usayken
 
 
Süheyla – İhsan… Belli ki ortada yarım kalmış bir aşk hikayesi var. Her ne kadar üzerinden zaman geçmişte olsa-ki Süheyla için zaman 20 yıl önce durmuş-yersiz de olsa Süheyla sorularına cevap arıyor.
Bunda da abes bir durum yok. İhsan'ı ayartıyor pozlarında değil.
Ağustos Böcüğü 14 Ocak 2008
 
Süheyla cevap aramakta haklıdır. Ammmaaa adamla doğa yürüyüşü yapmak zorunda değil?
SONAY T. / 14 Ocak 2008
 
Demir dizinin başında Kozcuoğlularından hepimizin bildiği gibi geçmişin intikamını almaya gelmişti. Bir insanı en güzeli elinden parasını alarak ezersin. Demir’in niyeti de böyleydi ama baktı ki Kozcuoğluları dibe vurmuş, her şeylerini borçlanmışlar, üstüne üstük bir de deyim yerindeyse burunlarından kıl aldırmıyorlar, o zaman Asi’yi çalıştırmayı düşündü. … Demir’in derdi para değil, güç bende para bende, yani gövde gösterisiydi. Zamanla bu ailenin hele de İhsan’ın hiç de gaddar olmadıklarına şahit oldu, önyargılı kaba davranmamasına karşılık Asi’nin hep iyi davranması Demir’i sanki ateşte eğilen Demir gibi yumuşattı. Tüm ailenin katkısı burada çok önemli, Defne’nin Kerim’le ilişkisi, kızların Demir abi demeleri, Melek’i bağırlarına basmaları, Demir’in iç kalesini yıktı.
Süheyla’ya gelince İhsan’a “çocuğumun akıbetini söyleyene kadar aramızda hiçbir hısımlık olmayacak” demişti. İhsanla daha çok buluşacaklar. Nitekim canından bir parça arıyor ve için için Neriman’ı kıskanıyor. Haklı da, sevdiği adam Neriman’ın yanında, çocukları hayatta, bir de üstüne Süheyla’nın annelik yaptığı çocuklarıyla evlenme derdindeler.
Süheyla’nın karakola gidişinin sebebine gelince; bence İhsan’a “Bak başına neler geliyor, ettiğini biçeceksin artık, söyle ne oldu benim çocuğuma” diye sormaya gitmiştir, diye düşünüyorum.
Pelikan / 14 Ocak 2008
 
Süheyla çocuğunu aramak daha da önemlisi bulmak için İhsan’la irtibatı koparmamalı ki bunu herkes yapardı sanırım. Ama bunu yaparken repliklerde çocuk isminin az geçmesi ve genelde hep geçmişe dair anılar anlatılması dikkat çekici. Ama nedense ben bunu garipsemiyorum. İhsan ve Süheyla’nın geçmişi hakkında biz seyircileri bilgilendiriyorlar.
Bilgilendirme yapmasalar zaten ne İhsan’ın ne Cemal Ağa’nın ne de Süheyla’nın hakkında bu bilgi donanımına sahip olmayacağız. Süheyla’yla İhsan buluşmaya ya da bir yerlerde dizi boyunca karşılaşmaya devam edecekler, bizim geçmişte olanları anlamamız için şart.
ebrumm / 14 Ocak 2008
 
Süheyla’nın evlilik hakkında konuşurken burası küçük bir yer kızların tek düşleri iyi bir damat adayı derken kendini hiç mi katmıyor acaba hoş bir zamanlar kendisi de aynı düşleri kurmuyor muydu? Hatta altın kendisine çıktığında daha çok umutlandığını kendi itiraf etmemiş miydi ki şimdi oranın kızlarını küçümser gibi konuşuyor.
eleren / 14 Ocak 2008
 
Efendim şöyle bir düşündüm de elektrik olmayınca hemen Neriman Hanım kızlarını alıp alıp baba evine mi gidecek acaba, çok merak ettim Fatura yüzünden olmayabilir, arıza sebebiyle de elektrikler gitmiş olabilirdi. Hala elektrik kesintisini hangimiz yaşamıyor ki, “Aaaa elektrik kesildi hemen evi terk edelim” demiyoruz. Vallahi yapa yapa Neriman Hanım yapar bunu sanırım, başka da kimse evini terk etmez.
Neriman Hanım güçlü bir kadın olsaydı evini elektrik kesintisi yüzünden terk etmezdi. Hepsi evlerinde oturur, babalarını konuşup, birbirlerine destek olmaları gerekirdi.
Neriman Hanım böyle davranarak dışarıdan bakanların bu kızlar sadece zengin koca bekleyen tiplerden görüşüne sahip olmalarını sağlar
deren1970 / 14 Ocak 2008
 
Nerimanlar evde durursa sorunları çözmüş olacak, zor günlerde babasından destek almak istemesi, onun yanında olmak istemesi oturup sakin kafayla ölçüp biçmesi lazım. Sonra parasızlık denen olay var. Ne yiyecekler ne içecekler? Çocukların masrafları. Okula gidiyorlar okul masrafların yanında, elektrik yok belki sonra da su olmayacak temizlik, okula hazırlık. Banka hesaplarına bloke konulmuş. Biz donalım aç kalalım, üşüyelim o zaman kötü günde bir olmuş oluruz denilmez ki. Sonuçta bir baba da çocukların perişan olmasını istemez. Okulundan geri kalmasını istemez. (kendinizi düşünün elektrikler kesilince çok mu hoşunuza gidiyor, internete giremezsiniz, TV izleyemezsiniz bir de sevdiğiniz dizi vay halinize. O zaman mum ışında oturmak hiç zevkli olmuyor. Duş almanız lazım ya da ders çalışmanız lazım; elektrik, su yok valla hiç eğlenceli gelmiyor bana. Nitekim kızlardan biri ders çalışıyordu.
Ayrıca babası, İhsan’ı kurtarmak için Neriman’ın yardım isteyeceği tek kişi. Tamam babasının İhsan’ı istemediğini biliyor. Ama Neriman’ın İhsan’ın durumu için yardım isteyeceği bir tek babası var.
pas.si.on79 / 14 Ocak 2008
 
