funda
 
 
 
Asi’nin peşinden gitmesi beni de etkiledi. Demir’in böyle bir şey yapacağını zannetmemiştim ama Asi konuşmayınca çareyi peşinden gitmek ve konuşmakla buldu. Orda dediği şey beni etkiledi. Açıkçası kaçmakla gitmek arasında fark var... doğru... tıpkı çare ile çaresizlik gibi dedi... ve Asi de ne yapacağını bilemedi. Hızla ilerlerken düşüyordu ama tutu ve göz göze geldiler… çok duygusaldı o sahne.
mss.ecem / 3 Kasım 2007
 
Sevgili modest, yağmur duası sahnesinde yağmurun hemen yağmasıyla masalsı bir hava vemişler amaç buydu. Bence çok çok hoştu.
RODYA / 3 Kasım 2007
 
…ama öykü masalsılıktan uzak sevgili rodya. Bu bir rüya olsa daha anlamlı olurdu. Ayrıca Asi yağmur için dua ettim dedi ama duadan çok emreder gibi geldi bana. Anlaşılan emri de yerine getiriliyor çabucak. Bu dizide zaman ışık hızıyla akıyor maşallah. Bir de lütfen ilerleyen bölümlerde, Asi’yi kucağına buzağıyı aldığı ve inekle ilgilendiği v.b. kıyafetle evde dolaştırıp, yemeğe oturtmasınlar. Çiftlikte yaşayanlar iş kıyafetiyle her işi yapmıyor herhalde.
Tuba’yı çok sevdiğim için sahnesinin çok olması elbette çok hoşuma gidiyor ama tüm çiftlik işlerini ona yaptırtmakta işin suyunu çıkarmak bence. Asi yem alıyor, Asi sürü otlatıyor, Asi tarla ekiyor, Asi ilaçlama yapıyor, Asi inek sağıyor.
Defne ve Kerim tanıştıklarının üçüncü gününde beraber yıldızları seyreden ilginç tipler geldi bana. Böyle yaşayanlar vardır ve yadırgama hakkım yok ama yine de tuhaf geldi bana. Kerim de daha yeni gördüğü birinin diğer bayanlardan farklı olduğunu nasıl anladı ben anlamadım. modest200 / 3 Kasım 2007
 
Dün akşam ben çok güzel bir bölüm izledim. İlk bölüm de güzeldi ama 2. bölüm ayrı güzel olmuş. Asi-Demir sahnelerinin bolluğu, bakışmaların etkileyici olması, kişiliklerin ön plana çıkması diziye renk kattı diyebilirim. Özellikle Demir şeytanın bacağını kırdı ve beni etkilemeyi başardı... Asi'ye bakarken yani. Özellikle Asi'nin nehir kenarında Demir'in üzerine düştüğü sahneye bayıldım. Tuba yine gözleri konuşturmuş ne denebilir ki başka harikaydı…
Teyzedeki sırlar çoğalmaya başladı. Benim daha doğrusu ailecek bizim bir şey dikkatimizi çekti. Ailenin 3. kızı gonca, Asi ve Defne tarafından hep dışlanıyor. Acaba demeden geçemedik. Acaba Gonca Süheyla’nın kızı olabilir mi? O değilse bile diğer kızlardan birisi olamaz. Ya Gonca ya da Ökkeş efendinin çocuklarından birisi.
Neslihan17 / 3 Kasım 2007
 
