funda
 
 
Bir de şey çok hoşuma gidiyor benim; Demir ve Asi karşılıklı konuşurken, Demir adım adım Asi’ye yaklaşıyor ya, böyle dozunu ayarlayarak… O zaman Asi de bir şey demiyor. Bu bölüm kuliste de, ahırda da, son sahnede de aynı şey oldu mesela.
znr / 16 Aralık 2007
 
Benim de çok hoşuma gidiyor. Dokunurken çekiniyor. Önce tepkisinden korkuyor. Sonrasında bakıyor ki Asi bir şey demiyor, başlıyor… yok, saçlarındaki samanı almalar, yok, koluna dokunmalar. Öyle böyle zaten bakışları ile kızı mıhlıyor yerine. Aslında Asi ne kadar farkında olmasa da Demir’in bakışlarından ve ona ilgisinden çok memnun.
İkisi aynı anda kapıdan girdiklerinde önce Demir’e baktı. Demir çok sakin ve direkt gözlerine bakınca bir şey demedi. Sanki gülümser gibi oldu ve partiye katıldı.
narima / 16 Aralık 2007
 
Evet, Asi gerçekten Demir’in bu hareketlerinden çok memnun. Yakında öpüşecekler ama ne zaman? Asi en ufak bir hareket etse, Demir dünden razı ama... Asi utangaç gibi birazcık.
Manga17 / 16 Aralık 2007
 
Demir yaklaşıyor ama Asi hiç sesini çıkartmıyor. Gerçi onun en büyük cevabı çekip gitmek oluyor ya neyse. Kısa süre bile bakışmaları çok şeye bedel. İkisi de mükemmel bakıyorlar. Onların yerinde başka oyuncular olsaydı bu kadar iyi olamazdı diye düşünüyorum ben!
Riyankaa / 16 Aralık 2007
 
Defne'ye de manken gibisiniz gibi bir şey dedi Kenan.
Kerim orda çok sönük baktı. Düşünsene Asi ve Demir birlikte olacak (hatta şuan ki durumda bile yapsa) ve Kenan o lafı edecek, Demir parçalar vallahi. Kerim çok tepkisiz kaldı bence.
yaren.yaren / 16 Aralık 2007
 
Öyle bir durum yakında olur bence, Kenan kesin Asi’ye aşık olacak ve Demir de sürekli Asi’nin peşinde olduğuna göre Asi’ye edilen böyle iltifatları Demir de duyacak. Demir direk parçalamaz da iş konusunda falan bir şeyler yapabilir hani şimdi Defne’yle Kerim sevgili ama Demir kim ki Kenan’ı parçalayacak, o ancak gizliden yapar parçalama işlerini. Bence Kerim’in o bakışları yeterdi valla hem orda bir yumruk falan atsa kabalık olarak görürdük. Belki cevap verebilirdi ama daha fazlasına gerek yoktu çünkü Kenan kaba bir tavır takınmadı, laf da atmadı ya da çirkin bakışları olmadı.
lawinia / 16 Aralık 2007
 
Tanımadığı biri gelecek, kız arkadaşına “ne kadar güzelsiniz, bir mankene benzettim” diyecek ve Kerim gibi durup öyle bakacaksın!
Demir, anında girişmiş ve adamı kapının önüne koymuştu.
Kerim Bey aşktan anlıyorum diyor ama Demir kadar anlamıyor. Adam bakışları ile bitiriyor işi. Kerim Bey yalnızca bakıyor, aksiyon yok.
narima / 16 Aralık 2007
 
Aslında oradaki tepkisiz tepkisi benim çok hoşuma gitti. Baktı ya... Ne yapıyorsun sen ne diyor bu adam dövsem mi dövmesem mi gibi bir hali vardı.
znr / 16 Aralık 2007
 
Evet, benim de hoşuma gitti, ters ters baktı.
"Kimsin sen? Ne diyorsun? "gibilerinden bir de şey "Şimdi bir şey demiyorum ama 2.sefere sen görürsün" der gibi oldu bence.
Riyankaa / 16 Aralık 2007
usayken
 
 
Demir olsa ne yapardı diye düşündüm. Hemen girişmezdi ama güzel bir cevabı olurdu herhalde. Bundan sonra Kenan korksun vallahi Demir’den. Kerim gibi yapmayacağı kesin işiyle değil bence tepkisini anında da belli edecek. Kenan’a şimdiden acıyorum.
yaren.yaren / 17 Aralık 2007
 
Demir Asi’nin yanında adama dalamasa bile gözleriyle ve laflarıyla adamı bir güzel benzetirdi. Aynı şey Asi’nin başına gelse o da aynısı yapardı.
gamze_yy / 17 Aralık 2007
 
Demir Asi’ye hiç kıyamıyor diyoruz ya. Asi de hiç kıyamıyor aslında. Akşam nasıl da barıştı hemen Demir’le. Başladı konuşmaya. Yani normale döndü. Gerçi daha ne dediğini bilmiyoruz ama.
gülendam83 / 17 Aralık 2007
 
