funda / 03.11.2009
 
 
Hem öyle bence hem de Kerim de Cemal ağadan pek hoşlanmıyor. Yani nasıl biri olduğunu hepsi anladı. Ama aynı İhsan gibi saygısızlık yapmak istemiyorlar. Demir de farkında Cemal Ağa’nın. Hoş gerçi Cemal Ağa kendini saklamıyor. Nasıl biri olduğu açık. Kötü ama saman altından su yürüten tipten kötü değil. Patavatsızlık derecesinde kötü. Mesela geçen bölüm tek işe yarar cümlesi bence Hatay’ın Türkiye’ye nasıl katıldığıydı.
gülendam83 / 5 Şubat 2008
 
Ben Kenan’ın Defne'ye telefon edip telefonu Nida'ya vermesinin Kenan’ın ne kadar kalitesiz olduğunu gösterdiğini düşünüyorum.
Azcık daha kaliteli bir adam bile olsa, daha yarım saat önce tanıştığı bir kadının, kuzenleriyle dalga geçmesine izin vermez.
Şimdi diyeceksiniz ki zaten biliyorduk biz o adamın kalitesiz ve gıcık olduğunu. Biliyorduk ama bence normal görgü kuralları içinde bile hareket etmeyen gerçekten çok soysuz bir hareket bu. Yani bence Kenan ne kadar gıcık olursa olsun büyük bir aileden gelen eğitimli olgun bir adama yakışmayan bir tavır sergiledi. Bu onun aslında kişisel olarak sandığımızdan daha da kişiliksiz olduğunu gösteriyor.
vision / 5 Şubat 2008
 
Evet arkadaşlar sonunda fragman çıktı, öpüşme sonrası mükemmel bir sahne yaşanmış anlaşılan. Ta ki Defneler bozuncaya kadar.
Kesinlikle bir tokat sahnesi yokmuş, kamera arkası çekimlerinde olduğu gibi at ile dolaşma sahneleri vardı, sanki sevgili olmuşlar gibi.
Ökkeş efendi ile Yasemin'i sanırım Cemal Ağa yüzleştiriyor ama orda bana Demir de varmış gibi geldi.
pearLL / 5 Şubat 2008
 
Öpüşme olayından sonra Asi ya da Demir bırakıp gitmiyor. Bir süre yan yana kalıyorlar. Çok yakınlar ama bekliyorlar öyle… sonra Asi biri gelmiş gibi karşıya bakıyor.
Sonra Demir arabanın önünde yürüyor.
At sahnesi bu bölümmüş. Demir elini uzatıyor Asi’ye, o da tutuyor, ata biniyorlar sahil kenarında.
Neriman davetiyeyi elinde tutuyor.
Ökkeş Demir falan bir aradalar Demir bir tuhaf bakıyor bir şey duydu herhalde.
Demir Asi ile konuşuyor ama suratı gülümser gibi değil.
En sonda Asi-Demir sahnesi var, yan yanalar, herhalde konuşuyorlar.
Nişan ile ilgili bir sahne görmedim.
Defne Kerim yan yana gülüyorlar.
Cansu* / 5 Şubat 2008
 
Kamera arkası görüntülerinde izlediğimiz Asi&Demir atın üstündeki sahne bu bölümde herhalde.
Asiyle Demir deniz kenarında Demir atın üstünde. Galiba Asi’ye ata binmesi için elini uzatıyor. Asi de tutuyor ve ata biniyorlar.
Ayrıca Demir belli ki Kerim’le gitmek yerine yürümeyi tercih ediyor. Fragmanda arkasında araba Demir hala yürüyor.
Son sahnede Asi’yle Demir birbirlerine bakıyorlar. Demir bir adım yaklaşıyor ve fragman bitiyor.
Sımarık Cadı / 5 Şubat 2008
duygu / 20.03.2008
 
 
Asi ve Demir sahnesiyle başlıyor. Asi'nin başı önüne eğik. Demir eliyle Asi'nin yüzünü elliyor.
benim / 5 Şubat 2008
 
Asi ve Demir at biniyorlar güneşin batışını izliyorlar. Ama sanırım rüya çünkü Demir'i bir Asi'yle birde tek başına gösteriyor.
Ökkeş ile ilgili yine bir şeyler dönüyor, Cemal ağa Yasemin’i getirmiş yüzleştirme olabilir.
alperim / 5 Şubat 2008
 
Mükemmel bir bölüm bizi bekliyor. Öpüşmenin devamında Demir mest olmuş resmen. Asi biraz şaşkın sanki ama Demir’i tarif edemem, ancak izlemeniz gerekiyor ne halde olduğu anlamak için. Yine çok karışık sahneler vardı. Demir sahilde kamera arkası görüntülerinin olduğu yer gösterildi. Önce Demir tek başına at üstünde daha sonra elini uzatıyor ve bir el gözüküyor, Asi’nin eli. İkisi de günbatımında atın üstünde uzak diyarlara dalmışlar anlaşılan. Romantik sahneleri çok göreceğiz bu bölüm anlaşılan. Neriman’ın elinde Defne ve Kerim’in davetiyesi var. Ayrıca Demir’in çiftliğinde sanırım Asi ve Demir’i gösterdiler ama burada Demir biraz sinirli gibiydi Asi’ye.
sıla048 / 5 Şubat 2008
 