İlk bölümden güzeldi. Defne ve Kerim çok tatlıydı. Asi ve Demir de aşık oldular. Hani yavaş gidecektik diyenler için bu bölümdeki uzun uzun bakışma ve kesişmeleri örnek verebilirim. Reytingler oran ve sıralama olarak artmış. Bu sevindirici. Dizide Asi, Demir, İhsan, Neriman, Cemal Ağa, Defne ve Kerim olmak üzere yedi önemli karakter var. Ama sanki dizide de toplam 15 karakter harici hiç figüran yok. Antakya'nın nüfusu 15 kişi mi? Rastlantısallığın çok abartıldığı bir bölümdü. Güzel ve kaliteli olmasına rağmen abartıldı rastlantısallık ve adım başı karşılaşmalar. Son olarak ilk bölümde şiveli konuşan yardımcı rolündeki Tülay Bursa neden şiveyi bıraktı?
forever_bin / 3 Kasım 2007
 
diziyi tekrar izlemek için sabırsızlanıyorum
dün yetmedi bana
sonuna kadar merakla izledim
zaten at üstünde yağmur sahnesi ilk günden beri bitirmişti beni
son sahne ise beklediğim gibi oldu
evdekilere diyorum ki bu Asi çekinmez inadına gider ben yaptım der
çocuk şok üstüne şok
onun bu ailenin kızı olduğuna mı yansın yoksa çitleri onun yıktığına mı
prenses19 / 3 Kasım 2007
iremdnz / 08.09.09
 
 
Uzatma gayretlerini şimdiden fazlasıyla hissettim, Allah yardımcım olsun. Mesela, neden hiç ne dedenin ne annenin ağzından ASi adı çıkmıyor, İstanbullularla beraberken. Hiç mi sohbette yeri gelmiyor. Dede diyemez mi “bir güzel torunum daha var Asi” filan diye. Ya da anne yemeğe beklerlerken baba-kızı diyemez mi “Asi'yle babanız nerede kaldı?” diye. I ıh diyemez… Sonra Defne dedesi ve İstanbullularla yemek yerken Asi'nin yanlarına gitmeyişi, gereksiz bir sahne. Uzatacaklar ya… Asi'nin kendisini saklaması neden? Adamı iyice şok etmek için mi?
Dedenin damadını ezme isteği mübalağalı geldi. Hiç bir baba hem kızını hem de torunlarını mutsuz edip sırf kendi egosunu tatmin için bunu yapmaz. Eğer dedenin nefreti sırf kızı istemediği biriyle evlendi, ihtiyacı olduğunda kendisinden para almıyor diye ise Demir'in nefretini anlayabilirim. Onun ki daha affedilebilir bir nefret.
Dedede çiftliği satma düşüncesi Demir'in dua ettiği mezarı gördükten sonra oluştu belki o da bu hadisede taraf… olabilir mi?
Teyze Süheyla'nın tipi, saçı, kıyafetleri bana eski Brezilya dizilerini hatırlatıyor.
Gerçekten iki küçük kız kardeş benim de içime sinmedi.
O evde nakış işlemeler neydi o da gereksizdi. Yani geleneklerine bağlı muhafazakar aile görüntüsü mü verilmek istendi? Anne hiç de öyle bir hanıma benzemiyor ne kadar geçmişine bağlı gibi gösterilse de.
Yağmur yağma olayına takılmadım, tamamen tesadüf olarak yağan bir yağmur diye düşündüm. Asi yağdırdı diye değil.
Bebek ölmüş olmalı, zira o zaman İhsan Beyin nur topu gibi bir kardeşi olur bu yaştan sonra. Hem de mirasa ortak. O zaman da bana bir başka diziyi hatırlatır.
Müzikler harika… müthiş etkileyici…
siyah-Beyaz / 3 Kasım 2007
funda
 
 
Demir Asi'nin İhsan'ın kızı olduğunu anladığında ne yapacak diye merak etmiştim.
Şimdi de Asi, Demir'e yaptığı haksızlığı anlayınca ne yapacak diye merak ediyorum doğrusu.
Eğer Aşk ve Gurur'da ki gibi olursa bu yanlış anlamalar devam edip birikecek en sonunda Demir'in kalbi çok kırılacak diye tahmin ediyorum.
magicalrose / 3 Kasım 2007
 
…aslında böyle olacağını dün senaristler bize Defne’nin sözleriyle anlattılar gibi bir şey…
Defne Kerime 'kim bilir kaç aşk yanlış anlaşmalar sonucu başlamadan bitmiştir' dedi
sayosh / 3 Kasım 2007
 
