Asi88 / 07.10.2012
 
 
İstediğim tek şey sorunlarından, gururlarından ve güvensizliklerinden arınmış asi ve Demir birlikteliği...
O yüzden yapılan bazı yorumlar beni şaşırtıyor Asi Demir’le konuşmasın, yaklaşmasın, görmesin, insan yerine koymasın, düşünmesin şöyle kıskandırsın, böyle azapta bıraksın...
tüm bunların sonucunda böyle birlikteliği istiyorsak, Asi ve Demir her fırsatta görüşmeli, konuşmalı, tartışmalı yoksa her şey çözümsüz kalır...
nilnisa / 19 Şubat 2008
ffatma12 / 26.10.2012
 
   

Bazen yaptıklarımız, niyetimizin çok ötesine geçebiliyor... Bazen sonuçlarının ne kadar yıkıcı olacağını tahmin etmek mümkün olmuyor... Bazen "cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiş" oluyor Brecht'in dediği gibi... Tek başına iyi niyet de yetmiyor bazen...
Tıpkı İhsan'ın babasının isteğini yerine getirirken, Emine'nin intiharını kestirememesi gibi...
Tıpkı Demir'in Süheyla'nın isteğini yerine getirmek için bulduğu çözümde Asi’nin atının "intihar"ını kestirememesi gibi...
Ama hayat işte... Hatalar yapılıyor... Çok büyük olabiliyor hatalar...
Hataların affında ise, ‘iyi niyet'in öneminin olduğuna inanıyorum ben yine de...
Hepimizin amacı mutlu olmak değil mi ki... Mutluluğu yaşayamayacaksak, yaşamanın ne amacı var ki... Ve tabi herkesin nasıl mutlu olacağı da kendine bağlı, bu tamamen kişisel bir seçim... Hataları affetmemek daha da mutsuz edecekse insanı, affetmek lazım diye düşünüyorum ben yine de...
ZEMFIRA / 19 Şubat 2008
GÜNES / 18.05.2010
 
 
İyi niyet çoğu kez yetmiyor hayatta...
İyi olmak bir şeyleri değiştirebilmek için harcanan çabayla birlikte anlamlı...
İyi olan suya sabuna dokunamayan, birilerinin kuklası ya da maaşı olanların iyiliği de, iyi niyeti de ne yazık ki anlamsız kalıyor...
Affetmeye gelince en büyük erdemdir bence...
Önce hazmetmek gerek. Hazmedemeyince, hazımsızlık yapınca kusmaya sebep oluyor ki, kimse bu görüntüyle karşılaşmak istemez sanırım...
Demir önce affetmeyi öğrenecek bence sonra da affedilecek...
duar / 19 Şubat 2008
crane moon / 26.10.2012
 
 
Aşk, her şeyin üstündedir, tüm engelleri aşar, ama, aşk tek başına da yaşar... illa iki kişinin bir arada olması gerekmez... Asi ile Demir, aşklarını birbirlerinden uzakta dursalar içlerinden atamazlar...
Bu ikili, aşklarını, biz ne dersek diyelim, kendi istedikleri gibi yaşayacak (Senaristlerin)
Hiç bir genç kız böyle bir harekete maruz kalmamalı demişsin... Demir, elindeki bıçağın ucu ile kalbine küçük bir çizik attı... o bıçak kalbi iyice parçalamadan, ayrılırlarsa canlarının daha az acıyacağını sandı... Evet, küçük yara daha çabuk kapanır... mantığı doğruydu, ama, bilmediği, aşk acısıydı... ilk defa aşık olduğu için, yeni öğreniyor... hem de en acı şekilde... aynı acıyı aşkına da yaşatarak…
qsawe / 19 şubat 2008
CICEKCI KIZ / 14.09.2012
 
 
Sizi duygusal anlamda yaralayan birisine karşı nasıl davranacağınız o kişiye hissettirmek istediklerinizle doğru orantılıdır. Yani o kişiye size bütün yaptıklarına rağmen aşkından öldüğünüzü göstermek istiyorsanız, karşısında hüngür hüngür ağlar, ıstırap içinde dolaşırsınız etrafında... Yok, eğer "ben de seninle oynadım sandığın gibi sana vurulmadım, gözlerinde boğulmadım..." türünden şeyler anlatmak istiyorsanız, şen şakrak davranır, onsuz da gününüzü gün ettiğinizi gösterirsiniz... Ya da siz ne kadar inkar etseniz de onu sevdiğinizi, o kişinin hislerinizi, sizin için taşıdığı önemi bildiğinden eminseniz ve o kişiye duyduğunuz aşka rağmen onun sizden esirgediği aşk olmadan da yaşayabileceğinizi göstermek isterseniz o zaman da kaskatı davranırsınız. Beraber olmanız gereken yerlerden kaçmazsınız, işse iş, görüşmeyse görüşme... ama orda olursunuz, sizi dimdik ayakta görmesini sağlarsınız... İçinizde fırtınalar kopsa bile bir milim bile kımıldamaz o kişiye acı çektiğinizi göstermezsiniz... gözlerinin içine bakmaya devam edersiniz ama bu sefer aşkla değil elbette... gururlu bir katılıkla bakarsınız... Ki o zaman karşınızdaki kişi anlar ne demek istediğinizi... İnanın en etkilisi de budur... hem sizin hem de onun için...
 Anda / 19 Şubat 2008
asiyemm / 12.02.2012
 