Kalbimin sesinin kulaklarımda hissettim resmen. Öpüşme sahnesinin devamının bu kadar güzel olabileceğini hiç ummazdım.
TUBASI / 5 Şubat 2008
 
Öpüştükten sonra Demir’in Asi’nin yanağını okşaması muhteşem. Artık aralarında aşk var. Demir şok olmuş bir biçimde yağmur altında yürüyerek gidiyor eve, Kerim arabayla arkasından geliyor.
azisim / 5 Şubat 2008
 
Çok hoş, çok estetik bir fragman olmuş. Nişan niye 16.bölümde olsun ki, bence denildiği gibi 15. bölümde var nişan. Sonuçta fragmanda bölümden her sahneyi göstermezler ki. İşin büyüsü kaçar. Ayrıca nişan önemli olaylara gebe olacak bir kısım o yüzden onu fragmanda vermemişlerdir, birazcık gizem olsun diye.14.bölümde de Funda eğer öpüşme olacakmış demeseydi nereden bilecektik öpüşme sahnesi olacağını, o sahnede 14.bölümün fragmanında yoktu ama dizide gerçekleşti. Bu arada kesin o öpüşmenin devamı var çünkü Demir Asi'yi kendine öyle hiddetle çekip sonra hemen bıraksaydı o kadar şaşkınlık ve hoşlanma ifadesi olmazdı yüzlerinde hatta farklı tepki verirlerdi. Ama o malum sahne biraz daha devam etmiş ki ardından çok hoş sahneler gerçekleşiyor. Demir'in elini Asi'nin yüzüne değdirmesi vs. gibi.
cave77 / 5 Şubat 2008
funda / 23. 05.2010
 
   
Mutluluktan insanın başı döner mi?
Fragmanı izledim. Başında ikisi de çok tatlılar, hele Demir! Ama gene bir münasebetsiz gelip bozuyor ortamı. Artık kimse?
Demir neden aniden ayağa kalkıyor onu anlamadım. Sonra da Ökkeş’i gösteriyor, sonra Demir iyice şaşırıyor. Sonrada İhsan şaşırmış bir halde. (bunların hepsini şaşırtacak ne olmuş olabilir acaba?)
Demir’in atla böyle atkısının rüzgarda uçtuğu sahne... Demek ki kamera arkasında o yüzden bu kadar uğraşmışlar atkısıyla. Sonra da Demir’in eli Asi’ye uzanıyor. Kesin o ikisi zaten.
Arada da bir tarlada karşılaşmaları var. Bu bence öpüştükten sonraki sabah. Demir Asi’yi görünce hafif gülümsüyor sanki.
Vee Asi’yle Demir at üstünde gün batımını seyrediyorlar. Çok romantik. İnşallah hayal falan değildir. Aynı sahneden sonrada aynı yerde Demir’i bir de tek görüyoruz. Hiç anlamadım burasını. Demir atla galiba çiftliğe geliyor İhsan’ı evlerinden çıkarken görüyor.
Sonrada Neriman ve nişan davetiyesi. Defne’yle Kerim göründüğü üzere mutlu.
Asi’yle Demir gene konuşuyorlar ama araları burada biraz bozuk gibi. Neyse…
Fragmanın son sahnesinde gene Demir Asi’ye bir adım yaklaşıyor.
özge:(:( / 5 Şubat 2008
 
Demir, Ökkeş efendiye niye "böyle sanki kızmış" gibi bakıyor? belki Süheyla’nın çocuğu hakkında bir şeyler öğrenmiştir, yani kim olduğunu değil ama Ökkeş’in bildiğini öğrenmiştir, belki.
nicksiz / 5 Şubat 2008
 
Bence son sahnede suratları asık sayılmaz.
Orda bir meseleyi hallediyor olabilirler. Ama kavga ediyorlar gibi bir hava yok.
Riyankaa / 5 Şubat 2008
 
Asi ve Demir’in öpücükten sonraki halleri çok güzel.
Asi masum masum titrerken, utanmış, sanki şimdi ne olacak der gibi kenara doğru bakarken,
Demir de sanki ona, ne olursa olsun, bu yaptığımızdan utanma, ben hep senin yanındayım der gibi, elini Asi’nin yanağına değdirmesi çok güzel bir davranıştı, korkma der gibi. Bana resmen bu aşkı aşıladı Tuba ve Murat.
Demir’in orada Asi ye bakışları sanki orda kendisinden geçmiş gibi. Sanki Asi ye: Asi buraya kadar sakladım. Artık biliyorsun der gibi. Sanki bundan sonra ne olursa olsun umurumda değil der gibi bakıyordu. Elini Asi’nin saçlarına değdirmesi falan. Çok romantik bir sahne olmuş. Resmen aşk kokuyordu.
Bu sahne o kadar güzel canlandırılmış ki. Daha neler yazılır sahnenin hakkında ama kelimeler yetmiyor.
Asicik / 5 Şubat 2008
 