Demir ve Kerim Asi’lere yemeğe giderken çiçek filan almadı, dikkatimi çekti. Bir de Kerim sürekli “buralarda böyle midir?” filan diyor, sanki memleketin başka şehrinden değil de yurtdışından gelmiş gibi. Antaky’a da gayet güzel bir şehir, sürekli buralarda böyle midir demeyi hak etmiyor bence. İstanbul’dan sanki çok farklı gibi (gördüm ve çok beğendim Antakya'yı). İstanbulda'da tüm bayanlar akşamın bir yarısı evden kolay çıkamıyor yani.
modest2000 / 3 Kasım 2007
 
Çocuğun İhsan Bey’den olduğuna şüphe etmeye başladım. Öyle olsa İhsan Bey bir şekilde sahip çıkmaz mıydı? Mesela Aslan olsa ona bakışı falan farklı olurdu mutlaka. Belki de İhsan Bey’in babası Yusuf Bey’dendir ve İhsan Bey’in bu çocuğun babasından olduğundan haberi yoktur… yıllar sonra bir kardeşi olduğunu öğrenir.
lawinia / 3 Kasım 2007
 
Melek'in kolu rahatsız, o da ufakken olmuş herhalde!
fafak37 / 3 Kasım 2007
 
Ben Demir’in teyzesi ile İhsan Beyin aralarında geçmişte bir ilişki olmasından korkuyorum. İnşallah olmamıştır, o zaman işler daha Arapsaçına döner. Melek’in kolunun ben de aynı sebepten rahatsız olduğunu düşünüyorum.
nurche / 3 Kasım 2007
iremdnz / 08.09.09
 
 
Benim en çok beğendiğim sahne Demir’in Asi’yi çarşıda gördüğü zamandı. Nasılsa Asi’yi izlerken yüzündeki tebessüm çok gerçekçiydi çok beğendim. Çook gerçekten çok hoş bir sahneydi.
medsul / 3 Kasım 2007
 
O sahne gerçekten de çok güzeldi. Asi’yi izlerken nasıl da yüzünde gülücük oluştu. Demir hayranlıkla izledi. Bir de Asi güldüğü zaman güldü… sanki onunla birlikte paylaştı o duyguyu.
mss.ecem / 3 Kasım 2007
 
Ben de Asi çarşıda gülerken, Demir’in onun gülüşüne gülümsemesini çok sevdim. Harikaydı bence… Henüz aşkı ortaya koymasalar da, aşk; sevdiğinin mutluluğunu görüp mutlu olmak değil midir?
Asi’nin şen kahkahalarına karşın, Demir’in onu izleyip sıcak ve içten gülümsemesi çok hoştu…
yaprak1907 / 4 Kasım 2007
 
O malikane gibi çiftlik evleri çok değişik geldi. Mimari olarak nerden esinlenilmiş acaba? Şehirdeki bazı binalar da enteresan.
Bence Demir, Asi'nin İhsan Bey’in kızı olduğunu öğrendiğinde daha da ters davranacak. Bence, intikam için kullanabilir. Gerçi sevgi dolu ve cömert biri olduğunu söyledi arkadaşı ama nefret dolu aynı zamanda. Aslında Süheyla'yı sorgulamak lazım nasıl bu kadar intikam duygusuyla dolu bir çocuk, genç yetiştirmiş? Nasıl bu yarasını saramamış yeğeninin, kız kardeşi öyle değil mesela? Bir yerlerde bir hata yapmış.
siyah-Beyaz / 3 Kasım 2007
 
bence de Asi’nin asiliği daha yeni başladı
başlarda şimdilik sessiz sakindi
ama damarına basıldı mı deliye dönüyor
mısırları onun aldığını duyunca çit çektiğini görünce nerdeyse çitleri başına geçirecekti Demir’in
ee… bir nevi sanki öyle bir şey de yapmış gibi oldu
prenses19 / 4 Kasım 2007
 
