funda
 
 
Benim açımdan tutuk bir bölümdü Asi’nin depresif halleri ve Demir’in vicdan azabından başka bir şey izlemedik dersem bilmiyorum yanlış olur mu?
Murat Bey gene harikaydı konuşturdu resmen Demir’in gözlerini, kendisini tekrar tebrik ediyorum. Özellikle Demir’in teyzesine kızdığı bağırdığı sahne müthişti.
Bu bölüm beni güldürebilen tek faktör Kenan’dı. Gerçekten beklentilerimin üstünde bir şirinliğe sahipti açıkçası ben soğuk ciddi birini bekliyordum ama böylesi daha iyi olmuş.
Barda Defne’ye iltifat edip Kerim’i çatlatması ve arkadaşlarına Asi için hoş kız ama biraz soğuk demesi çok şekerdi.
Müzedeki İhsan-Süheyla diyalogları çok etkileyiciydi her ne kadar Süheyla’yı sevmesem de İhsan Bey bana yetti.
Asi’nin işten ayrılacağı kesin gibi bir şey sanırım babasıyla konuşmasının gösterilmemesi ve İhsan Ağa’nın o konuşmadan sonra hemen birlikte çalıştığı arkadaşını aramasını başka bir şeye yoramadım ben açıkçası...
Bu bölüm beni şaşırtan diğer unsur ise aslandı, o matrixten fırlamışlar gibi duran hali halaa gözümün önünde ama yakışmıştı yani.
Asi’nin atına da nedense hiç üzülemedim halbuki ağlayacağımı falan düşünüyordum ama hiçbir şey hissetmedim açıkçası. Demir’in vicdan azabı Beni daha çok etkiledi.
merve_polat / 15 Aralık 2007
 
Demir-Asi… Asi ne kadar çok kızgın ve üzgün olsa da, ne kadar Demir’den nefret etse de… bir tarafı Demire hem çok yumuşak hem çok vahşi ve asi. Kartal kanatları taktı. Eh bu da iyi bir şey. Hala bir umut var Demir için.
Demir çok pişman ve yaptıklarından dolayı çok acı çekiyor. Aşk acısı ve pişmanlık acısı Demir’i perişan etti. Onu uyurken, çalışırken, partide otururken seyretmekten çok zevk alıyor. Ne kadar kızgın olursa olsun Asi’ye bir bakması mutluluk hapı gibi oluyor.
Asi’nin kararı artık çiftlikte çalışmamaktan yana. Bunu Demir’e söylediği zaman tepkisi ne olacak? Borcu öne sürecek veya sözünden döndün martavalları sayacak. Onu döndürmeye veya onu çiftlikte tutmaya çaba gösterecek. Ama Asi bu… kararı verdi mi, dönmez.
narima / 15 Aralık 2007
 
Asi’nin kararı da hepimizin tahmin edebildiği gibi Demir’in çiftliğinde çalışmamak... Tuba Büyüküstün’ü tebrik ediyorum o atı öldükten sonraki yerlerde müthiş bir oyunculuk sergiledi...
sayosh / 15 Aralık 2007
 
Bence borçlar Bülent'ten alınan paralarla ödenecek.
Enerji projesiyle de, Demir ve Asi tekrar birlikte çalışmaya başlayacak.
Belki bu proje sayesinde, Asi'yi daha farklı kıyafetler içinde de görebiliriz.
Bir şekilde Kenan da bu projeye dahil olacak.
Kenan, Asi ve Demir birlikte çalışacak .
Kenan, Defne'ye ettiği iltifatların benzerlerini Asi'ye de edecek
Ama Demir Kerim kadar soğukkanlı olamayacak
Alexia / 15 Aralık 2007
 
Cemal Ağanın tavrı abartılıydı. Süheyla’nın tutumu abesti. Cana can diyen kudurmuş gibi çiftliğe giden biri bir yürüyüşe mi tav oldu yani! Bu Cemal Ağa bir tilkilik yapıp bu işe Süheyla’yı değil de Kenan’ı ortak etmezse çok şaşıracağım. Bu proje Demir’indi o gerekli araştırma ve alt yapıyı yapmış görüşmeleri halletmiştir. Cemalin kimseye haber vermeden Ankara’ya enerji bakanı ile görüşmeye gitmesi ipler Cemalin elinde olacak dedirtti.
Süheyla ve İhsan’ın müzede buluşması saçmalıktı. Dışarıda kordon boyu yürümeleri, İhsan’ın arabaya kadar uğurlaması beterin beteri var dedirten cinstendi.
Süheyla da bülbül gibi şakırmış eskiden, “beğenir miydin?” diye sormaz mı? Resmen gırtlakla daha iyi. Kızlarına yapmadığı kalmıyor İhsan’ı görünce yelkenleri indiriyor.
GULBEYAZ76 / 15 Aralık 2007
DNZLB / 10.08.2009
 
