemal Ağa karakteri bunu asla yapmaz. Kenan a pabuç bırakmaz. Gururlu adam, onun bir lafına hemen boyun eğecek değil ya. O da işi akıllıca kullanıp Kenan’dan ve bu olayın içinden sıyrıldı. Kenan ı Cemal Ağa da hiç sevmiyor. Çetin Bey çok başarılıydı. İhsan Bey karakteri o kadar gerçekçiydi ki. Neriman bu bölüm biraz daha aklı başındaydı. Babasına adam akıllı konuşmalar falan çok iyiydi. Sadece Defne’yle Kenan hakkında konuşurken, Kenan’a kızıyordu ama “Asi başka zaman olsa kabul ederdi” gibi laf söylemesine pes dedim. Ama onun dışında, Nur Hanım çok duygusal, üzgün rolünde çok başarılıydı. O araba sahnesinde ve eve gelince rolü çok sahiciydi. pas.si.on79 / 19 Ocak 2008
İhsan, Süheyla’nın yanında değil de karısının yanında ağlar, en azından duygularını daha çok belli eder diye umuyordum. Ama Neriman soğuk davrandığından bir şey yapamadı zavallım. Neriman’ın da bir şeyleri anlaması gerekiyordu artık. Çok şükür bir şeyleri sorgulamaya başladı. crncrncrn / 19 Ocak 2008
Neriman normalde neşeli, hayata pozitif bakan bir kadın. Ama bu bölüm onu ilk defa böyle görüyorum yani ciddi. Dediğin gibi bir şeyleri sorgulayan biri olarak görüyorum.
tugi_gs / 19 Ocak 2008
Asi, Demir’in İstanbul’a gittiği gibi bir saçmalık düşünürse, olay apayrı bir hal alır… ve ben deliririm. elif15 / 19 Ocak 2008 |
Sımarık Cadı / 19.01.2008
Fragmanı görünce Demir’in çiftliğe doğru yürüdüğü sahnede biter diye tahmin etmiştim. Çok güzel bir yerde bitti. Asi’nin Demir’i görür görmez “Demir geliyor” deyişi çok güzeldi. Daha önce dediğim bir şey vardı, Asi de de duygularını belli edecek davranışlar görmek istiyordum. Demir Asi’yi görünce kendini kaybediyordu, bakışlarını ağzından çıkanları kontrol edemiyordu. Ama Asi hep kontrollüydü, her zamanki Asi’ydi. İçinde kıpırtılar olsa da hep bunu belli etmemeye çalışıyordu. Ama bu bölüm bunları açığa çıkardı birkaç kez. Demir’in kanlı elini tutarken, pansuman yaparken ve özellikle de son sahnedeki Demir’i görür görmez ona doğru gitmesi, tabiri caizse ona "kaçması" ve "sığınması" çok güzeldi. Demir’in son sözlerini kim duysa bekler, bırakın Asi’yi. Böyle basit kelimeler bu kadar mı anlamlı, bu kadar mı vurgulu söylenir. İnsanın tamamen içine işliyor. Murat Yıldırım'a alkışlar.
Haftaya neler olacağını düşünürsek. Demir bu sahneden sonra Halep’e gider. Asi Kenan’a o anda hayır böyle bir yardımı isteyemem senden der ve kibarca reddeder. Ya da Demir’den haber gelene kadar Kenan’ı oyalamak için düşünmem gerekiyor vs. gibi bir şey diyebilir. Vamos / 19 Ocak 2008
Bu bölümde diziyi bıraktık Tuba’yı izledik valla arkadaşlarla. Bu bölüm Tuba’ya çok dikkatli baktım vee şu sonuca ulaştım; Tubişin kesinlikle insanüstü güzelliği var hele o gözlerini var ya… anlatacak kelime bulamıyorum.
telefe / 19 Ocak 2008
Sanki dizide monoton giden bir şeyler var biraz farklı konulara yönelip bir hareketlilik gelse fena olmayacak gibi geliyor bana.
Ben bu dizi ilk başladığı günden beri hiç bir bölümünü kaçırmadan izledim. Ama hep aynı konu üstünde devam ediyor. Şöyle değişik enteresan olaylar ortaya çıksa ya da konular biraz daha hızlı ilerlese. Neyse her şeye rağmen güzel bir dizi konu farklı olduğu için izlediğim diğer diziyi bırakıp Asi’yi izlemeye başladım. suri06 / 19 Ocak 2008
Asi'nin bu tripleri nereye varacak çok merak ediyorum. Babası bile daha aklı selim düşünüyor içerde olduğu halde parayı bulacakmış bak bak bak.
