nur(g) / 19.01.2012
Geçen bölümde Asi Kenan’a direk olarak evet demese de bence biraz onurunu zedeleyecek şekilde davrandı. Ben kendi adıma Asi'den daha farklı bir davranış beklerdim.
Fragmanda görünene göre de Demir'in tepkisini çok aşırı buldum. -Bildiğim kadarıyla Demir ve Asi arasında doğru dürüst arkadaşlık dahi yok. Şimdiye kadar menfaat ilişkisi içindeydiler. -Demir Asi'nin sevgilisi değil, flörtü değil, özel arkadaşı değil daha fazlası hiç değil. Bu durumda da Asi'ye tavır alabilecek veya ona karşı güvenini yitirebilecek hakka sahip değil bence. -Ayrıca şu durumda Demir Asi’ye karşı olan güvenini yitirse ne olur? Bir daha seninle konuşmayacağım mı demek istiyor? -Kendisine ve ailesine yardımcı olmak için Asi'den beklemesini istemiş olabilir ama son karar Asi'nindir. Konumu gereği ondan hesap sorabilecek bir durumu yok. Bence artık Asi-Demir arasındaki ne olduğu belli olmayan ama sinyalleri verilen duruma bir açıklık getirilmesi çok iyi olur. Yoksa dizi saçma bir hal alıyor. Steella / 31 Ocak 2008
İlla bir şeylerin netleşmesi için kelimelere dökülmesi mi lazım? Hooop birden bire “ben seni seviyorum Asi, bundan sonra ben ne dersem onu yapacaksın” demesi mi lazım?
Hani diyorsun ya araların da bir şey yok, flört etmiyorlar. Olur mu hiç! Ne demek bir şey yok? Onlar gözleri ile çok şey yaşıyorlar. Sevdalarını davranışları ile anlatıyorlar. Yani bunları kelimelere henüz dökmediler diye aralarında bir şey yok demek doğru değil bence. Aralarında çıkar ilişkisi var diyorsun buna da kesinlikle katılmıyorum. Demir başından beri, yani Asi’yi gördüğünden beri bence her şeyi ona yakın olmak için yapıyor. İlk dans ettiklerinde “gel çiftlikte çalış “niye dedi sence? Ne yani Demir’in nasıl bir çıkarı var buradan, paramı istiyor Asi’den veya başka bir şey mi? Bence kelimelere dökemiyorlar ama ikisi de farkında her şeyin. Nedir yani Demir hangi hakla gelip Asi’ye bu paraya ödememe izin vereceksin diyor düşmanı olarak mı? Hayırrrrr. Asi’nin bakışlarından aralarındaki elektrikten kendinde bu hakkı buluyor da gidiyor. Asi ilk başta senden yardım istemiyorum dese de bunu istediğini sonradan babama sormam lazım diyerek göstermiştir. Ve zaten Asi’nin Demir’e bakışlarından da hissettiklerini hepimiz nasıl anlıyorsak herhalde Demirde anlıyor ki Asi’nin hayatına karışıyor. MİHRİMAH / 31 Ocak 2008
Bölüm resmindeki yüzük takma olayı nişan değil söz. Defne istenmeye geldiğinde herkes güzel giyer sanmıştım. O resimde Defne hariç herkes ev kıyafetiyleydi, yani onlar öyleyse
Asi haydi haydi o kahverengi elbiseyle onları karşılar. Nişan da hiç sanmıyorum ki Asi’yi başıboş bıraksınlar. Neriman gibi biri hayatta Asi’yi o şekilde nişana almaz. Tek güvendiğim bu konuda şüphesiz ki Neriman. Bu sefer Asi’yi dinlemez ve istediği kıyafeti giydirir. kumralim19 / 31 Ocak 2008
Yüzükler evde büyüklerin huzurunda takılacak resimlerden anladığım kadarı ile daha sonra gençler bir yere kutlamaya giderler. Büyükler evde kalır Leyla’nın arkadaşlarının geleceğini de duymuştuk demek ki onlarda eve değil kutlama mekanına gidecekler.
GULBEYAZ76 / 31 Ocak 2008
Demir Asi’ye, onu sevdiğini ona güvendiğini ne zaman söyledi ki şimdi ona artık güvenmediğini söylüyor, ne alaka!