   
Leyla Demir'e bu zamana kadar göstermediği duygularını göstermeye başlayabilir. Bu konuda Leyla'ya kızamam... Buna fırsat veren Demir'in bir anda olan sıcaklığı olur... ki o zaman suç o'nun...
Leyla'ya artık eskisi kadar kızamıyorum... Belki de ailesi ile arasında yaşananlardan dolayı. Acı çekmiş, kenara itilmiş, sevgi görmemiş... O tehlike değil bence...
Geçen bölüm Asi mutfağa girince, Leyla Demir'e…
Kerimin en mutlu günü ama ben hüzünleniyorum nedense...
Kardeşimi kaybediyorum diye olabilir haklısın… Ailemle de epeydir bir araya gelmemiştim...
Sanki Asi'ye tahmin ettiğin gibi değil izlenimi vermeye çalıştı gibi geldi... Kızı sevmeye başladığım için olaya pembe hatta pespembe gözlükle bakmaya başlamış olabilirim...
sevda123 / 20 Şubat 2008
asiyemm / 14.09.2012
 
 
Her ne kadar Süheyla'ya yüreğini bu kinle kararttığı için kızıyorsam da Süheyla kadın olarak beğendiğim bir karakter...
Gayrimeşru bir çocuğun peşine alenen düşecek kadar, O çocuğu sahiplenmek için gerekeni yapacak kadar sağlam ve dik durabilen bir kadın. Aslında Asi'yle karakterleri çok benziyor. Duruşları bakışları...  Mücadeleci oluşları, pes etmeyişleri...
Erkekler hep annelerine benzer kadınları tercih ederlermiş. Bizimkinin annesi de teyzesi olunca pek de şaşmamak lazım...
Ben aslında Asi Süheyla ilişkisini çok merak ediyorum... Cemal Ağa üzerinde çalışan senarist arkadaş bu konuya eğilirse çok hoş sahneler izleyebiliriz bence...
İkisi karşılaştığında hemen pür dikkat kesiliyorum ama şuana kadar ciddi bir iletişim olmadı aralarında. Birbirilerini tanıma süreçlerini umarım izleyebiliriz...
duar / 20 Şubat 2008
leylanermin / 26.10.2012
 
 
Açıkçası izlediğim fragmanla ilgili söyleyebileceğim fazla bir şey yok. Çünkü sahnelerin birçoğu kapalı kutu gibi. İnsan, üzerinde yorum yapmak yerine kutunun açılmasını beklemeyi tercih ediyor. Ama bir konu var ki ona değinmeden geçemeyeceğim. O da İhsan'ın ruh hali. Bunca zorluğa göğüs germiş, yaşadığı onca olaya rağmen başını dik tutmaktan asla vazgeçmemiş İhsan'ı açıkçası ben çökmüş gördüm fragmanda. Aslına bakarsanız başına gelenlerde o kadar kolay şeyler değil. Ama neden şimdi? Önemli olan, bu sorunun cevabı...
Benim cevabım şu yönde... Daha önce yaşananları İhsan zor bir sınav olarak gördü ama neticesinden hiç korkmadı. Çünkü sonuç ne olursa olsun ailesi yanında olduktan, başı dik durduktan sonra halledilmeyecek bir problem değildi onun için. Ama şimdi başı öne düştü bence. Onu yıkan ne Süreyya'nın tokadı ne de Arslan'ın Süheyla'nın oğlu çıkışı. Daha önce verilen tüyolardan da yola çıkarak kanaatimce, Arslan'ın babasının Yusuf Ağa olduğu ve Süheyla'nın bu çocuğa hangi şartlarda hamile kaldığı ortaya çıktı. İhsan bir taraftan böyle bir babaya sahip olmanın utancını, bir taraftan da mutluluğunun parmaklarının arasından nasıl bir çirkinlikle gittiğini anlamanın şokunu yaşadı sanırım. Süheyla'dan yediği tokat geçmişte yaşanılan olayın gerçek yüzünün tokadıydı diye düşünüyorum. Daha önce ki bölümde aralarında geçen sessiz konuşma bu sefer kelimelere döküldü. İhsan şimdiye kadar içinde bir sır gibi sakladığı düşüncelerini Süheyla'ya açıkladı ve gerçeği bir tokatla birlikte kalbine yedi. Babasına her ne kadar kızsa da ve onun yanlış işlere bulaştığını düşünse de bu kadar küçülebileceğini, hem Süheyla'nın hem de kendi oğlunun hayatını mahvedeceğini düşünemedi, belki de bir babaya konduramadı. Bu nedenle babası yerine o utandı, o küçüldü... İşte bu zamana kadar diz çökmeyen İhsan Kozcuoğlu'nun çöküşünün cevabı... Tabi benim bakış açımla…
Kara İnci / 20 Şubat 2008
funda / 03.12.2009
 