Demir ile Asi çok yakışıyorlar. Ama Demir adı gibi çok sert ve soğuk duruyor.
Asi de inatçı ve sert, bunların aşkı nasıl olacak acaba?
Aslan’dan da hoşlanmıyorum, Asi’yi sevdiği çok açık görülüyor, Demiri de kıskanıyor.
balzac / 4 Kasım 2007
 
Dizi müziği hep bir yerden aşina geliyordu kulağıma. Sonunda nerden hatırladığımı buldum! Evet dizi müziği ‘Esir Kalpler’ ait. Bir söyleyeyim dedim. Ne güzel, Ihlamurlar Altında’nın Aşk Yolu filminden, Asi müziği buradan. Valla dizi tutmasa müzikler bir yerde kullanılma zamanını bekliyor demek ki.
matraka / 4 Kasım 2007
 
Dizideki en akla mantığa uzak sahne muntazam bir şekilde çekilen kafesli telin Asi tarafından yıkılınca yerdeki görüntüsü. Sanki bu çit hiç çekilmemiş gibi yerde boylu boyunca serilmişti. Asi tek başına (!) bu çitleri yıksa dahi her yerde bu kadar zarar görmeden direk yatık konuma getirilmesi çok zor. Çitte hiç deformasyon olmaması da ayrı bir tuhaflık. Dizi hoş güzel bir dizi ama yukarda verdiğim örnek ve Demir'in yaşındaki mantık hatası ayrıca da Asi'nin ahırda giydiği çizme ve kıyafetlerle sofraya oturması gibi insanın içini kaldıran detaylar göz tırmalıyor. Dizinin en güzel yanı çekimlerdeki aydınlık ışık bence. Cevdet Mercan çok iyi bir iş çıkarmış.
forever_bim / 5
funda
 