 
Dün akşamki bölüm hakkında fikirlerimi yazmadan önce sizlerin yorumlarınızı okuyayım dedim. Çünkü ben dün akşamki bölümü hem beğenmedim, hem saçmalıklarla dolu buldum. Acaba ben mi yanılıyorum dedim kendi kendime, ama bakıyorum ki çoğunluk olarak sizlerde beğenmemişsiniz. Yani anormallik bende değil.
Öncelikle at benim en sevdiğim hayvanlardan biridir. Hem insanlara yakınlığı, hem asaleti, hem güçlülüğü ve tüm diğer özellikleriyle çok muhteşem bir yaratıktır. Asi için atının önemi ise dizinin son 2 bölümünde her fırsatta bize anlatıldı. Buraya kadar tamam. Ama dün akşamki bölümün 2.reklam kuşağına kadar, yani sürenin yarısından fazla atını kaybetmiş Asi'nin acısını izledik. Asi Defne ile, dedesi ile evdeki yardımcı Hanımla (Aslan'ın annesi), babasıyla dertleşti, ağlaştı. Kahır, acı, ıstırap doldu. Bana baygınlık geldi. Anladım, şu ana kadar Demir mağdur (annesinin intiharına sebep olunduğu için) Asi suçlu gösteriliyordu. Şimdiden sonra Asi mağdure, Demir suçlu gösterilsin. Demir Asi'ye yaptığı şey yüzünden kendini kahretsin, vicdan azabı ve pişmanlık duysun, bu biçimde Asi'ye duyduğu aşk dozu artsın amaçlı bir kurgu. Ama bu kadarı da fazla.
Dizideki zamanlar nasıl geçti, kaç saat oldu, gün döndü mü, aradan aylar mı geçti anlamak mümkün değil. Eminim forumumuzun yaş ve akrabalık ilişkileri uzmanı Sevgili Alexia bile bizleri bu konuda aydınlatamaz
Asi'nin giyimine, kuşamına yorum yapmaktan vazgeçtim artık. Olmuyor...
Ama dalga geçer gibi, üstü başı samanla kaplı kıyafetinin bir anda samanlardan temizlenmesi bana pes dedirtti, üstüne üstlük, ahırdan çıktığı kıyafetlerle bara gitmesine bende laf etmeden duramayacağım. Neriman Hanım sabah kahvaltı sofrasına bile kulağında sallantılı inci küpeler, boynunda kocaman kolyelerle otururken, kızını bara yolluyor ve sadece ayakkabısını değiştirmesi gerektiğini düşünüp, alelacele eline bir torba tutuşturuyor Asi'nin.
Bu bölümde beni etkileyen sahne, aslında sahne değil an: Aslan'la Süheyla'nın karşılaştıkları andı. Bence onlar ana-oğul. Bu durumdan habersizler ve birbirlerine hem nefretle, hem düşmanlıkla, hem korkuyla bakıp, çirkin ve ağır sözler ettiler.
Süheyla: Sen hırsız mısın? dedi
Aslan'da : Ağzını topla, sen kimsin? diye sordu.
O anda içim acıdı
Umarım haftaya güzel ve derli toplu bir bölüm olur. Umarım bu bölüm bir geçiş bölümüdür.
Asi, Demir'e senin çiftliğinde çalışmayacağım açıklaması yapacaksa, bu bence tekrar olur. Çünkü kaç defadır bu konuda değişen fikirleri dinliyoruz. İzliyoruz. İhsan Bey o yasadışı işleri yapan arkadaşı ile (Bülent'ti sanırım) işe girecekse bu da saçma olur. Çünkü geçen bölüm İhsan benim boğazımdan haram lokma geçemez diye ahkam kesti.
Kenan karakterini pek anlamadım. Fikrim yok. Sanırım Asi'yi fiziksel olarak beğendi.
ipekaziz / 15 Aralık 2007
rozerin / 14.09.2010
 
 
 
Ben bu diziyi tüm kusurlarına rağmen seviyorum. Beni yormuyor, germiyor, dinlendiriyor. Bunda Demir'in Asi'ye olan bakışlarının etkisi de büyük tabi.
Hikayenin alt yapısının dünya klasiği "Aşk ve Gurur" dan esinlenilmesi, duayen sanatçılarımızın dizide rol alması, M.Yıldırım ile T.Büyüküstün’ün birbirlerine çok yakışmaları ve tabi dizinin Antakya'da çekiliyor olması da benim için cezbedici... bu nedenle dizinin tüm bölümlerini dvd ye kayıt ediyorum, arşivliyorum.
Gece yatmadan önce bir kez daha izledim... sevdim ben... bu bölümü ciddi bir şekilde Demir karakteri sürüklemiş... Teşekkürler Sevgili Murat Yıldırım.
İkinci kez izleyince montaj hataları daha da belirgin olarak ortaya çıkıyor. Dün gecede yazmıştım kurguda da problem var. Ama montaj en büyük sorun. bu hafta bölümün yetişememesi gibi bir durumla mı karşı karşıya kaldılar bilemiyorum fragman bile üç taneydi?
Montajcı kardeş… lütfen dizimizi katletme!
Yine bazı arkadaşlarımızda yazmıştı ama Asi büyük bir ihtimalle senetler karşılığında Demir'in yanında çalışmayacağını söyleyecek... Demir'de Asi'nin Enerji işinde çalışması karşılığında Cemal Ağa'yla ortak olacak gibi görünüyor... Demir dizideki tüm karakterlere karşı güçlü olmalı, aman ha Demir'in karizmasına çizik attırmayın Sayın Senaristler.
Kenan aynen kitapta olduğu gibi Asi'yle evlenmek isteyecek... Demir'i bu sahnelerde izlemek cidden çok keyifli olacak. Ama ben Leyla'nın da acil olarak diziye dahil olmasını istiyorum... Asi'nin de artık kıskançlıklarını izlememiz lazım. Ha bu arada işadamı Kenan'da Demir'i işle ilgili sıkıştırmaya çalışabilir.
Dün akşamki bölümde Süheyla Cep telefonundan İhsan Ağa'yı aradı ya yıllar sonra onun cep tel numarasını nereden biliyordu?
brnnn / 15 Aralık 2007
 