Fatma-1721 / 31 Ocak 2008
Güvenin yitirilmesi için karşındaki insan bir yakının olması gerek. Bunlar arkadaş değiller, dost değiller, akraba değiller, sevgili olamadılar, Demir'e ne oluyor da güvenini yitiriyor. Asi'nin hareketlerini neden bu kadar önemsiyor. Tabi bunu bizim değil Asi'nin sorgulaması gerekiyor. Diyecek ki Demir'e "ben senin neyin oluyorum da beni bu kadar önemsiyorsun, hareketlerim hakkında beni sorguluyorsun?"
Neslihan17 / 31 Ocak 2008
Asi'ye güvenini kaybetmişse Demir, buradan şu anlam çıkıyor demek güvenmiş. Dillendirmemiş ama güvenmiş. Zaten güvenmiş ki, o kadar çabalamış babasını aklamaya.
siyah-beyaz / 31 Ocak 2008
Evet onlar dost değiller arkadaş hiç değiller akraba değiller onlar birbirine aşık iki insan ve iki insan birbirlerine aşıksa o iki insan için birbirlerinden daha önemli şey yok demektir.
Bu durumda Demir’in her şeyi söylemeye hakkı var bu hakkı ona Asi bakışları ile davranışları ile veriyor. İlla sözlere arada resmi bir “evet biz artık sevgiliyiz” demeye gerek yok bence. MİHRİMAH / 31 Ocak 2008
Asi’nin Demir in karşısında gözler süzülüyor, Demir i kıskanıyor. Heyecanla bir şeyler yiyor. Demir’le dans ediyor. Demir’in ona söyledikleri sözleri… Demir’in sağlık ocağındaki sözleri, hoşuna gidiyor ki tatlı tatlı gülümsüyor. Asi’yle Demir bir aradayken Balık ister misiniz diyene kadar birisi az kalsın dudaklar birleşiyordu, Asi Demir’i salınacakta sallanırken düşünüyor, sonra yanında hayal ediyor. Yani aralarında aşk adımları başlıyor. İllaki birbirlerine “bana güven seni seviyorum” demesi şart değil ki. Aşklarına bunlar yön veriyor. Ama Asi ne yapıyor. Kenan’ın o iğrenç teklifine ilk etapta bir tepki vermiyor. Adam diyor ki parayı vereceğim ve seni seviyorum benimle evlenmeni istiyorum. Bunu diyen adama tokadı indirmiyor. Tamam, iyilik yapmıştır falan ama insan bir kızar önce. Asiliğini gösterir. Sonra kendisinden bir şey umut eden adamın parasını kabul ediyor. Hem de hemen. Beklemek yok. Son ana kadar vazgeçmiyor. Yani sonuç olarak Asi Demir’in kendisine olan ilgisinin farkında, e kendi de Demir’e olan ilgisini hayallerle kendine ispatlıyor. Buna rağmen Demir kendinin hiçe sayılmasını hazmedemiyor. Şimdi gerçek nedir? Asi’nin Demir’i hiçe saymaması. Herkes biliyor ki babası böyle bir şeyi istemezdi. Ne diyecekti babasına baba bana evlenmek teklifi etti ve kefaleti yatırdı. O ne diyecekti aferin kızım mı diyecekti. Asi’ye babası da kızacak mıydı? Ama durumlar öyle olmadı. Demir İhsan’ın şerefini kurtardı. pas.si.on79 / 31 Ocak 2008 |
hoffmaina / 11.12.2010
Çiftliklerini başlarına geçirmeye gelen Demir, gözü intikam hırsından başka bir şey görmeyen Demir sizlerde şahit oldunuz nerelerden nerelere geldi Demir. Hani derler ya evdeki hesap çarşıya uymadı.
