funda / 25.11.2009
 
 
Fragmanı izledim, heyecanlı bir bölüme benziyor. Dizinin "Pride & Prejudice" romanından esinlendiğini göz önüne alırsak, bu bölümde Demir ilk evlenme teklifini edebilir. Filmde de böyle yağmurlu bir sahnede gelmişti ilk evlenme teklifi. Mr. Darcy büyük gururuyla, neredeyse hakaret eder gibi yapmıştı bu teklifi. Kendine rağmen, Elezabeth’in dengi olmadığını vurgulayarak. Bu açıdan düşününce, yani Asi’yi aşağılar tarzda olacağını varsayarak, Demir’in borçlara karşılık evlilik teklifi edeceğini düşünebiliriz. Tabi romana bağlı kalıp kalmayacaklarını bilmiyoruz. Sonuçta bizim hikayemizde orijinalinde olmayan bir geçmiş hesaplaşması da var. Belki de dizide bambaşka açılımlar yapacaklardır. Bekleyip göreceğiz.
denizim_ / 5 Aralık 2007
 
İhsan’ın “sen çok deyişmişsin” deme şekli iğneleyiciydi. Sanki Süheyla'nın değil de İhsan’ın elinden alınmış bir bebek söz konusu. Tabi değil ama Defne ve Asi'ye olan tavrının kırk katını beklerdim Süheyla’dan oysa İhsan'a aşırı bir nefretle bakmadı, ya da ben göremedim. Tersine İhsan kin doluydu. Bir adam ne zaman böle davranır? İhanete uğradığını düşündüğü zaman. İhsan’ın ben Neriman’ı sevdim gibi sözleri de yalan. Doğru da olsa sonradan sevmiştir işte… Çünkü bir bebek her şeyi değiştirebilir.
Eğer dediğim gibi çıkmazsa senaristlerin yazdıklarımı okuyup, dizinin akışını değiştirdiklerini düşüneceğim.
aasiii / 5 Aralık 2007
 
Bir bebek her şeyi değiştirebilir, çok doğru. Sonuçta İhsan Ağa’nın bebeği ve bebek için birbirlerine tutunurlar ve bağlanırlar. Bebek evin neşesidir, yani öyle derler. Doğrudur da… Kardeşlerinizden falan bilirsiniz herhalde. Bıcır bıcır olurlar. Bebeğin, o çocuğun hiçbir günahı yokken onu da bu işin içine karıştırmak istemezler ve onun için yeniden başlarlar. Yani böyledir bu… Değişmez sabittir bence.
mss.ecem / 5 Aralık 2007
MuraTubam / 24.08.2010
 
 
 
Arkadaşlarımızın bizlere ulaştırdığı tüyolar genelde at üzerine olduğu için bu haftaki bölümle ilgili yapılan tahminlerde genelde ‘at’ ve ‘yakınlaşma’ üzerineydi...
Valla sizler ne durumdasınız bilemiyorum ama ben fragmanı defalarca seyrettim...
İlk önce ben de Asi'nin ahırda ağlamasını Demir'in senetler karşılığı atını istemesine bağlamıştım ama bence ağlama nedeni sadece at değil...
Çünkü Asi ahırda çok kötü ağlıyor... Köprü üzerinde konuşurken Demir'in senetleri ödemenin başka bir yolu var derken gözleri yere bakıyor, Asi'nin gözlerine bakamıyor.
Demir Asi'yi tefeciden aldığı senetler karşılığında ‘işçi’si yapmıştı bence şimdi ‘eşi’ yapacak... Ha tabi ki bu evlenme Demir'in Asi'ye hissettiği aşkla ilgili değil, intikam alma hırsı yine devam ediyor... Zaten Demir şu anda Asi'ye sadece bir kadın olarak ilgi duyduğunu düşünüyor... Yani henüz aşık olduğunun farkında değil...
Bence Demir köprü üzerinde Asi’ye eşi olmasını teklif edecek. Bu sadece bir tahmin.
Hatta İhsan Ağa'nın masayı devirmesinin nedeni de bu olabilir... Ben İhsan Ağa'nın Serbest Bölge'de kaçakçılık işi ile uğraştığını da pek sanmıyorum... Serbest Bölgede Ticaret'te kaçak iş yapmak çok zordur...
Demir bence intikam sıralamasına At, Avrat ve Silah üçlemesiyle devam edecek gibi görünüyor.
Dizinin aynı tempo ile devam edebilmesi için yeni bir atılıma da ihtiyaç var... Asi ile Demir'in sahneleri bir süre sonra vasatlaşabilir... çalış çalış nereye kadar... Senaristler onları evlendirerek aynı evde yaşamalarını sağlayabilir... bizler de tabi bu iki aşığı daha çok görme imkanına kavuşabiliriz...
Çok seviyorum ben bu tutkulu aşıkları
brnnn / 5 Aralık 2007
 
O teyze ve dede başlarında varken ancak 2 sene sonra finalde evlenirler.
mervenil / 5 Aralık 2007
funda / 23.05.2010
 