Sevinç ve Gonca daha önce ne zaman Demir’le muhatap oldular da “Demir abi Demir abi süpersin” gibi yalakalığa geçtiler. Bu kısımda oldukça yapmacıktı.
GULBEYAZ76 / 15 Aralık 2007
 
Sevinç, “Demir abi, sen gelmesen eksik olurdu” gibi bir şey dedi, bunlar ne zamandır kanki?
aasiii / 15 Aralık 2007
 
Demir ve Sevinç ne zaman tanıştılar, ne gibi bir münasebetleri var anlamadım. Hadi Gonca’yı anladık, evlerine misafir olarak geldiklerinde tanışmışlardı ama Sevinçle tanıştıklarını hatırlamıyorum ki… galiba da tanışmadılar.
nedim_bahar / 15 Aralık 2007
 
Reytingler bütün bu mantık hatalarına rağmen süper gidiyor. Bu bölüm hatalarla dolu olsa da çok farklı bir havası vardı. Dizi insanı sıkmıyor, boğmuyor, kalbine kramplar sokmuyor. Bu yüzden bu diziyi gönül rahatlığıyla izliyorum. Her şeye rağmen oyuncuların performansı da bazılarına kapak olacak derecedeydi. Benim de gözüme batan tek şey Asi'nin pasaklı, bakımsız bir kız olması. Kıyafetlere bir nevi alıştık diyelim hadi ama pasaklı pasaklı dolaşması gerçekten rahatsız edici bir durum. Bu konuya gereken özenin gösterileceğini düşünüyorum.
Neslihan17 / 15 Aralık 2007
 
Demir ve Asi'nin arasındaki ilişki çok ilginç bir hal aldı bence. Asi'nin atının ölümü ikisini uzaklaştıracağına sanki daha da yakınlaştırdı gibi geldi bana. Galiba onlar birbirlerini yıpratarak daha çok bağlanıyorlar.
magicalrose / 15 Aralık 2007
 
“Bebek felaketimiz oldu, hepimizi kapı dışarı ettiniz, ablamın ölümüne neden oldunuz. Sanki bizim hatamızmış gibi, bu mu Kozcuoğlu adaleti, bu mu bir zamanlar sevdiğim adam”
Bu lafa çok dikkatli baksın herkes bence
O evden annesinin üzerine hırsız diye iftira atmışlar Demir’in
O bebek yüzünden Demir böyle ve meleğin bir kanadı kırık
Bu Yusuf Ağanın yatacak yeri yok!
nurche / 15 Aralık 2007
 
Ben Süheyla'nın o kadar açık sözlü olacağını tahmin etmemiştim, “sevdiğim adam” falan... şaşırttı beni bu kadın. Ama İhsan amca daha çok şaşırttı. Centilmenliğin sırası mıydı canım? Hem hanımından gizli Süheyla ile buluşuyor, hem de şehrin ortasında rahat rahat onunla yürüyebiliyor... kim sorarsa düşman bunlar!
aasiii / 15 Aralık 2007
usayken - MBC
 
 
Bülent denen adamı araştıracaktı ya kahya. Ee araştırdı mı? Adam temiz çıktı mı ki İhsan ona telefon etti? Ayrıca Asi'nin kararıyla ne alakası olabilir, bunu bir türlü anlayamadım.
aasiii / 15 Aralık 2007
 
İhsan Asi’ye en doğru kararı verdin benimde senden beklediğim buydu dedi ve Bülent’i aradı. Demek ki bu borç iş gücü ile değil kara para ile ödenecek. Daha önceki paraları haram olduğu gerekçesiyle iade eden İhsan tekrar bu yola girip nasıl huzur doldu onu da anlamadım.
GULBEYAZ76 / 15 Aralık 2007
 
Reytingler çok çok iyi gelmiş. Bu kadar durağan ve mantık hatalarıyla dolu, özellikle de temizlik hijyen gibi önemli konulardaki özensiz işçiliğe rağmen şaşırtıcı bir sonuç. Herhalde atın ölümünün bölümün 3 te ikisini kaplaması baya baya trajikleştirilmesi diziye artı puan olarak geri döndü.
forever_bim / 15 Aralık 2007
 
Ben Demir'in atı alma sebebinin açığa çıkacağını düşünmüştüm ama olmadı. Sonra Demir’in at için nasıl endişelendiğini, gece gece gelip Asi'yi atının yanına götürdüğünü, bölüm boyunca yüzündeki o acı dolu ifadeyi niye kimse görmedi? atı almasının gerçek sebebi gelecek bölümde de kaynamaz umarım ve Asi öğrenir..
aasiii / 15 Aralık 2007
 