Hayatın insanı nereye götüreceğini hiç birimiz kestiremiyoruz ne zaman ne olacağını bilemiyoruz. Bilsek zaten bir anlamı kalmazdı bence. Gözü çalışmaktan başka hiç bir şey görmeyen zirveye çıkıp istediğini alan Demir, muhteşem bir tahsil yapmış gerçekten kendisini her konuda mükemmel bir şekilde yetiştiren Demir. Çiftlik işlerinden başka hiç bir şey bilmeyen toprak hayvanlar ailesi babası çok dar bir çevrede yetişen bir Asi ağa kızı bir Asi Antakya’nın en köklü ailelerinin kızı Asi adı gibi Asi ki ne Asi. Konuyu dağıtmadan toparlayayım. Başlarına her ikisi de ne geleceğini bilmiyorlardı bilemezlerdi de. Otelin önünde sanırım 2. bölümdeydi Kerim’in Demir’e bir gün aşk gelip senide çarpacak sende göreceksin demişti (sözleri tam hatırlamıyorum, mazur görün), kendine bile itiraf etmekten çekinen bir Demir. Her fırsatta inkar eden bir Asi, her konuda geri duran Asi, o da anladı ki (salıncak sahneleri) artık her şeyin tadı da tuzu da Demir, Demirsiz bir şey çok zor. Kim kime itiraf edecekte ortada itiraf edecek hiç bir şey yok ki itiraf edilsin. (aslında çok şey var itiraf edilecek) Güven evet güven bence her şeyin anahtarı. Basite indirgemeyin güvensiz hiç bir şey yürümez önce güven sorunu aşılacak ki her şey yerine oturacak. Geçmiş yorumlarımda ifade ettim, okuyan arkadaşlar bilirler güven sorunu diye bu olaydan sonra aralarında bir şey kalmayacak. Demir ve Asi’yi öylesi büyük sorunlar bekliyor ki inanın tahmin bile edemezsiniz. Bir kaç örnek vereyim aklıma gelen. Ne yaptığı belli olmayan bir dede her fırsatta kızı ve torunları için yapamayacağım şey yok diyen bir dede ama fırsatını bulduğu zaman kendi deyimiyle dört kağıt parçası için oturup pazarlık yapan bir dede. Burnunu olmadık işlere karıştıran bir dede. İstikrarsız bir anne (Neriman hanım)… ne zaman ne yapacağı belli olmayan tutarsız davranışları olan (çizilen karakter için sözlerim oynayan oyuncunun şahsı için asla böyle bir şey kullanmam), ne zaman nerde ne konuşacağını bilmeyen bir anne. Maddi sorunların bulunduğu kelimenin tam manası ile yoklukla varlık arasında ince bir çizgide olan bir çiftlik. Tutarsız bir teyze kendi kininden kendi intikamından bir kale yapmış içine Demir’i hapsetmiş bir teyze. Sırlar ile örülmüş bir birine pamuk ipliği ile bağlı hayatlar. Bunların olduğu gerçekten zor çok ama çok zor şey bekliyor ikilimizi. unutulmayan / 31 Ocak 2008
ASİ Kenan'ın iyi niyetlerini (iyi zannettiği) koşul alsaydı ona hayır demezdi, annesine evlilik için daha fazlası gerekir demezdi. Asi Kenan'ın teklifine olumlu bakmadı, kendisi de nedenlerini açık açık söyledi hem Neriman'a hem Kenan'a. İyi birisi olduğunu düşündüğü için onu üzmeden kırmadan söylemiştir, kesin bir dille teklifini kabul etmemiştir.
sude9 / 31 Ocak 2008
Bizim dizimiz bir tane.
Nefret öfke var ama insanca öfke bunlar. Kimse eline silah alıp başkaları hakkında hüküm vermiyor. Asicik / 31 Ocak 2008
Aslan her geçen gün daha iyi karakter haline geliyor. Korkuyorum yakında kanat takıp uçacak diye. Bir de başına taç taktık mı tam Melek.
Demir'in değişimini anlayabiliyorum. O aşık oldu, bu yüzden değişti ama Aslan? Onun değişimi neden. Cevriye var diye mi psiko davranıyordu. sevda123 / 31 Ocak 2008
Belki de güven Demir için de aşk demekti. Belki bu yüzden bu kadar kızgın. Güvenmiyorsa beni sevmiyor demek mi acaba onun için?
sevda123 / 1 Şubat 2008
Demir’in Asi’ye olan tavırları konusunda konuşulmuş. Bir ara bende manasız buldum bazı ağır sözlerini ama biliyoruz ki dizinin başlangıcından beri adı konmamış gizli bir anlaşma yapılmış gibiydiler. Sanki sevgililer ve bunu da herkes biliyor ona göre davranıyor. Kimsenin lügatinde neden, niye, nasıl, niçin vb. sözcükler yok gibi. Her şey bir yana biraz eskilere gitsek; 7.bölüm başında Demir Asi’ye seni merak ederim evin önüne kadar bırakacağım gibisinden konuştu. Ee be kızım neden diye bir sorsana. Aslında çok örnekler var ama benim yazmaya ömrüm yetmez.