Melek hep yalnızlıktan yakınıyor, canı sıkılınca kızların yanına gidiyor, onlar da Allah var bağırlarına basıyorlar. Garibim, Leyla gelince arkadaş olur, öyle candan davranır sandı. Leyla’ya gezme teklif etti. Leyla’da şimdi Süheyla Teyze’yle konuşması gerektiğini söyledi. Söylerken de Melek’e öyle bir ukalaca baktı ki, Melek üzüldü. Yani şu an senden önemli işlerim var, git başımdan der gibi.
pelikan / 14 Ocak 2008
 
İhsan’ı bende çok seviyorum, nedense Süheyla ile olduğunda daha bir relax görüyorum kendisini.
*Sultan* / 15 Ocak 2008
 
Kesinlikle hem relax görünüyor hem de şair kesiliyor. Üzerinden yıllar geçmiş adam hala Süheyla'nın ne giydiğini, güneşten yanmış yüzünü hatırlıyor.
Derinden etkilenmiş adam. Erkeğin kalbinde yer etmiş kadın. Neriman’da elde ettim İhsan'ı diye avunsun. Elde ettin de ruh ve gönül arkadaşı edebildin mi İhsan'ı, orasını sorgulamak lazım Nerimancığım.
Ama kadın için önemli değil kocasının adı İhsan Kozcuoğlu. O yeter ona.
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
 
Ben de en başından beri söyledim Neriman’ın ve kızlarının bu vurdumduymaz hallerine sinir olduğumu ama İhsan’ın bu hala gelmesinde ne gibi payı olabilir anlamıyorum.
Evet, belki eşine yeterince destek olmamış olabilir (kaldı ki bunu da bence anlayamıyor yani “aman bana ne, ne yaparsa yapsın” demiyor) İhsan&Süheyla arasında her ne geçtiyse bunun Neriman’la uzaktan yakından bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki ben Neriman’ın “Aman ben İhsan’dan hamile kalayım da benimle evlensin” durumuna da düştüğünü sanmıyorum. Her ne olursa olsun, Neriman bunca şeyleri düşünüp plan yapabilecek birisi de değil. Kadın kendi halinde saf birisi bence, bunu İhsan da söylemişti.
medsul / 15 Ocak 2008
 
Defne'yi Kerimle buluşsun diye babalarından gizli akla dahi gelmeyecek hinlikte plan yapan Neriman mı saf??!!!
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
 
Neriman fakir birisi ile zaten konuşmaz. Bakiniz Madam’a karşı tavırlarına. Zamanında madam çok zenginmiş, ama varını yoğunu kaybetmiş ve kendisine ait olan köşkte "hizmetçi" olarak çalışıyor. Neriman ona karşı nasıl davranıyor? Küçük görüyor. İşte benim rahatsız olduğum nokta bu; burnu maşallah Kaf dağında. Kocası hapiste, kendisi halen havalarda, hatta düşmesin diye, babasının evine gitti.
*Sultan* / 15 Ocak 2008
 
Ben sadece babası ile bir yakınlık olduğunu düşündüğü için tavır yaptı diye hatırlıyorum, o kadar. Kocası hapiste evet ama o da gerçekten çok üzgün. Bunu da geçen bölümde gösterdi.
Babasının evine gitti, neden; çünkü kendince doğru şeyi yapıyor, çocukları karanlıkta kalmasın sefil olmasınlar diye. Yoksa elalem ne der diye gitmedi. Kaldı ki bu akşam kalalım ne de olsa yarın İhsan çıkar evimize gideriz diye düşünüyor. Evet, kendi evinde kalsa onun için bir artı olurdu ama babasının evine gitmesi asla bir eski değil.
medsul / 15 Ocak 2008
hoffmania / 09.12.2010
 
 
Sonuçta İhsan, Neriman'la kaç seneden beri evli 4 tane kız çocuğu var gayet mutlular. Birbirlerini de çok seviyorlar. Süheyla’nın gelmesiyle, İhsan Ağa'nın düşünceleri biraz kafamızı karıştırmış olabilir. Ama geçmişte kalmış, sonuçta şimdi Neriman'la birlikte mutlu. Neriman o kadar kötü olsaydı bu evlilik bu kadar uzun sürmezdi zaten.
tugi_gs / 15 Ocak 2008
 
Neriman kendince hoş bir bayan ama kendini babasının zengin olmasıyla birlikte geliştirmemiş. Tam bir kasaba kadını olarak kalmış. Dedikoducu kızlarını evlendirmeye çalışan bir kadın olgusu. Süheyla ne kadar sinirlensem ve kızsam da burada Neriman’dan ayrılıyor, fakirlikten geliyor olsa da kendini geliştirmiş. Aynı yerde kalmamış
LİSA / 15 Ocak 2008
 