Zavallı Demir ömründen ömür gitti bir teyzesi iki Asi yüzünden. Teyzesi olacak zat hayatı zindan ediyor çocuğa kendisi İhsan'la özel görüşmeler ayarlıyor Asi desen ayrı havalarda. Süheyla'yı gördüğünde o kadın nasıl hemen tanıdı… ona da koca bir bravo aman PES diyorum Fettan / 19 Ocak 2008
Asi ne zaman trip yapıyor gerçekten çok merak ediyorum. Kız daha ne yapsın Demir’in yardım teklifini babasına iletti daha ne yapsın kız? Elinde geleni yapıyor bence hiç de trip falan yapmıyor gayet aklı başında dimdik ayakta duruyor.
medsul / 19 Ocak 2008
Cemal Ağa karakteri bu bölüm bende nefret duygusunu uyandırdı. Bekledim bekledim belki içinde insaf duygusundan bir nebze barındırıyordur diye. Ama yok. Kendince haklı sebebi olabilir mi diye defalarca düşündüm. Sonuçta kızına yapılan bir ihanet söz konusuysa kızının arkasında duran ve onu koruyan bir baba olabilir mi dedim ama Cemal Ağa bundan çok İhsan’ın bu durumunu dört gözle beklemiş havası sergiledi. İçindeki kesinlikle sadece geçmişinde yapmış olabileceği bir hatadan dolayı cezalandırmak değil tüm kinini İhsan`dan çıkartmak için bu bir fırsattı bence. Öne sürdüğü sebep de sadece bahanesi.
Ayrıca ben bu adamın artık torunları için bir şeyler yapıp endişelendiği hikayesine de inanmıyorum. Öyle olsa o Kenan denen pis fırsatçıyı yaka paça kapı dışarı ederdi. Benim torunum satılık değildir diye. Ama bizim Cemal Ağa’mız bir de destek olup ortak oluyor. Bunun adı da dedelik oluyor sözde. İhsan Bey`in Demir hakkında söyledikleri beni en çok şaşırtan sahneydi. Sevineyim mi yoksa altında bir şeyler aramalı mıyım şaşırdım kaldım. Kim bilir bakalım zaman ne gösterecek. Henüz net bir şey söyleyemiyorum. saHra_ / 19 Ocak 2008
Neriman’a kızmıyorum. Çünkü Neriman karakteri belli zaten. Kocasını ailesini seviyor ama çok çabuk dolduruşa gelen biri. Bir de tabi ki rahatına düşkün. İki gün karanlıkta oturamadı. O yüzden Cemal’in dolduruşuna gelmesi de çok normal. O yüzden Neriman’a kızmaya ya da eleştirmeye gerek yok, yaptıkları için. Eleştireceksek karakterini eleştirebiliriz. Süheyla’yı hemen tanıdı ve düşündü ne işi var diye. Neriman açısından bakıyorum olaya. Düşünülmeyecek bir şey de değil. Bu kadın onlara düşmandı sonuçta. Şimdi ne işi var da İhsanı görmeye gelmiş. Bir de eskiden onların çiftliğinde çalıştığını biliyor. Tabi aklına bir sürü şey geldi. Bir de üstüne Cemal Ağa’nın imaları. Neriman da malum. O hale geldi sonunda. gülendam83 / 19 Ocak 2008 |
usayken
Demir gibi erkekler dünyada yaşamıyor arkadaşlar, bunu bir defa kabullenelim artık. Yani dünyada değil bu tipler kesinlikle. Bakıyorum bakıyorum Demir’in acaba itici bir yanı var mı diye ısrarla arıyorum. Kötü bir huy, alışkanlık… yani illaki bir insanda bir kötü huy vardır. Ama yok, Demir’de yok!
Bu kadar ne yaptığını bilen, triplere girip çocukça davranışlar göstermeyen, kendine güvenen ve bu güvenle de o an hissettiği ve düşündüğü her şeyi rahatça büyük bir açıklıkla dile getiren, gerektiği yerde aklıyla gerektiği yerde duygularıyla hareket eden, yeri geldiğinde şakacılığını yeri geldiğinde ağır abiliğini gösteren bu kadar dengeli bir karakterin bu dünyadan olması mümkün değil. Böyle bir erkek olsaydı bir defa şu an erkek-kadın çatışması diye bir şey olmazdı. Türünün tek örneği diye de her yere heykelleri dikilirdi herhalde. Şaka bir yana, bu kadar mükemmel karakterlerin yazılması aslında insanlarımızdaki eksikliği daha bir önce çıkarıyor ve vurguluyor bence. Hani bizler filmlerdeki, dizilerdeki aşklara böylesine kapılıyoruz ya… yaşadığımız eksiklikten aslında. Böyle bir aşka sahip olmuş olsaydık bu çifte bu kadar kapılmazdık. İşte bu kadar mükemmel karakterlerin yazılıp çizilmesi de bundan kaynaklanıyor. Demir bu bölüm göründüğü her sahnede mükemmeldi. Yani konu mankeni misali bu adam sadece dikilse, o duruşundan bile bir şey mutlaka çıkarır herhalde. Demir o kadar açık bir insan ki, aklından neler geçiyor, neler hissediyor… biliyoruz. Nerde