Süheyla hala İhsan'a aşık. Bir zamanlar sevdiğim adam dese de, telefon konuşmasından sonra aynaya bakınması, kolyesini takıştırması, İhsan ile konuşmasında sürekli eski günlerini hatırlatması hala sevdiğinin kanıtı. İhsan Neriman'ı bırakıp Süheyla ile evlense bakın düşmanlık kalıyor mu? Süheyla da İhsan'ın tercihi belli, Süheyla bile dengim olmayan birinin beni seveceğini umut ettim diyor, sevgisinin karşılıksız olduğunu biliyor ama İhsan'ın da Süheyla ile bu denli yakın arkadaş olmasına şaşırdım...
Reytingler süper, bu sefer iki kategoride de ikincilik gelmiş. Diğerlerine nazaran temposu daha düşük olsa da...
sude9 / 15 Aralık 2007
 
Demir’in Asi’yi çağırdığında saat 05.00miş, İhsan Bey’in onların yanına gittiğinde de 06.30 olmuş diyorlardı ama Demir’in Asi’yi çağırdığında hava karanlıktı bir buçuk saatte hava nasıl aydınlandı, anlamadım. O cenaze akşamı da böyle olmuştu, kısa sürede güneş doğmuştu. Cansu* / 15 Aralık 2007
 
7. bölüme dönelim: Demir sabahın 5'inde hala uyumamış, atın sesini duyuyor. Süheyla da uyumamış, üstündeki gecelik bile değil... sabahın 5'inde kahya da uyanık... Demir Asi'yi almaya gidiyor, sabahın 5'inde bütün ev halkı bahçeye dökülüyor. Tek kelimeyle saçmalık bu.
Bu olay gece bunlar yatmadan önce olmuş olmalı. O zaman da babanın, onca saat evde beklemesi saçma bence.
aasiii / 15 Aralık 2007
 
"Bana öyle bakma Asi. Her bakışında o geceyi hatırlıyorum." diyen başka bir centilmen tanıyor musunuz siz?
nurche / 15 Aralık 2007
 
Aslında oldukça ilginç bir cümle. Demir bunu söylerken garibime gitti. Başka cümle mi kuramadı diye söyleniyordum o esnada. Hayır diziden haberdar olmayan sahneyi bilmeyen biri başka bir şey sanacak.
sude9 / 15 Aralık 2007
 
Aslanın çiftliğe Asi’yi almaya gittiği zaman var ya, kapının orda karşılaşıyorlar hani... O sahnede Asi giderken ikisi de öyle bir bakıyor ki... Zorla ayrılan sevgililer gibi...
znr / 15 Aralık 2007
funda
 
 
Dede, Süheyla’ya “Siz başlattınız, bir can aldınız, can alma sırası bizde, can alanın canı alınır” dedi… ne yaptığı belli değil! Asi’yle konuşurken gözünden yaş damlıyor, İhsan’ı ateşliyor, Süheyla’yı kızıştırıyor… şaştım artık.
Süheyla hala aşık. İhsan evli ve boyu kadar çocukları olduğu icin gizlemeye çalışsa da hala Süheyla’nın izleri var. Neriman’ı nasıl acele ettirip her zaman olduğu gibi vaktinde gitmeye çalıştı… çok sevmişler anlaşılan!
Bugün o kadar çok yorum yazılmış ki, henüz onları okuyamadan reytinglerle ilgili bir-iki şey söylemek istiyorum. Eldeki verilere bakarsak bence bu reytingler olağanüstü. Dizi ile ilgili hemen hiç reklam yapılmıyor. Doğru dürüst ne bir röportaj yapıldı, ne de diziyi tanıtım amaçlı bir şeyler yayınlandı. Hikayede sansasyonel, polemik yaratıcı, entrikalara dayalı hiç bir şey yok. Buna rağmen alınan sonuçlar gerçekten çok iyi. Demek ki insanları derinden etkileyen bir yani var yapımın. Bence oyuncuların da büyük etkisi var bu sonuçlarda. Ya da hepimiz ağırdan akan, duyguları daha on plana çıkaran, yormayan, yıpratmayan hikayeleri özlemişiz. Arka fondaki pastoral güzellikleri de unutmadan.
Neyse fazla uzatmadan diyeceğim o ki, hep eleştirdiğimiz bir-iki şeye de özen gösterilirse, hikaye biraz daha yan karakterleri de kapsayacak şekilde yayılırsa hakikaten bu sezonun, (üstelik hiç çaba harcamadan) en başarılı dizisi olabilir Asi.
denizim_ 15 Aralık 2007
 
“Yine de o attığın altını bulunca umut ettim, dengim olmayan birinin beni sevebileceğini umut ettim, boynumdan hiç çıkarmadım”
Süheyla böyle diyor. Dengi olmayan birinin kendisini seveceğine. Umduğu şeyin olmadığını da biliyor, İhsan'ın onu sevmediğini. Yani istediği gibi sevmediğini. Fakat İhsan'ın bu derece yakın olmasına şaşırdım gerçekten.
sude9 / 15 Aralık 2007
 