 
Süheyla-İhsan yaşanmamış, engellenmiş aşk beklerken bambaşka bir şey çıktı. İhsan'ın babası onları kovarken İhsan babasının sözünden çıkamamış ama yardımda bulunmayı ihmal etmemiş. Babasının haberi yoktur büyük olasılıkla... . bravo İhsan'a. Teyzeye vermesi nedeniyle fotoğrafına o şekilde bakmış, diğerlerini hatırlamıyor herhalde ve elde olan diğer soru… Süheyla'nın çocuğu nerde? Doğmuş ve elinden alınmış… çocuğu alan kim?
İhsan'ın kayınpederi, asılıp kesilmeye en uygun kişi. İhsan'a zarar vermek için elinden geleni ardına koymuyor. Muhtaç olsa bile İhsan gidip kapısında dilenmez ya bu lafını İhsan’a yedirtmeye, kendi kapısına getirtmeye çalışıyor. Kızı ve torunları umurunda bile değil. Takmış kafayı damada. Üstelik bunu yaparken de Demir ile İhsan'ı karşı karşıya da getirmeye çalışıyor,eline fırsat geçti nasılsa.
Defne ve Kerim… çok sevimli bir çift oldular şimdiden. Kerim'in şehirden ayrıldığını sanıp üzülmesi, keyfinin kaçması, gitmediğini görünce yüzündeki ifadenin birden değişip sevindiğini izlemek güzeldi. Araba üzerine yatıp Romeo ve Julliet'ten, yıldızlardan bahsetmeleri güzeldi. Arabası bozulan Defne'nin tamir etme girişimi ve burnuna ilişen yağ lekesi, Kerim'in onu temizlemesi güzel sahnelerdi.
Asi ve Demir… Asi'nin kimliğini bu kadar gizleme çabasını tuhaf bulsam da sondaki sahneyi görünce iyi ki saklamış diye düşünüyorum. Demir'den kaçması, kendisinde farklı duygular uyandırmasına neden olduğu için sanırım, tabi bir de küçük yalanının ortaya çıkması onu utandıracağı için.
Defne'nin Asi'nin küçük oyununa alet olduğu kısım şirindi, Demir merhaba derken Asi'nin kaçması… sanırım kaçan kovalanır mantığı işe yarıyor da. İş görüşmesi sırasında etrafı incelerken Asi'yi görüp izlemesi ve gülümsemesi Demir'i hoş gösteriyordu… aşk adına ettiği lafları teker teker yutmak zorunda kalacak.
Hüseyin sayesinde Asi ve Demir'in karşılaşmaları da güzeldi, kaçıp kovalama faslı da. Ayakkabılarını çok göstermelerinden sendeleyeceği belliydi ama güzel bir sahne oldu.
At sahnesi, beklediğimiz gibi aksiyonlu bir sahne değildi. Oldukça güzeldi. Teşekkür işinin unutulmaması en güzeliydi.
Tarlaya sınır çekilmesi dedesinin yanlış bilgilendirmesi nedeniyle Asi'nin Demir'i suçlayıp, atına bindiği gibi soluğu tarlada alması güzeldi. O sahne de Asi ismi gibiydi, çekilen tellerin başına bir iş geleceği belliydi. Demir'in de kızgınlıkla neden sormaya gidişi ve Asi'nin gerçek kimliği ile karşılaşması en güzel sahneydi. Demir'in şaşkınlığı müthişti. Geçen bölüm olduğu gibi 3.bölümde kaldığı yerden devam eder umarım.
Demir-İhsan… Demir İhsan'ın bu kadar üstüne gittiğine göre ailesini başına gelenlerden onu sorumlu tutuyor demektir. Köprüyü tamir edenlere onu sorması, köprü üstünde ve berberde imalı konuşmaları bunu gösteriyor.
Defne ne kadar dikkatli ve duyarlı olduğunu da gösterdi. Demir ile ilgili hiçbir şey bilmezken bakar bakmaz mesafeli ama gözlerinde hüzün var dedi. Demir'in çocukluğunu geçirdiği evde yaşayanlara ev sahibi olmaları konusunda yardımcı olması, Hüseyin'e yardım etmek istemesi iyi insan olduğunun kanıtı ama etrafına ördüğü duvarları kaldırması zor olacak… gerçek yüzünü herkese göstermesi de…
sude9 / 4 Kasım 2007
funda
 