ne hisseder nasıl tepki verir biliyoruz. Karakteri ve duruşundan ziyade tam olması gereken bir aşık gibi davranması yok mu… onu öylesine çekici kılıyor ki! Evet, bir ilan-ı aşk etmedi sözlü olarak ama üstünden, başından, bakışlarından ve davranışlarından aşk akıyor resmen. Asi’ye öyle hayran öyle aşık ve öyle tutkuyla bağlı ki bunu ona her baktığında, her dokunduğunda, hatta onu her düşündüğünde rahatlıkla anlayabiliyoruz. Tabi buna Murat Yıldırım’ın eşsiz oyun gücüde eklenince izleyicileri işte böyle kendine hayran bırakıyor. Hzl Yusuf kıssasını hepiniz bilirsiniz. Hani Aziz’in eşi Züleyha Yusuf’a saldırınca dedikodu çıkar tüm ülkede ve bundan dolayı Züleyha tüm kadınları saraya çağırır. Önlerine meyve ve bıçak koyar, sırtlarına da yastık. Herkes geldiğinde ve ellerine bıçakları aldığında Yusuf’u çağırır. Yusuf’u gören tüm kadınlar da ellerini keserler. Ve şöyle derler: “Allah’ı tenzih ederiz, bu bir beşer değildir. Bu ancak üstün bir Melektir” İşte Demir karakteri de bizlerde bu etkiyi yarattı. Başından beri anlatmaya çalıştığım kısaca bu cümlelerle ifade edilebilirdi sanırım. saHra_ / 19 Ocak 2009
Yazılanları okuyunca Aklıma Jane Austen’ın Mr. Darcy ile ilgili söyledikleri geldi. Jane Austen’a yeğenleri niçin evlenmediğini sorunca şöyle cevap vermiş; “This is the real warld. The only way to get a man like Mr. Darcy is to make him up!” (Bu gerçek dünya. Bay Darcy gibi bir adama sahip olmanın tek yolu onu yaratmaktır)
Asi, Pride and Prejudice’in oldukça başarılı yerel bir uygulaması. Mr. Darcy rolündeki Murat Yıldırım da rolü gerçekten kendine çok yakıştırmış ve edebiyatın ve hatta sinemanın gelmiş geçmiş en etkileyici erkek karakterlerinden olan Mr. Darcy’sini hakkıyla canlandırmış. Her yönüyle çok etkileyici bir tip çıkmış ortaya. Tuba Büyüküstün’le de güzel bir elektrikleri var. Bu çifti izlemek gerçekten hoş geliyor insana. denizim_ 19 Ocak 2008
Pride and Prejudice filminde rol alan ve Mr. Darcy karakterini canlandıran Matthew Macfadyen’i ben de daha önce bir role hiç bu kadar yakıştırmamıştım. Mr. Darcy karakterini canlandırmak yaptığı en iyi seçimlerden biri olmalı herhalde. Zira herkesin gönlünde Mr. Darcy olarak taht kurdu. Filmini ve canlandırdığı karakteri ben de büyük bir hayranlıkla izlemiştim. Çok yakışmış ve çok iyi bir performansı kendisinde de izlemiştik.
Şim di de Murat Yıldırım, Demir karakterini canlandırarak geleceğine büyük bir yatırım yaptı bence. Bunu zamanla hepimiz göreceğiz. Bu karaktere öyle yakıştı ve öyle iyi canlandırıyor ki ilerde röportajlarında kendisine “Bu kadar ünlü ve aranan bir oyuncu olmanıza ilk adımı ne zaman attınız?” diye sorsalar herhalde Asi dizisi ismini verecektir. Bu diziyle Murat Yıldırım kendini gösterdi. Yani daha önce de tanıyorduk elbette –ki ben Fırtına’da da seviyordum kendisini – ama Demir karakteriyle tavan yapmış durumda.
Günden güne… hani sevildikçe şımaran çocuklar gibi rolündeki başarısını günden güne daha da abartıyor. Öyle inanılmaz bir oyunculuk sergiliyor ki, beden dilini öyle iyi kullanıyor ki, hayran kalmamak elde değil. Murat Yıldırım ismi hafızalardan kolay kolay silinmeyecek artık. saHra_ / 19 Ocak 2008
Ben Murat Yıldırım’ı Fırtına’da izlemedim ama dizinin fragmanlarını görmüşlüğüm var. Orada şirin bir gençti sanırım. Burada ise dediğin gibi çok çok etkileyici bir karakteri var. Gerçek hayat da senin de dediğin gibi karşılığı olmasa da izlemesi bile güzel.
denizim_ / 19 Ocak 2008
Bu bölümden sonra Murat Yıldırım’ın etkisinden kolay kolay çıkamayacağız sanırım. Devamlı hakkında bir şeyler yazasım geliyor. Benim gibi yazma özürlü birine ilham kaynağı oldu ya… başarısını düşünün artık. Düşünüyorum acaba bundan daha ne kadar ileri gidebilir diye. Yani günden güne oyunculuğunu abartıyor dedim ya şu anda rolünün hakkını fazlasıyla, öyle güçlü bir şekilde verior ki… bundan daha iyi olabilir mi düşünemiyorum. Olursa yani… akıllara zarar. saHra_ / 19 Ocak 2008 |