 
Demirlerin şehrin içinde evleri var, satın aldı Demir orayı, kahyası yaşıyor şimdi. Sanki sürekli Demirler çiftlikte yaşamış gibi geçmişten alıntılar gösteriliyor, hiç o ev gösterilmiyor. Acaba Demir’in annesi eşi öldükten sonra kirayı ödeyemedi de (eğer ev kiraysa tabi) çiftliğe taşındı, teyzesi de belki çiftlikte yaşıyordu.
yasmne / 5 Aralık 2007
 
İnşallah biri çıkar ortaya… öpüşme olmadan! Aslan yeğenini kurtarır Demir’in pençesinden. Vallahi ben öpüşmelerini istemiyorum. Demir’e bu yakınlığın şoku bile yeter. Bir daha böyle bir pozisyon nasıl yakalarım diye yana yakıla dolaşır ortada.
Dem: Asi bir öpücük ver senetlerden birini verecem.
Asi: Olmazzzz.
Dem: Gitme Asi, çiftlik senin.
Asi: İstemem.
Dem: Gitme kalbim senin.
Asi: Bak, o olur.
GULBEYAZ76 / 5 Aralık 2007
 
Acaba Demir’in ödeme yolu olarak kastettiği ne? Belki de Demir Asi’ye olan zaafını teyzesinin anlamasını engellemek için kendi kendine ödeme yapacak.
mervenil / 5 Aralık 2007
 
Kendi kendine ödeme yapması gerçekten olabilir mi? Demir sadece Asi için yapabilir mi gerçekten? Düşündürücü! Olabilir de, olmayabilir de.
CanKuşu / 5 Aralık 2007
 
İlk zamanlar teyzesinin istediği doğrultuda gidecek. Teyze borcu ödemeden İhsan'ı yok edeceksin diyor. Demir senetlerin borcunu hemen ödemeniz lazım diye, Asi’ye söylüyor. Teyze gelmeden 2 sene yanında çalıştırarak borcu kapatmaya çalışan Demir, teyze gelişiyle düşüncesinden çark ediyor.
Kaldı ki teyze, geçmişi unutturamazsın diye her fırsatta zehirliyor Demir’i. Bu sözler her seferinde annesinin Kozcuoğluları yüzünden intihar ettiğini hatırlatıyor, hatırlatacakta... şimdi bunlar ortadayken Demir teyzeden etkilenmiyor diyemezsiniz. Bariz ortada etkileniyor ama şu da var Asi'ye olan duyguları daha sakin adımlar atmasına işi Asi'ye zarar vermeyecek şekilde idare etmesine yol açacak. Teyzeye tamamen karşı olduğu zamanı da göreceğiz ama şu an değil...
sude9 / 5 Aralık 2007
MuraTubam / 24.08.2010
 
 
Yok artık. Arkadaşlar nerden çıktı bu evlilik teklifi, sizin yorumlarınız mı bu yönde yoksa bir tüyo filan mı geldi. Ne evlenmesi, ne teklifi kim etmiş, kime etmiş, niye etmiş biri beni aydınlatsın.
Pes yani arkadaşlar yorumları kaçırmadan okuyayım diyorum kendimce. Ben gidip yemek yapıp, bulaşık yıkayana kadar siz Asi ile Demir i nerdeyse baş göz etmek üzeresiniz. İki sayfa sonra çocukları olacak demeyelim sakın.
Ben Demir'in evlilik teklifi dışında başka bir planı olduğunu düşünüyorum. Asi'ye teklifi de bu yönde olacaktır. Teyzesine karşı Asi'yi zor durumda bırakmamak için elinden geleni yapacaktır. Demir karakteri bana göre kimseyi kimseye ezdirecek bir tip değil. Yanında çalışanı bile olsa başından beri Asi'ye karşı son derece saygılı ve kibar. Teyzesi istese bile Asi’ye yanlış yapmaz onu incitmez. Mutlaka usturuplu bir yolla bu sorunu çözmeye çalışır. Ben Demir’e güveniyorum.
rumeysa05 / 5 Aralık 2007
 
Yağmurlu sahneleri hep beğenmişimdir ama bu sahneyi düşünen, çeken, kurguyu hazırlayan insanları baya bir takdir etmek lazım. Bir sahne bu kadar mı etkileyici olur!
gerçek_aşk86 / 5 Aralık 2007
 
Evleneceklerse şöyle olsun; zamanla bunlar birbirlerine olan aşklarının farkına varsınlar, mücadele ederek ailelerine rağmen evlensinler.
gerçek_aşk86 / 5 Aralık 2007
 
seerose / 28.10.2010
     
Ben öpüşme olmamasına razıyım. Çünkü onların gün doğumunu seyrederken bakışmaları ve konuşmalarını çok daha romantik bulmuştum. Çok daha doyurucu olmuştu benim için. Onların yakınlaşmaları, kavga etmemeleri ve birbirlerine aşkla bakmaları beni daha çok mutlu ediyor. Onlar birbirlerine sarılsınlar ama öpüşmesinler. Hiç sorun değil.
Zaten Demir’in de istediği bu değil mi? o kadar aşkla bakıyor ki, nefesi kesiliyor. Gözleri ışıldıyor ve direk gibi duruyor yolun ortasında Asi’yi gördüğünde. Hem çok çekingen ama çok korkusuz bakışlar atıyor. Bence Asi’yi en çok bu duruş etkiliyor Demir’de.
narima / 5 Aralık 2007
 
