funda / 03.11.2009
 
 
Demek öpüşme sonrası tokat yokmuş. Tabi Asi o sırada şok geçirdiğinden bir an önce oradan uzaklaşmak isteyecektir. Odasına gelip yatağının kenarına oturur, bu sırada o kadar hızlı nefes alıp verir ki bizde ekrandan o nefesleri duyabiliriz. Geçirdiği şokla uyuyamaz, Demir desen o da başka türlüdür, yüzünde hafif bir gülmeyle oda yatağına uzanır ve Asi’yi öpüşü aklına gelir ve ertesi sabah olur, Asi bir türlü Demirle karşılaşmak istemez, Demir ise Asi’yi görmek için can atar. Oldu ki İhsan’ın yanında göremezse İhsan'a sorarmış neden Asi gelmedi diye, İhsan da şaşırır durur, bir gün Asi Demirle ilgili bana soru soruyor bir günde Demir Asi’yi bana soruyor diye! Eeee bu sırada kim bilir bunlar arasında bir şey var mıdır diye kuşkulansa mesela…
deren1970 / 4 Şubat 2008
 
Öpücük sahnesi... Bütün hafta konuşulan nasıl olacağı hatta olup olmayacağı tartışılan.
Aslında tam benim beklediğim gibi oldu. Duygusal, romantik bir öpüşme sahnesini zaten ikisine yakıştıramazdım.
Hiç ummadıkları bir anda kendilerine itiraf edemedikleri sevgilerini bir birlerine ifade ettiler. Bunun arkasından da o hırçın öpücük geldi.
Bundan sonrasında da kuvvetli bir sarılma bekliyorum. Sessizce, konuşmadan aralarında olanı içlerine sindirmek için sıkı bir sarılma.
Birçok kez yakınlaşmışlardı ama bu yaşanan ne zamandır içlerinde bastırdıkları tutkularının artık dışı vurumuydu. Şimdi bunu anlamaları gerekiyor.
Ben sarılmanın Asi'nin Demir'in kollarından kaçması ile son bulacağını düşünüyorum.
Bundan sonrasında da uzaktan bakışları bir birlerini göz hapsinde tutmalarını izleyeceğiz. Kolay kolay bu aşkı konuşabileceklerini düşünmüyorum. Taa ki nişan gününe kadar o gece kuvvetli bir itiraf ve duygusallık bekliyorum bu sefer. Bu süreç birbirlerine yenildiklerini idrak ve sindirme süresi olarak geçecek.
Daha evvel konunun nasıl gelişeceği ile ilgili fikrimi yazmıştım. Şimdi bu fikre bir şey daha eklemek istiyorum.
Hani bir altın vardı sabunun içinden bir türlü çıkmayan. İşte bu sabun nişan akşamından evvel Asi tarafından bulunacak (belki de nişan gecesinin sabahında) ve Nişan gecesi Asi’nin boynunda olacak. Süheyla'nın İhsan'ın ve Demir'in yüzünü görmek istiyorum. Bence bu altın çıktı çıktı. Aksi takdirde bir daha çıkmaz gibi geliyor.
tarcin / 4 Şubat 2008
 
Eğer Süheyla'ya tecavüz eden Yusuf Ağa değilse, çocuğu Süheyla'dan neden aldılar ki o zaman. Üstelik İhsan'la, Ökkeş de işin içinde. Neden?
Tabi bir de Emine Doğan'la ilgili bir teorimiz vardı. Emine Doğan'ın intiharına neden olan hırsızlık suçlamasını da Süheyla'ya yapılan tecavüzle ilgisi olduğunu düşünmüştük.
"Gurur ve Önyargı" romanında Mr. Collins'ten sonra, Mr. Wickham karakteri ortaya çıkıyordu. 3. şahsın ortaya çıkması çok yakındır arkadaşlar. Tabi bu Süheyla'nın oğlu mu olur onu bilemem.
Romanda Mr. Wickham'ın ilk etapta Elizabeth'le sohbetleri falan oluyordu ama sonra Elizabeth'le değil de kardeşi Lidya ile evleniyordu. Hatta kardeşi Mr. Wickham'la kaçıyordu ve Darcy, Bennet Ailesi'ne yardım ediyordu. Tabi yine habersizce (aynen Demir'imiz gibi).
Mr. Wickham romanda Darcy'nin ailesinin mülklerini işleten kişinin oğluydu ve aile tarafından yardım edilerek büyütülen biriydi. Darcy'nin kız kardeşi Georgina'yı yüklü miktarda servete sahip olması nedeniyle kendisine aşık ediyordu. Georgina'da aynen bizim Melek'imiz gibi hassas bir kızdı. Ve kötü niyetinden dolayı Darcy tarafından cezalandırılıyordu. Mr. Wickham karakteri Elizabeth'le, Darcy arasında büyük problemler oluşturuyordu. Elizabeth/Lizzy, Darcy'e önyargıyla yaklaşıyordu.
Romanın ana çerçevesine göre gidersek, korkarım ki Demir'in Asi'ye kavuşabilmesi için ağzıyla daha çoookkk kuş tutması gerekecek.
brnnn / 4 Şubat 2008
DEMOC
 