Asi çok üzgün anlıyorum ama onu anlamıyorum. Asi eğer ki bilse Demir’in Kozcuoğlularına yardım ettiğini belki birçok şey değişir ancak Asi bunu bilmiyor. Kaç defa özür diledi Asi’den ben bile sayamadım. Asi susmasa belki bu kadar kırılmazdı Demir.
nurche / 15 Aralık 2007
 
fragmanı izlediğimde Demir hakkında önyargılı davranmıştım. Ama Asi için ne kadar çırpındı bunu da görmemek elde değil. Her defasında konuşmaya, hiç yapamadığı özrünü ifade edecekti ama Asi çok üzgün olduğu için hep uzak durdu. Tam bir yakınlaşma olacak denildiğinde canım Asi hemen kendini uzak tutuyor. Bir ara Demir Asi’nin saçlarındaki samanları temizleyecekti ona bile fırsat vermedi.
Süheyla ile Aslan’ın karşılaşmaları pek hoş olmadı. Süheyla hırsız kimliğini taktı hemen oysaki önceki bölümde Cevriye’ye hırsızlığı o yaptırmıştı.
CanKuşu / 15 Aralık 2007
 
Demir’in Asi ye iyilik yaptığını anlaması çok uzun sürecek Asi’nin. Hani o mandırada Asi’nin yanına geldi ya Demir, hani pervane ve ışık vardır ya, yanacağını bilse de ateşe gider… Demirde öyle!
nurche / 15 Aralık 2007
 
Kenan için ilk düşündüğüm görünüme bakmayayım, yapacakları sayesinde Kozcuoğlularının takdirini kazanır diyordum ama bakalım yapacak mı, şu an için öyle izlenim edinmedim pek. Birde görüntüsünü daha farklı düşünmüştüm, foruma eklenen foto daha iyiydi. Topraklardaki hakkı için geldi şimdi Cemal Ağa bu topraklarda oturuyorsa Cemal ile işi var demektir.
sude9 / 15 Aralık 2007
DNZLB
 
 
Ben Asi’nin gururlu ve de biraz sıkılgan ve çekingen tavrına bayılıyorum. Demir çok aşık olsun ona ama Asi ona yüz vermesin isterim. Bu arada reytinglerimizde süper, bence bir kaç hafta sonra 1.liği kimselere bırakmayacak Asi.
merveve / 15 Aralık 2007
 
Sıkı bir Asi izleyicisiyim, siteyi de son dört bölümdür keşfettim. Harikasınız hepiniz.
Yorumları ve tahminleri okumak diziyi seyretmek kadar tutku oldu benim için.
yıldız3 / 15 Aralık 2007
 
ASİ'yi çok beğeniyorum. Hem kişiliğiyle, hem ailesi için gösterdiği fedakarlık ve sorumluluk duygusuyla, hem onurunu sürekli korumasıyla güzel bir profil çiziyor.
Demir'i de beğeniyorum. Çok güzel bakıyor. Duyguları bana bir seyirci olarak direk geçiyor. Ciddi ciddi ekran başında heyecanlanıyorum. Fakat şimdiye kadar teyzesinden ve geçmişte yaşadıklarından dolayı Asi’ye birkaç kez yanlışlar yaptı. Onları unutmadım. Unutamam da. Aslında Asi'nin atını teyzesinin baskısıyla, onlara bir nevi iyilik yapmak için aldı ama olmadı. Asi çok acı çekti. Biraz da Demir acı çeksin istiyorum.
Bence Asi Demir’e artık çiftlikte çalışmayacağını söyleyecek ve pes edecek. Bunu önce babasına söyledi.
Steella / 15 Aralık 2007
 
Asi'yi ben de beğeniyorum, seviyorum. Külkedisi Asim benim, çalışkan, sadık, hamarat biraz pasaklı ama olsun. Koyuna kuzuya dalınca aynı kıyafetle eve gider, partiye gider. Genel olarak Asi karakterini beğeniyorum. Enerjisi, babasına verdiği destekle, Demir de ondaki bu güçlü kadın imajını sevdi bence. Güçlü, aşk dolu gözler...
Yufka yürekli Demir'im benim. Çocukken acı yemiş, kaşarlanmış yürekli Demir'im benim... Ana sevgisi gibi Asi… Aşkı da Asi de bulacak… her şey Asi de...
SONAY T. / 16 Aralık 2007
 
Ben 8. bölüm de takıldım kaldım.
Demir’in Asi’yi gördüğü an giren fon müziği harikaydı anda yine Demir'in kendini göstermek için hızla arabanın kapısını çarpması, ünlü modacının harika tasarımını giyen Asi'nin o heyecanla garsona çarpmaktan son anda kurtulması.(Refleksi iyi olmasa kıyafeti kirlenecekti. ) ) Onlar bakışırken bir de şu Kenan girmeseydi araya daha iyi olurdu. Sanırım ben Asi'nin yerinde olmak istiyorum.
sevda123 / 16 Aralık 2007
 
Dün akşamki bölümden sonra kafama takılan bir şey var arkadaşlar, şimdi Asi Demir in yanında çalışmayı bırakırsa (ki içimden bir ses öyle olacak diyor), senetler ne olacak? Demir’in teyzesi böyle bir durumda boş oturmaz senetlerin karşılığını hemen ister, acaba diyorum böyle bir durumda Demir bundan sonra Asi’den ne isteyebilir? (bildiğim kadarıyla Asiden alacak başka bir şeyi kalmadı)
İkinci bir ihtimalde senetlerin karşılığını mimar Kenan Bey’imiz öder mi? Öderse borç olarak mı öder? Yoksa karşılığında Kozcuoğlularından bir şey mi ister?
kardelen2086 / 16 Aralık 2007
 