   

Asi’nin baştan beri mücadeleciliğinden ödün vermediğine inanıyorum, bu bölüm de devam edecektir.
Ben o tokadı gördüğünü sanmıyorum ama babasını o kadar iyi tanıyor ki anlında oluşan kalıcı hüzün çizgileri yüzünden, Asi’nin bu konuda babasını sıkıştırıp sorgulayacağını düşünüyorum. İhsan da yüzüne dokunursa o tokadın izlerini bulmasından ürkerek çekiyor kendini adeta Asi'den… Kızından utanacak, onu hayal kırıklığına uğratmaktan korkacak gibi geldi bana…
İhsan ilk kez Asi’nin üzerindeki imajı sarsılacak diye düşünüp çöküyor olabilir...
meline / 20 Şubat 2008
Defne / 28.10.2012
 
 
"Nedir ki buse? Biraz daha yan yana
Yapılan bir vaattir. Yemindir kanmayana.
Sevişmek mastarının gül pembe noktasıdır
Bir sırdır ki söylenir ağza, kulak yerine
Bir gönül hazzıdır ki hep derinden derine
Yayılır. Buluşmadır karanfil lezzetinde
Dudakların ucundan ruhu tatmaktır biraz."
Fransız yazar Edmond Rostand, ünlü eseri Cyrano de Bergerac’ta bir öpücüğü böyle anlatmış...
Dudakların ucundan ruhu tatmaktır biraz... Çok beğendim.
Asi'cim, Demir senin ruhuna dokunmakla kalmamış, ruhunun tadına da bakmış... 
Ama tabi sen de onun...
ZEMFIRA / 20 Şubat 2008
alıntı / 2012
 
 
Ben fragmanda Asi'de affettim seni bakışı görmedim. Gayet durağan ve sakin Asi’nin bakışları. Gereksiz hırçınlık yapmasını beklemiyorum zaten. İnsan genelde sevdiğine laf giydirmekten hoşlanır. Bu güçlü karakterlerin savaşıdır.
Asi ve Demir birlikte çalışıyorlar ve çalışmaya devam edecekler. Asi bu süreçte bir nevi boş, umursamaz bakışlarla Demir'i deli edecektir.
Hatırlarsanız Asi’nin atı öldükten sonra Demir daha çok Asi’nin bakışlarından yanmıştı. Kaç kere "bana öyle bakma Asi" dedi. Bana kız bağır "ama öyle bakma" işte Asi yine aynı yaklaşım tarzını gösterecek bence.
Demir boşuna o gözlerde bir parıltı, bir savaşçılığı arayacak. Bulamadıkça da kahrolacak
tarcin / 20 Şubat 2008
TARA / 26.10.2012
 
 
Cevriye olayının kurgulanma sebebi, Aslan'ın sarkıntılık etmesinden çok, Cevriye'yi göndermek isteyen Asi ile bu olaya şahit olan Demir'in (eksik bilgilenmeyle), geçmişte annesinin yaşadığı talihsizlikler arasında benzerlik kurup Asi ile tartışmasına zemin hazırlamaktı diye düşünüyorum...
Daha sonra Cevriye'nin de cesaret verdiğini, ona sebepsiz meyletmediğini ima etti Aslan... Gerçi onca korkan bir kız, nasıl oldu da Aslan'a cesaret verir göründü? Bilemiyorum...
meline / 20 Şubat 2008
leylanermin / 26.10.2012
 