TUBASİ / 1 Şubat 2008
Süheyla’ya çıkan altın İhsan’la birleşmesini sağlayamadıysa, o zaman Asi’nin de kaderi öyle olmasın! Süheyla çocuk doğruyor ama ayrılmak zorunda kalıyor. Asi de! Anlıyor musunuz? Aynı kaderi paylaşmasın ileride… Umarım olmaz d.
ahumerve / 1 Şubat 2008
İhsan hapisten çıktığının verdiği sevinç mi yoksa ailesine kavuşmanın verdiği şaşkınlık mıdır bilmeme ama hiç düşünmedi acaba Demir neden kendisini kurtardı. Sadece komşusu için durduk yere canını tehlikeye atar mı? Üstelik geçmişte ailesine bir şekilde de olsa zarar vermiş olan birine. Tamam, Asi babasına Demir’in intikam almak istemediği iyi niyetini anlattı ama el insaf, insanın gözü bu kadar kapalı olur. Süheyla İhsan’ın gözüne aklına perde gibi mi indi ne? Hiç mi şüphelenmez insan hiç mi düşünmez! Ya da gelecek bölümlerde düşünmeye başlar… ben acele edip erken karar verdim. Ne bileyim bana çok saçma geldi!
eleren / 1 Şubat 2008
İhsan, bence şüphelendi. Kör değil ya, gördü o bakışları, hem de çok önceden.
-Tarlada, İhsan, Asi ve Ökkeş konuşurken, arabası ile geçen Demir'e, boynu kopacak kadar, kafasını çevirerek bakan Asi. Aynı şekilde, yola bakmadan araba kullanan Demir. -Asi ile arabayla konuşmaya giden Demir. (zorla tıkmıştı ya arabaya. Hani balıkçı falan vardı. Hani hepimiz o balıkçıyı çok sevmiştik. Sonra, Demir'i savunan Asi) -İhsan Bey’i, Bülent konusunda defalarca uyaran Demir. -Kefaleti ödemeyi teklif eden Demir. (bu teklifi, reddetmeden babasına danışan Asi) -Avukatı tutan Demir. -Halep'e giden Demir. Demir ile konuşmaya giderken, yanında zorla Asi'yi götüren İhsan. Sence anlamış olabilir mi bir şeyler. Yoksa " Aa ne iyi delikanlı benim için kendini paralıyor" mu demiştir qsawe / 1 Şubat 2008
Ben de bu Defne sabununun saç yıkarken mi, yoksa el yüz yıkarken mi kullanıldığını merak ediyorum. Eğer el-yüz yıkarken kullanılıyorsa, evin her kızı, her saatte banyoya giderken odasına uğrayıp, kendi sabununu alıp öyle mi gidiyor banyoya? Ya da banyoda bütün sabunlar hepsinin üstünde kızların isimlerinin yazdığı kutularda mı duruyor? Eğer Defne sabununu saç yıkarken kullanıyorlarsa, Asi'nin sabunu çoktan bitmeliydi Altın Asi'ye çok kritik bir anda çıkacaktır, henüz zamanı gelmemiştir Alexia / 1 Şubat 2008 |
nur(g) / 19.01.2012
Sabırsızlıkla geçen bir haftadan sonra nihayet Cuma geldi. Akşam Demir'in Asi'ye olan tavırlarını çok merak ediyorum. Neslihan arkadaşımızın verdiği tüyoya göre heyecanım iki kat arttı ne yalan söyleyeyim. Asi'nin kovalayıp Demir'in kaçtığı bir bölüm izleyeceğiz gibi geliyor ve Demir'in kaçmaktan vazgeçtiği anı çok merak ediyorum. Murat Yıldırım'ın oyunculuğunu izlemek çok keyifli olacaktır eminim
alperim / 1 Şubat 2008
Asi & Demir arasındaki bu dargınlık uzun sürmez artık ama beni düşündüren bundan sonrası. Bizimkiler “kavuşamayan aşıklar” olacaklar ya! Demir artık geçmişte yaşamak istemiyor, eh Asi ile de bu yanlış anlama düzeltildikten sonra çıkacak engeller neler olabilir?