KanalD sitesinde özetle beraber görünen resimde Demir ve Asi orman gibi bir yerde ve Demir'in elinde tüfek var yere doğru nişan almış. Sanırım atı buluyorlar ve sakatlandığı için öldürmek zorunda kalıyorlar. Asi diz çökmüş, çok kötü görünüyor.
KırmızıBeyaz / 5 Aralık 2007
 
Demir’in elinde silah var ve sanırım ateş ediyor… hani atlar yaralandığında ve bunun tedavisi olmadığında acı çekmesin diye vururlarmış ya… acaba Demir atı mı vuruyor. Çünkü Asi buna cesaret edemez, atına kıyamaz. Böyle bir şey var mı acaba ben resimden bunu çıkardım şahsen.
Asi atın öldürülmesi gerektiğini biliyor sonuçta kendisi veteriner yapılabilecek bir şey olsa yapardı demek ki yapılabilecek bir şey kalmamış,
deniz123 / 5 Aralık 2007
 
Asi ne kadar üzülse de bunun yapılması gerektiğini biliyor. En azından bu sebepten Demir'e kızmaz. Seviniyorum buna.
aasiii / 5 Aralık 2007
 
Demir çocukken teyzesinin karnı burnunda olduğunu görmüş, şimdiye kadar sormadan nasıl durabilmiş, “teyze bu bebeğin babası nerde” diye? Şimdi niye sormuyor? Bebeğe ne olduğunu niye sormadı?
Bence bu bölümde Demir ve ana Aslan(Süheyla) bunun hesaplaşmasını yapacaklar...
Asi de babasından Demir’in annesi meselesini dinleyecek. Bence de Demirciim bu bölümde Asi'ye gözlerinin yanı sıra sözleriyle de bir şey anlatacak..
aasiii / 6 Aralık 2007
funda
 
 
Demir sanki atı vururken gözünü kapatıyor gibi. Duygusal çocuk bir de bunu Asi’ye gösterse.
Ayrıca o sahnede bir at var Asi ve Demir tek atla mı aramaya katılmışlar?
Koskoca 2 çiftlikte 2 at yok muymuş? Hayatta inanmam.
GULBEYAZ76 / 6 Aralık 2007
 
At aramaya giden birinde o tüfek ne alaka. Belki de tahmin etmişlerdir. Atı yaralı bulursak vurmamız gerekir yanımıza silah alalım diye.
Tek at fikri iyi fikir ama yakınlaşmalarına vesile olur. Hani Asi düşmemek için arkasından sarılır. Demir de iyi tutun yoksa düşersin filan der. Fırsat bu fırsat sıkı sıkı sarılırlar. Zaten Asi hep öyle yapmıyor mu? Demir’in bakışlarına birebir karşılık veriyor. Ama söylemleri hiç bakışlarına uymuyor. Her seferinde Demir'i paylıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
rumeysa05 / 6 Aralık 2007
 
Köprüde Demir’in Asi’ye bu nehir can alır dediği sahne geçen haftaki bitiş sahnesinin devamı. Sonra Asi gidip babasına sırrı soruyor, daha sonra akşam ne sebeple bilmiyorum Asi’yle Demir karşılaşıp bu konuyu tartışıyorlar büyük ihtimalle hesaplaşıyorlar. Bu yüzden Asi köprüden atlamaya kalkıyor. Bunun üzerine sanırsam Demir yumuşuyor ve sabah gayet güler yüzle Asi’yle konuşuyorlar, bu resimlerde görünüyor. Teyze bunu görünce Demir’in intikamdan vazgeçeceğinden korkup, Demir’e çocukla olan sırrı da anlatıp hemen çiftliği ellerinden alması için baskı yapıyor(Demir henüz her şeyi bilmiyor). Demir de gidip Asi’den senetleri ödemesini istiyor ama sadece Asi’nin atını mı yoksa Kozcuoğlularının bütün atlarını mı istiyor bilmiyorum. Çünkü resimde bir at var. Eğer çiftlikte başka bir at daha olsa Asi de ona binerdi herhalde. Asi de fragmanda görüldüğü gibi buna çok üzülüyor ve ahırda ağlıyor. Muhtemelen gecede at kaçıyor Demir de atın çiftliğe geri dönmüş olabileceğini düşünerek çiftliğe geliyor. Asi de atın kaçtığını böyle öğreniyor. Onun için dedim çiftlikte başka at yok herhalde resimde tek bir at var diye. Bunun üzerine Asi’yle Demir gece atı arıyorlar. Fark ettiyseniz Asi’nin üzerindekiler pijama. Bunlar benim resim, fragman ve kıyafetlere bakarak yaptığım tahminler bakalım ne kadarı doğru çıkacak!
glas / 6 Aralık 2007
 