   
Yazdığın gibi sahneleri çok izliyoruz Asi'de... tamamen bambaşka bir olay için kurgulanıp, sonrasında yok edilen sahnelere...
Mesela Kerim'in aniden ortaya çıkan arkadaşı. Bu kız Defne'nin kıskançlığı için değil de Kerim'i yeterince tanımadığının altı çizilmek için girdi diziye ve bu sahneler çekildi. Kız gitti. Ama defne hala Kerim'i yeterince tanımıyor bana göre...
Aslına bakarsanız. Asi de Demir'i tanımıyor...  Ama tanışmalarını izlemek hoş oluyordu. Doğrusu ben başa dönmekten rahatsız değilim. Kim bilir belki de birbirilerini tanıdıkça daha güvenli bakarlar bu ilişkiye... Demir Bey refleksli değil, daha içten sever ve aşık olur Asi'ye...
duar / 20 Şubat 2008
leylanermin / 26.10.2012
 
 
Asi böyle devam ederse takdir ettiğim dizi karakterleri arasında üst sıralara yükselecek. Ortalama bir esas kızın duyduğu o laflardan sonra görünenin ardındakileri algılaması bölümler sonra olabilirdi. Hatta biri ona anlatmadan anlamayabilirdi. Fakat Asi’nin algıları ve aklı da duyguları gibi kuvvetli. Tuttuğunu bırakmayan Asi her şeyi çok geçmeden öğrenecektir bence. Zaten geçen bölümde de aşı yaparlarken babasının moralinin bozukluğunu fark etmiş, sonra babasının Süheyla'nın yanına gittiğini görmüştü. Bu hafta da olanları birleştirecek demek ki.
Demir'e ne demeliyim bilmiyorum. Demir'in bizim, Asi’nin de Demir'in elinden çok çekeceği var sanırım. Özetin Demir ile ilgili kısmıyla ilgili fazla yorum yapmak istemiyorum. Önce bölümü izlemeliyim ama Asi ve Demir bu şekilde giderlerse, bu aşkta bizi çıldırtma ve saç baş yoldurma derecesine getirecek olan en çok Demir olur. Umarım Demir ateşlerin içine daldığı gibi, aşk ateşinin içine dalacak cesareti de gösterir. Tabii sonra o ateşten çıkmamasını sağlayacak yürekliliği ve kararlılığı da...
FarAndAway / 20 Şubat 2008
leylanermin / 26.10.2012
 
 
Fragmanın en sevdiğim kısmı Demir-Asi’nin fotoğrafı-altın üçlüsünün yer aldığı sahne oldu. Demir yatağında... Asi’nin fotoğrafını itinayla gece lambasına dayıyor. Fotoğrafın hemen önüne yine itinayla altın da yerleştirilmiş. Demir o sahnede gerçekten çok tatlı. Hep beklediğim sahnelerdi zaten Demir'in yalnızken Asi'yi düşündüğü sahneler. En sonunda Demir odasında kendisiyle baş başa kaldığında neyi/kimi düşünür, aklından neler geçer göreceğiz. Gerçi biliyorduk ama gözlerimizle de görmemiz çok daha iyi olacak 
FarAndAway / 20 Şubat 2008
TARA / 26.10.2012
 
 
Geçmişteki bu olayların artık aydınlanması çok iyi oldu gerçekten yıllar sonra İhsanın bu gerçekleri öğrenmesi kendisinin de dediği gibi yıllardır bir yalanı yaşadığını anladı ve bence bu nedenle sanırım gitti Neriman’ın başına oturdu ve sanırım orda aklında şu geçiyor olabilir ‘aman Allah’ım ben şimdi ne yapacağım’ ya da ‘bir yalan uğruna sevdiğimi kaybettim başka bir kadınla hayatımı geçirdim’ diye düşünüyor olabilir.
İhsanın aklı şu anda karma karışık tıpkı Demir’in kafasının karıştığı gibi tıpkı Demir’in bunları öğrendiği gibi İhsan da yıkıldı bence. Demir’in geçen bölüm yaşadıklarını bence şimdi İhsan yaşıyor.
Ve en çok merak ettiğim Asi’nin bunları öğrendiğinde bu ağır geçmişi öğrendiğinde neler hissedeceği neler yapacağı.
Şunu düşünüyorum İhsan babasından ne kadar Süheyla ilgili kötü sözler duysa da Süheyla’yı hemen bırakmamalıydı. İnsan sevdiğinin bu kötü şeyleri yaptığına hemen inanır mı gider bir sevdiğine sormaz mı?
Bence işte İhsan tam bu noktada yıkıldı yaptığı bu hata yüzünden İhsan çok büyük bir ıstırap çekecek ve özette de dediği gibi Asi’nin bunu fark etmemesi imkansız.
Burada Asi’nin Demir’in tepkisindeki nedenin en azından İhsan ve Süheyla arasında olan bir şeylerden dolayı olduğunu anlaması çok iyi olmuş. Yani bu olayda bu büyük yükte Demir yalnız kalmamalı.
MİHRİMAH / 20 Şubat 2008