Ben de çok merak ediyorum Demir gibi birisi Kenan&Asi birlikte görürse ne yapacak. Daha doğrusu kıskançlıktan delirecektir de bunu fevri hareketlerle öfkesine yenilip belli mi eder, yoksa hiçbir şey olmamış gibi mi davranır?
Çok merak ediyorum Demir Asi’ye deli gibi aşık olduğunda ve artık bu aşkı gizleyemediğinde nasıl davranacak. Belki zaman gelecek kimseyi hiçbir şeyi görmez olacak. İntikammış, birisi görürmüş falan bunları hiç düşünmeden herkesin içinde aşkını söylemesini çok isterim.
Süper olurdu böyle sahneler
Yani Demir gibi sert ve aşka inanmayan birisinin nasıl aşık olduğu!
medsul / 17 Aralık 2007
 
Az önce Asicim ve Demirciğimin bir resmine baktım; hani şu Demir’in Asi’nin belinden tuttuğu resim, o zaman aklıma şu diyalog geldi.
Hani boğulmaktan kurtulmasını anlatıyordu Asi Defne’ye. Defne ''korktun mu ''dedi. Asi de ''belimden yakaladığında korktum'' gibi bir cevap verdi. Bence o söz çok derin manalar içeriyordu. Yani sanki kaderinde Demir’in yeri olacağını hissetmiş Asi'miz, değil mi?
aasiii / 17 Aralık 2007
 
O resmi ben de gördüğünde içimde çok farklı düşünceler oluştu. Böyle bir resim ileride çekilecek mi acaba? Aralarında bu kadar samimiyet olabilecek mi? Aralarında bu kadar intikam, hırs, kavga, dövüş varken ve bu kadar birbirlerine aşıkken, birbirlerinde kaybolacaklar mı?
Melek’in dediği gibi Demir çok değişti Antakya’da. Artık aşık Demir nasıl davranır, bunu ileride göreceğiz. Ama bizleri ve özellikle Kerim’i şoke edecektir buna emin olabilirsizin. Kerim, hayatında hiç Demir’i böyle görmeyecektir.
Aşık olmaya değer bir kadın çıkmamış ki karşısına. Onun dişine uygun, inatçı bir tek Asi var. Onun adı bu yüzden asi. Demir’in ismi de, demir gibi olduğu için Demir. Birbirini böyle çeker. Ateş ile barut gibi.
narima / 17 Aralık 2007
 
Kenan Asi'ye ilgi duyacak. Tıpkı Aşk ve Gurur'da Mr.Collins'in Elizabeth'e ilgi duyması gibi ama tabi Kenan'da tıpkı Mr.Collins gibi karşılık bulamayacak. Kenan’ın tipi bile Mr.Collins'e benziyor çok komik, tavırlarıyla da alabildiğine rahat, kendine fazlasıyla güvenen, cüretkâr ve asla reddedilmeyeceğini sanan bir insan profili çiziyor.
cave77 / 17 Aralık 2007
 
Bölüm durağan olmasına rağmen sıkılmadım. Kabul ediyorum bazı sahnelerde saate baktım ama kanal değiştirmek aklıma gelmedi. Reytingler de benimle aynı fikirde. Asi ve Demir arasında öyle bir elektrik var ki bölüm ne kadar durağan olursa olsun izletiyor.
^^naz^^ / 17 Aralık 2007
GULPEMBE72 / 12.01.2008
 
   
Asi’nin kararı Demir’in çiftliğinden ayrılacağı yönünde…
Kuvvetli görünüyor bu ihtimal ama seyirciyi şaşırtmak isteyebileceklerini de unutmamak lazım. Ayrılmak yerine bizi pes ettiremezsiniz, yıldıramazsınız, istediğinizi elde edemeyeceksiniz deyip işe devam kararı da alabilir. Neticede hala 2 senet var. Bunları ödeyecek imkan da yok. Bunca çalışmışken bu uğurda atını bile vermeyi kabul etmişken
sude9 / 17 Aralık 2007
 
Benim de bu yüzden aklım karıştı. İlk başta işten ayrılacak herhalde dedim ama sonradan buradaki yorumları okuyunca ayrılmayabilir dedim. İhsan o gün Asi Demir’in çiftliğine gittiği için çok sinirlendi. Şimdi Asi ben devam edip çalışacağım dediyse neden sevindi. Bu yüzden biraz aklım karıştı.
kumralim19 / 17 Aralık 2007
 
Ve tabii kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek daha varsa o da:
Kenan dahil olmak üzere orta doğu ve balkanlarda Demir kadar yakışıklı karizmatik ve çekici bir adam daha yok…
merve_polat / 17 Aralık 2007
 