ASII_MT / 05.11.2010
 
   
Demir akşam vakti at üstünde gidiyor fragmanda. Kendi çiftliği mi Asi'nin çiftliğinin önü mü, karar veremedim. Bana da gecelikleri ile çıkmış gibi geldi. Belki Demir atın kaçtığını öğrenince Asi'nin çiftliğine geliyordur. Durumu anlatıyordur birlikte aramaya koyuluyorlardır. Telaşlı olduğundan üstünü değiştirmemiş üzerine bir şey alıp çıkmıştır.
sude9 / 6 Aralık 2007
 
Yorumlar Süheyla teyze üzerine galiba. Onun yerinde olsak biz ne yapar nasıl davranırdık merak ediyorum bazen. Herkes kendi yaşadığı acıyı sadece kendi bilir tabi. Kendisini Süheyla karakteri olarak sevmesem de oyunculuğunu çok başarılı buluyorum. Geçmişten gelen hırslarını ve intikam duygusunu çok iyi yansıtıyor bana. Kızsam da kötü biri değil bence. Yeğenlerine sahip çıkmış onlara sevgisini vermiş, hayata kazandırmış. O olmasa çocuklar şimdi çok kötü durumda olabilirlerdi.
rumeysa05 / 6 Aralık 2007
 
Oyuncu muhteşem zaten (daha ismini öğrenemedim). Hangi duyguyu yansıtacaksa mükemmel işliyor. Süheyla diye bir karakterin varlığına, yaşadıklarına inandırıyor insanı. Ama gel gör ki karakteri sevmiyorum. Yaşadıkları ağır şeyler, tepkisiz kalması mümkün değil tabi ama suçu olmayan Kozcuoğlularını da işin içine katınca sinirlerimi bozuyor. Şimdi yeğeni Demir'e de haksızlık yapma yolunda. Adam aşka inanmaz, aklın oynadığı bir oyun olarak görür aşkı, bu düşünceler içinde iken ilk kez birine aşık olur, o da geçmişin engeline takılır. Demir’e de yazık...
sude9 / 6 Aralık 2007
funda
 
 
henüz yorumlarınızı okuyamadan cumburlop daldım yorum yazmaya
neden ama bir sorun neden? neden bu heyecanım…
ben yeni keşfettim bu diziyi, pazar günün ki tekrarını gördüm. şimdi malum siteden kaçırdığım bölümleri izliyorum… süper bir dizi çok beğendim…
Asi ile Demir çok çok yakışmışlar… üstelik gariptir ama ikisini bir birine tuhaf bir şekilde benzetiyorum... kafayı çabuk mu sıyırdım ne? ikisine de aşık oldum… birbirlerine bakışları çok tatlı, çok içten… aşıklar işte her hallerinden anlaşılıyor…
ve tabii Tuncel Kurtiz baba... süper bir oyunculuk, süper bir yetenek, neşeli ve yaşlı kurt… tam benim sevdiğim bir tiplemedir…
Nur Sürer,
işte Hanım bu…
işte Hanım diye ben buna derim…
işte anne bu…
işte güzellik bu…
ve İhsan Bey; baba
Çetin Tekindor;
Allahım bu adam her rolün, her karakterin efendisi oluyor…
çok beğendim bir kez daha hayran oldum…
süper oyuncular, senaryo-hikaye süper, yönetmeni de yürekten tebrik ediyorum...
aşkı çok zarif bir dille anlattığı için...
söğüt / 6 Aralık 2007
 
Asi dizisi bu sezonun en güzel, en kaliteli, en romantik, en hırslı, en en en en basarili dizisi... Bence demiyorum çünkü gerçekten öyle.
Senaryo süper, hani diyelim bir bölüm kaçırdık youtubden i izleyeceğiz, başka dizilerde sade aşk yaşayan esas oğlan ve esas kızın olduğu bölümlerini izlerdim kaçırdığım bölümlerde.
Ama Asi dizinde bu mümkün değil çünkü bir yerine bakmasan hemen kafanda bir soru işareti oluşuyor, ‘niye böyleydi’ diye. Baştan sona izlemek gerekiyor ve bu gerçekten ne kadar başarılı bir dizi olduğunu gösteriyor, kolaylıkla seyircilerin kafasında soru işreti bıraktıran sürükleyici bir dizi.
arzu__55 / 6 Aralık 2007
nazguzeli / 08.12.2010
 
 
 
Asi'nin tercihi babasından yana olacak, buna ne şüphe. Aşkından yanıp tutuşacak ama babasını üzmemek adına kendisini kısıtlayacak... sancılı zamanlar yaşayacak ama aşk eninde sonunda galip gelecek. Demir de saçma intikam hevesinden vazgeçti mi İhsan amca bir şeycik demez zaten. Aşktan anlayan adam, eşine ve çocuklarına karşı anlayışlı, sevecen. Tehdit olmadığını anladığı vakit Demir'e verir onayı.
sude9 / 7 Aralık 2007
 