 
İhsan Bey ve ev ahalisi pek neşeliydiler. Maddi sorunlardan uzak sohbetleri var. Geçen hafta ürün böceklendi yaygarasından sonra bu hafta bir amcamız duruma el attı, mahsul kurtuldu, şimdi pazarlama savaşı başladı...
Kızlar Asi, Defne, Gonca, Ceylan... 4 kızımız var... Bana en sevimli ve samimi gelen şimdilik Defne oldu nedense... .göz kırpmaları bile cici geldi bana. Asi karakteri haddinden fazla tez canlı. Gün içinde oradan oraya gidiyor... saymakla bitmez. Nasıl enerjidir nasıl plandır bu. Yardımcı olmak ile tez canlılık arasında bence çizgi vardır, o da bu dizi de aşırı rastlantı ile Asi kızın davranışları, çıkışları beni rahatsız etti. Bu bölümdeki aşırı rastlantıları yine yazacağım.
Dedenin açıkgöz halleri... Damadına çok düşman adeta kuyusunu kazıyor... Ev satacak derken vaz geçti sonra yine mezarlıkta Demir'i o mezar başında gördü fikri değişti... Anadolu insanı toprağını satmaz, satana nasıl bakarlar? Çok iyi izah etti... ama kendini yalanlayan girişimleri hemen ortaya çıktı... çiftliği satıverdi. Yaz yaz onu 9 yap bakem... ama neyi dokuz yaptı anlamadım...
Teyze Kozcuoğluların ahırında doğum yapmış ve bebeği ondan koparılmış… rüya gören, o günü hatırlayan kadın nasılda kan ter içinde kaldı! Bu çocuk kimden niçin anneden koparıldı? Çok yorum yazdık bu konuda. Bence İhsan Bey’den ve çocuğu büyük dede alıp başkasına verdi.
Asi ile Demir arasındaki rastlantılar;
Asi ile Demir arasındaki bitmek bilmeyen aşırı rastlantılar, kaçışlar, uzaktan gözetlemeler,
Asi kendini Demir'e çiftlikte çalışan kız olarak kendini tanıttı... ne gerek vardı ki? Anne Neriman’ın eve öğle yemeğine çağırışı da bence gereksiz. Geçen bölüm kızları için girişimlerde bulunan kadın bu bölüm temkinli davranıyor sözde… sözde kendisi daha eve yerleşmemişti, git gel iki genci evine yemeğe çağırıyor...
Asi sürüyü kendi otlatacak... koyun keçi sürüsünü at ile nereye götürüyordu ki? Demir bir hışımla Asi'lerin evinden uzaklaşırken, yolda Asi'ye rastladı... At üzerinde sürüyü otlatmak için yollara çıkmış... bakıştılar. Demir araçta, Asi at üzerinde...
Asi yine çarşıya çıkmış kaldırım üstünde biri ile konuşuyor... Demir cam arkasından Asi'yi gördü...
Defne ile paragöz dedesi araba bakmaya gitti oradan da yemeğe çıktılar, rastlantı bu ya Demir ile flörtünü gördü... Hep birlikte yemeğe oturdular... pervane gibi dönen Asi kızımız da Defne’yle haberleşmiş yemeğe katılacaktı... Yemek salonuna girmeden masadaki Demir'i görüyor... rastlantı ya ... ... ama yanlarına gitmiyor... Defne'yi uzaktan yanına çağırıyor... Merdiven boşluğunda konuşan Asi -Defne kardeşlere Demir geçerken rastlıyor... Asi ile Demir arasında hafif bir bakışma, tebessümler yaşanıyor...
Bataklık kenarında yüzme derslerine başlayacak çocuk... tesadüf ya... Asi yardım edecekmiş... Demir yine oraya bir sebeple gelmiş... Sanırım köprü restorasyonu için ordaydı unuttum şimdi... çocukla konuşuyor... Asi kızmız da her zaman her yerde, haliyle oraya geliyor... Demir'i görünce elektrik çarpılmışa dönüyor...
Demir “niçin kaçıyorsun” diyor...
Asi-hayır “kaçmıyorum, uzaklaşıyorum”diyor... Neden ki? Neyse kaçan Asi'in çemberi orda kalıyor... Demir'e aşk kalıntısı olsun kalsın...
Yine bir gün Asi at ile geziniyor... Demir yeni getirttiği ata çevreyi gezdiriyor... bunlar düz ova karşılaşıyor... veee aniden yağmur başlıyor... yağmur yağarken çok güzel konuşuyorlar... iki at ve atların üzerinde iki aşık ve yağmur, romantizme bakın... Bataklık kenarında Demir'den kaçan kız burada nasıl konuştu hımmm??? ... Asi ıslanmış eve gitti... Anne kızları toplamış yanına nakış yapıyor... Çok yapmacık sahneydi doğrusu.
Açık göz, para göz dede eşinin kabrini ziyarete gitti ve Demir'i annesinin kabri başında gördü... Hemen araştırma yaptı... Şecereci arkadaşından geçmişteki bilgileri aldı... İhsan damadına zarar verecek koz yakaladı ve çiftliğini satmayacak derken satma kararı aldı... Demir'e çiftliğini sattı... O rastlantı olmazsa satmayacak mıydı?
Asi kız her an her yerde dedik...
Tarlaları gezen Asi sınırların direklerle, tel örgü ile ayrıldığını görünce çılgına dönüyor... İşçilere soruyor “Kim yaptı? Emri kim verdi?” İşçiler de “Bize kahya dedi ona kim dedi bilmeyiz... bize yapın dediler yapıyoruz.” ... amann baya hesap verdiler...
At üzerindeki Asi bir ara gitmiş tel örgüleri devirmiş her hal... Devrildiğini gördük... kim devirdi, kimler yaptı ben bilmem... O direkler beton desteksiz, harçsız nasıl mukavemet sağlar ayakta durur ki? Asi bu ya gücü yetmiş yıkmış tümünü... Sonra Demir bu ya, kim yaptı, hesap sormak için Kozcuoğlu Çiftliği’nin yolunu tuttu? Maç yapıyor bunlar... Bir gol Asi bir gol Demir atıyor... paslaşıyorlar yani? Maça devam... Bakalım neler olacak?
SONAY T. / 5 Kasım 2007
funda
 