Tokat olayı için Kerim özür dilemesi gerektiğini söylerken Demir özür dilemem bu eline koz vermek olur diyordu. Bu ikili arasında birbirini alt etme mücadelesi var başından beri. Biri söz söylediğinde diğeri de aynı şekilde muamele edip altta kalan taraf olmamaya çaba gösteriyorlardı adeta. Şimdi Asi’nin bu sözü ile bir anlamda aralarındaki bu mücadeleyi Demir'in kazandığını ifade edip geri çekiliyor ama son sahnede Asi'nin bu mücadeleden kolay kolay pes etmeyeceğini de gördük. Aşk zaten var ama Asi şu anki durum nedeniyle (benim ve senin belirttiğin nedenler) Demir gibi sözlere dökemez…
sude9 / 17 Aralık 2007
 
İhsan Bülent'ten gelen paraların temiz para olduğuna inanıyorsa, dünyanın en saf insanı demektir. Hukuk fakültesinde 4 sene boşu boşuna dirsek çürütmüş. Dünyanın neresinde görülmüş, hiçbir belgeye imza atmadan, tek bir telefon bile açmadan, evinizde oturun, paralar ayağınıza gelsin, siz hiç emek harcamayın ve de o para temiz para olsun.
Ama İhsan, kızının Demir'in yanında çalışmasındansa, haram para yemeyi kabul ediyor.
Gerçi başka bir seçeneği de yok, Asi ayrılmaya karar verdi, İhsan'ın da bu durumda borcunu ödemekten başka şansı yok.
Konserde iki aile buluşacak, konserde TSM konseridir. Süheyla ve İhsan da, gözleri dola dola, geçmişi yad edip, birbirlerine kaçamak bakışlar atarlar.
Alexia / 18 Aralık 2007
 
Kozcuoğlu ailesi İngiliz Lordlarıyla sadece asalette değil, skandallarda da yarışıyor. Baba oğlunun sevgilisine tecavüz eder, onu hamile bırakır. Oğlan başka bir kızı hamile bırakır, kızın babasının baskılarıyla evlenirler (tamam İhsan Neriman'ı seviyormuş, ama yine de evlilik için Cemal Ağa İhsan'a ve Yusuf Ağaya yalvarmak zorunda kalmış). İhsan Bey’in kızlarını neden bu kadar koruduğu anlaşılıyor. Kızlarının da ailenin makus talihinden kısmetlerini almalarından korkuyor herhalde. Ya da kızlarının karşısına kendisi ya da babası gibi bir adamın çıkmasından da korkuyor olabilir
Alexia / 18 Aralık 2007
 
Kızlarımı ben öyle yetiştirdim, dedim ki bataklıkta bir çiçek varsa önce onu görün, sevin insanları dedim, iyi kötü ayırmayın, kötü insan yoktur dedim...
Kızlarına bunu tavsiye eden, bu şekilde yetiştiren İhsan'a haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Hataları vardır, yanlışları vardır, hangi insan kusursuz ki ama bu şekilde düşünen ve bu şekilde çocuk yetiştiren bir adam yanlış bir insan değildir. Hoş başına gelenler yüzünden çocuklarını böyle yetiştirdiği için hatalı görüyor şimdi kendisini ama en doğrusunu yaptığı ortada. Babası ile mukayese bile edilemez İhsan.
sude9 / 18 Aralık 2007
usayken
 
 
Hımmmm?
Karısından her şeyi saklayan bir eş!
Neriman ısrarla rica etmesine rağmen, işim var diyen
Nereye gideceğini söylemeyen Süheyla Hanım ile telefon görüşmesini yaptıktan sonra, kendisine şöyle bir çeki düzen veren (ceket ilikleme, düzeltme) hatta müzede görüştükten sonra, dışarda dolaşma, madama yakalanma ve gene karısından saklama…
Hatta çiftlikte olup bitenden herkesin haber var, bir tek Neriman’ın yok.
İhsan – iyi bir eş? Bilemeyeceğim!
Yusuf Ağa’yı bilmiyoruz, sadece tahmin ediyoruz.
İhsan, çocuklarını iyi yetiştirmiş ki bunu tek başına yapmamıştır.
İhsan’ın hoşuma gitmeyen tavırlarını yazdım. Düşünün bir kere, bilmem kaç senedir evlisin, nasıl ve neden evlendiğini daha önce Cemal Ağa’mızdan duyduk. Dört tane yetişkin kız çocuğun var ve sen Süheyla Hanım ile müzede buluşuyorsun, bunu karından saklıyorsun. Sokaklarda dolaşıyorsun, bu kadar tanıdık birisi olarak muhakkak gören olacak ve konuştuktan sonra gene karına söylemiyorsun ki vakti çoktu, ortam vardı.
En son olay, Asi babası ile konuşuyor, Neriman normal olarak soruyor, ne istedi senden diye, bunu gene saklıyor…
Gene soruyorum… İyi bir eş? Ben almayayım.
*Sultan* / 18 Aralık 2007
 