Diziler her ne kadar ticari amaç için yapılsa da -tek amaç reyting, hikaye ne kadar kötü yönlere sapsa da önemli olan izlenmesi- bu mantıkla hareket etmeden izleyen insanlara saygı gösterilip işlerini en iyi şekilde yapmalarını umuyorum. Özellikle de senaristlerden tek istediğim diziyi uzatmak adına boş, anlamsız, geçiştirme bölümler sunmasınlar. Madem bu işten para kazanıyorlar her bölümün hakkını vererek aynı güzellikte yapsınlar.
Dizi ile ilgili biraz araştırma yapınca dizimizin ne kadar özel olduğunu daha iyi anladım. Tomris Giritlioğlu'nun babası, kızına bir gün mutlaka Antakya'da bir dizi film çekmesi yönünde vasiyet etmiş ve Tomris Hanım bu diziyle babacığının vasiyetini yerine getiriyor Yani bu dizi bizim için olduğu kadar yapımcısı için de çok özel bir dizi. Bu yüzden dizi ekibinin ve senaristlerinin büyük bir titizlikle seçildiğini düşünüyorum.
gerçek_aşk86 / 7 Aralık 2007
 
Size de öyle geldi mi bilmiyorum ama bu hafta geçmek bilmedi nedense geçen cumadan beri. Yaklaşık olarak 19 saat kalmış olmasına rağmen ben hala bunun çok uzun bir süre olduğunu düşünmekteyim... Ve Melikeciğim sana direk katılıyorum… dizi 2 saat değil de sanki 2 dakika da bitiyormuş gibi geliyor. Hani izlerken sonlara doğru "sakın bitme" "sakın bitme" duaları içinde izliyorum...
asnim / 7 Aralık 2007
funda
 
 
Reytinglerde 1. geleceğimize kesin gözüyle bakmaya başladım çünkü inanıyorum ki böyle bir fragman beraberinde yeni seyirciler getirecek. İtiraf edeyim; hiç bir fragmanı bu kadar çok izlemedim ve hiç bir dizinin hiçbir bölümünü bu kadar merakla beklemedim.
aasiii / 7 Aralık 2007
 
Dizinin kuruluşu, olayların temel sebepleri, karakterlerin özellikleri abartılmadan gayet güzel, inandırıcı ve doğal olarak anlatılmış,
Üstelik Defne ile Kerim, Asi ile Demir’in aralarındaki elektrik de çok büyülü bir anlatımla aktarılmış bize.
Üstelik dizide şımarık, aptalca kaprisler yapan kimse yok. Hayatın akışı içinde olagelmiş, birikmiş, nasırlaşmış acıların bağlayıcılığı insanları bir şeyler yapmaya zorluyor. Aslında kimse kötü değil ama mecbur… bakın severim işte ben böyle sağlam sebepleri..
söğüt / 7 Aralık 2007
 
Akşamı sabırsızlıkla bekliyorum. Özellikle köprüdeki sahneyi. Etraf sırılsıklam Asi ve Demir de sırılsıklam aşık.
gülendam83 / 7 Aralık 2007
 
Demir'in Asi'ye sarılışından bahsedilmiş... bu ikinci sarılma vakası. Bir tane daha var ama orda Asi düşmek üzereydi Demir tuttu onu, saymıyorum. Bir dans ettikleri zaman Asi'nin belini kavrayışı süperdi. İzle izle ezberledim. Bir de yağmur sahnesindeki. Tabi bu sefer ki sarılışının içine korku ve endişe de eklenmiş daha hoş olmuş. Demir sarıp sarmalama işlerinden iyi anlıyor. En son başları birbirine dönüyor, tahmin edilen şey olur mu olmaz mı bilinmez ama bu hali ile çok çok etkileyici. Bana kalırsa olmasın, daha çok erken… fakat sahnede öyle bir elektrik var ki öpüşme eylemi olsa bu kadar güzel ve etkileyici olmazdı.
sude9 / 7 Aralık 2007
alinti
 
 
Asi Demir'le karşılaşıyor ya hani… ardından Demir bir şey isteyecek, bu karşılaşmada oldukça heyecanlılar. Bence yağmur sahnesinden sonraki ilk karşılaşmaları bu.
aasiii / 7 Aralık 2007
 
Küçücük sahne bizi bu hallere koyduysa sahnenin tamamını hayal edemiyorum. Asi şahane zaten. En çok korkan Demir olduğu için onun sarılması daha farklı ve güzel olmuş. İlk kez aşık olduğu birini kaybetme korkusu kolay olmasa gerek. Öyle sarmalamış ki Demir, Asi elini kolunu hareket ettiremeyecek gibi. Bu yüzden tam manası ile sarılamamıştır zaten. Normale dönmeleri zaman alacaktır tabi. Kala kalırlar bir müddet öyle. Sonra da evlerine gelip hayalini kurarlar.
sude9 / 7 Aralık 2007
 
Yağmur sahnesi fragmanda gösterildiği kadarıyla bizi ne kadar çok etkiledi. Ama en çok o kaybetme korkusu… Demir’in çocuk gibi, hani olur ya “Anne beni bırakma” şeklindeki sarılması çok hoş… Ben oraya bittim… düşündükçe bir hoş oluyorum.
aasiii / 7 Aralık 2007
 