 
Ben cuma gününün etkisinden hala kurtulamadım, durumum iyi değil gerçekten. Gün geçtikçe de etki azalacağına artıyor. Sadece o son sahne değil olay. Oradaki replikler de harikaydı. Kulağında çınlar mı insanın… çınlıyor. Bu bir hastalık kesin ama psikolojideki adını bilmiyorum maalesef.
gülendam83 / 4 Şubat 2008
 
Bazı şeyler bu konuşmada gizli…
Kerim ve Demir yolda yürüyorlar Kerim Defne'den etkilendiğini anlatıyor.
D: Aşık mı oldun yoksa?
K:Sen anlamazsın öyle bir duvar örüyorsun etrafına kimseyi yaklaştırmıyorsun. Deneyen bütün kadınların kalbini kırdın.
D: Aşk diye bir şey yoktur. Kafamızda yarattığımız bir şeydir aşk.
K:Bütün insanlık yanılıyor haa Demir. Peki. Her şeyin bir sırası var. Gün gelecek sende aşka yenileceksin Demir. Bunca zamandır da direndiğin için mağlubiyetin çok ağır olacak. O zaman yardım istersen ben yokum. Aşk karşısında sudan çıkmış balığa döneceksin çünkü daha evvel hiç aşık olmadın.
D: Bittimi (yüzünde büyükçe bir gülümseme ile)
K: Bitti
D: O zaman aşık olduğumda hatırlat da bir daha konuşalım.
Bu konuşma kehanet gibi. Şimdi beyimiz aşık belki de ilk defa ve nasıl davranması gerektiğini bilemeyecek.
tarcin / 4 Şubat 2008
 
Dizimizde gerçekten büyük bir aşk yaşanacağı taa en başından Asi&Demir aşkı olacağını hepimiz biliyoruz ve nitekim de bu olay ilk kıvılcımını 14. bölümün sonunda öpüşme sahnesi ile başladı. Onca olumsuz şey var aslında. Düşünecek olursak büyük bir bela olan kurt dedemiz Cemal Ağa var. Açığa çıkmamış yığınla olay var ikilimizin karşısında. 3'cü 4'üncü kişiler yerine beraber el birliği ile bu olayların üstesinden gelme olsa. Esas oğlanla esas kızımız bunları aşmak için içlerindeki aşkında yardımı ile el birliği ile hareket etseler. Dizimiz bu yönde olsa ne kaybeder? Bence hiç bir şey ve bütün hepimizi ters köşe etmiş olmazlar mı? Farklıyız… farkımızı burada gösterseler senaristlerimiz daha çok hoş olmaz mı?
Klasik Türk dizilerinden bu zamana kadar yayınlanmış ve yayınlanmakta olan dizilerde olanlardan farklı şeyler izlemek istiyorum. Şahsım adına farklı bir yerde görmek istiyorum dizimizi umarım çok şey istemiyorum.
Antakyalı arkadaşlardan çok güzel tüyolar gelmeye başladı. ama bunlar benim sağlam tüyolarımdan değil onu belirteyim. Çünkü set ekibi harıl harıl çalıştığından onlara ulaşmak imkânsızlaşıyor. Neyse tüyolar şöyle;
Asi ve Demir biraz öpüştükten sonra Asi gitmem lazım deyip kaçacakmış. Tokat falan yokmuş aksine şaşırtıcı sahneler izleyecekmişiz. İhsan, Asi ve Demir tarlada gezerken, Demir İhsan'a Asi toprakların nasıl verimli olduğunu anlatabilir mi deyip İhsan'ı gönderecekmiş. Demir tam cesaretini toplayıp seni seviyorum diyecekken Defne gelip Asi'yi götürecekmiş. Bu sahne Kerim ve Defne'nin nişanında tamamlanacakmış. Yani dans esnasında Demir seni seviyorum diyecekmiş. Sonra tenha bir yere geçeceklermiş. Asi de onu sevdiğini söyleyecekmiş.
Bu arada diziye yeni birinin girme ihtimali gittikçe artıyor. Tabi Süheyla'nın oğlu olarak mı yoksa sadece 3. şahıs olarak mı bilmiyoruz ama Süheyla'nın oğlu olması ihtimali biraz düşük.
Bunları mantıklı bulduğum için buraya taşıdım. (yazan arkadaş figüranlık yapmış) tekrar söylüyorum bunlar benim kesin tüyolarımdan değil.
Neslihan17 / 4 Şubat 2008
usayken
 
   
Bence Demir'in ağzından kolay kolay "Seni seviyorum çıkmaz" Malum daha evvel hiç aşık olmadığı için ne yapacağını bilemez durumda olacak. Ama aralarındaki aşk daha fazla hissedilecek.
tarcin / 4 Şubat 2008
 
Gerçekten şaşırtıcı. Teşekkürler aktardığın için.
Ne çabuk? Neden bu kadar çabuk anlayamadım! Bana erken geldi bu sevdiğini söyleme sahneleri. Hepsini bir bölümde yapacaklarsa reyting patlaması yaşanır herhalde.
honeymoon / 4 Şubat 2008
 