Süheyla ve Leyla, bu haftanın antileri olmuş. Süheyla, bir grup tarafından zaten hiç sevilmedi. Haksızlar diyemiyorum. Çok hak da veremiyorum.
Eyla'lar dan, özellikle Leyla olan çok antipatik. Esas oğlana aşık, ayırmaya çalışan kötü karakterimiz olduğu için, sevimli bulmamız mümkün değil. Diğer yandan, kişiliği de kötü. Biz, yeni tanıştığımız birinin yanında, aşağılayıcı cümleler sarf etmeyiz. ( Hoş eski tanıdıklarımıza da yapmayız. Kavga etmiyorsak) İlk geldiği anda, abisini ne kadar özlediğinden bahseden, yumuşak başlı kızımız, bir anda, Kozcuoğlu ailesinin baş düşmanı oldu. En büyük iki etken, kendi içinde yaşadığı aşk ve Süheyla'nın dolduruşları.
İstanbul'da yaşayıp da, çiftlik hayatının hayallerine dalmayan pek kimse yoktur sanıyorum. (kendimden biliyorum ). Muhteşem bir doğa parçasına gidip de, komşuluk olmamasından bahsetmek ki iki çiftlik sınır komşu. Birbirinin ışıklarını görecek yakınlıktalar. Bu da oldukça yakın komşu sayılır çiftlik yaşamı için. Bu yetmezmiş gibi, kaçakçılıktan eşi tutuklu olan bir bayana, geçmiş olsun ziyaretinde " Sizin buralarda kaçakçılık pek yaygın" tarzında, sanki komik bir durummuş gibi konuşması bardağı taşırdı. Bunlar henüz ilk gelişinde yaşananlar.
Kerim'in, kardeşinin duygularından habersiz, Süheyla'nın duygularından haberli yaptığı "Asi arıyor" şakası, Demir'in sadece samimi arkadaşının kardeşi (kendi kardeşi gibi göremeyeceği kadar karakteri uzak biri) olarak görmesi, Leyla'nın pek gizleyemediği tırnaklarını ortaya çıkartacaktır.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Soruluyor… Neriman bebeği tek başına mı yaptı?
Değiştirip soruyorum İhsan tek başına mı yaptı bebeği de Cemal İhsan'ı suçluyor. Suçlamakla da kalmıyor zarar veriyor. Kızını dövmeyen dizini döver. Kızının davranışını sorguladı mı hiç. Bir defa mevzuu açıldı hatundaki cevaba bak: Bütün kızlar peşindeymiş. Ne yapsaymış.
Neden 4 tane çocuk yaptı İhsan bu kadından diye sordum kendime. Hatunun tek hayali zengin koca bulup evlenip çoluk çocuğa karışmaktı. İhsan ziyadesiyle verdi. Yalnız Neriman hesap edemedi bir gün fakir düşebileceklerini. Olsun nasılsa kapı gibi babası var.
Süheyla Cemal'e kendi özeliyle ilgili bilgi vermek zorunda değil.
Ne diyecekti kadın yok İhsan değil babasının çocuğu. Bize o üslupla sorulsa acaba cevabınız ne olurdu!
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
 
Dizideki klasik olarak Leyla karakterinin girmesi ile üçgenler ve beşgenler oluşmaya başlıyor. Ihlamurlar Altında’da aynı şey oldu ve seyirciyi sıktı. Senaristlerimiz neden daha geniş düşünmezler. İlla bir kötü kadın ve erkek girmek zorunda mı? Ben de Süheyla karakterini sevmiyorum ama gerçekleri öğrendikçe ona hak vermeye başlayabiliriz. İhsan’ı sevmiş ama onun babası onları ayırmış örülen o ve Kozcuoğlularından birinin tecavüzü sonunda (tahmin) bir bebek doğruyor ve bu bebek de elinden alınıyor yani Süheyla da kendince haklı.
Neriman gibi her zaman rahat olmamış, yaşamı mücadele dolu olan bir kadın olmuş. Neriman’nın babasının evine gitmesini haklı görenler var ama ne olursa olsun kendi evinde kalacaktı. Bu hem onun şerefini yüceltirdi hem de ben hala ayaktayım imajı çizerdi.
LİSA / 15 Ocak 2008
 
Kendimce düşünüyorum, uzun süredir evliyim; Ayni olay benim başıma gelse ne yapardım?
Kesinlikle, çoluk çocuğu toparlayıp, hatta birisini evde bırakıp (Asi) babamın evine gitmezdim.
Babamdan yardım isterdim belki - ayrı konu ama bu eşimle ve çocuklarımla yaşadığım evi terk etmekle olmazdı.
Babamda bana destek çıkmak için, elektrik faturasını ödeyip ve işi eşime iyi bir avukat tutmak olurdu.
Evlendiğiniz zaman eşiniz ile bir bütün oluyorsunuz.
İyi ve kötü zamanda, hep yanındayım duygusunu vermelisiniz.
Şimdiye kadar gördüğümüz İhsan-Neriman portresi, maalesef iki yarım elma;
Birbirini tamamlayan, bir elma yok.
*Sultan* / 15 Ocak 2008
 
Fragmanı gördüm. Çok karışıktı. Asi babasını ziyarete gitmişti hapiste. Asi ve Demir neresi olduğunu anlayamadığım bir odadalardı. Demir Asi’nin kolundan tutuyordu. Tabi burada birbirlerine meşhur bakışlarını fırlatıyorlardı. Asi Kenan’la önemli bir şey konuşmak ister gibiydi. Süheyla bebeğini doğurduğu sırada orada olan kadınlardan biriyle karşılaşıyordu. Kadın kaçıyordu Süheyla “kaçma” diye peşinden gidiyordu. Çok kısa bir fragman. Hiçbir şey anlamadım.
Gamze_yy / 15 Ocak 2008
 
Fragman…
Bayağı karışıktı. Asi babasını ziyarete geliyordu.
Sonra Asi’yle Demir bir odadalardı. Demir Asi’nin kolundan tuttu. Çok sinirli bakıyordu. Burada eli sarılıydı. Anlaşılan ufak bir sıyrıkla atlatmış. Anlaşılır bir fragman değildi. Süheyla’da “kaçma” diye bir kadının peşinden koşuyordu.
Sımarık Cadı / 15 Ocak 2008
 
Süheyla’nın çocuğuyla ilgili bilgilere ulaştığını zannediyorum
Ya da bir şeyler hatırlıyor.
Cemal yine iğrençliklerine devam ediyor İhsan açısından.
İhsan da onu tersliyor anladığım kadarıyla hapiste.
Demir- Asi cephesinde sanki kayda değer bir şeyler yok gibi ama belli mi olur?
bimkolik / 15 Ocak 2008
Fragmanda Kenan’ı çok tedirgin, Demir’i çok sinirli ama Asi’yi çok bir sakin gördüm.
Neler oluyor bu üçlünün arasında?
narima / 15 Ocak 2008
 