 
Asi'nin açıkçası bu kadar iyi bir dizi olabileceğini düşünmemiştim. Oyuncu seçimleri birkaç göze batan noktalar dışında çok çok iyi. Ve en önemlisi görüntüler... Bir şekilde kalitesiyle sizi bağlıyor. Antakya’lı bir arkadaşımın deyimiyle; oralar bundan güzel gösterilemezdi. Ayrıca daha fazlasını göreceğiz sanırım.
Dizinin gidişatına gelince… Demir’in teyzesinin bir çocuğu olmuş belli ki. Benim şu anda ilk aklıma gelen kahyanın kızı (adını hatırlayamadım kusura bakmayın). Çünkü kardeşinin aksine okumuş ve Kozcuoğulları tarafından okutulmuş… bir ihtimal o diyebilirim. Kahyanın da her şeyi bilmesi bana mantıklı geliyor.
Bunun dışında lütfen aralarındaki bu git-gel li yakınlaşmaları kısa kesmesinler ve eğer gerçekten Aşk ve Gurur hızında ve akışında giderse ancak sezon finalinde bir yakınlaşma görebiliriz
Vamos / 5 Kasım 2007
 
Asi’nin babası Asi’yi atın üstünde görünce neden o kadar kızdı, anlamadım? Kahyaya sen söyle ben kalbini kırarım yoksa dediğin de son derece ciddi bir durusu vardı. Buna da en yakın zamanda bir açıklık getirilirse çok memnun olacağım.
ezgi su / 5 Kasım 2007
 
İhsan Bey Asi'ye at üstündeyken neden kızmış olabilir. Küçük bi ayrıntı ama nedeni bence gayet açık. Sonuçta hayvana güven olmaz tam o köprüden geçerken at Asi'yi kaldırıp atabilir. Sonucunda Asi suya bile düşebilir. Babası bu nedenle kızmış olabilir. (İhsan bey o köprünün bir cana mal olduğunu da biliyor) ayrıca orda Demir'in İhsan Bey'e daha çok kızmasına neden olmak için öyle bir replik koymuşlar. Yani Demir'in gözünde Asi'nin işçi olabileceğini gösterebilmek için.
Neslihan17 / 5 Kasım 2007
 
İnce bir detaydı o olay.
Atla köprüden geçtiği için kızdı, çünkü hayvan bu her an ne yapacağı belli olmaz. Sonuçta Asi ile babası çok iyi anlaşan ve birbirlerini en iyi anlayan iki karakter, neden kendi değil de kahyaya söyletiyor, belki de Asi’nin olası sorgulamalarından çekindi.
esbii / 5 Kasım 2007
 
Söylediğiniz sahneyi ben izlememiştim ama atların sudan korktuklarını biliyorum o durumda da binici çok ciddi zarar görebilir.
Hatta atlar için parkur oluştururken altında küçük bir havuz olan engel konuluyor. Atlar buradan geçerken tedirgin oluyorlar bazıları atlamayı reddediyor.
GULBEYAZ76 / 5 Kasım 2007
 
Bir de ilginç bir durum var bu Kozcuoğlu ailesi geçimini sadece mısır tarlasından mı sağlıyor? Her şeyleri o tarlaya bağlı gibi hareket ediyorlar… Başka tarlaları başka ürünleri de olmalı aslında
sinem* / 5 Kasım 2007
Seerose / 28.08.09
 