Borçlandığını zor durumda olduklarını Neriman’dan saklamamalı, evet eşler böyle olmalı normali de budur ama sorarım Neriman normal midir? Elindeki eşyaları ihtiyacını karşılamak için İhsan’dan para isteyememiş satışa çıkarmış, gelip çiftlik evine yerleşmek zorunda kalmış. Hiç mi durumun farkında değil? Hala eşya alma hevesinde. Kaldı ki İhsan'a öyle bir yaklaşımı var ki haklı iken haksız duruma düşüyor. Öğrendi de ne oldu değişti mi? O kadar borcu olmasına rağmen hala nasılsa taksit deyip borca borç eklemiyor mu? Kocasını anlayabildi mi? Hayır.
Süheyla ile buluşmasına gelince, neticede aşık buluşması değil kaçamakta yapmıyor. Süheyla defteri çalmaya çalıştı yanlış defteri çaldı bu konu hakkında görüşmek için bir araya geldiler. Neriman ile mutlu bir evliliği var ve geçmişte Süheyla ile arasında olan (aşk değildir kesinlikle, Neriman’a aşık) şeyin şimdi gelip de Neriman ile arasını bozmasından korkuyor olabilir, geçmişte Yusuf Ağa zamanında birçok yanlış olan iş var ve bunları ne kızlar ne Neriman biliyordur, kötü olan bu şeyleri öğrenmemesini istemiş olabilir. İhsan’ın bu yaptığı gizli işler çevirmek değil sadece ailesini korumaktır. Fakat haklı olduğun bir şey var. Kızlara değilse de Neriman'a geçmişte yaşanan tüm kötü olayları anlatması lazım. Sonradan öğrenmesi durumu daha zor bir hale getirir.
sude9 / 18 Aralık 2007
 
Cemal Ağa’yı yazmadan rahatlayamayacağım.
Can alanın canını alırız lafını söylediğinde sanırım Demir’i korkutacağım sandı.
Tabi ki, tahmin ettiğim gibi Demir ters adım atmadı, “Ben buradayım” dedi.
Cemal Ağa’mın yüzü nasılda birden değişti. Alışık değil, gencecik bir delikanlı karşı koyuyor. Hoşuna da gidiyordur, belki kendi gençliği aklına geliyor.
Süheyla’nın o anki tepkisini çok doğru buluyorum, hatta helal olsun diyorum. Teyze olarak (anne yarısı, hatta ötesi bu durumda, Demir ve Melek, Süheyla tarafından büyütülmüş, yetiştirilmiş), olayı hemen ele aldı.
“Demir, senin canını almaktan bahsediyor” dedi ve cemal Ağa’nın arkasından gitti. Biz anlaşalım dedi.
Demir’in ‘hayatını’ kurtarmak için, o taşlı toprakları alıp ortaklık teklif etti.
*Sultan* / 18 Aralık 2007
xxdxx / 23.03.2009
 
 
Hiç kimse mükemmel değildir (Asi dışında tabi).
Bu yüzden İhsan Bey de mükemmel değil.
Nasıl diğer karakterlerin hatalarını yazıyorsak, İhsan Bey’in de hatalarını yazacağız
İhsan'ın en büyük hatalarından biri, Asi'nin Demir'in yanında çalışmasına izin vermekti.
İhsan'ın tefeciden aldığı borçların bedelini Asi ödemek zorunda değildi.
Asi Demir'in niyetinin intikam olduğunu bilmiyordu, ama İhsan Bey Demir'in kim olduğunu öğrendiği andan itibaren Demir'in niyetini biliyordu.
Demir'in Asi'ye zarar verme ihtimaline rağmen, buna izin verdi.
İhsan Bey ne yapabilirdi?
Çiftliği kaybederdi ama topraklar hala İhsan Bey’in olmaya devam edecekti.
Satardı 3 arabayı, alırdı Antakya'dan bir daire, ailecek mutlu mesut, kimseye minnet borcu olmadan otururlardı, çiftçiliğe de devam ederlerdi.
Senden intikam almaya çalışan birinin yanında kızını kul köle etmekten iyidir bence, değil mi ama?
Alexia / 18 Aralık 2007
 
İhsan ve Süheyla arasında yaşanan her ne ise İhsan fakülteye gitmeden yaşanmış olabileceğini sanmıyorum. İhsan’ı 40 yaşında dahi olmayan bir adam yapar… 17-18 yaşın üniversiteye başlama yaşı. Bu durumda Süheyla hamileyken İhsan 17-18 yaşlarında olur. Hadi geç kazandı ÖSS yi iki yılda benden, etti mi 20. Burada ciddi sorun var. Nasıl bağlayacaklar bu zamanlama meselesini cidden merak içerisindeyim.
Daha öncede belirtmiştim. Aşık olmak başka sevmek başka. İhsan Neriman'ı sevdiğini söyledi. Ama acaba aşık mıydı? Cemal Ağa'nın hem Yusuf Ağa'ya hem İhsan'a yalvardığını biliyoruz. Aşık olan adama neden yalvarsın Cin Cemal. Bunlar bendeki soru işaretleri. Her an ters köşe olabiliriz..
Ayrıca İhsan'ın Neriman'dan Asi'nin kararıyla ilgili gerçeği saklamasını da kınıyorum. Bize izletmeyebilirlerdi verdiği cevabı ama İhsan yok bir şey demeyi uygun buldu.
Ağustos Böcüğü / 18 Aralık 2007
 