Demir Asi’ye zannettiği gibi onlara Kenan’ın yardım etmediğini söylüyor galiba. Asi’nin Kenan7ın yanına girişi bu durumu biliyor ve ona “Bu nasıl cüret, kendi yapmadığın şeyleri nasıl yapmış gibi davranırsın?” diyecek gibiydi.
İhsan Bey, Cemal Ağa’ya sert çıktı. Bence Cemal Ağa ona da Süheyla’ya sorduklarının benzerini sormuştur ve hak ettiği tepkiyi ve gerçek cevabı da almıştır.
fatma-1721 / 15 Ocak 2008
 
Demir söylemesin. Asi öğrensin.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
ASİ'nin Kenan'ın yanına girdiği sahnede hesap soracakmış ifadesinden çok hayatından bezmiş bir şekilde bir cevap vereceği aklıma geldi. Düşünmek dahi istemiyorum. Asi Kenan'ın evlilik isteğine olumlu baktığını falan söylemez umarım.
Demir-Asi sahnesi mükemmel Demir yine bakışlarını konuşturmuş. Sanki Demir’in Asi’yi bir şeyden vazgeçirmek ister gibi bir hali var. 12 bölümdür bakışlarla konuşmalarından artık sıkıldım. Bence daha fazlasını hak ediyoruz. Süheyla galiba doğumuyla ilgili olarak bir tanıdığa rastlıyor.
Steella / 15 Ocak 2008
 
Süheyla yine doğum yaptığı anı hayal ediyordu. Orada ebeye yardım eden iki kadın daha vardı. Galiba onlardan birini buldu ya da benzetti. O kadının peşinden koşuyor olabilir.
crncrncrn / 15 Ocak 2008
usayken
 
   
Demir’in Cemal Ağanın yanına gittiği kıyafetle, Asi’yle bir odada konuştuğu kıyafet aynı. Sanırım Cemal Ağanın evi orası. Asi de Cemal Ağa’nın evinde, Kenan’ın yardım ettiğini düşündüğü için onlarla birlikte olabilir. Demir de Asi böyle düşündüğü için ve Kenan’ın yanında olduğu için kızmış olabilir. Hani demişti ya kolay bir yol mu seçeceksin diye. Belki de Demir buna kızdı. Asi’nin kolay bir yol seçmiş olduğunu düşünüyor, ona konduramıyor. Asi yle bu konuda konuşuyor olabilirler o sahnede. Asi de Demir’e bu işe karışmaması gerektiğini söylemiş ve kovmuş olabilir. Demir’in Asi’nin kolundan tutuşu ve bu durumu sorgulaması bana bu sebepten kaynaklanıyor gibi geldi.
Bazı arkadaşlara katılıyorum, Asi’nin suratındaki ifade bıkmıştık ifadesi resmen. Ve Kenan’a yaklaşacak olabilir yaptıkları için. O da haklı bu zor durumda destek gördüğünü düşündüğü kişiye yaklaşıyor, bir anlamda sığınıyor. Belki de o sahnede Demir söyleyebilir bütün bunları kendisinin yaptığını ama yapmamalı bence. Demir karakterine aykırı bir durum.
Bir yandan da Demir in böyle bir tepki göstermesi Asi’yi kendine getirebilir.
Vamos / 15 Ocak 2008
 
İhsan Bey’in Avukatı 7 günlük itiraz süresini kullanıyor sanırım. Mahkeme görüntüleri bu nedenle verilmiş fragmanda. Mahkeme Salonunda Avukatlar (Demir’in tuttuğu da var), Asi, Neriman, Defne ve Lüle var ben Cemal Ağa’yı göremedim.
Asi, İhsan Bey’i hapishanede ziyaret ediyor. Büyük ihtimalle kefaletle salıverilme talebi mahkemece uygun görülmemiş. Yani İhsan Bey yeni deliller bulunana kadar tutuklu yargılanacak …(Halep yolu göründü)
Demir, Cemal Ağa’nın evinin bahçesinde Cemal Ağa’yla görüşüyor… Ben Asi’yi görmeye gittiğini düşünüyorum.
Asi ve Demir’in görüntüleri de yine Cemal Ağa’nın evinde. Geçmiş bölümlere baktım ev Cemal Ağa’nın evi. İhsan Bey, Asi’ye salıverilmediği için dedesinin evine gitmesini söylemiş olabilir. (Koskoca çiftlikte bu hava şartlarında çekimler çok zor yapıldığından böyle bir çözüm bulmuş olabilirler)
Ben Demir’in avukat ve elektrik ücreti meselesini Asi’ye kendisinin söyleyeceğini sanmıyorum. Senaristler Demir’in karizmasına çizik attırmazlar. Asi bunu başka yollarla öğrenecektir. Sevinç var, Defne/Kerim ikilisi var, Avukatlar var. Hatta babasından bile öğrenebilir.
Asi, Demir’e karşı önyargılı olmaya devam edecek bence. 12. bölümde de öğrenmez gibi geliyor bana ama gerçekleri öğrendiğinde yüzünün alacağı ifadeyi ve tabi duygularını çok merak ediyorum. O da Elizabeth gibi büyük bir pişmanlık yaşayabilir ve Demir’e aşık olduğunu fark edebilir…
ayşe ıraz / 15 Ocak 2008
 
İhsan'a güveniyorum. Elimde değil. Tamam, vakti zamanında Süheyla ile aşk yaşaması beni sert biçimde ters köşe etti ama bunu yok kabul edersem bildiğim tanıdığım İhsan, duruşu hala aynı. Sırf eski aşkı karşısına çıktı diye zamanla sevdiği kadına gururla yetiştirdiği çocuklarına siz müsaade edin bana biraz yarım kalan aşkımı yaşayayım demez, o zihniyet ve karakterde biri değil. Süheyla’nın kalbindeki yerini kimse dolduramamış belki ama Neriman içinde kalbinde yer açmış biri. Etmez öyle hatalar
sude9 / 15 Ocak 2008
 