Öpüşmenin hemen ardından, Demir'in bakışlarından bu olaydan Asi'nin etkilendiğinden daha fazla etkilenmiş olduğunu hissettim. Çok güzel bakıyordu.
dream_ / 5 Şubat 2008
 
Sanki Demir rüyada gibi resmen Asi dönüp gelen kişiye bakıyor.
Ama Demir kafasını bile döndüremiyor. O kadar mutlu kendinden geçmiş bir durumda yani.
medsul / 5 Şubat 2008
duygu / 20.03.2008
 
 
Defne ve Kerim bir sahnede böyle yan yana sarılır gibiler, orda arkada bir sahil manzarası var. Acaba diyorum Defne ve Kerim sahil kenarına gittiler de bizimkiler onlarla mı gitti.
Asicik / 5 Şubat 2008
 
Biri gider yağmurda gezer, biri de sabaha kadar uyuyamaz.
pas.si.on79 / 5 Şubat 2008
 
Atlı sahneyi görünce şok oldum, bu bölümde beklemiyordum ama çok iyi olmuş, umarım hayal falan değildir
snowdrop_skf / 5 Şubat 2008
 
Defne arabadan indi kapıyı kapattı ve eve doğru yöneldi. Asi kapının kapanma sesiyle birden içinde bulunduğu hayalden uyanıverdi yüzünde ki şaşkınlığa bakarsak sanki öyle gibi. Demir’e söyleyecek laf yok o hiçbir şey duymuyor görmüyor Asi’den başka. Transa geçmiş anlaşılan. Ama kanımca son sahneyi Kerim görmüş olabilir en azından görmesini isterdim. Burada bir arkadaşımız yazmış Demir ile Kerim arasında güzel atışmalar olabilir.
Bu arada sahil sahnesinin hayal olmama ihtimali var. 5. bölüm de Asi ve Demir sabaha kadar oturup güneşin doğuşunu izlemişlerdi bu sefer de senaristler gün batımı izletmek istemişlerdir. Neden olmasın.
sıla048 / 5 Şubat 2008
 
İlk sahneyi kaç kez izledim hatırlayamıyorum. İkisini de çok tebrik etmek lazım. İnsan gerçekte bile bu kadar iyi yansıtamaz diye düşünüyorum hislerini. Murat Yıldırım harika ötesi yansıtmış bize bu aşk sahnesini. İzlerken iliklerime kadar aşk hissettim. Çoğu arkadaşımız Asi tokat atmayacak diye üzülüyordu. Bence tokat atsaydı bunun yanında hiçbir etkisi bile olmazdı. Senaristleri ve Tuba ile Murat’ı canı gönülden tebrik ediyorum. Bir an önce cumanın gelmesini istiyorum. Anladığım kadarıyla da bu bölüm sanki Asi hep Demir’den kaçmaya çalışacakmış gibi geliyor. Tabi nereye kadar kaçabilirse.
yasamakguzel88 / 5 Şubat 2008
 
Demir’in Asi’nin tepkilerine bakması, (İhsan’ın olduğu sahne İhsan’ın yanında biri var Demir onu inceliyor) konuşmak istemesi falan baya bir sancılı olacak. Öpücük kesiliyor vücudunu ateş basan Demir yağmur sayesinde ateşini söndürmek istiyor arabaya binmiyor. (Ya içindeki ateşi ne yapacaksın?) Kerim arabayla peşinden gidiyor.
At sahnesi Demir’in hayalinden başka bir şey değildir. Öpücük ve itiraf için hızlı oldu derken bu samimiyet sanmıyorum gerçek değildir.(Hatta seni seviyorumdan öncedir)
Asi öpücükten dolayı mahcup ve şaşkın. Demir ise resmen başka dünyalara geçmiş gibiydi.
GULBEYAZ76 / 5 Şubat 2008
 
Sahil sahnesinde Kerimler de var arkadaşlar. Kamera arkası görüntülerinde Kerim de vardı At'ın semerini indiriyordu arabadan. Umarım hayal değildir gerçi bu sahne hayal olsa bile çok güzel.
Murat Bey’i Fırtına da izlemiştim ama Asi de daha başarılı. Fragman'ın ilk sahnesinde sağ koluyla Asi'yi kendine çekmişti Demir Bey. O el hangi arada saçlara uzandı. Asi nefes nefese kalmış, Demir ne yaptığının farkında, Asi utangaç ve çok masum, oyuncular muhteşem
Asi’yeDemir / 5 Şubat 2008
funda / 17.08.2011
 
 
Demir gibi bir insanı aşk karşısında bu halde görmek çok etkiliyor insanı. Demir çok güçlü yıkılmaz başı dik bir karakter her zaman. Ama aşk karşısında eli kolu yıkılmış o sert duruş gitmiş. Aşık olduğu kişi karşısında bence çok savunmasız görünüyor.
MİHRİMAH / 5 Şubat 2008
 