Fatma-1721 / 1 Şubat 2008
Engellerden engel beğenelim,
Teyze asla istemez, İhsan istemez, Neriman parası var diye belki ister ama bir aralar Demir için olmaz demişti. Dede mutlaka istemez. Demir’e zaten gıcık, inat olsun diye yine istemez. Bunlar daha sevdiklerinin farkında değiller. Kendileri bile istemiyor şimdilik. ersa / 1 Şubat 2008
Nefret hayatta taşınabilecek en ağır yük bence. Hayat çok büyük acılar yaşatabiliyor insana, gerçekten hayal bile edemeyeceği kadar büyük acılar. Yaşananlara bir sorumlu da bulunabiliyorsa eğer, nefret insanı canlı ve diri tutabiliyor. Hayata tutunabilmek için bir çeşit savunma mekanizması rolü oynayabiliyor. Yani bir gün intikam alabilme hırsıyla bağlanabiliyor insanlar yaşama.
Ama sürekli taşıması çok zor, çok ağır. Çünkü mutlu olma şansını yitirebiliyorlar. Çünkü tek odak noktaları intikam ve nefret olduğu için, etraflarındaki fırsatları göremeyebiliyorlar. Bence Süheyla'nın durumu çok üzücü. Hiç günahı olmayan insanları bile kasıp kavuruyor nefretiyle. Gerçekten anlaşılır gibi değil. Demir nefretiyle hesaplaştı ve Asi'ye de bunu itiraf etti. Kendi nefretim değildi dedi. (Onun hesaplaşması ve itiraf etmesi gereken başka konuları var tabiki, hepimiz dört gözle bekliyoruz) Süheyla da bir miktar aşama kaydetti tabi, hakkını yememek lazım, ama daha kat etmesi gereken çok yolu var gibi geliyor bana. ZEMFIRA / 1 Şubat 2008
Süheyla, daha yavaş atacak üstünden. 17 yaşındaydı. Aklı başında bir genç bayandı. Etkisi, ve doğal olarak tepkisi farklı.
Demir, 6 yaşında küçük bir çocuk. Her ne kadar nefret tohumları arasında, intikam hırsı ile büyütülmüşse de, sokma akıl gibi, etkisi çok kırıcı, çok yıpratıcı olmamış. Demir'in annesi, Emine Doğan, Yusuf Ağa tarafından, hırsızlık ile suçlanmış. Tüm yansıtılan bu. Duyduğumuz, "Ben hırsızlık yapmadım, ben bir şey çalmadım, beni işimden etmeyin, ne yer ne içeriz" diyen bir bayan. Ökkeş'in dediği ise, İhsan Bey’in, Emine hanıma, çiftlikten ayrılırken, kalınca bir zarf verdiği. Yani bu bilgiler, intiharı haklı çıkartacak bilgiler değil. Bu kadar kolay cana kıyılmamalı. Ama o kısmını geçtik artık. qsawe / 1 Şubat 2008
Demir'in annesi hırsızlık ile suçlanmış. İlk bölümdü galiba Yusuf Ağa ben çalmadım beni kovma ne yaparım işsiz gibi yalvarmaları vardı. Konuşmalarını Demir'de duymuş ve hatırlıyor. Daha sonra annesi işten atıldığı için çocuklarına bakamayacağından intihar etmiş diye hatırlıyorum ben. Yanlışım varsa düzeltin.
ersa / 1 Şubat 2008
Bu sebepler bir insanın çocuklarını da alıp Asi’ye atlaması için geçerli sebepler değil ki.
Bu nasıl bir psikoloji bu nasıl bir durum yani o kadarda zor bir durumda değilmiş. Yani bir insanın bunu yapabilmesi için çok daha çaresiz olması lazım ki… yine de doğru değil. MİHRİMAH / 1 Şubat 2008
Bu sorduklarını Asi de köprüde Demir’e sormuştu. Ama Demir cevap vermedi sadece bunları babana sor dedi ve öylece kapandı bu konu.
BestFan / 1 Şubat 2008
Bulunduğu ortamda bana mantıklı geliyor. Eşi ölmüş, iki küçük çocuğu var, hırsızlıkla suçlanmış. Köyün Ağası tarafından işinden atılmış. O köyde kimse iş vermez artık. Çok gururlu bir kadınmış hırsızlıkla suçlanmak gücüne gittiğinden belki çocukları ile intihar etmeyi tercih etmiş. Başka yere gidebilirdi diyor bazı arkadaşlar. Köyde doğup büyüyen birisi başka dünyanın varlığından bile haberdar olmaz. Başka yere gitmeyi istemediğinden belki intiharı tercih etti.
ersa / 1 Şubat 2008
Süheyla'nın yelkenler İhsan'ın yanındayken gayr-i ihtiyari iniyor.