Süheyla'nın 2 alternatifi var;
1. Çocuk öldü ise, mezarı bulmak. Önceliğinin bu olması daha normal ama mezarı varsa.
2. Mezarı bulamazsa, dirisini aramak.
Önce mezar arıyor. Bulamayınca, öldü yanıtını kabul etmeyecek ve dirisini aramaya başlayacak. Tabii tüm mezarlıkları araması bitmeden, yaşadığını da öğrenebilir. Bu elbette bizim tahmin ettiğimiz ama Süheyla'nın bilmediği kısmı.
Şimdi, İhsan-Süheyla muhabbetine geri dönelim.
"O gece çiftlikte bir bebek doğdu, bir bebek öldü"
2. bir hamile olsa bunun bilinmesi lazım. Ökkeş efendi ve hanımı, çiftliğe ne zaman geldi. Gelir gelmez, gayrimeşru çocuk bunlara, sizin olsun bakın büyütün diye mi verildi. Ökkeş ve hanımı, daha önceden çiftlikte olsalar, Aslan'a hamile olduğu, ya da, en azından hamile olduğu bilinirdi. Yani ortada 2 hamile yok, bu bilgilere göre. Tek mantıklı gelen açıklama, Ökkeş ile Fatma'nın, apar topar bir yerlerden bulunup, getirildiği ve Aslan'ın onlara verildiği.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Ökkeş Yusuf Ağa'yı tanıyor. Dolayısıyla uzun yıllardır Kozcuoğlularının yanında.
Şöyle olabilir Süheyla ile aynı gün Ökkeş'in karısı da doğum yapar fakat çocuğu ölür. Yusuf Ağa fırsatı kaçırmaz Ökkeş'e çocuğu verir. Büyütsün diye. Ökkeş eşi üzülmesin diye ve Ağasına da karşı gelemediğinden çocuğu sahiplenir.
Şayet Aslan Süheyla'nın çocuğuysa sadece Ökkeş gerçeği biliyor diye iddia ediyorum.
Yusuf Ağa sağken gerçeği söyleyememiştir İhsan'a. Yusuf Ağa öldükten sonrada artık çok geçtir ve gerçeği gizlemeye karar verir ortalığı bulandırmaktansa.
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
 
İyi hoş da, 2. hamile nasıl gizlendi. Kuşak mı sardı 9 ay. Evli barklı kadın neden gizlesin hamileliğini. Süheyla, karnı burnunda gezerken, diğer hamile saklanacak değil ya.
Ökkeş, eski elemandır da, eşi yoktur yanında, köyden geldi falan diyebilirler. Neyse bir şey diyecekler.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Bahsettiğimiz hamile Ökkeş’in eşi ise gizlenmesine gerek yok ki. Ökkeş'in helali. Kadın Aslan'ı kendi çocuğu sanıyordur. 2.hamile ortalıkta görünmüyordu diye bir konu geçmedi ki. Yani bir mantık hatası yok şayet olaylar bu şekilde gelişti ise.
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
 
Bence Fatma ile Süheyla ikisi de aynı gün doğurdu. Ancak Fatma'nın doğurduğu çocuk öldü ve Fatma'nın bu durumdan haberi olmadan kendi ölen çocuğuyla Süheyla'nın doğan çocuğunu değiştirdiler. Demek istediğim şu ki, Fatma'nın da bu durumdan haberi olmayabilir
life_prenses / 15 Ocak 2008
 
Şimdi bir noktanın atlandığını fark ettim.
Geçen bölüm Cemal Ağa, bir bey ile Süheyla'nın çocuğunun babası kim diye konuşuyordu. O beyin cümlesi "Süheyla'nın hamile olduğunu bilmeyen mi var"
Yani orası küçük bir yer. Süheyla, gayrimeşru çocuğa hamile. Fatma'da meşru çocuğa hamile. Fatma'nın hamile olduğunun bilinmemesi düşünülemez. Fatma'nın, doğum belgeleri tam olarak tutulmaz mı? İhsan’ın babası tüm doğum ve ölümleri yazmamış mı?
Bu durumda, Fatma'nın doğumunu işlerler, Süheyla'nın doğumunu da "öldü" diye kaydederler. Yani 2 doğum 1 yaşayan 1 ölen bebek kayda geçer.
"O gece çiftlikte bir bebek doğdu bir bebek öldü"
İşte bu uymuyor.
Bu nedenle diyorum, Fatma'nın da bir şeylere ortak olması gerek. Analık içgüdüsü ile kendisinin olmasa da, çocuğu sahiplenmiş olabilir ama bana “Fatma bilmiyordu” çok mantıklı gelmiyor. Fatma, köyde. Uzakta. Kimse durumunu bilmiyor. Yusuf Ağa, Ökkeş'e, Süheyla'nın çocuğunu öldürme emri veriyor ( kötü ya) Ökkeş kıyamıyor, eşini çağırıyor. Doğurmuşsun gibi bu çocuğu sahiplen, ben kıyamam diyor. Olamaz mı? Türk filmi gibi oldu ama
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Senin dediğin çok vahşice olur. Şayet Yusuf'un çocuğuysa (tahminlerimiz o yönde ya) kendi çocuğunu öldürtmeye kalkacak kadar zalim olamaz.
Yusuf Ağa acımasızmış, çok ahh almış ama gözü dönmüş bir cani olacağını sanmıyorum.
Ağustos Böcüğü / 15 Ocak 2008
alıntı
 