İhsan Bey’in suçları konusunda biraz sabredin bence, zaman onun karısından önemli hiç bir şeyi gizlemediğini gösterecektir diye düşünüyorum, kendi kendine gelin güvey olan bir Süheyla dışında.
Demir’in geçmişte olanları öğrendiğinde, İhsan Bey’i hedef aldığı için kendinden utanacağını ve her şey düzeldikten sonra çok güzel bir kayınpeder-damat ilişkileri olacağını düşünüyorum.
fatma-1721 / 18 Aralık 2007
 
Neriman'ı sevdiğini aşık olduğunu (aşkında sevgiden üstün olduğunu düşünüyorum, aşka birkaç ay ömür biçilmekte ama sevginin içinde aşk, şefkat, sadakat vb. birçok duygu var) ve ailesini korumaya çalışan biri olduğunu düşünüyorum. Kesin netice alamasa da elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Sude9 / 18 Aralık 2007
 
Asi’yi büyük bir keyifle izliyorum daha önceden sizi takip ediyordum ama artık ben de bir şeyler yazayım dedim. Tuba’yı ve Murat’ı bu dizide keşfettim. Bence ekranların en yakışan çifti onlar. Bu kadar uyumlu bir çifti ekranlarda görmemiştik. Özellikle Murat’ın hastası oldum diyebilirim. Ne giyse ne yapsa yakışıyor. Tuba’nın ben bu kıyafetlerin anca onda güzel durduğuna inanıyorum başkası giyse böle durmaz. Aralarındaki aşkı gözleriyle öyle bir ifade ediyorlar ki dizi tamamen bakışla olsa benim için sorun olmaz. Özellikle Demir öyle bir bakıyor ki nasıl oluyor da Asi anlamıyor, bilmiyorum! Hoş artık sadece bakışlarla değil o sevgisini sözcüklerle ifade edebildi. Kerim’le Defne’nin aşkı da güzel ama Asi ile Demir’in sihirli kelimeleri ‘tutku’. Demir’in Asi’nin belinden tutarken tavrı Asi’nin ona bakışı 3.bölümde dans sahnesinde bunu epeyce gördük.
TUBASİ / 19 Aralık 2007
usayken
 
 
Bir de bu enerji konusu gerçek hayatta yapılacak aslında. Bu bakımdan dizide gerçekçiliği sağladıkları için senaristleri kutluyorum. Kardeşim İzmir de o enerji üreten pervanelerin fabrikasında şantiye şefi. Bana o söyledi İskenderun ve Antakya çevresinde o rüzgardan enerji üreten dev pervanelerden yapılacakmış. Dizide de bundan bahsediyorlardı.
Senny / 19 Aralık 2009
 
Ateşten bir nehir akıyordu ruhumla o ruhun arasında... Asi, büyük bir aşkın hikayesi. Aşk hikayelerini büyük kılan imkansızlığın. Sevmenin, sevilmenin buna rağmen bir arada olamamanın. İki aşığı aralarında ateşten bir nehir gibi akan geçmiş ayırır.
Birbirlerini çok sevmelerine rağmen başkalarının günahları, diğerlerinin utançlarıyla düşman düşerler. Kaçtım o bakıştan, o aşktan... bunu bilir ayrı düşen aşıklar. Asi, ruhları kor ateşe döndüren intikamın hikayesi. Dokunduğu yeri yakan bir sırrın. “Hangi ayrılık unutulmaz ?” diye fısıldar bu sırrı dillendiren ses. “Bir annenin süt kokulu bebeğinden zorla koparılışı mı ?” cevabını verir aynı ses. Geçmiş neleri neleri fısıldar... Yasak meyveyi dişleyen Adem’le Havva’nın cennetten kovuluşu gibi bir günah uğruna var olduğu topraktan sürülenleri.
Yoksulları. Yoksulluğuna çare bulamayıp çocuklarıyla ölümün kollarına atlayan bir anneyi. Bir mucize eseri kurtulan iki güzel çocuğu. Annesizliği kalbine gömüp gittikçe katılaşan bir oğul ve hep yaralı kalacak bir kız çocuğunu. Geçmiş neden unutulmaz? Yıllar geçse de üstünden dönülen topraklar neden geçmişi fısıldar?
Kederli bir geçmişle doğduğu ve sürüldüğü topraklara dönen genç bir adam niye unutmaz? Kendisini bu geçmişe kurban eden bir ailenin kızını sevmesi kader değil de nedir? Annesini ölüme gönderenler, anne yarısı teyzesini etinden et koparır gibi bebeğinden ayıranlar, düşmanın kızı, düşmanıyla aynı kanı taşıyan, nasıl, nasıl bu kadar çok sevilir?
“Bu topraklarda geçmişten başka bir şey yok” der bir bilge. Vaktiyle Asi Nehri’ni ters akıtıp sevdiğine kavuşacağını düşünen gencin hikayesi aynada görülen bir suret midir yoksa? O günden beri yeryüzünün tersine akan Asi, imkansız aşkların dünya üstündeki nişanı olarak mı kalacaktır?
“Bu topraklarda bir hazine gömülü, büyük aşk destanları” der yine aynı bilge. Binlerce yıldır üzerinde hayatı, kültürleri, imparatorlukları barındıran toprakların en büyük aşk hikayesi geçmişten kopup bugüne gelebilir mi? Asi, büyük bir aşk destanının tıpkı yeryüzünün tersine akan Asi gibi geçmişten bugüne doğuşu. Asi bir gurur hikayesi. Çok sevilen bir babanın, baba evindeki huzurun, mutluluğun hikayesi. Asi dize getirilemeyen doğanın, toprağın hikayesi. Emeğin, emeğiyle var olanların. Bir yağmur damlasına şükredenlerin, toprağı canı, namusu bilenlerin. Hepimizde iz bırakan bütün hikayeler gibi, “benim hikayem” diyeceğimiz kadar gerçek, sıcak ve bütün kalbimizle inanacağımız bir hikaye Asi.
Asi’nin resmi web sitesinden alıntı dizi açıklaması
Bayağı oldu bu yazıyı okuyalı.
Ve mümkün olduğunca her hafta okumaya çalışıyorum
Çünkü bölümler ilerledikçe anlam kazanıyor yazı
Bir sonraki okuyuşunda başka tatlar alıyor insan
Bol bol okumanızı tavsiye ederim, tüm dizi bu yazıda gizli bence
brokensmile / 20 Aralık 2007
DUYGU88
 