Senetleri… bence Kenan ödeyecektir. Ve karşılığında ya Asi’yle (ki bence Asi) ya da Defne’yle evlenmek isteyebilir. Ver kızını ödeyeyim senetlerini diyebilir. Ama İhsan Ağa benim satılık kızım yok diye adamı başından savması da bir ihtimal.
YONCA_ÇINAR / 16 Aralık 2007
 
Aslında benim istediğim bizimkilerin aralarında daha hiçbir şey olmadan -öpüşme falanda- bu Kenan Asi’ye yakınlaşmaya başlasa da Demir çileden çıksa. Asi’nin beklemediği aşık adam hareketlerinde bulunsa... Bu nedenlerden dolayı Asi’yle Demir’in arasında çıkan bir kavgada Demir dayanamayıp Asi’yi öpse... Hoş olmaz mı sizce de...
znr / 16 Aralık 2007
funda
 
 
Başlardaki Demirle şu anki Demir bir değil ki. İntikammış, nefretmiş, düşmanlıkmış bunları düşünecek durumda değil. Demir artık Romeo moduna girdi. Çok da belli ediyor kendini; bulduğu her fırsatta Asi'nin beline sarılıyor, Asi'ye hayranlıkla, derin ve anlamlı bakıyor ama Asi kızımız pek bir saf hiçbir şey anlamıyor. Hadi anlayıp da anlamamazlıktan gelse, neyse bu cidden anlamıyor. Neyse ki bölüm sonunda Asi ''Niye bakıyorsun öyle'' dedi, “hele şükür” dedim, bir şey sezdi sonunda, taş olsa anlar, adam eriyip bitiyor gözlerinde
Demir'den Asi'ye
Yeşil pencerenden bir gül at bana;
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Serenad-Ahmet Muhip Dranas
gerçek_aşk86 / 16 Aralık 2007
 
Bu haftaki bölümdeki beni Asi’nin yansıra(kıyafet konusu) diğer bazı karakterlerde de yanılttılar. Sanki ana karakterler değişmiş, yeni senaryo yazılmış gibiydi.
Örneğin, gururlu ve adaletli, İhsan bir seferde karısına iki defa yalan söyledi. Yalanı söylerken de hiç de kızarıp bozarmadı.
Süheyla’yla buluşmaya gittiğini rahatlıkla Neriman’a söyleyebilirdi. Söylemesi içinde geçerli sebepleri vardı. Defterin çalınması, kızlarına ve karısına hor davranıldığı için, hesap sormaya gittiğini söyleyebilirdi. Ama yalan söylemeyi yeğledi.
İkincisi kizinin kararını yine Neriman’la paylaşmak istemedi. En nihayetinde ikisinin de kızı, aile içi kararlar bence anneyi de babayı da ilgilendirir. Bunu da yalanla geçiştirdi. Kaç senelik evli hanımına yapmamalıydı.
Buluşma müze dışına taştı (yürüyüş yapmaları). Çok anormaldi! Bence İhsan da ailesini (kızlarını) Süheyla’ya ve yeğenine karşı savunabilirdi, yapmadı. Eski anıları tazelediler. İkisi de aşklarını dile getirdiler.
İhsan’ın kahyası ve ailesi bir tuhaftı. İhsan’ın buluşmaya gideceğini duyunca kahyanın etekleri tutuştu. Çok korktuğunu belli etti. Nedenini daha çıkaramadım.
Kızı Sevinç resmen yemekte Aslan’ı kışkırttı. Bir de Doğum gününe arabaya binip giderken arkalarından bakan abisini davet etmeyen partide görünce hemen gösterişten sitem etmeye başladı. Sevinç’i şimdiye kadar hep iyi bilirdim, yanılmışım. İkiyüzlü gibi.
En son Deir beni hayal kırıklığına uğrattı. Neydi hali öyle! Başı dik duran, herkese meydan okuyan Demir gitmiş yerine itilen, kakılan Demir gelmiş. Asi onu tokatlasa da yere yatırıp tekmelese de gıkı çıkmaz haldeydi. Anlıyorum, bir cana kıydı ama isteyerek olmadı. “Hayvanlarla insanların aynı kefeye konmayacağını”, haklı sebepleri olduğunu yalnzı bulduğu bir ortamda “çok yorgunsun” diyeceğine Asi’ye hoş bir dille anlatabilirdi. Bu bölüm resmen Asi’nin kuyruğundaydı. Asi kükredi, Demir pustu.
Pelikan/ 16 Aralık 2007
 
Doğum günü partisinde Asi Demir karşılaştıktan sonra Kerim’in “bu vesilenin seni mutlu etmediğini söyleme, inanmam” gibi bir şey dedikten sonra Demir’in dirseğiyle hafiften dürtmesi çok tatlıydı.
ohanges / 16 Aralık 2007
 