 
Aynı gün iki kadın doğum yapmış. Fatma ve Süheyla. Süheyla’nın bebeğini bebeği ölen (orayı hiç anlamadım, bir de deniyor ki o zamanda Kozcuoğlunda ölüm olmadı) Fatma ya bu senin bebeğin diye vermişler. Ökkeş biliyor ama Fatma bilmiyor bu durumu. Yusuf Ağa bebek doğana kadar beklemiş. Doğmadan önce Demir’in annesini hırsızlıkla suçlayıp kovmuş. Bebeği de bu yolla alıp hiç etmişler işte. Kayhanın oğlu olarak. Ne paradan nede konumdan nasibini almamış. İhsan ne kadar kızsa da Aslan’a karşı farklı her durumda. Bence böyle diyorum
Elaaya / 15 Ocak 2008
 
Aynı gün iki kadının doğum yaptığını nereden biliyorsun? Sorun burada zaten. Bilinen tek doğum olduğu, onunda öldüğü! Anımsadığın bir sahne varsa paylaş da rahatlayalım. Tüm öğleden sonramız bu sorun ile geçti.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Sahne değil… Şimdiye kadar Süheyla’nın doğumundan başka doğum olayı görmedim dizide. İlk zaman Aslan’ın Ökkeş efendiye beni bir kez oğlum diye sevmedin, bir kez bile göğsüne yaslamadın diye bir serzenişi olmuştu. O, ben de kayıp bebeğin Aslan olduğunu netleştirdi. Ve İhsan Bey Ökkeş’e dedi ki hepimizin günahlarının bedelini zavallı bu kız ödedi.(Melek) yani Ökkeş’te işin içinde ve ben bebeği ebeden almaya gelen adamın Ökkeş Efendi olduğunu sanıyorum. Bunu ufak bir çıtlatmıştım birilerine. Hiç bir şey sormana bile gerek yok zaten çözmüşsün demişlerdi bana. Bilemiyorum.
Fatma’ya da bebeği öldükten sonra 2 gün sonra al bebeğin yaşıyormuş diye Aslan’ı veremezler herhalde. Çok yakın saatlerde iki doğum olmalı.
Elaaya / 15 Ocak 2008
 
Bölümün birinde, sanırım Süheyla’nın memlekete gönderdiği kızın Kozcuoğlu Çiftliği’nden kitap götürdüğünü öğrendiğinde, İhsan Bey bir şey demişti “o gün Kozcuoğlu Çiftliği’nde iki doğum oldu " ama Fatma diye bir isim vermemişlerdi.
refiye nur / 15 Ocak 2008
 
İlk bölümleri seyrettiğimde daha değişik bir cümle duydum sanki. Çiftlikte bir gün arayla iki çocuk doğuyor. İhsan bu cümleyi Süheyla’ya ilk buluşmalarında söyledi. Ben bu konuyu daha önce de dile getirmiştim. 24 saat dilimi doğum yapan bir insan için uzun bir zaman. Hemen bebeğini görmek ister, varsayalım doğumda çocuk öldüyse bir anneyi bebeği göstermeden nasıl avutabilirsin… nasıl?
Bence Süheyla doğum yaptı, o anda bize gösterdikleri gibi çocuğu elinden aldılar. Bebeği çiftlikten uzaklaştırdılar.
İşte bundan sonrası muamma, çözmek için biraz daha bir şeyler bilmeliyiz.
pelikan / 16 Ocak 2008
 
Süheyla ile Fatma’nın aynı gün doğum yaptığı ima ediliyor. Peki, Fatma’nın çocuğu ölmese idi bu çocuğu kime vereceklerdi. Senaristler bu bilmeceyi nasıl çözecek.
LİSA / 16 Ocak 2008
 
13. bölümde Aslan'ın neden yaralanması gerektiğini de anlamadım. Süheyla'nın 12. bölümde çocuğunu öğrendiğini varsayarsak Aslan'ın yaralanması, Süheyla'nın oğlunu kabul etmesi için bir zemin olabilir mi? Aslan'ı Süheyla'nın gözünde değerli kılmak için Aslan'ı yaralamış olabilir senarist ablalar.
Süheyla, Aslan'ı Cevriye'ye saldıracakken yakaladı. Sapıkça bir düşüncesinin olduğunu gördü hatta tehdit etti. Geçmişte kendisine de yapılan bir hareket bu. İster istemez kendi çocuğu da olsa ürkecektir. Bu yüzden senaristlerin Aslan'ı yaralamak istediğini düşündüm.
Neslihan17 / 15 Ocak 2008
 
Aslında düşünürsen Aslan’ın şirin gözükmesi için çok güzel bir ortam olacak İhsan Bey’i kurtarmak isterken yaralanması hem de Demir’i korurken yaralanması Aslan’ın Süheyla’nın gözünde çok büyük yer etmesine yol açacaktır.
unutulmayan / 15 Ocak 2008
 
Aslan da ki değişimler hayra alamet durmuyor tamam eski durumuna nazaran çok iyi hatta böyle devam etsin. Ama başından beri Aslan'ın Yusuf’un oğlu olmadığını Kozcuoğlu olmadığını düşünüyorum. Zira Asi'ye tutumundan sonra kesinlikle öz amcası çıkarmazlar, yapamazlar diyordum. Hala öyle diyorum. Şimdi bu değişim bu olamaz, buna tahammül edemem dediğim şeyi ufak ufak kabul ettirme ve alıştırma girişimi ise yazık bize. Hayattan silleyi yemiş Aslan da baba tarafından köklü bir geçmişe ana tarafından zengin bir birikime ve servete sahip olur o zaman. Süheyla’nın kabul etme aşaması ise sorun yok o zaman.
Süheyla'nın Aslan'ı kabullenmesi bana kalırsa da zaman alacak. Şahit oldukları yeter. Kabullendiği zaman da bunu hemen söylemez bir müddet gizler. Koskoca psikonun karşısına nasıl ben senin annenim diye çıksın, adam ekmek bıçağından büyük bıçak ile dolaşıyor. Psikolojisi ile oynamak istemez çocuğunun. Bunu Ökkeş’e söyletebilir önce, ondan duysa inanır diye düşünebilir, kendisinden önce onları devreye sokabilir.
Sude9 / 15 Ocak 2008
 