Asi’nin boynunu eğişi… Demir’in kendinden geçmiş hali… kapıda bir ambulans bulundursalardı bari. Bu bölümden sonra bizim evin önünde de olsun bir tane.
valdes / 5 Şubat 2008
 
Cemal Ağa’nın sabrı taşmış ki Yasemin'i ortaya çıkarıyor ve yüzleşme olayını yapıyor. Acaba o yüzleşmede Demir'de mi var? Sanki o da var ve duyacağız bir laf üzerine sinirle yerinden kalkıp Ökkeş'e öyle bir bakış atıyor.
deren1970 / 5 Şubat 2008
 
Her bölüm bir öncekinden daha güzel oluyor. Dizi yeni başladığı sıralarda bir arkadaşımız Murat Yıldırım’ı gördüğünü yazmıştı buraya. Ve ona diziyi çok beğeniyoruz çok romantik, Asi ve Demir aşkı çok güzel demiş. O da siz daha bir şey görmediniz deyip gülmüş. Aklıma bu geldi bir an. Haklıymış Murat Yıldırım.
gülendam83 / 5 Şubat 2008
 
Benim nerdeyse kalbim yerinden fırlayacak Asi’nin ki kim bilir ne halde?
Demir’in bakışları karşısında kim olsa erir. Valla ne yalan söyleyeyim, bir erkeğin bir kadına bu kadar "tutkulu" ve aşk dolu baktığını hiç görmedim. Eeeee dizi erkeği, gerçek hayatta yok (ama yine de olumlu bakalım biz)
Bir şey aklıma takıldı, tam o güzel ilk sahneden sonra Neriman pijamalarla odaya giriyor. Acaba o mu gördü? Çok hoş olur yani.
Ama belki hiç kimse de bölmüyordur ve Asi utancından dolayı kaçıyordur.
nicksiz / 5 Şubat 2008
 
Koltuktan düşenler olmuş, kalbi ağzına gelenler olmuş. Ben de nefes almadığımı hissettim birden.
Demir Demir Demir nasıl tutkuyla tutuyor Asi’nin yüzünü ve yüzünden saçlarına gidiyor Demir’in eli. O hala o anı yaşıyor ama Asi yana bakıyor. Nasıl olduğu yerde kalakalmış. Hiç bırakmaya niyeti yok (ömrümü burada geçirebilirim, geçmişin izlerini de sildim, şimdi ve burada zaman dursun [ İskenderun sabaha karşı] )
Asi şaşkın bakamıyor Demir’e (Gerçi Demir hala Asi’nin dudaklarında kalmış) ama donakalmamış hareket edebiliyor, utangaç ne yapacağını bilemiyor, aklı kaç diyor, kalbi zaman dursun şimdi ve burada dursun! Ama yenildi. Bir ses belki, (Defneyse lüle saçlarını yolmak geliyor içimden Kerim’se onunda kıvırkıvır saçlarını çekesim geldi başka biriyse dalasım geldi)
Bir kapı sesi, bir çığlık ve her neyse irkiliyor ve o an orda bitiyor onun için (Demir için bitmiyor bitemiyor) aklı yerine geldi belki orda bir anlık (ah o aklı)
Güneşin batışı, deniz, at ve iki insan… Asi sarılmış mı göremiyoruz ya da başını Demir’in sırtına koymuş mu göremiyorum… ama o sahne… işte romantizm bu olsa gerek.
honeymoon / 5 Şubat 2008
[d] / 10.04.2008
 
 
Bu ebe kadınla yüzleşmede sanki Demir’de var gibi. Ama ne işi var Demir’in orada. Belki de Cemal ağa hepsini çağırdı. Amacı belki İhsan’ı hepsine rezil etmekti. Ama inşallah kahyanın ve ebenin anlattıkları İhsan’ın işle alakası olmadığı yönünde olur, Cemal Ağa’mızda şişer.
Neriman Hanım kesin kızların yokluğunu fark etti, sanki Neriman’ı sabahlıkla gördüğümüz kapı, kızların yatak odasının kapısı gibi. Kızların olmadığını fark ediyor sonra da o minik balkona geçiyor. Oradan kızlara sesleniyor. Ama Asi ve Demir’i o pozisyonda gördü mü, yoksa ağaçlar onları korudu mu… o kadarını bilmiyorum.
vision / 5 Şubat 2008
 
Gerçekten dilim tutuldu, yani kelimeler yetmiyor. Demir’in yüz ifadesini döndürüp döndürüp defalarca izliyorum… Asi’nin bakışlarını.
Demir’in atkısının savruluşunu Asi’ye el uzatışını defalarca izliyorum. Bu bölüm hiç bitmesin. Gördüğüm kadarıyla hiç kimse kendinde değil, benim gibi. Nedir bu yaa… tutulduk kaldık!
ecemsi / 5 Şubat 2008
 