Asi beni çok şaşırttı Aslan ile arabada partiye giderken. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Aslan Demir konusunda ileri geri konuşmaya başlayınca onu susturdu. Bu kız değişime falan mı uğradı? Kendisi kartal kanatlarını taktı herkesin önünde Demir ile atışıyor ve iğneliyor ama başkasına Demir hakkında hiçbir şey söyletmiyor. Bu davranışı ancak bir insan sevdiği için yapar.
narima / 16 Aralık 2007
usayken
 
 
Sırf bu diziyle ilgili yorum yazmak için hayatımda ilk defa bir foruma üye oluyorum, bakalım hayırlısı...
Beğendiğim bir dizi bu... Özellikle günümüzde geçmesine rağmen televizyon, bilgisayar vs. gibi teknolojik görüntülere bulanmaması, minimum düzeyde diyalog içermesi, gürültü, trafik, bağırış çağırış yerine sessizliği ve sükuneti yansıtmasını seviyorum. Tarla, peyzaj, doğa, hayvan görüntüleri şehir ortasında yaşayan biri için oldukça huzur verici, neredeyse gübre kokusunu duyabileceğimiz kadar gerçekçi görüntüleri de seviyorum... Seçilen kostümlerin donuk, toprak renklerini seviyorum, leydi özentisi en süslü Neriman Hanım'ın bile yumuşak bir çizgisi var bunların hepsi iyi... Allah bozmasın, sonuçta milyon dizide olduğu gibi, senaryo hatalarıyla dalga geçer duruma düşmeyelim, Asi bizi bıktırmadan konuyu sakız gibi uzatıp sündürmeden de bitsin diyorum...
Dizinin pride and prejudice (aşk ve gurur) esintili olması kadınları cezbeden en önemli özelliği... Asi ve Demir arasındaki elektrikli gerilim olabildiğince sürdürülmeli bu ilgiyi canlı tutabilmek için... bu nedenle mesela aşk ve gurur'un Keira Knigtley'nin gülmekten rol yapamadığı 2005 versiyonu değil de BBC 1995 yapımı mini dizisini seyredenler hatırlar, Jennifer Ehle ve Colin Firth arasındaki bakışlar, mimikler inanılmazdı. Aynısını bu dizide de görüyoruz çok şükür. Aşk itiraflarına, evlenme tekliflerine rağmen fiziksel yakınlaşma hemen hiç olmuyordu, hatta dizinin son sahnesine kadar öpüşme de yoktu ve insanları çeken tarafı da bu umutlu bekleyiş aslında... Seyredenler moonlightning (mavi ay) dizisinde de aynı heyecanlı gerilim olduğunu hatırlayacaklardır. O zamanlar Bruce Willis ve Cybil Shepherd'ın ne zaman öpüşecekleri üzerine iddialara girilir, anketler yapılırdı dergilerde... Ve iki yapımı da unutulmazlar arasına sokan bence bu öpüşme zamanının bir beklenti, bir ulaşılmaz hedef olarak çok ileri atılmasıydı... Umuyorum Asi'de de bu süreç mümkün olduğunca uzun tutulur... Kaçamak ya da yanlışlıkla olsa bile öpüşme için çok erken diye düşünüyorum. Çünkü açıkçası beni asıl çeken bu gerilimi izlemek...
edguer / 16 Aralık 2007
Ben, öfkeli bir öpüşme olabilir diyorum. Tutkudan ziyade kızgınlıkla.
siyah-beyaz / 16 Aralık 2007
 
İyide enerji projesi Demir’in projesiydi. Bu konuda girişimde bulunacak biri varsa oda Demir’dir. Cemal dede bu konuda bakanlıkta bir girişimde bulunamaz. Demir projeyi kapatma kararı vermiş çoktan, arada ortaklıkta olmadığına göre! Cemal dede Ankara’da ne yapıyor?
Asi çok rahattı Demirle konuşurken. Bir de Demir’e konser bitsin ondan sonra konuşuruz demişti ama şarkıda "eğer beni seversen" bölümünü duyunca Demir aklına gelip konuşmayı öne alması da güzeldi...
Farkında mısın bu hafta Asi Demir’in her bakışında neden öyle bakıyorsun diye sormaya başladı. Yani aslında bir şeyler duymayı bekliyor
gercek14 / 16 Aralık 2007
 
Demir Asi’yi Kenan’dan kıskanacak. Sonra konser var, Demir zaten bütün gece konseri değil de Asi’yi seyredecek... hele birde Kenan’la konuşur ya da Kenan Asi’yle ilgilenirse( ki bence bu kesin) çatlayacak...
özge:(:( / 16 Aralık 2007
 
Aslında Asi de Demir’e duyarsız değil. O nasıl güzel bakıyorsa aynı şekilde Asi de ona çok güzel bakıyor. Kızgın olduğu zamanlar hariç Asi hiçbir zaman Demir’e nefretle bakmadı. Kızgınlıkla baktı ama nefretle bakmadı.
Ayrıca Asi’nin Demir’i Aslan’a karşı korumasını da unutmamak lazım. Partiye giderken arabada Aslan’ı nasıl da susturdu. Ben şaşırdım kaldım.
Diyorum ki bu aşk karşılıksız değil. Sürekli birbirlerine bakıyorlar ve birbirlerini keşfetmeye çalışıyorlar.
narima / 16 Aralık 2007
nur(g) / 08.05.2011
 