 
“Kaçtım o bakıştan, o aşktan... bunu bilir ayrı düşen aşıklar…”
Birbirlerine deli gibi aşık olacaklar, zaten oldular ama Asi nehrinin aşıkları ayırdığı gibi bu aşıklarımız da ayrı kalacaklar. Her şeyi tersine döndüremeyeceklerine göre ve bu ölümlerin vebalini onlar ödeyeceklerse, şu anda karşımızda “İmkansız bir aşk’ var.
Bakışmalar, tokatlar, söylemler… her şey aslında boşuna. Çünkü zaten sonunda buluşamayacaklar.
Ben bu dizinin kitaba ve/veya filme göre uyarlanacağını zannetmiyorum. Tamam, belki bazı küçük benzerlikler olacaktır ama bu tekrardan başka bir şey değildir.
Ama gerçekten böyle bir hikaye olmuşsa ki Asi nehri kenarlarında ve Antakya’da bir dizi imkansız aşk hikayeleri söylenir ağızdan ağıza, kulaktan kulağa yayılır… o zaman o hikayeye bağlı olarak kurgularlar. Ama kitap ve film yabancı kişiler tarafından yazılmış ve kurgulanmış. Ve Antakya bölgesinde bazı kitapta geçen olaylar geleneksel olarak kurgulanamaz. Etik olmaz diye düşünüyorum.
narima / 20 Aralık 2007
 
Fragman…
Asi Demir'e Babam en kısa zamanda paranı ödeyecek dedi. Demir Asi'nin belinden tutmuş zorla götürüyordu. İhsan’da onları gördü sanırım takip ediyordu. Bunlar gündüz oluyordu hava aydınlıktı. Gece oluyor .Tam Demir Asi öpüşecekken İhsan Amca geliyor.
benim / 21 Aralık 2007
 
Ben de gördüm fragmanı… Demir’in Asi’yi belinden tutup götürmesi harika olmuş hem de babasının önünde. Asi de çok itiraz etmedi (istemem yan cebime koy hesabı) Asi bir daha yüzümü görmeyeceksin ama borcumuz borç diyor bunu diyerek ayrılıyor. Son sahnede de Demirle Asi çok yakınken tam öpecekken İhsan amca geliyor gibi
sinem* / 21 Aralık 2007
 
Bence İhsan Ağa aşıklarımızı öpecekken yakalamıyor... bizi fragmanda ters köşeye yatırmak istemişler. Demir, Asi'yi belinden tutarak arabasıyla zorla bir yerlere götürüyor. Asi'yi aracına bindirdiği an gündüz saatleri. Öpüşecekken ayrılmak zorunda kaldıklarında ise ortalık karanlık. Arka fonda da deniz veya göl var... su ışıldıyor. Gittikleri yer uzak bir yerlere benziyor. İhsan Ağa ise ağaçlıklı bir yerde yürüyor. Demir'in evinin önü olabilir. Ağaçlar palmiye değil. Palmiye ağaçları Kozcuoğluları Çiftliğinin önünde var... bence orası Demir'in çiftliğinin önü. Yani bence İhsan Ağa As&Demir'i yakalamıyor.
Süheyla ile Neriman Hanım'ın birbirlerine bakıştıkları yerde konser salonu olabilir, fuayede karşılaşmışlar sanki.
Asi'nin salıncakta sallandığı bir sahne var, bir sahnesi Defneli ama bir sahnesinde de biri Asi'nin omuzuna elini koyuyor... elin sahibi Demir galiba çünkü onun ellerine benziyor.
brnnn / 21 Aralık 2007
 