Tüyolar çok mantıklı. Ama ben 3. şahıs konusunda hala ısrarlıyım. Ne Demir Ne Asi 3. şahıstan etkilenemez. Hele bir birlerini bu kadar severken. O zaman gururlu aşkın ne anlamı kaldı. Kolay mı tekrar böyle derin bir sevgi? Olsa olsa ortalık karıştırır 3. kişi Demir'e veya Asi'ye fazla ilgi gösterir. Ama etkilenme olmaz olamaz.
Esas önlerinde Süheyla engeli var. Bir anlarsa yandılar.
"Düşmanımızı kurtardığın yetmedi birde kızıyla mı evleneceksin" dediğini duyar gibiyim.
Demir bir tek kez teyzesine açık verdi. Sahildeki sahnelerinden sonra. "Ben Asi’nin saçının bir teline zarar vermem veremem" demişti.
tarcin / 4 Şubat 2008
 
Dizi boyunca izlediğimiz Demir’e göre konuşursak Demir’in ağzından bu kadar kolay seni seviyorum çıkmayacağını düşünüyorum.
Sevgisini belli edecek bir şeyler söyleyebilir ama bilemiyorum bana biraz erken gibi geliyor.
Asi içinde geçerli bu evet belki ertesi gün her şey yumuşamış birbirlerine güzel bakarlar en azından Demir’in siniri geçmiştir.
Demir’in duruşu, asilliği, sertliği beni çok etkiliyor. Hele şu Leyla ile arasında mesafe yok mu? Müthiş, tam olması gerektiği gibi. Leyla’ya karşı gerçekten Demir çok mesafeli ve bu da Leyla’ya hiç umut vermiyor. Leyla’nın ben Demir’den bir şey beklediğini veya hayaller kuracağını sanmıyorum. Ama belki hiç düşünmediğimiz başka bir karakter girebilir.
MİHRİMAH / 4 Şubat 2008
 
Demir duygularını zor ifade eden birisi Asi karşısında kıvranmasını izlemek güzel olacak. Söze nasıl ve nerde başlayacağını merak ediyorum.
alperim / 4 Şubat 2008
 
Demir Asi'yi kaybetme korkusunu yaşadı o yüzden hemen harekete geçmek istemesi gayet normal.
honeymoon / 4 Şubat 2008
funda / 03.11.2009
 
 
14. bölümü ben de şimdi tekrar izliyorum da, aklıma takılan bir kaç şey var.
İhsan bey Demir'e teklifi yaparken 'Kızım az daha bir fırsatçının oyununa geliyordu' gibilerinden laf etti. Yani 'az daha Kenan'ın teklifini kabul ediyordu' mu demek istedi. Fakat sonra Asi ile yürürken' “Ne? Sen Kenan'ın teklifini kabul etmedin mi?” dedi. Burayı anlamadım sanırım.
Demir de o laftan Asi’nin teklifi kabul etmediğini öğrenmedi mi?
Bir de en beğendiğim sahne Defneyi rahatlatmak için konuştukları sahnede Demir'in Asi'ye olan bakışlarıydı. Nasıl aşık ve hayran hayran bakıyordu.
En sinir olduğum da; İhsan Bey'in Süheyla konusunda Neriman'a doğru düzgün rahatlatan bir açıklama yapmamasıydı. Neriman'a birçok konuda sinir olsam da, bir eş olarak bunları sorgulamak ve cevaplarını almak hakkı diye düşünüyorum. Öyle İhsan Bey'in Süheyla'nın hapishane ziyareti için “Ne bileyim, gelmiş işte, kovsa mıydım?” açıklamasıyla hiç bir eş tatmin olmaz.
Neriman’ın dediği gibi, yalan da söyle istersen ama mantıklı bir açıklama getir bu olaya. Rahatlat kadını.
En sinir olduğum bir başka olay de Cemal Ağa'nın Defne- Kerim olayında İhsan'ı bir çocukmuş gibi yok sayarak konuşup, her lafa atlayıp olaya tam hakim olmak istemesiydi. Bu kadar her şeyin hakimi gibi hissediyorsan kendini, aile zor durumdayken de kanat gerseydin. İyi günde de kötü günde de yalnız kendi gövde gösterisini ve şovunu düşünüyor bu adam. Çok renkli bir kişilik ama özünde kötü ve vicdansız bir adam. Süheyla’ya böyle mutlu bir günde geçmişi hatırlatması kanayan yaraya tuz basmaktan başka bir şey değildi.
Kerim'in Defne'yi isteme olayında bir yandan Kerim'e bir yandan Süheyla’ya hak verdim. Evet, Kerim böyle bir günde anne olarak gördüğü Süheyla'dan başka birini istememekte haklı ama Süheyla’nın yaşadıkları çok seneler önce diye hafife alınmaması gerek. Unutulması imkansız olan olaylardan Süheyla’nın yaşadıkları. Bu kız küçücükken o evde tecavüze uğramış, bu yetmezmiş gibi bebeği Kozcuoğlularından birinin emriyle çalınmış ve yüzünü bir daha görememiş. Üstüne ablası o ailenin suçlamasıyla kendi canına kıymış.
Bu kadar trajediye taş olsa dayanmaz. Şimdi bu kadının seneler geçse bile, değil o çiftliğe gidip o aileden kız istemesi, o çiftliğin olduğu bölgede bile olması ruh sağlığının bozulması için yeterli bir sebep. Böyle bir olayı yaşayan kim sağlıklı kalabilir ki? Ben Süheyla'yı, içi aşkla yanıp tutuşan Kerim'i kırmaya dayanamayıp, o çiftliğe adım atma cesaretini gösterebildiği için kutluyorum.
bimkolik / 4 Şubat 2008
Elasi(c) / 06.11.2009
 