İlk sahne gerçekten çok güzel. Demir'in elinin Asi'nin yanaklarında dolaşması, saçlarını okşaması, Asi'nin utangaçlığı, Demir'in kendinden geçmiş hali. Anlaşılan bu öpücük Demir'i daha çok vuruyor. Olduğu yerde kalakalıyor. Yağmurda kendine gelmek için yürümesi muhteşem. (Sudan çıkmış balık gibi.)
Bence Asi Defne diyor. Defne ve Kerim bence onları görüyor. Kerim Demir'in arkasından o kadar sakin araba kullanmaz.
Demir'in Asi ile yolda konuşurken, İhsan'ın önünden atla geçerken ve sahildeki at üstündeki kıyafeti aynı. Bana hayal değilmiş gibi geldi. Çekim bizi kandırıyor.
Çünkü Defne ile Kerim bir birlerine sarıldığında da arkada deniz var.
Ancak at üstündeki halleri ve ilk sahne hariç fragmanda iç açıcı bir şey yok. Demir ve Asi'nin yoldaki konuşmaları bile gergin görünüyor. Sanki Asi Demir'e ters bir şey söylemişte Demir de tamam der gibi başını öne eğiyor ve Demir'in yüzü hiç de iç açıcı değil.
Nedense içimde kötü şeyler olacakmış gibi bir düşünce var. Eğer o at sahnesi hayalse durum daha kötü demektir. Asi Demir'i yanına yaklaştırmayacak gibi.
tarcin / 5 Şubat 2008
 
Bilmiyorum fark ettiniz mi ama eğer o sahne yani at sahnesi rüya değilse Asi atı öldükten sonra ilk ilk defa ata biniyor olacak. Hatırlarsanız dizinin başından beri Demir’le Asi attan inmezken, Asi’nin atının ölümüyle dizide hiç at görmez olduk. Hiç ata binmediler. Eğer Asi’yi ata binmeye ikna ediyorsa bence bu büyük bir başarıdır. Eğer o Demir’in hayali değilse Asi’yi ata binmeye ikna ettiyse bir şeyler oluyor demektir.
dnzokyns / 5 Şubat 2008
funda / 09.02.2008
 
   
Demir’i göremiyoruz zaten, erimiş adam tamamen gitmiş, yerine 40 yıldır bunun hayaliyle yaşayan bir adamın bakışı gelmiş. Asi desen sert mizaçlı zaman zaman erkek gibi güçlü olan kız gitmiş yerine aşktan ve öpücüğün sarhoşluğuyla sallanan biri gelmiş. Bayıldım bu hallerine… hep böyle kalsınlar.
ecemsi / 5 Şubat 2008
 
O başı bitirdi beni zaten. Nasıl olur diye düşünüyordum hep, ama asla bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim. Asi demek ki Demir'e karşılık vermiş. Yoksa bu kadar utangaç olmazdı. Zaten bazı arkadaşların da dediği gibi Demir'in elinin Asi'nin yüzüne kadar ulaşması o sahnenin hemen bitmediğinin en önemli göstergesi.
hellosunshnine / 5 Şubat 2008
 
Fark ettiniz mi… Demir’in Asi’ye tokat attığı yanağıyla okşadığı yanağı aynı taraf.
pest / 6 Şubat 2008
 
Bu öpüşme de tokat da benzer bir etki yapmış ikisi üzerinde. Yani sonrasında pişmanlık olduğunu sanmıyorum tabi ama bir afallama ve “ne yaptık biz” etkisi. Mest olma da vardır tabi ama şaşkınlık daha çok sanki. Yani bana öyle geldi.
Bir de şu yağmurda yürüme bölümü de bana direk olarak Kerim'in laflarını hatırlattı. Aşık olduğunda seni de görürüz. Sudan çıkmış balığa döneceksin gibi bir şey demişti sanki. Replikleri taradım ama bu diyaloğu bulamadım. Yağmurda yürüyen Demir, sudan çıkmış balık.
Kızmayın, ben de hayranım oyuncularımıza. Duygular, sözler yerine, gözlerle, bakışlarla, yüz ifadeleriyle, vücut diliyle, ancak bu kadar güzel anlatılır.
ZEMFIRA / 6 Şubat 2008
 
Fragmanda, Demir yürüyor. Kerim arkasından araba ile geliyor. Demir aşk sarhoşu resmen. Yalpalıyor.
qsawe / 6 Şubat 2008
 
Etkileyici bir fragman…
Öpüşme sonrası oyuncuların ne yapacağı çok önemlidir. - tokat, itekleme, bağırma, tersleme - hariç, bunlar basit şeyler. Ama bu saydıklarım yoksa demek ki tam romantizm var. Ve o anı hissettirmek çok önemli. Kızın bakışları, erkeğin duruşu ve ilk sözler.
Fragmandan gördüğümüz kadarıyla, Asi'de utangaçlık var, Demir ise "Bunu nasıl yaptım" der gibi şaşkınlık bakışı var. Ve bunları çok güzel yansıtmışlar.
Zaten Asi tepki vermediyse, tartışmaya da gerek yok Asi-Demir aşkı başlamış demektir.
Sahildeki at sahnesi içinse bir şeyler söylemek zor. Çünkü sanırım Asi çok rüya gören birisi ve onun rüyası olabilir. Ama gerçek çıkarsa da şaşırmamak lazım. Çünkü aşkı yaşamaları için aralarında hiçbir engel yok.
tarik_naz / 6 Şubat 2008
*özgürkız* / 13.04.2008
 