İhsan'a kırgınlığı var. Her görüşmelerinde geçmişle alakalı İhsan'ı suçlayıcı cümleleri var. Ama İhsan geçmişin şahitlerinden. Yardımına ihtiyacı var. Bu yüzden görüşme taleplerini normal karşılıyorum şimdilik. Davranışlarını İhsan'ı ayartma ya da ona yakın olma çabaları olarak algılamıyorum ben. Geçmiş hakkında net bir bilgisi olmaması, çabalarının sonuçsuz kalması Süheyla'yı biraz daha mütecaviz yapıyor. Karakter tarafımdan mercek altında. Olumsuz anlamda değişikliğe uğrarsa benimde eleştirilerim elbette olacaktır. Ağustos Böcüğü / 1 Şubata 2008
Süheyla'nın olanlar hakkında tam bilgisi yok, diye düşünüyorum. Çünkü İhsan, babasının yaptıklarını hep kötü anıyor. Bu da, dediğin gibi, İhsan'ı, büyük ölçüde haklı hale getiriyor. Zaten, İhsan, yapı olarak iyi bir karakter. Süheyla'da, eski tanıdığı İhsan'ın iyi olduğunu biliyor ama acısını içinden atamıyor. Hiç birimiz, öyle bir acı yaşamadık. Nasreddin Hoca, gibi, "bana, damdan düşmüş birini getirin" dememiz lazım, Süheyla'yı anlayabilmek için.
Süheyla'nın, Neriman ve Kızlara olan duygularını da çok iyi anlıyorum. İhsan'a olan aşkı, karşılık bulmuş ama evlilikle sonuçlanmamış. İhsan, Neriman ile evlenmiş ve 4 çocuk doğurmuş. Süheyla'nın tek düşündüğü bu. " İhsan benim kocam olabilirdi. O kızlar, bizim kızlarımız olabilirdi. Neriman, hepsini benden çaldı". Bunu yadırgamıyorum. Birçoğumuz ilk aşkımızla evlenmemişizdir. Hatta ilk aşklarını başkalarına kaptıranlar, daha sonra onların, başka kişilerle yaptıkları mutlu evliliklere de şahit olmuş olabilirler. Süheyla bu konumda. Kızamıyorum. Acılarını anlıyorum. Nefretinin biteceği günü bekliyorum. qsawe / 1 Şubat 2008
Açıkçası ben de zaman içinde Süheyla'nın olumluya döneceğini düşünüyorum. Şu anda oldukça şiddetli gel-git'ler yaşıyor, kendiyle ve geçmişiyle hesaplaşıyor. Bu hesaplaşma bittiğinde oldukça iyi biriyle karşılaşabiliriz, bu olasılığı da düşünmek lazım bence.
Ama Neriman konusunda şüphelerim var. O henüz geçmişte İhsan ve Süheyla arasında neler olduğunu bilmiyor ama şüpheler oluştu bile. Üstelik evlendiğinde İhsan'ın ona aşık olmadığını da biliyor. Bu durumda Demir ile Asi'nin bir arada olmasını ister mi sizce? Yani bu onun için (kendi bakış açısına ve kendi itirafıyla kadınca entrikaları bilen birisine göre) ciddi risk değil mi? ZEMFIRA / 1 Şubat 2008
Neriman ilginç bir karakter. Pandora'nın kutusu şu an. Entrika'ya yatkınlığı var. İşine göre olayları eğip bükmeyi kendine mubah görüyor. İhsan'ın bir aşk evliliği yapmadığını hepimiz biliyoruz. Zorlama bir evliliğin ne kadar sağlam bir temeli olabilir. Her ne kadar İhsan zamanla içinde bulunduğu durumu kabul etmiş Neriman'ı sevmeyi öğrenmiş olsa da, bir zamanlar aşık olduğu kadın artık çok yakınında. Bu İhsan'ı altüst edebilir. Aslında İhsan ve Süheyla'nın hikayesi çok daha fazla ilgimi çekiyor. Çok daha fazla merak uyandırıyor bende. Ağustos Böcüğü / 1 Şubat 2008 |
|
usayken
En sevdiğim bölümlerden biri, özellikle Demir karakterinin figürlerinin artık iyice netleştiği bir yönüyle de Asi karakteriyle eşitlendiği bir bölüm. Ayrıca insana ait faziletlerin, zaafların ve çatışmalarında çok yoğun yaşandığı bir bölüm. Fırtına, sevgi dolu iki kalpteki çeri çöpü temizlemekle meşgul.