Yıllarca evlat özlemi ile yanan Süheyla bırakın dirisini bulmak mezarını arayan Süheyla çocuğu Aslanda çıksa kabullenecektir. Zaman kaybedeceğini sanmıyorum gizli tutacağını da ama şu olabilir eğer ki öğreniyorsa öğrendiği gerçekleri İhsan Bey Ökkeş Efendi doğumdaki kadınlar hemen hemen hepsine onaylatacaktır.
unutulmayan / 15 Ocak 2008
 
Kerim, her fırsatta Defne'nin yanındaydı, hep destek verdi. Asi, seven erkeğin nasıl davrandığını gördü.
Demir'in, kendisini sevdiğinden emin olsa, aynı tavırların kendisine de sergilendiğini görecek. Ama henüz aşkın kör kısmında. Böyle davranan erkek varken, aklı mutfağa gitmekte olan birisine, bakmaz bile... ki Asi de, bakmıyor.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Son fragman biraz değişik. Asi'nin kıskançlıkları var, Demir'le Leyla'yı çarşıda filan görüyor sanırım. Süheyla'nın birine para teklif etmesi var. Süheyla İhsan'ın elini tutuyor (ziyaret sırasında) Kanal D’den yayınlanan fragmandan bayağı farklı.
Neshilan17 / 15 Ocak 2008
 
Çizilen Demir karakterine tamamen ters bir durum, kendi yaptıklarını kendisi söyleyecek olduktan sonra neden gizli tutsun ki bu gerçekleri. Asi’yi, Asi’nin gururunu çok yakinen bilen babasının tutumunu anlayan bir Demir kesinlikle yaptıklarını kendisi söylemeyecektir.
unutulmayan / 15 Ocak 2008
 
Süheyla düşmanın dediği birini neden ziyaret etmeye gidiyor. Hadi gitti neden elini tutuyor. Ona bu cesareti kim veriyor. Kesin yine İhsan Bey(!) evli olduğunu unutup Süheyla’nın senin karakaşını kara gözünü unutamadım deyip başlarsa hiç şaşırmam. Eğer öyle olursa gözümden iyice düşecek yani. Tamam, babalığı çok iyi ama kocalığı daha doğrusu sadık kocalığı tartışılır yani!
crncrncrn / 15 Ocak 2008
usayken
 
 
Görülen ortada. Ama her şey göründüğü gibi değildir. Süheyla'nın ziyareti manidar, kabul. Ama hepimiz, zorda olan kişinin elini tutup güç vermek istemez miyiz?
Süheyla, ilk geldiğinde kin ve nefret doluydu. O'da Demir gibi her geçen gün yumuşuyor. Karşısındaki erkek, bir zamanlar sevdiği erkek. Yakınlık göstermesi çok normal. Belki İhsan'da hala bir şeyler hissedip bunu yenmeye çabalıyor. Her iki tarafı da suçlamak için bana erken gibi geliyor.
Bu kadın ve erkeğin yaşadıklarını, birçok kadın ve erkek hayatının farklı zamanlarında yaşıyor. Birisini sevmek, onunla evli olmak, bir başka kişiden etkilenmeyi engellemez. Engellenmesi gereken, bu etkilenmenin ilerisine gitmektir. Çünkü ilk elektriği isteyerek almazsın." ben eşimi aldatmak için şu kadına bakayım, bu erkeği beğeneyim" demeyiz. Birilerini beğeniriz ama onunla birlikte olmak ya da olmamak için karar veririz. İşte eşini aldatmak kısmı bundan sonra başlar. Bana hiç kimse, "hayatımda biri varken, kimseye bakmam " demesin. Hepimiz yakışıklılara da güzellere de bakarız. Çok büyük bir bölümümüz bakar ve geçeriz. Bir grup kişide bakar ve peşinden gider.
Bu ilişkide henüz İhsan cephesinde, peşinden gitmek yok. Süheyla'nın aklında İhsan ve bebeğinden başka bir şey olmadığı ortada ama bu da, Süheyla'nın, İhsan'ı karısından ayırmaya çalışacağı anlamına gelmiyor. Acele karar vermeyelim.
qsawe / 15 Ocak 2008
 
Yarı aldatma var. Adı konulmamış gizli kapaklı buluşmalar var. Süheyla’nın çocuğunu konuşmak için buluşuyorlar ama hep nedense kendileri ile ilgili konuştuktan sonra ayrılıyorlar.
Bu bölümde de Süheyla çocuğu ile ilgili bir şeyler buldu ya kesin doğru mu diye İhsan’a sormaya gidiyordur. Sonra da laf lafı açar kendilerinden konuşurlar bunda kızacak bir şey yok (!) ne kadar saçma. Kadın İhsanı görünce çocuğunu; adam Süheyla’yı görünce karısını unutuyor.
crncrncrn / 15 Ocak 2008
 