Neriman ve kızlar çiftliğe yeni taşındılar. Neriman ve İhsan, evlendikten sonra hep şehirde yaşamışlardır. İhsan çiftliğe gidip geliyordur ama Neriman o çok sevdiği şehir hayatını bırakıp, Suriye manzaralı çiftlikte oturmak istememiştir (ta ki şehirdeki evi kaybedene kadar). Bu nedenle de, Neriman Süheyla'yı tanımıyordur. Neriman 20 sene önce ara sıra çiftliğe gelmiş olsa bile, çiftlikte çalışan sıradan bir kız, Neriman'ın dikkatini çekmemiştir. Neriman kendi dünyasında yaşayan bir kadın, şu anda bile çiftlikte çalışan kızları birbirinden ayıramaz.
İhsan da ne şanssız adammış. Hem babasının servetini yok etmiş, hem de hayatına giren iki kadın da birbirinden cins. (her ne kadar Süheyla'nın bir zamanlar İhsan'la bir ilişki yaşadığı bizim tahminimiz olsa da, gerçi benim bu konuda bir şüphem yok ) Nasıl bir insan, hem Süheyla'ya, hem de Neriman'a aşık olabilir ki? İkisi gece ve gündüz gibi.
Tamam, Süheyla çok zor şeyler yaşamış. Sevdiği adam yani İhsan bir başkasıyla evlenmiş, sevdiği adamın babası tarafından tecavüze uğramış (tabi bunlarda şimdilik tahminden ibaret ), çocuğu doğar doğmaz ölmüş (Süheyla yıllardır böyle sanıyordu), kız kardeşi iftiraya uğramış ve iki çocuğuyla intihar etmeye kalkmış, ve gencecik yaşında Süheyla bu kadar trajedinin altından kalkmak zorunda kalmış.
Süheyla'ya acımamak mümkün değil gibi görünüyor, ama Süheyla o kadar kötü bakıyor ki, ben bir türlü Süheyla'ya acıyamıyorum.
Alexia / 7 Aralık 2007
 
funda
     
Sonuçta Asi ve Defne de Yusuf Ağa’nın torunları, onlardan biri. Süheyla’ya göre düşman cephesinde olanlar. Tamam, tabi ki masumlar hiçbir suçları yok. Ama Demir ve Melek’in de suçu yoktu… ufacık birer çocuklardı. Ne hakkı vardı Yusuf Ağa’nın anneleriyle olan sorunlardan dolayı onları bu acıları yaşatmaya ya da Süheyla’nın bebeğinin ne günahı vardı?
Süheyla Asi ve Defne’nin mutluluklarını kıskanıyor bence niye onlar güllük gülistanlık bir çocukluk geçirdi de benim yeğenlerim ve çocuğum onlar gibi olamadılar diye takmış da olabilir onlara.
epıler / 7 Aralık 2007
 
Süheyla hakkı olan intikamı almak için çabalamamış. İntikam için geri dönen Demir'di.
Teyzesinin içindeki uyuyan yılanı da Demir uyandırdı. Ama tabi bu bölümde Demir de uyuyan yılanı uyandırdığı için bin kere pişman olacak. Süheyla'nın dört tane intikam alacağı kişi var.
1. İhsan (Tahminlerimiz doğruysa ve ikisi bir ilişki yaşamışsa ve İhsan Süheyla'yı yüz üstü bırakmışsa ve babasının yaptıklarına engel olamamışsa, Demir&Melek'in annesine atılan iftiranın, iftira olduğunu bilmesine rağmen hiçbir şey yapmadıysa)
2.Ebe (Süheyla ebeyle olan hesabını tamamladı)
3. Ökkeş (Aslan Süheyla'nın oğluysa, bunu Ökkeş biliyor ve Süheyla'dan bunu saklamış, Aslan'ı kendi ölen çocuğunun yerine geçirmiş, Süheyla bunu Ökkeş'in yanına bırakmaz. Gerçi Ökkeş kendi suçunun cezasını, yıllardır Aslan gibi 'iyi kalpli' bir çocuğa babalık etmek zorunda kalarak ödemiş.)
4.Sonuncuysa Yusuf Ağa. O da zaten öldüğüne göre, Süheylazede olmaktan kurtulan en şanslı insan.
Geriye sadece Ökkeş ve İhsan kaldı. Ama Süheyla'nın gözleri o kadar karardı ki, intikamını tüm Kozcuoğluları'na yöneltti. Neriman'ın ya da kızların Süheyla'nın çektikleriyle hiçbir ilgileri yok. Ama Süheyla kurunun yanında yaşları da yakmaya kararlı. Kozcuoğlularını koruyacak tek kişi ise, Demir.
Alexia / 7 Aralık 2007
asiyemm / 26.10.2011
 