Erol / 28 Aralık 2009
Biz biraz da Demir'i düşmanı da olsa haksızlığa uğrayan, ihtiyacı olan kişilerin yanında olmasından dolayı da sevmedik mi. Artık zaten düşmanı olmaktan çıktı. O her şeyden sakındığı gözbebeğinin babası.
CEYHAN / 28 Aralık 2009
Ne kadar haklısın ‘ayrılık değil asıl buluşmanın temelleri atılıyor’ demekle. Onlar her adımlarında, Demir’in Asi’ye uzanmayı göze aldığı her defasında biraz daha tanıyorlar birbirlerini. Kestirilebilir biri olduğumu söylüyorum bir arkadaşıma. “Dostlarım, sevdiklerim bilir” diyorum “neyi yaparım, neyi yapmam” ama bu hep yaşamışlık birlikte. Buna yol alıyor Asi-Demir de. Bölümler sonra Demir’in peşine takılıp gidecek Asi de. Hep bu yaşanmışlıklar neden işte. Kestirilebilir olacaklar birbirleri için. Gözlerine bakıp görecek. Tersini söylemesine rağmen dilleri, doğrusunu duyacaklar birbirlerinde. Ama onların tanışıklıkları daha çok taze. Üzecekler bizi, yolun başındayız Asi-Demir deyince.
e.min / 29 Aralık 2009
DemirAsi'nin hayatında güven ne kadar da ön planda. Hep öyleydi. Demir için güvenmek yaşamın en önemli parçasıydı. Şimdi görüyoruz ki Demir bunun tohumlarını ta ilk bölümlerde atmış. Meğer ne güzel bir şölen yaşatmışlar bizlere aşklarıyla. Yerlerine bir yenisini koyamadığımıza göre derin izler bırakmışlar bizlere.
… analizlerde ara ara kanayan. Balbadem / 29 Aralık 2009
Güven… aşk’ı dışında Demir’in en önemli belirleyicisi. Birbirinden ayrılmaz bir bütün gibi. Ne zaman görmeye başladık biz bu duyguyu. Bir yerlerde başladı onunla. Önce kendine güveninden başladık sanırım. istediği bir şeyi çıkıp tanrının huzurundan bile isteyecek kadar kendine güvenen bir Demir ile, daha ilk karede. Buna rağmen, kalp çarpıntılarını güvenmeyecek kadar da ürkek yaklaşıyor bu duyguya. Bütün sabitliğine rağmen tam bir çelişkiler yumağı aslında.
e.min / 30 Aralık 2009
Bugün size Hadid 'Günaydın' desin istedim. AsiDemir mucizelerinden hep bahsettik. Fragmanı hazırlarken dikkatimi çeken bir sahne bu. Asi ve Aslan'ın konuşması sırasında sağ taraftan bir güvercin giriyor kareye. Yarım daire çizip Asi'nin başının üstünden, yine sağ taraftan çıkıyor görüntüden. Hadid Asi'yi yalnız bırakmıyor, Halep'ten gelecek umutlara kanatlanıyor gibi. usayken / 30 Aralık 2009 Ne kadar keyifle seyrettiğim bu rastlantıyı taşımışsın sen de sayfamıza. e.minim bir kaç kez çekilmiştir bu sahne de. Ama 'içinden güvercin geçen' seçilip konmuş montaj aşamasında. İyi ki de öyle olmuş. İnanıyorum ki Asi-Demir hassasiyeti değdiğimiz şey, ekibin içindeki her bir elemanda da tek dokunuyor. Bizi ortaya çıkaran Asi-Demir ruhu onların mesleki keyiflerini de irdelemiyor mudur? Onların üstlerine titretmiyor mudur? Belki de konu hakkında hiç bir şey bilmeyen ben yanılıyorumdur. Ama böyle olduğunu düşünmek, ummak, hoşuma gidiyor. e.min / 30 Aralık 2009 |