 
Ben Demir’in geçmişte böyle Kerim gibi bir hayat yaşadığını sanmıyorum. Yani ilk bölümlerde Kerim de dedi, “Sen hiç aşık olmadın, etrafına bir duvar ördün, hiçbir kadını yaklaştırmadın, yaklaşanları da hep kırdın (veya buna benzer bir şeyler). Bu yüzden başka bir karakter karşımıza çıkarsa bu bence Demir’in eski sevgilisi veya kız arkadaşı olacağını sanmıyorum. Demir aşık olmadan hep soğuk, sert bir karakterdi. Kerim gibi çapkın, kızlar peşinde koşan biri değildi bence. Hatırlarsanız Mahmut Enişte’si de demişti, “Sen senin yaşındakiler gibi değilsin” Bu da gösteriyor ki, Demir sadece zevkine düşkün, kız peşinde koşan biri değil.
Asi’ye söylediği o laflar, yani benimde bir geçmişim var falan, bunları hem Kerim’in olaylarını yatıştırmak için hem de belki de biraz Asi’nin tepkilerini görmek için yaptı bence. Zaten o konuşma boyunca Demir’in mimikleri, kaşını kaldırması falan bunları biraz yansıtıyordu.
-Evet, bizi severler (sanki kıskandırmak ister gibi)
-Bu seni rahatsız mı etti? (İç ses: çaktım davayı Asi Hanım… kıskandın)
Asicik / 4 Şubat 2008
 
Demir aşka inanmaz…
14. bölümde, Defne'yi ikna etmek isteyen Demir hangi cümleyi kuruyor?
"Kerim sana aşık"
Aşka inanmayan kişi var mı ortalıkta, ben göremiyorum. Yaşamaya başladığının aşk olduğunu anlamış, arkadaşının aşkını rahatlıkla ispatlayacak cümleler kuran biri var.
"Seni seviyorum" demesini yadırgamayın. Demir, yapı olarak gereksiz konuşmayan, fazla detaya girmeyen, olaylara direk giden, sonuca ulaşmaya çabalayan biri. Yöneticilik vasıflarını yüksek olması da bundan kaynaklanıyor. Böyle bir kişi, kendi duygularından eminse, karşı taraftan da gereken yanıtı aldığına inanıyorsa (Tüyomuz diyor; O öpüşme devam ediyormuş biraz. Öpüşme öncesindeki en önemli itirafı Asi'nin sağlık ocağındaki "aklımı dağıtıyorsun" cümlesiydi) O zaman konuşur. Rahatlıkla "Seni seviyorum" der. Demir'e de bu yakışır.
qawe / 4 Şubat 2008
 
Şimdi karşımızda ilk defa aşkla tanışan bir çift var değil mi? Yani Asi ve Demir.
Demir'in ilk aşkı olduğunu Kerim'le konuşmalarından anlıyoruz her ne kadar Asi'nin ilk aşkı olup olmadığımızı bilmiyorsak da bence Asi’nin de ilk aşk deneyimi olacak bu. Çünkü şimdiye kadar hayatında babası, ailesi ve toprakları olmuş, onun bir aşk yaşadığını düşünemiyorum.
Bu durumda her ikisi de ilk aşk olayını birbirlerinde yaşayacaklarsa bu harika bir şey olacaktır. Yeni doğan bebeği nasıl büyütür, ilk emeklemesini, ilk sözcüklerini yaşarsınız, onlarda aşklarını beraber büyüteceklerdir. Tabi ki kıskançlıklar ve yanlış anlamalar filan olacak ama bu aşka inanıyor ve birbirlerini seviyorlarsa her şeyin üstesinden gelecekleridir ve onların aşklarını büyütmesini de ben kendi adıma büyük bir zevkle izleyeceğim.
deren1970 / 4 Şubat 2008
hoffmania / 11.12.2010
 
 
Bu öpücükten sonra Demir ayvayı yiyecek. Aşk neymiş görecek. Asi yanında yokken nefessiz kalacak. Tarla, dağ, bayır Asi’nin peşinde dolaşacak. Asi’ye bu kadar yakın olmuşken Aslan gibi bıçakla dolaşmaya başlamaz inşallah. (3.şahıslar için)Kontrol gücü zayıflayacak.
GULBEYAZ76 / 4 Şubat 2008
 