Asi ve Demir'in öpüşmeye kalkıştıkları sahne son sahne değil. (Tahminimce) Demir'in Asi'yi kapıp götürdüğü sahnede İhsan Bey onları arıyor ama bulamıyor. Sonra akşam oluyor, Demir Asi'yi eve getiriyor, aralarında ne geçtiyse öpüşme derecesine geliyorlar ama İhsan Bey bölüyor ve sanırım görmemezlikten geliyor ki kızına sarılıyor. Sonrasında Asi salıncakta sallanıyor ve Demir'i hayal ediyor, bu sefer de Defne bölüyor ve İhsan Bey'in Demir’in çiftliğine gittiğini söylüyor. Yani son sahne olmadığı bu sahnelerden belli oluyor. Hatta bu sahneler Asi'nin işi bıraktığı ertesi günü yaşanıyor diyebilirim.
Neslihan17 / 21 Aralık 2007
 
SB
 
 
Asi "bunun için kafanı yorma" deyince Demir çok hoş bakıyor. Demir Asi ya da içine düştüğü durum için endişelendiğine dair cümleler kurmuş olmalı ki Asi böyle bir yanıt veriyor... işi bırakması Demir'i şaşırtmış görünüyor aslında beklemeliydi böyle bir sonucu fakat Asi işi bıraktı diye düşünürken tam tersi bir durum ile karşılaşınca bu sefer bırakmaz diye düşündü yine ters köşe oldu.
Yusuf Ağa gülüyor… güldüğüne göre hayırlı bir iş olmasa gerek!
İhsan borç istiyor herhalde, ellerini ovuşturuyor oldukça sıkıntılı görünüyor. Şu telefon ile görüştüğü kişi (Bülent) olabilir.
Süheyla ve Neriman karşılaşması bakalım nasıl olacak?
Asi salıncakta Defne arkasından tutmuş ama Demir sandı arkasını dönüyor Defne ile karşılaşıyor ve hayal kırıklığı… aşk yerleşmiş iyice benliğine geçmiş olsun kızıma.
İhsan Demir'in çiftliğine gittiğine göre borcu öder.
Süheyla o adamla ne iş yapar anlamadım?
Demir paşam yine sarıp sarmaladı Asi'yi şahane durmuş o kısım... eskilerde atın terkisine vurulurdu sevdiği kız şimdilerde atın yerini araba almış ama ikisi de aynı vazifeyi görüyor, mükemmel olmuş. Yalnız anlamadığım İhsan'ın gözleri önünde mi yapıyor bu işi? Eğer öyle ise iyi uçmuş Demir... aşktan gözü bir şey görmez olmuş demektir. Var mı kız babasının yanından kızı öyle götürmek. Sanırım öyle olmuş olmalı ki İhsan kızını kurtarmaya gitmiş. İhsan seni severim bilirsin ama çok yanlış bir zamanda çok yanlış bir yerdesin. Oldu mu şimdi! Ben seni o kadar koruyup kollayayım sen gel güzelim sahneye limon sık. Siciline yazdım haberin olsun.
sude9 / 22 Aralık 2007

Bence Asi’nin salıncaktaki hali, fragmanın sonu gerçekleştikten sonra gelecek. Çünkü orda Asi böyle nasıl anlatsam pelte kıvamında, biraz yelkenleri suya indirmiş düşünceli bir hali var, o sırada bence Demir’i düşünüyordur, belki de yanına gelen Defne’yi başta o yüzden Demir zannetti.
Eğer öyle değilse bile Demir’in o aradaki tek kare görüntüsü de Asi’yle birlikte olmalı. Çünkü suratında Asi’ye attığı bakışlardan ve hafif yandan gülümsemesi var. Hhmmmm ben biraz daha kafa yorayım en iyisi.
Asi’nin de şaşkın bir hali var zaten son sahnede. 2. kez daha yumuşak bir yakınlaşma olabilir. Belki de bir yerde yemek yemek üzereler, o dönüp baktıkları da ızgaradaki balıkların hazır olduğunu söyleyen garson çocuktur… çok uçtum!
İkisi de masum şekilde basılmış gibi bakıyorlar, bayıldım son sahneye. 
Vamos / 22 Aralık 2007

Asi'nin yüzünde öyle tokat atmış, kaçırıldığı için kızmış gibi bir hal yok. Demir duygularını ifade ediyor Asi yumuşuyor herhalde.
aasiii / 22 Aralık 2007