 
Bence olaylar şöyle oldu;
İhsan gençlik yıllarında çok popülerdi. Süheyla ile aralarında çocukluk-gençlik aşkı gibi bir şeyler yaşandı. İhsan bunu çok ciddiye almadı ama Süheyla İhsan'ı unutamadı. Hatta İhsan'ın onun için attığı altını bile yıllarca boynunda taşıdı. Daha sonra İhsan'ın hayatına Neriman girdi, Neriman hamile kaldı, İhsan ve Neriman evlendi. Çocukları oldu. Bu sırada kötü Yusuf Ağa, Süheyla'ya göz koydu, tecavüz etti. Süheyla'nın hamile olduğunu öğrenince de, başına iş açılmasın diye, Süheyla'nın çocuğunu elinden aldı. Süheyla'ya da çocuğunun öldüğü söylendi. Zaten bebek doğduğunda hiç ağlamamıştı, Süheyla da bu yüzden bu yalana inandı. Hem bebeğini hem de ablasını Kozcuoğluları yüzünden kaybetmişti. Yeğenlerini de alarak, çiftlikten ayrıldı.
Bu sırada da Ökkeş ve karısının bebeği olmuştu, onların bebeği ölü doğdu ya da doğduktan sonra öldü, bebekler değiştirildi. Bunu da, İhsan ve Ökkeş biliyor. Yusuf Ağa belki biliyordu, belki de bilmiyordu. Gayrı meşru çocuğunun bir yabancıya verilmesini istemiş olabilir. Ama o sırada Ökkeş ve karısının bebeği ölünce, Ökkeş karısından habersiz çocukları değiştirmiştir. Ya da Yusuf Ağa çocuğu gözünün önünde olsun diye bunu Ökkeş'ten istemiş olabilir.
Alexia / 7 Aralık 2007
funda
 
   
“ASİ” dizisinin gün geçtikçe daha da güzelleşeceğine olan inancım gittikçe artıyor…
Benim karalayacaklarımın tartıştığınız konularla bir ilgisi yok ama yeni bir soluk almanız için yazmak istedim... Daha önce bir kaç arkadaşımız çok kısa olarak yazmıştı aslında ama herkesin bilgi edinmesi için ben biraz uzunca Tomris GİRİTLİOĞLU’nun cümlelerini foruma taşımak istedim... Okuduktan sonra bu dizinin onun için olan önemini daha iyi anlayacağız sanırım… “Asi” Dizisinin bölüm sonunda “Ali Arcak Anısına” yazıyor biliyorsunuz…
24 Ocak 1999 Tarihli Radikal Gazetesi’nde yayınlanan bir röportajında bakın neler diyor Sayın T. Giritlioğlu…
“Geriye dönüp çocukluğumu anımsadığımda hep babam var. Babasına âşık kızlardanım. Her zaman çok büyülü bir ilişki oldu babamla. Kişiliğimin oluşmasında en önemli faktör odur.”
"Sinema Dünyası’nın çok dışındaydı ama çok duyarlıydı. Babam Ali Arcak Yargıtay Başkanı'ydı…"
"Benim sinemada bazı meselelerim var. Toprak-insan ilişkisi gibi."
"Estetiğe çok düşkünüm. Takıntıları olan bir burç. Hayat hep ikiye bölünmüş gibi. Hep uçlarda yaşayan bir burç. Çok naif, ama çok hırslı, çok sevecen ama birdenbire çok katı. Gidiş gelişleri var."
Radikal: Son soru TOMRİS baban en çok hangi filmini sevmişti?
"Suyun Öte Yanı'nı. Ve 'Yaz Yağmuru'. Babam çok çapkındı. Kadınları çok severdi ve kadınları sevmeyi bilen erkeklerdendi. Benim adım babamın ilk sevgilisinin adı. Doğrusunu istersen babam bana hep derdi ki, "Bırak bunları da bir aşk filmi çek."
Radikal : Çekecek misin? Babanın anısına?
Çekmek isterim. Antakya'da, onun memleketinde... Bir aşk filmi.
PiNar&DuYGu / 24.11.2007
 
 
Sizlere sadece babasına aşık bir kızın babası anısına hazırladığı sinema tadındaki bir diziyi izlerken ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatmak istedim…
Bir şey daha… Dün gece geçmiş bölümlerde Asi& Demir sahnelerini bir kez daha izlerken, 3. bölümde Demir’in İstanbul’a gittiği bir sahnede Asi ahırın önünde atıyla konuşuyor…
Hani bu akşam kayıp olacak ve Aşıklarımız tarafından aranacak olan At…
Asi: “Babamın yüzü biraz gülsün istiyorum ama bunun için ne yapmam gerekiyor bilmiyorum” diyerek atıyla dertleşiyor…
O sırada yanına Aslan’ın kız kardeşi geliyor… Asi’ye meşgul olup olmadığını soruyor…
Asi’de: “Oronthes’le biraz dertleşiyorduk” diyor yani Atının adı Oronthes…
Oronthes, Asi Nehri’nin Roma/bizans dönemindeki isimi… Oronthes=Asi
Asi Nehri, dünya literatüründe halen Oronthes diye adlandırılıyor… Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nden doğuyor, Suriye'den geçerek Antakya’dan Akdeniz'e dökülüyor…
Dizinin bu akşam yayınlanacak bölümünde, özellikle Asi Nehri kıyılarında dolaşacağımız için bunları da yazmak istedim…
Yine Antakya ve Asi ile ilgili son bir şey daha… Antakya Büyük İskender’in ölümünden sonra İ.Ö 300-301 yılında dünyanın ilk kurulan 4. kenti… Kutsal Kent…
Roma döneminde de önemli bir kent olan Antiocheia (Antakya) kentini erken ve geç dönem kabartma ve heykellerinde Oronthes’i (Asi Nehri'ni), tahtında oturan bir kadının ayaklarının altında kollarını iki yana açmış biçimde nehrin üzerinde süzülerek uzanan genç bir erkek betisi olarak görürüz.
Yani bu temadan özet olarak şunu çıkartabiliriz…
Asi ile Demir aşkla birbirlerine akacaklar… karışacaklar... bir bütün olacaklar…
Çok teşekkürler Tomris Giritlioğlu, bizler de babanızı saygıyla anıyoruz.
ayşe ıraz / 7 Aralık 2007
Asi Resmi Sitesi / Bölüm Ardından
 