Çok şiddetli oldu o etkileşim.
Aslında Demir'in dışa vurduğu şeyler sadece zaman zaman söylediği sözler değil. Asi’ye her bakışında içi titriyor. Bu ona kızgın olduğunda da böyle. O bakışları kaybetmedi hiç bir zaman. Sadece kızınca biraz daha hırçın baktı Asi'ye. Her şey bakışlarda gizli.
Bir gün eğer Demir Asi'ye böyle bakmazsa o zaman her şey bitmiştir demek benim için.
Bundan sonrası için şunu söyleyebilirim.
"Bazen gurura baskın çıkar aşk.
Silersin geçmişini bu uğurda.
Hiç acımadan bir çırpışta"
(by ağır-abla)
Yani canım demem o ki. Demir onca sene içinde büyüttüğü nefreti eğer atabildiyse bir kenara hiç dokunmamak üzere. Ve Asi de gururunu yenebildiyse. Diğer engeller teferruattır.
ağır-abla / 4 Şubat 2008
 
Kemikleşmiş bir Asi izleyici kadrosu oluştu son 2 haftadır. Gelen reytingler de bunu gösteriyor. Her şey muhteşem gidiyor. İnşallah da böyle devam eder. Yıllar boyu… bittiğinde bile… gerçekten keyif alarak izlediğimiz muhteşem bir dizi diye anarız Asi dizimizi.
unutulmayan / 4 Şubat 2008
 
Herkes Demir için nerden nereye demiş. Bence de adam aşkı uğruna geçmişini unuttu, bir kenara atıp bütün kötü hatıraları silmeye karar verdi. İlk zamanlardaki Demir’le şimdiki Demir’i kıyaslamaya dahi gerek yok. Daha önce kolundan tutup sürükleyerek götürdüğü kıza şimdi ona duyduğu aşkı söylemek için fırsat kolluyor. Yalnız Demir de mi değişiklik. Asi ilk zamanlarda kimsenin sözünü dinlemez, başı buyruk, keçi, dikbaşlıydı. Hala öyle ama artık yalnızca toprağı için ailesi ve babası için savaşan bir evlattan çok sevdiği adam için savaşan bir Asi var. En azından Demir’in arkasından giderek bile kendi karakterine aykırı düştü. Yalnızca onlarda değil ben de bile değişiklik var. Bu diziyi Tuba için izliyordum şimdi bütün oyuncularının fanı oldum.15.bölümü sabırsızlıkla bekliyorum. Ama ben kuru bir seni seviyorum olsun istemem. Demir bu nu biraz uzatarak daha farklı söylemeli. En azından seni gördüğüm ilk günden beri seviyorum. Ya da benim hayal gücüm pek bugün çalışmıyor aklınıza bir şey gelirse yazın lütfen…
TUBASI / 4 Şubat 2008
 
Daha önce hiç aşık olmamış ve aşka inanmayan Demir için seni seviyorum biraz erken değil mi?
Seni seviyorum kelimesini, Asi öpücüğü yanlış anlamasın diye mi erkene alacak?
Bu öpücük Asi’ye olan duygularını anlamasında bu kadar etkili mi olacak?
Asi’yi kaybetme duygusu mu onu tetikleyecek?
GULBEYAZ76 / 4 Şubat 2008
usayken
 
 
Onlar zaten bir süredir içlerinde tanımlayamadıkları bir şeyle boğuşuyorlardı. Evet yazdığın gibi öpücükle dile gelecek bunlar. Demir onca yıllık geçmişini unutmaya kalktı bu hiç de yenilir yutulur bir şey değil. Eğer Asi'ye olan duygularını bu kadar şiddetli hissetmeseydi yüreğinde biz o öpücüğü de daha çoookkk beklerdik.
Ama şimdi sormuşsun ya Asi bu öpücüğü yanlış anlamasın diye mi olacak? diye.
Demir daha Asi'ye aşkını itiraf etmeden yaptı bu hareketi. Her halde Asi daha sonra bunu düşünecektir.
ağır-abla / 4 Şubat 2008
 
Ben de Demir’in gerçek anlamda aşkı yaşadığını düşünmüyorum ama genç yakışıklı ve paralı bir genç. İstanbullu hanımlar rahat bırakmamışlardır. Demir'de taştan yapılma değil sonuçta onunda yaşadığı ilişkiler olmuştur. Ama haklısınız orada sırf Asi'nin tepkisini ölçmek için kullandı o kelimeleri "Bizi severler" falan.
Demir Kerim'in 2. bölümde dediği noktaya geldi. "Aşk karşısında sudan çıkmış balığa döneceksin. Çünkü daha önce hiç aşık olmadın. O zaman sakın benden yadım isteme" demişti Kerim. Demir'de "O zaman geldiğinde konuşuruz bunları" demişti hiç başına gelmeyeceğini sanarak. İşte başınıza geldi Demir Bey, ayıklayın şimdi pirinci bakalım.
alperim / 4 Şubat 2008
 