 
Bence orda Demir’in bakışları “bunu nasıl yaptım” değil daha çok kendinden geçmiş “Allahım bu nasıl şey” der gibi. Halinden çok memnun, sürekli böyle kalalım dur gitme der gibi Asi’ye.
MİHRİMAH / 6 Şubat 2008
 
O tutkulu o sert öpüşme sahnesinin sonunun böyle romantik bir şekilde biteceğini hiç düşünmemiştim. Birinden biri ortamı terk eder diye düşünüyordum ama nerde. İkisi de birbirinden ayrılamıyor, hele Demir, garibim bu dünyadan soyutlanmış sanki, katı halden gaz haline geçmiş gibi. Asi desen liseli kızlar gibi utangaç masum başı önde. Kısacası ne Asi’nin keçiliği kalmış, ne de Demir in gururu.
Sonuç olarak kendinden geçmiş; aşık Asi ve aşık Demir e bayıldım.
kardelen2086 / 6 Şubat 2008
 
At sahnesinde, güneşin konumuna bakınca, hayal olmama ihtimali artıyor. Ama ilk elin uzatıldığı sahnede, güneş gözükmüyor sadece parlaklığı var ve daha fazla parlak o sahnede sanki. Şöyle bir sıralama olabilir mi. Kerim, Defne ve Asi, beraber gezerken at binen, Demir'i görüp, kumsala gelmiş olabilirler. Kerim ve Defne, baş başa muhabbet ederken, Demir de Asi'yi, atının terkisine atıp gezmiştir. Sonra eve dönüş saati geldiğinde, Asi, yine Kerim ve Defne ile dönmek zorunda kaldığından, Demir atın üstünde tek gözüküyordur. (tamam, ben bunu sevdim. Aksini kabul etmiyorum. Hayal falan olmasın lütfen)
qsawe / 6 Şubat 2008
 
Demir kontrolünü kaybetti. Zayıf noktası yok, güçlü bir karakter ama kendine bir zayıf nokta edindi o da Asiiii. Ona karşı güçsüz. Her konuda. Daha öncede yazılmıştı güzel bir teşhisti, Demir, Asi’ye böyle bakmaya devam ettiği sürece aşk var. Eğer ki böyle bakmazsa bitmiştir her şey, gibi bir şeyler okumuştum. Demir, her şeye karşı gücü yeten bir karakter ama gücünü Asi’ye karşı kullanamıyor. Asi'nin de her şeye gücü yetiyor ama o da, babasına karşı zaaflı. Babası öl dese ölecek. Şu an onun da bir hayli aklı karıştı gibi. Babası haricinde (ki o farklı bir duygu, aşk değil hayranlık) Demir’le beraber. Asi de karıştı. Hissettiği şeylerin ortaya çıkıp karşısına geçmesiyle o da ne yapacağını bilemez durumda. Allak bullak. Kontrolünü kaybetmemeye çalışıyor gibi. Ama Demir, kaybetti.
Asi daha önce aşık olmamıştır sanmıyorum ama Demir, önyargılıydı çok. Her şeye karşı önyargı. Çocukken yaşadıkları, teyzesi, ona dikte edilenler ön planda olmuş hep. Hep sorumluluk, hep dik olmak zorunda kalmış. Şu an da hiç yaşamadığını hoşuna giden, kendini kasıp kavuran bir rüzgara teslim oldu. Yani Aşk rüzgarı. Kerim demişti ki ilk bölümlerde bir sahnede, “Demir Doğan yukarı çıkacağım derse çıkar, alacağım derse de alır (gibi bir şey). Demir buymuş yani. Demir, çiftliği de aldı gibi, İhsan’ı da görmek istediği noktaya yaklaştırdı. Belki istemeden oldu ama öyle. Ama Asi’ye karşı yukarı çıkıp istiyorum deyip alamıyor. Hem içsel engeller hem de dışarda bilinen engeller var. Her kuşun eti yenmez misali. Asi’ye teslim ama ondan yana gücü yüzünden çekincelide olabilir. Ama kontrolünü yitirdi bu kesin. Asi de yitirmemek için çabalıyor gibi. Yitirin … Lütfennn.
Elaaya / 6 Şubat 2008
funda / 07.02.2008
 
 
Özet çıkmış…
Demir ve Asi aşka yelken açıyor demeeeek!!!
Sevdim ben bu özeti.
tanyel_1004 / 6 Şubat 2008
 
Arkadaşlar resimleri gördüm. Sanırım rüya değil bu at ve sahil sahnesi. Demir atla deniz kenarında, Asi sahilde yanında dikiliyor, konuşuyorlar.
Kerim ve Defne için yan yanalar.
Elaaya / 6 Şubat 2008
 