İnsanın tüm yaşamı karar vermekle geçer. Sabah yataktan kalkmaya da, yemek yemeye de karar veririz. Yataktan kalkarız ya da kalmayız. Yemeği yeriz ya da yemeyiz. Tüm hayatımızı karar vererek geçiririz. Bunu ben söylemiyorum. Bu konularla ilgili birçok kitap, hep bunu söylüyor.
Kararını verirsin. Güzel kadın dersin. Yakışıklı erkek dersin. Çok çekici. Çok alımlı dersin. Dersin ve geçer gidersin. Bunu yapmayan var mı? Birbirimize yalan söylemeyelim. Şurada topu topu kaç kişiyiz.
Ama gün gelir de, evini, çoluğunu çocuğunu unutur, o güzele ya da o yakışıklıya kapılır gidersen… ee sonrasını anlatmaya gerek yok. Bu bir karardır arkadaşım. Eğer herkes doğru kararı verseydi ki burada doğru görecelidir. Hiç bir evlilik bitmez ya da kimse evli kalmazdı.
Kişilik, zamanla gelişir ve gelişimini tamamlamaz. Kendini eğitmeye devam eder. Doğru kararlar herkese göre değişir. Öncelikle bunu kabul edip, kararlara saygılı olmamız lazım.
Bana göre de İhsan, Süheyla ile bir şeyler yaşamamalı. Bana göre de doğrusu bu. Ama İhsan, Süheyla'yı seçerse bu onun kararıdır. Gerçek hayatta olsa, önce bir süre ayıplarız belki, ama zamanla kabulleniriz. Hepimizin çevresinde benzer olayları yaşamış birçok kişi var. Dizi olunca iş biraz daha değişiyor elbet. Birilerinin doğrusu yaşanıyor. Ama bu doğru hepimize uymayabiliyor.
qsawe / 16 Ocak 2008
 
Aslında dün fragmanı izleyince özellikle bir sahneye çok taktım. Öyle böyle değil hem de feci taktım. Asi'nin babasının yüzünü ellerinin arasına alıp melül melül bakması çok gereksizdi. Hani karşısındakinin İhsan olduğunu bilmesem derim aşık olduğu adama bakıyor. İlk defa izleyip o sahneyi gören ne düşünür?
Bütün çocukları ve eşi pasifize et sadece Asi yıkılsın. Hiç hoşlanmadım o sahneden ben hiç.
Ağustos Böcüğü / 16 Ocak 2008
 
Tam 12 den vurmak. Ben de döndür döndür baktım o sahneye. Bu kız dedim kime bakıyor böyle. Elbette konuşmalarla o sahne çok farklı anlam taşıyabilir ama ilk izlediğimde, Demir mi dedim. Sonra ellerinin altında sakalları görünce, bir pes çıktı benden. Sonra da boş ver dedim öyle bir sahnedir ki, öyle oynanması gerekmiştir. Şimdilik susuyorum cuma akşamı karar veririz oyunun gerekli mi- gereksiz mi olduğuna.
qsawe / 16 Ocak 2008
 
Birçok arkadaş baba-kız (Asi-İhsan) sahnelerini abartılı bulmuş, ben öyle görmüyorum. Asi’nin babasının yüzünü ellerine alması dahi kınanmış, bu sevgiliye yapılan bir hareketmiş. O zaman ben sapığım herhalde çünkü bu davranış bana çok normal geliyor. babam işlemediği bir suç yüzünden yıllarca içerde kalma tehlikesiyle hapiste olsa, içimdeki o acıyla, o sevgiyle ben de öyle davranırdım. Hatta daha fazlasını da yapabilirdim, babamın yüzünü öpücüklere boğardım herhalde. Ona sıkı sıkı sarılır yakasından düşmezdim. Asi-İhsan’ın arasındaki baba-kız sahneleri bana abartılı gelmiyor.
fatma-1721 / 16 Ocak 2008
 
O sahnede, bakışları romantik bir sahne varmış gibi geldi ilk izlediğimde. Anlık bir görüntü. Ayrıca, o sahnede yüzünü tuttuğu erkek gözükmüyordu. Birkaç kez izlediğimde İhsan olduğunu ve romantik bakışın belki de üzgün bir bakış olduğunu düşünmeye başladım. Devamında da, belki de öyle sahneler olacak ki o yüzünü tutma sahnesi çok normal gelecek gözümüze dedim.
qsawe / 16 Ocak 2008
 
Orada belki babası ağladığı için babasının gözyaşlarını siliyor olabilir. İlk etapta yani fragmanda direk yüzünü tutması sanki bir çocuğu sever gibi ya da ne biliyim başka bir şey gibi geldi. Ama sadece fragmandaki bir iki saniyelik görüntüyle bunun hakkında yorum yapmamız doğru olmaz. Her şeyi sorguluyorsak nasıl bakışları, gülüşleri, öfke halini, kapris, kıskanç hallerinde mimiklerine bakıyorsak, konuşuyorsak onu da konuşmamızda bir sakınca yok. Sapıklık olarak elbette değil. Burada bakılan o duyguların hareketlerle yansıtılması. Sonrasında ki bu son fragmanda göremedim videolarda vardı. İhsan Bey kızını minik de olsa gösterdikleri bir kare vardı ki o bağrına basışı çok duygusaldı.
Demem o ki sadece o anki duyguda hareketler göze batıp batmadığı.
pas.si.on79 / 16 Ocak 2008
 
Fragmanda o sahneyi ilk gördüğüm an da aklımdan aynen şu geçti "gün gelecek Asi Demir'in de yüzünü böyle okşayacak mı acaba". Sahne bir baba-kız yakınlığından çok farklı iki cinsin birbirlerine duygusunu yansıtmasına benziyordu. Bu sahnede Tuba bakışlarının dozajını pek ayarlayamamış gibi geldi bana. sanki Demir'e bakar gibi bakmış babasına da. Yoksa tabi ki hepimiz babamıza böyle davranıyoruz ama bu ekrana yansıyınca farklı duruyor birazcık.
cave77 / 16 Ocak 2008
 
İhsanla Asi’nin sahneleri gayet hoştu baba-kız olarak ben çok içten ve samimi buldum.
klgçaglar / 16 Ocak 2008
 
Kenan borçları ödedi diye, avukat buldu diye Asi evlilik teklifini kabul eder mi, sanmıyorum. Olsa olsa minnet duyar ve bu evliliğin olamayacağını kibarca söyler yani söylemeli. Kıskançlıktan tepesi atıp da yapar mı? Onu da sanmıyorum. Bu zamanda hiçbir aklı başında bir kız böyle bir evlilik yapmaz.
siyah-belaz / 16 Ocak 2008