Evet, geldi ve çattı o günler. Demir karakterinde bir insanın kaybetmeye tahammülü olduğunu sanmıyorum. O yüzden bu aşk meselesinde çok sahip çıkan sevdiği kişiyi tamamen her anlamda koruyan bir yapısı var.
Kesinlikle kimseyle paylaşmaz herhalde ve çok katı kuralları olan bir insan bu nedenle onun yaşadığı aşkta böyle büyük oluyor.
Çünkü yüreği büyük olan insanların sevdası da yaşadıkları da büyük oluyor. Ve bu insanların aşk karşısında gösterdiği tepkilerde büyük oluyor. bu söylediklerim tabi Asimiz içinde geçerli bu nedenle bu iki insanın aşkı bira zor oluyor.
MİHRİMAH / 4 Şubat 2008
 
Melek Asi’den büyük değil mi? Asilerin evinin en küçük kızlarıyla geziyor!
*ayfer* / 4 Şubat 2008
 
Asi’nin kıyafeti konusunda Melikem ve ben size tüyoyu söylüyoruz. Aslında tüyo değil gözlerimizle gördük. Asi pembe bir pardesü giyiyor, saçları tamamen toplu ve ayağında topuklu ayakkabı var. Ve asıl bomba kaşları da alınmış. Yani kesin bu, tüyo değil.
Pardesünün boğaz kısmı fırfır geliyor. Ayakkabıları siyah. Aslında tam pembe değil gülkurusuna da yakın.
yaren.yaren / 4 Şubat 2008
 
Asi’yi böyle kıyafetler içinde görme zamanı geldi de geçiyordu bile en son iş kadını havasında görüşmeye giderken görmüştük yanlış hatırlamıyorsam ondada Demir görmemişti ve benim içime oturmuştu.
ecemsi / 4 Şubat 2008
mel
 
   
Kamera arkası görüntüleri…
Asi&Demir, Kumsalda atla dolaşıyorlar. Asi, Demir'in arkasına oturmuş ve Demir'in beline sarılmış.
Görüntüler Antakya'nın Çevlik/Samandağ İlçesi'nde çekilmiş. Antik bir kasabadır. Ve harika bir sahili vardır. Emre Aydın'ın "Git" klibinin de çekildiği yer. Hatta bir ara Defne ile Kerim'de aynı sahilde atla dolaşmışlardı. Ama onlar aynı ata binmemişlerdi.
brnnn / 5 Şubat 2008
 
Bunlar gerçekten de çekilen bir sahnenin kamera arkası mı?
Yani demek istediğim böyle bir sahne mi var ileriki bölümlerde. Çünkü benim Asi ile Demir bir kere ayni ata bindiler. Orası da sahil değildi. Yani eski bölümlerden olamaz. Eger öyle bir sahne varsa,
1) hangi bölümde olabilir
2) bunlar hangi ara sevgili oldular da beraber aynı atın üstünde sahil turu yapıyorlar
Asicik / 5 Şubat 2008
 
Cemal Ağa kız isteme mevzusunda çok sıkıcı ve boşboğazdı. Neriman’a bu çocuk bizim kızı mutlu eder diye Kerim’i onayladı ama o onaydan önce bir araştırma yapmış demek ki. Bir de utanmadan kız isteme esnasında “ben seni Demir’in yanında çalışıyor sanıyordum” diyor. Öyle olmadığını öğrenmişsin madem neden bu şekilde ifade ederek kendini ve aileni rezil ediyorsun kabasakal?
GULBEYAZ76 / 5 Şubat 2008
 
Defne için bir şey yapmak istiyor tamam ama o davranışlarında daha çok İhsan'ı ezme niyeti var. Evdeki ikrama, nişan zamanına, davetliye, olması gereken her şeye, İhsan ağzını açıp kelime etmemişken bu işi onaylamaya kadar her şeye karışıyor. İhsan’ı ezmeye çalıştığı her hali ve tavrı ile ortada. Kızın babası değil de oturmaya gelmiş misafir konumuna düşürdü İhsan'ı.
sude9 / 5 Şubat 2008
 
Ben ilk bölümlerden beri İhsan’ın Cemal ağaya karşı saygısına ve tavrına şaşırıyorum. Adamın her hareketi ofsayt, boğmamak elde değil. Ona kalsa Defne onun evinde istenecekti. Herkes gereğinden fazla sabırlı ve saygılı kabasakala karşı.
GULBEYEZ76 / 5 Şubat 2008
 
Asi inşallah, tüyoların da söylediği gibi, Demir’in öpücüğüne tokatla karşılık vermez ve suskun kalmakla yetinir. Çünkü yalnız kaldığında Demir’i hayal edecek kadar, adını sayıklayacak kadar çok yoğun duygular besliyor ona. Şimdi Demir onu öptü diye Demir’e tokat atması bence saçma ve şımarıkça olurdu.
Fatma-1721 / 5 Şubat 2008
 
Kesinlikle. Duygularını belli et, yetmedi peşinden gidip Kenan'ı kıskanıp öfkeden deliye döndüğünü söyleyerek tahrik et, sonra da tokadı yapıştır. Demir karşısında donup kalıyor takatsiz kalıyor zaten, ağzından bir iki kelime çıkıp yanından ayrılması bile büyük başarı olacak. Kenan mevzusundaki yanlış anlaşılma giderilmeden birbirlerine sevdiklerini söylemesinler. Sana güvenmiyorum, seni seviyorum cümleleri yan yana güzel ve hoş durmuyor.
sude9 / 5 Şubat 2008
funda / 02.11.2009
 