İlk 10 saniyemizdeki, kim geldi kime baktı sorularının yanıtı sanki burada. Neriman, fark ediyor ama Defne ve Kerim'i. Demir ile Asi'yi değil. İyi de olmuş. Bizimkilere gün doğmuş.
Bir anlamda, duyguların ifadesidir". Bu bana, " Seni seviyorum" un bu süpriz olmadığını anlatıyor. Seni seviyorum, bir anlamda diye açıklanmaz. Direk duygu ifadesidir. Ya özetci, canımızı sıkmak istediği için kelimeleri böyle seçti, ya da orada başka bir sürpriz var. Bir arkadaş Tay demiş. Çok mantıklı. (At bindikleri sahnenin ardından, yeni bir at hediye edilmesi, oldukça önemli bir sahne olur.)
qsawe / 6 Şubat 2008
 
Biraz önce TV de 2. fragmanı izledim.
Tüyoyu veren arkadaşların dediği gibi Asi çok güzel olmuştu.
Asi’nin üzerinde pembe pardesü vardı.
**tweety* / 6 Şubat 2008
 
Yine Asi-Demir sahnesiyle başlıyor, sonra Defne’yle Asi şaşkın yürüyorlar.
At sahnesinde Demir yolda Asi'yi görüyor, elini uzatıyor Asi de biniyor ata.
Demir, Ökkeş, Cemal Ağa samanlık gibi bir yerdeler, sonra nişan sahnelerini gösteriyor, Cemal Ağa İhsan'ın kulağına bir şeyler söylüyor.
Asi'nin saçları toplu.
Herkes salondayken Demir geliyor, Asi Demir’e bakıyor, ama bu sefer biraz sinirli galiba.
chihiro23 / 6 Şubat 2008
 
Cemal Ağa nişanda İhsan’ın ve Süheyla’nın kulağına bir şey söylüyor, yüzleri asılıyor. Asi böle mutluyken nişanda Demir’e bakıyor ama Demir üzgün Asi’ye bakmıyor, yere bakıyor. Acaba Cemal Ağa ne dedi? Bu dediği şey yüzünden Demir Asi’ye yine soğuk mu davranacak?
Cansu* / 6 Şubat 2008
 
Demir Asi için artık elinden geleni yapıyor. Onu kırmak istemiyor. Onun için Asi’ye asla tavır almaz. Ama teyzesinin çocuğunun İhsan’dan olduğunu öğrenirse Asi’den biraz olsun uzaklaşır.
Wonderful / 6 Şubat 2008
esra
 
 
Bugün ilk bölümü bir daha izledim. İnsan bir garip oluyor açıkçası. Nerden nereye gelmişiz. Demir ile Asi’nin ileride ata falan bineceklerini hiç ummazdım.
TUBASI / 7 Şubat 2008
 
Cemal ağanın bir İhsan’a bir Süheyla’ya fiskosları nişanın havasını bozarsa “yuh!” diyeceğim yani, bunca yıl beklemiş mesele bu akşamamı kaldı? Günler çuvala mı girdi?
GULBEYAZ76 / 7 Şubat 2008
 
Cemal Ağa bunca yıl beklemiş evet. Ama bu nişan onun için bulunmaz fırsat şu anda. Torunu Demir'in en yakın arkadaşıyla evleniyor. Tam da her şeyi öğrenmiş. Süheyla'ya karşı bütün kozları elinde. Asıl önemlisi İhsan ve babası il ilgili sırların büyük bir kısmını öğrendi. Şimdi bu nişanda herkes varken ebenin yardımcısı Yasemin'i de getirip yıllar öncenin intikamını alacak belli. Ne demişti 3-5 bölüm önce İhsan'a. Ben sana kızımla evlen diye yalvardım. Önünde diz çöktüm. Şimdi Cemal Ağa bunun intikamını almanın peşinde. Kozcuoğluları'ndan hem Doğanlar'dan. Ama bütün bunları yaparken torunlarını hiç düşünmüyor Cemal Ağa. Onları ne kadar üzdüğünü ya da üzebileceğini. Gençler geçmişe belki de sünger çekip yeni bir hayata başlamak isteseler de anlaşılan İhsan, Süheyla ve Cemal Ağa arasında geçmişin hesaplaşması onları da oldukça etkileyecek. En çok da Asi ve Demir'i.
*bahar* / 7 Şubat 2008
 