Fiziki benzerliklerinin, davranışsal ikizliklerinin... yanyanalıklarında birbirlerini tamamlayışlarının resmedildiği sahne:
usayken / 9 Kasım 2009
alinti
 
 
“Hayır... zamanı durduramayız!”...
…sahnede düşünmüştüm hep... Asi önce derin bir soluk alır ve (sanki çekimde bir zamanlama hatası varmış gibi) bekler. Emin olmak ister. Demir masalı gerçeğe dönüştürme isteğinde ne kadar emin, ne kadar yüreklidir. İyi ki de bekler çünkü hemen pişman olup masaldan gerçeğe döner Demir... Asi’nin sınamaları daha o gece başlar ama yalnız bırakmaz, yüreklendirir de hep...
Şunu söylesem yeter belki... başından beri hep bunu düşündüm... iki ateş arasında daha zorda olan Demir ne zaman korkup kaçsa, Asi’nin sınamaları ve yüreklendirmeleri bu sevdayı böyle büyütüp besledi... Demek 'suyun' deli hallerine 'toprağın sabrı gerek. Bu aşk böyle bir şey işte.
psikofat / 9 Kasım 2009
 
Masallar, hayaller... gerçekler. Hepsi hayatın bir parçası. Ne yazık ki masalda kalamıyor insan... ben de gerçekleri istiyorum... her zamankinden daha fazla hem de. Daha çok hem de. Belki 6.bölümü ilk seyrettiğimde bu kadar e.min değildim... masalda yaşamak, içinde kaybolmak istemiştim. Ama acı verse bile gerçeğini istiyor sonunda insan. Haklıydı Asi... Haklıydı Demir gerçeği istemekle... masallar güzel olsa bile, acı gerçeğe dokunmak istiyor insan. Zaman alıyor ama gerçek... doğru... güzel... iyi olan. Asi-Demir bütünlüğünün bir parçası ifaden "...Demir ne zaman korkup kaçsa Asi’nin sınamaları ve yüreklendirmeleri bu sevdayı böyle büyütüp besledi..." Demir'in itirafında da bu... "...uzaklaşsam yaklaşıyor... yaklaşsam uzaklaşıyor..." her zaman, her koşulda 'O'nun için orada olmak... Gereğinde sınamak, hesap sormak gereğinde yüreklendirmek... değil midir sevmek.
e.min / 9 Kasım 2009
 
“Hayır... zamanı durduramayız!”...
Beni en etkileyen sahnelerden biriydi. Asi orada hayır derken ben biraz hüzün de hissetmiştim. Hepimizin istediği gibi 'gerçeğini' onunda daha çok istemesindenmiş demek. Hala neler hissettiğinin adını koyamamışken.
Köprünün açılışında ki Demir'in Asi ile göz göze geldiğinde tüm dünyayı unutup o kadar kalabalıkta yalnız olmaları. Evet, bütün gün ve gece aklında ve kalbinde hep onunla dolaşması gibi. Bence de aşk bu. Tüm dünya bir tarafa gerçek aşklar bir tarafa.
Aşkı böyle yaşayan ve yaşayacaklara ne mutlu diyorum.
Doğu / 9 Kasım 2009
 
Söyleyemediğim, yazıya dökemediğim, hüznü ve güzellikleri… yeni filizlenen aşkı okurken… iç çekmelerimi engelleyemedim.
Buket Damla / 9 Kasım 2009
 
Onların aşkları zaten ilk bölümlerden hissettirmişti bana ne kadar tutkulu olacağını, onlar gibi bir çift bir daha gelmeyeceğini…
Akgül / 9 Kasım 2009
 
Bence, Demir yalnızlığında yalnızdı, Asi aile kalabalığı içinde. Onlar birbirlerini bulduklarında o yol üstünde... anlaşılması uzun sürse bile... ancak o andan sonra yalnız değildiler artık. O karşılaşmadan sonra birbirlerini düşünmedikleri tek bir günleri olmadı. Aşk böyle yaşandı onlarca. Bunun peşindeyiz.
e.min / 16 Kasım 2009