 
Cemal Ağa’nın İhsan & Süheyla olayının arkasını bırakmamasının sebebini anlıyorum ben. Bu konuda İhsan Bey haksız. Yani sonuçta Cemal Bey’in kızıyla evli bu adam. Kayınpederine “Süheyla’nın çocuğunun benimle ilgisi yok, babası ben değilim kesinlikle” dese… incileri mi dökülür, gururu mu kırılır?
Geçmişteki gerçekleri en azından kendisiyle Süheyla ilişkisini, Neriman’a açıklamak İhsan’nın boynunun borcu. O ne yapıyor, karısını bir çocuğun ağzına lolipop verir gibi avutup susturmaya çalışıyor.
Fatma-1721 / 5 Şubat 2008
 
İhsan konusunda şaşırmayı gerçekten çok isterim. Ökkeş belki de gitmem en iyi dediği zaman İhsan'ın davranışları ve sözleri çok şüpheliydi, olayları biliyor izlenimi verdi.
İhsan kesinlikle haksız. Cemal’in olayın peşini bırakmaması da doğal. İhsan’a da dokunduruyor ama asıl eziyeti Süheyla'ya yapıyor. Kadın çocuğunu bulmak istiyor o çocuğunu bulmak için elindeki tek umudu almış saklıyor. İhsan Neriman'a olup biteni söylemeli. Üstelik çocuğun babası kendisi de değil. Gençlik aşkı olduğunu söylemesi tamam kıskandırır belki ama büyük sorunlara yol açmaz, halledilir. İhsan gizledikçe sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Yahu kızı da böyle Demir'in karşısına geçip hala beni yanlış anladın teklifi kabul etmedim demiyor. İlk tanıştıklarında Demir onu işçi sandığında “ben işçi değil Kozcuoğluyum” demedi. Baba-kız şu huylarından vazgeçseler daha güzel olacak.
sude9 / 5 Şubat 2008
 
Cemal Ağa kızını da ilgilendiren önemli bir soru sorar. İhsan cevap vermez.
Neriman Süheyla ile ilgili soru sorar. Başından savar.
Kahya'sı bir endişesini dile getirir. Sonra der.
Tevekkeli onca malı kaybetmiş, borç batağına saplanmış.
Gurur abidesi İhsan'ımızın burnu pek bir havalarda. Kimseye mecbur hissetmiyor kendini.
Ağustos Böcüğü / 5 Şubat 2008
 
Kız isteme konusundaki Cemal Ağa’nın pişkinliği gerçekten yenir yutulur şeyler değildi. Sanki söylediğiniz gibi İhsan’ı evde kendi evinde misafir yaptı. O ince imalı sözler dersen şapka çıkarılacak sözler yok efendim evlerin duvarları kalınmış da, sen buraları gördün mü Süheyla Hanım da, yani her birisi imalı iğneli sözler pes dedirtti Cemal Ağa hepimize.
unutulmayan / 5 Şubat 2008
 
Çocuğun Babası İhsan'ın kendisi olabilir, O yüzden söyleyemiyordur. Yalnız, ben de İhsan'ın çocuğun yaşadığını bildiğini zannetmiyorum. İhsan'ın babası olayların üstünü kapamış olmalı. Aslan, Süheyla ve İhsan'ın oğlu çıkabilir. O zaman işler çok karışır tabi.
chagall / 5 Şubat 2008
 
Baba İhsan değil ben bundan eminim. Demir teyzesine sorduğunda Süheyla teretdütsüz, takılmadan ve düşünmeden “İhsan değil” dedi, onu derken keşke İhsan olsaydı der gibi bir hali vardı.
GULBEYAZ76 /5 Şubat 2008
mel / 05.02.2008
 
 
Evet, bende öyle düşünmüştüm ama Demir sorduğunda Bu olanların İhsan'la bir alakası var mı diye, yani aslında direkt olarak Çocuğun babası kim diye sormadı. Kötülüğü yapan, bebeği alan gibi sordu bence.
Changall / 5 Şubat 2008
 