Bu diziyle ilgili yaşadığım korkuları dile getirmek istedim.
Benim en büyük korkum; herhangi bir şekilde şimdiye kadar yaratılan bu büyülü aşk ortamının bozulması.
Demir ve Asi aşklarını yaşamaya başladıktan sonra karakterlerinde deformasyon olmasın. Ne Asi gereğinden fazla agresifleşsin, ne de Demir tanıdığımız gururlu, sert, mağrur duruşundan bir şeyler kaybedip aptal aşık durumuna düşsün.
Dizilerdeki klişe kavga ve ayrılıkları ne olur yaşamasınlar.
Günün birinde İstanbul’dan bir kız çıka gelmesin ben hamileyim Demir'in çocuğuna diye.
Abuk sabuk sebeplerden, yanlış anlaşılmalardan yaşayacakları ayrılıklar gereksiz yere uzadıkça uzamasın. Bir türlü bu yanlış anlaşılmaları birbirlerine açıklayamayacak kadar konuşma kabızlığına girmesin başrol aşıkları.
Tabii ki bir takım inişler ve çıkışlar olacak ilişkilerinde ama bunlar doğal olsun, saç baş yolduran mantıksızlıklar olmasın.
Birlikteyken Demir veya Asi karakteri şair kesilmesin, klişe aşk sözcükleri söylemesinler. Şimdiye kadar çizilen Demir ve Asi karakteri nasıl konuşursa öyle konuşsunlar birbirleriyle. Normal insanlar gibi konuşsun, kavga etsinler, eğlensinler, sevişsinler.
Ayrılığı yaşadıkları dönemlerde Demir veya Asi kendini başka birinin kollarına atıp sonrada bizim bu aşkın büyüklüğüne inanmamızı beklemesinler.
Ayrı oldukları zamanlarda bile birbirlerine olan aşklarını taa içimizde hissetmemizi sağlasınlar.
Her bölüm sona erdiğinde, 'ohh çok şükür bu bölümde kazasız bitt'i diyorum.
İnşallah sonuna kadar böyle devam eder dizimiz.
bimkolik / 7 Şubat 2008
funda / 18.08.2011
 
   
Taşıdığın endişe ve korkuları bende yaşıyorum
Bu büyülü ortamın bozulması… evet en mühim can alıcı konu burası. Şimdiye kadar gösterilen bölümler boyunca kafamızda oluşan Asi ve Demir karakterinin büyük erozyona uğratılması ki bizim en son istediğimiz şey. Tatlı kıskançlıklar olsun dargınlık olsun ama uzun boylu lütfen olmasın.
Ben Demir’i şiir okurken falan inanın düşünemiyoru. Yani adı gibi, Demir gibi olan sevgili Murat Yıldırım’ı. Şöyle aklımı zorluyorum, acaba diyorum, yok mümkün değil diyorum olamaz, başından farklı bir karakter çizelerdi. O zaman amenna. Konulara en kısa çözümü bulan, az ve öz konuşan, laf salatası yapmayan, aldığı kararlarla direkt sonuca giden, gerçekten yönetici vasfı bulunan bir Demir karakterinim yerine ne yaptığını bilmeyen aptal aşıklara dönmüş bir Demir, ne aklıma ne mantığıma yatar. Ki böylesi bir şey yapmaya da kalkarlarsa işte beklediğimiz en büyük erozyon ve mantık hatası da bu olur.
unutulmayan / 7 Şubat 2008
 
Gözümü kapatıp, Demir'i şiir okur halde hayal ettim…
Bu kadar mı uymaz, bir adama şiir okumak. ( Murat’tan değil, Demir'den bahsediyorum). O, Asi'ye sarılsın, otursun. Konuşmasalar da olur. Zaten, iletişimde, vücut dili % 55 oranında etkilidir. ses tonu, % 35. Sözcükler sadece % 7. Dedim ya Konuşmasalar da olur.
qsawe / 7 Şubat 2008
 
Arkadaşlar müthiş bir tüyo aldım 16. bölümle ilgili.
Süheyla'nın çocuğunun Aslan olduğunu zaten tahmin ediyorduk, evet gerçekten de Süheyla'nın oğlu Aslan. Aynı zamanda da pek çok kişi babasının Yusuf Ağa olduğunu söylüyordu ama son aldığım kesin bilgiye göre Aslan'ın babası İhsan. Hani diyorlar ya "o gün çiftlikte bir çocuk öldü, bir çocuk doğdu" diye; gerçekte ölen çocuk Ökkeş'in çocuğu, ama kendi çocuğu öldü diye ve nasılsa Süheyla'nın bebeği istenmiyor diye İhsan ve Süheyla'nın bebeğini alıyor. Yani kimsenin haberi yok bu olaydan, her şeyi tek bilen Ökkeş.
nivea / 7 Şubat 2008
 
İşte bu tüyo ortalığı çok karıştıracak.
Bebeğin İhsan Bey’den olabileceği ihtimalini hiç düşünmemiştim, daha doğrusu düşünmek bile istemiyorum ama tüyolar kesinse ortalık gerçekten çok karışacak.
merve_polat / 7 Şubat 2008
 
Çocuğun İhsan’dan olması gerçekten enteresan. İhsan nasıl bu kadar ilgisiz ve sorumsuz olabilir. Süheyla ısrarla bebeğimi aldılar derken o da ısrarla öldü demesi. İnsan bir araştırır. İhsan’ın haberi yok deniliyor ama Ökkeş ile aralarında o denli konuşmaları pek öyle gibi değil.
pas.si.on79 / 7 Şubat 2008