 
Bütün bu hikayede Emine’nin intiharını aptalca ve sorumsuzca buluyorum, bir anlık çılgınlık sonrası yapılmış değil planlı her şeyden önce... Yoksa çocuklarını evde bırakırdı, onlara kurbanlık koyun gibi su yemek bırakıp ağaca bağlamaya kalkmazdı... şimdi bu kadının iki çocuğu, bir de kimden olduğu belli olmayan (ya da olan) bir hamilelik yaşayan 17 yaşında kardeşi var. Emine öldüğünde Süheyla'nın karnı burnundaydı yani gizli saklı bir durumu yoktu... Bir abla böyle bir durumda öncelikle kardeşinin namusunu temizleyecek girişimlerde bulunmalıydı bana göre. Bu konuda yapılmış herhangi bir görüşmeden, yardım istemeden, hatta tehditten vs. bahsedilmiyor. Bir ablanın böyle bir problemi sorun etmediği halde, hırsızlık iddiasını (ya da her neyse) gururuna yediremeyip intiharı seçmesi ve kardeşini ortada bırakması, hatta ilk tercihinde kardeşine bir de çocuklarını bırakması bana son derece aptalca ve sorumsuz geliyor doğrusu.
Gelelim dizinin muamma kısmına... Benim düşüncem Süheyla'nın çocuğunun Yusuf Ağa'dan olan Aslan olmadığı... Lost teorisyenleri kadar olmasa da meselenin bu kadar basit olmadığını düşünüyorum.
Öncelikle Aslan gayet Ökkeş’in oğlu olabilir ancak 2 kardeşin benzemez olması rastlanmayan bir durum değil. Aslan, hayata bir öğrenci olarak okumamış, babasının çiftlik kahyası ve sağ kol olduğu bir ortamda erkek çocuğu bulunmayan çiftlik sahibi tarafından ayrıcalıklı muamele görmek istemiş ancak bunu bulamamış biri. Diğer yandan parasızlık, çiftlik işlerinin geleceğindeki belirsizlik, haksızlık duygusu ve ben iyisini bilirim dürtüsü Aslan’ı isyankar ve sinirli yapıyor. Asi'ye duyduğu ilgi yanında biraz geç kalmış ergenlik sıkıntıları da yaşıyor olabilir. Ama Aslan aslında koruyucu ve dürüst biri, ben bu kadar parasızlık edebiyatı yaparken masada gördüğü desteden bir iki tane çekmesini beklerdim en azından.
Diğer yandan Yusuf Ağa'dan hamile kalması için Süheyla'nın büyük ihtimalle tecavüze uğramış olması gerekir ki böyle bir beyanı yok, sadece hamile kaldığını söylüyor. Bu da İhsan'a duyduğu karşılıksız aşk nedeniyle yanlış bir karar verdiği ve çiftlikten herhangi biriyle biraz fazla yakınlaştığını düşündürtüyor bana. Bu durumda herhangi bir çiftlik çalışanının hamile kalması neden problem yaratsın diye düşününce Asi Süheyla benzerliği kafamı kurcalıyor. Benim aklıma gelen Süheyla'nın aslında Yusuf'un gayrimeşru kızı olduğu... Yani Yusuf Süheyla ve Emine’nin annesine tecavüz etmiş olabilir ve asıl büyük sır budur... Bu durumda Süheyla'nın İhsan'a olan ilgisini farkeden Yusuf Ağa bir de hamile kalan Süheyla'yı görünce bebeğin İhsan'dan olduğunu sanıp paniklemiş olabilir. Bu nedenle Süheyla'nın 17 yaşında ve hamileyken kendi başına yaşayamayacağını varsayarak Emine ve ailesini herhangi bir bahaneyle uzaklaştırma yolunu seçmiştir. Emine’nin ayrılmak yerine intiharı seçmesi işleri karıştırmış böylece sağlıklı doğan bebek öldü denilerek ayıbın üstü kapanmaya çalışılmıştır. İhsan'ın da Ökkeş’in de bütün bunlardan haberi olmadığını düşünüyorum.. Süheyla'nın bebeği herhangi biri olabilir, şu anda kim olduğu da çok önemli değil aslında... diğer yandan Asi'nin halasına benzerliği de böylece mümkün olabilir...
edguer / 16 Aralık 2007
 
Ökkeşler o çiftlikte eskiden beridir çalışan birileri ki çoğu olayları da biliyorlar. Aslan bence teyzenin çocuğu olamaz. Çünkü bir çiftlikte kimlerin hamile olduğunu herkes bilir. Teyze de Ökkeş’in eşinin hamile olduğunu ve aynı zamanda doğum yaptığını da bilir. Bence bu doğum dışarıdan birisi. Süheyla o gün doğum yapanları bilmeyecek kadar saf biri değil. Aslan’dan şüphelenmiyor bile. Aklına bile gelmiyor.
Ayrıca Neriman Hanım Demir’in annesinin kovulma zamanını ve intihar olaylarını da pek bilmiyor, teyzeyi tanımadı bile. Demek ki o sıralarda İhsan Beyle evli değillerdi.
gerçek / 16 Aralık 2007