Ben Cemal Ağayı daha doğrusu Cemal Ağa karakterini şimdilik çok seviyorum. Umarım Cemal Ağa karakteri benim hissettiğim şekliyle bu seviyede gider.
Cemal Ağa tamam damadını sevmiyor. Sevmeyebilir. Sonuçta kız babası. Ve İhsan ile arasında bizim bilmediğimiz olumsuz olaylar yaşamış olabilirler. Ama önemli olan; Cemal Ağa torunlarını ve kızlarını çok seviyor. Ve onların bu kadar çok tek yakınları. Herkes yanlış yapabilir. Cemal Ağa’nın tek istediği, İhsan’ın Süheyla’yla olan ilişkisini bilmek istiyor. Eee bunu açığa çıkarmak için yapıyor. Şöyle düşünün iş Süheyla’ya veya İhsan Bey’e kalsa bize gerçekleri söyleyecekler mi? Hayır. Süheyla demişti boş kuyulara söylemediği kaç senenin sırrını bize mi söyleyecek. Biz kim oluyoruz. Kesinlikle duyurmaz. Melek in bile haberi yok olanlardan. Kız daha yeni yeni anlamaya çalışıyor.
Ayrıca Cemal Ağa Demir’e Kenan’ı çıtlatmıştı. Asi’ye de Leyla’yı. Hem de ayarında. Bir de şu berber sahnesi çok hoştu. Damat diyor. Ben de sandım ki İhsan Bey’e diyor. Meğer Kerim’e diyormuş. Böylelikle İhsan Cemal Ağa’nın şerrinden kurtulmuş oldu. Artık Kerim’le dalga geçer. Hatta başladı bile. Saçlar falan.
pas.si.on79 / 5 Şubat 2008
 
Tavrı tarzı alışık olduğumuz yöntemlerden olmaya bilir, ama dedem işini bilir. Kimin nerde damarına basacak, nerde tavır koyacak. Kime nerde ne yardım yapacak. Kimi def edecek. O hepsini bilir.
Cemal ağama laf yok.
qsawe / 5 Şubat 2008
usayken
 
   
Cemal Ağa’nın İhsan’a kızgınlığı Neriman ile İhsan’ın evlenme sürecinde başlamış.
Yanılıyorsam düzeltin lütfen.
Cemal Ağa, Neriman ile evlenmesi için İhsan’a yalvarmış. Hatta yere diz çökerek yalvarmış. Ve bunu unutamamış.
Sanıyorum Neriman hamileymiş, bu nedenle yalvarmış. Neriman bir şekilde hamile kalmış ama İhsan evlenmeyi çok da istememiş, biraz mecbur kalmış. Bebeğin (sanıyorum Defne) babası İhsan’dır diye düşünüyorum.
Bunlardan çok hafif değinildi sanıyorum dizide, yoksa ben mi boşlukları doldurarak yazdım bilemiyorum. O kadar çok düşünüyorum ki bu dizi hakkında, hangisi dizide geçti, hangisini ben öyle uygun gördüm artık karıştırıyor olabilirim. Kendimden bile şüphe etmeye başladım desem yalan olmaz
Her neyse, konumuza dönersek, Cemal Ağa, İhsan ile evlenmeyi çok isteyen kızını kırmamak için yalvarmış ya, bunu unutamamış. Sonradan da gayet iyi bir aile oldukları için, İhsan’dan intikamını alabileceği bir fırsat bulamamış; ta ki maddi problemler başlayana kadar. İhsan tefeciden borç almadan önce Cemal Ağa’ya gittiğinde bu nedenle Cemal Ağa onun da yere diz çöküp yalvarmasını istemişti. Ama İhsan yapmadı ve yaşananları hepimiz biliyoruz. Şimdi bir de Süheyla ile aralarındaki konuşmaların bir kısmına tanık olunca, Cemal Ağa da olayları çözmeye çalışıyor, kendince küçük hinlikler yapıyor.
İhsan’a gelince, onunla ilgili konuşulacak çok şey var ama onu başka bir zamana bırakmak istiyorum. Cemal Ağa’ya olan tavrı konusunda da, aslında İhsan’ı taktir ediyorum. Bizim kültürümüzde büyüklere saygı esastır. Anne-Baba kadar Kayınvalide-Kayınpeder de saygıda kusur edilmemesi gereken insanlardır. Kendisinden nefretini bildiği halde, karısının babası olduğu, çocukları dedelerini çok sevdiği için saygısızlık etmemeye özen gösteriyor. Yapacağı hinliklere karşı da hazırlıklı, gayet olgun bir şekilde, gereken cevapları veriyor.
Bir de insanlar yaşlandıkça çocuklaşır, bencilleşirler. Onlardan olgun insan tavrı beklememek de gerekir. Nasıl çocuklarımızın saçma taleplerine gülerek, onların çocuk olduğunu unutmadan yaklaşıyorsak, yaşlılara da öyle yaklaşmak gerekir.
Bu arada büyüklere saygı derken, hatalı oldukları kararlarına itaat etmekten bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmak istemem. Babasının yanlış kararlarını uygulamak durumunda kalması saygıyla açıklanamaz. Bu başka bir yazının konusun.
Bu dizi, birçok konuyu çok üstü kapalı veriyor ve izleyicilere bırakıyor. Galiba o yüzden çok sevdim diziyi. Puzzle çözmek gibi. Ya da ben biraz fazla ciddiye alıyorum.
ZEMFIRA / 5 Şubat 2008
 
14. bölümde çok hoşuma giden bir şey.
Berber'de Kerim, İhsan, Demir otururken, Kerim aynada Cemal Ağa’yı görüyor ve İhsan'a dönüp "İşte baş aktör de geldi" diyor.
Bence bu çok cici bir şey. Kerim'in İhsan'la ortak bir şeyler yakalama çabası, kayınbabasına bir sempati gösterisi olarak algıladım. Çok cici bu Kerim.
vision / 5 Şubat 2008