 
Fragman çok güzeldi… özellikle Çetin Tekindor çok etkileyiciydi. Demir&Asi sahneleri de çok güzeldi, dans sahnesi çok güzel olacaktır. Bir de Demir Asi’yi bir yerden indiriyor gibiydi… yani Asi’yi kucağına alıyor gibi… o sahneyi çok merak ettim. Defne&Kerim sahneleri de çok güzeldi. Birbirlerine sarılmaları, kırda gezinmeleri ve de Kerim’in Defne’nin elini öpmesi çok hoş ve güzel sahnelerdi. Sabırsızlıkla cumayı bekliyorum yine muhteşem bir bölüm olacak. Asi&Demir sahnesinde Demir Asi’ye söylediklerinden sonra galiba Asi çok sinirleniyor, zaten bakışlarından da belli ve Demir’e kırbacı vuruyor gibi… çünkü Demir’in yüzünde kızarıklık vardı bu belli oluyor.
cemotara / 6 Kasım 2007
 
Nehir kenarında olan sahne çok güzel olacağa benziyor. Bir an önce izlemek istiyorum. O sahne de yakınlaşıyorlar galiba. Bakışlar falan Demir’in özellikle acayip değişmiş. Bir de Kerim’e “ aşk diye ir şey yoktur Kerim” diyordu. Gördük, var mıymış yok muymuş Demir Bey! Kendisi de çok zor kabullense de çok etkilendi ve bu bölümde de bunu göreceğiz. Demir-Asi sahneleri çoğunlukta olacak.
mss.ecem / 6 Kasım 2007
 
Bence de nehir kenarındaki sahne çok güzel. Demir’in hem nehir kenarında hem de dansta bakışları harikaydı. Özellikle dansta bir başka bakıyordu, çok etkilenmiş gibiydi. Bence de Asi’yi intikam için kullanamaz ama belki başta dener ama aşkı bunu yapmasına engel olur. Ama Asi de intikam almak için kendini kullandığını anlarsa onun yüzüne bile bakmaz bir daha… sonra da Demir kendini affettirmek, olanları anlatmak için onun peşinden koşar durur
deniz123 / 6 Kasım 2007
 
…öncelikle dikkatin için bravo! Demir’in yüzünde dediğin gibi kızarıklık var... Bende bir ara fark ettim ama belki bana öyle gelmiştir dedim… Ama sen de söyleyince kesin bir şeyler oldu dedim.... Ben o kırbaç sahnesini ve muhteşem gurur repliğini bir yerden hatırlıyorum ama…
ihlamurdelisi / 6 Kasım
 
Fragman çok güzel demir "muhteşem gurur" diyor bu bana bir yerden tanıdık geldi ama diğer dizinin adını vermeyim. Demir'in asiden etkilendiği, öfkesi çok belli oluyor ya Asi de kaçmak istiyor, kafası karışık gibi…
sinem* / 6 Kasım 2007
 
Bir kızarıklık var ama bu kırbaç olmaz ya… kız sinirlendi diye adamın suratına kırbaç geçirir mi? Bir yere vurmuştur düşmüştür veya kaza yapmıştır… kırbaç değildir bence…
sinem* / 7 Kasım 2007
 
Valla o durumdan başka bir şey gelmiyor aklıma… Demir "insan gibi" kelimesini kullanınca Asi de kırbacı kullanmış olabilir ihtimali çok ağır basıyor. Hem yanına Asi gitmeden önce öyle bir iz yoktu. Demir’in düşeceğini hiç sanmam, ata bindi mi uçuyor mübarek… kim tutar Demir’i… sanki yıllardır ata biniyor gibiydi. Eee o yüz kızarıklığının tek sebebi Asi’ye aittir bence de… onun şaheseri diye düşünüyorum… bakalım artık Cuma günü göreceğiz kesin olarak…
mss.ecem / 6 Kasım 2007