Yumuşaması normal. Tokattan sonra bir öpücük gelirse Demir’den, Asi afallar. belki de her şeyi anlar, aşık olduğunu. Stockholm sendromu diye bir şey var sonuçta. (kısaca anlatmak gerekirse; daha önce olmuş bir olay. Bankadaki rehineler saatler geçtikçe bankayı soymaya gelen hırsızlara sempati duyup polise karşı onların yanında yer alır. Psikolojide de adı böyle kalmıştır)
Asi de tokat atmanın biraz pişmanlığını duyabilir, ondan sonra yumuşayabilir. Bütün günü de beraber geçirdikçe, Demir’in yanında rahatlar kendini bırakır biraz. Çünkü son sahnede kaçırıldığına kızmış bir hal yok, utangaç bir hal var.
Vamos / 22 Aralık 2007
funda
 
 
Asi de salıncakta Demir'i ve olanları düşünüyordur Defne gelip hayallerinden uyandırmıştır.
sude9 / 22 Aralık 2007
 
Sesli fragman…
Demir Asi'ye kendimi nasıl affettireceğim sana diyor.
Asi'de bunun için kafanı yorma çünkü artık karşılaşmayacağız diyor.
Asi Demir’in Çiftliği’ndeki işini bırakıyor.
Süheyla ile Neriman Hanım sanırım konser için gittikleri yerde fuayede karşılaşıyorlar.
Demir Asi salıncaktayken kesinlikle geliyor ve arkadan elini Asi’nin omuzuna koyuyor. Bence Demir’in gelmesi hayal değil.
Defne, Asi salıncakta sallanırken babasının Demir’in çiftliğine gittiğini söylüyor. İhsan Bey’in ağaçlar arasında yürüdüğü sahne Demir’in çiftliği.
İhsan Bey ne Demir Asi’nin beline sarılıp zorla götürdüğünde ve ne de öpüşmek üzereyken ayrıldıkları sahnede aşıklarımızı görmüyor. Aşıklarımız ayrılmak zorunda kaldıklarında gayet sakinler, ne oluyoruz modundalar sanki. Asi’nin bakışları irkilmiş gibi bakmıyor.
Asi’nin babası ile sarıldığı sahnede ise Asi’nin kıyafeti ve saçı Demir’in zorla götürdüğü sahne ile aynı. Sanırım Asi geç kaldığı için babası merak etmiş olabilir. Asi gelince de bu yüzden sarılmışlar gibi sanki. (yalnız burada yanılabilirim, Asi üzgün bakıyor çünkü)
Ökkeşli, İhsan Beyli traktör sahnesinin Asi&Demir’le bir ilgisi yok bence.
Veee Tuba BÜYÜKÜSTÜN ve Murat YILDIRIM yılın en aşık ve tutku dolu çifti. İkisi de çok hoşlar ve çok yakışıyorlar.
brnnn / 22 Aralık 2007
 
Asi Demir’in yanından ayrılmış ardından salıncakta Demir’i yanında hissediyor. Demek ki Asi de artık hislerinden emin olma yolunda ilerliyor.
*ayfer* / 22 Aralık 2007
 
Kesinlikle orası hayal ettiği sahne. Aslında benim merakla beklediğim onların öpüşmesi değil. Onu da bekliyorum ama önce birbirlerini hayal etsinler. Rüyalarında birbirlerini görsünler, devamlı birbirlerini düşünsünler. Her şey ne kadar erken olursa o kadar çabuk tadı kaçar bence.
sevda123 / 22 Aralık 2007
 
Çok güzel dizi gerçekten de. Konusu, oyuncuları, müzikleri, çekildiği şehir… dizideki atlar bile güzel. Ama biri var kii hepsinden muhteşem. Tuba sen harikasın! Sen neden bu kadar tatlısın? Senin olduğun her dizi, film güzel oluyor niyeyse… uğurlusun işte.
telefe / 23 Aralık 2007
 
Fragman merak uyandırıcı, bunu başardılar ama fazla karışık bunu da abarttılar.
Asi hayalini kuruyorsa, Demir'le yarım kalan öpüşme olayında karşılık veriyorsa onu affettirmiş demektir.
Yarım da kalsa fragmandaki sahnede Asi de karşılık vermek üzereydi.
aasiii / 23 Aralık 2007
 
Hayatımda izlediğim en güzel dizilerden biri. Öncelikle bu dizi bir kişinin anısına yapılmış bununda etkisi var diye düşünüyorum. Yani Tomris Hanım bunu yapmak için bu kadar uğraşmasının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Oyuncuların seçimi çok güzel yani ben olsam 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi bu kadro. Bu kadar başarılı olmalarını çok çalışmalarına bağlıyorum. Tuba ablanın yoğun çalışmaktan başına gelene bakın, neyse geçmiş olsun minik kuşuma iyi olmasına çok sevindim.
Murat abi ve çalıştıkları kadronun güzelliği, en önemlisi Çetin Tekindor gibi usta birisinin olması çok güzel. Her şey bir yana oyuncuları seçerken ince eleyip sık dokumuşlar. Bir de kıyafet ve mantık hatalarına dikkat etseler daha da iyi olacak diye düşünüyorum.
nurche / 23 Aralık 2007