dizifilm/ Asi Bölüm Yorumları
 
funda
 
 
 
Ay ay Hüseyin’e de okuma dersi verirmiş aman aman! Asi de çok güzel cevabını verdi ama Hüseyin’in kulağına da ‘gizli yer’ falan söylermiş… koptum bu sahnede. Kerim de çok şeker olmuş. Çok heyecanlıydı. Ateş bacayı sarmış, sanki istemeye gelmiş gibi!
mss.ecem / 7 Aralık 2007
 
Offf! Eee şimdi ne olacak? Asi verecek mi atını? Vermez ki! Hep teyzesi karıştırıyor Demir’in aklını.
gizemyd / 8 Aralık 2007
 
Bütün sinirlerim tepeme toplandı. Bu Demir de ne kadar teyzesine bağımlı! Kızın atını elinden alıyor. En kritik noktadan vurdu Asi’yi.
Aslan her ne kadar deli gibi olsa da doğruları söylüyor. Ekmek yediği yere ihanet etmiyor. Bence İhsan biran önce bu arkadaşıyla bağlarını koparmalı. Aslan haklı.
özge bozkur / 8 Aralık 2007
 
Köprüde Demir’in Asi’ye “Seni kaybetmek istemiyorum demesi çok güzeldi.
deniz123 / 8 Aralık 2007
 
Süheyla az değil hani! Kızı da kullandı defter için. Demir’in de beynini yıkamaya çalışıyor.
mss.ecem / 8 Aralık 2007
 
İnanmıyorum, çok kötü bitti...
Kıyamam, ya yazık oldu ata. İhsan da çok güzel oynamış o sinirlenme sahnesini, ahırın kapısına nasıl vurdu öyle! Ooff kıyamam Asi’ye.
Çılgınn / 8 Aralık 2007
 
Okuma dersi sahnesi de çok komikti, köprü sahnesi de çok duygusaldı ama benim favori sahnem bu bölümde İhsan'ın sinir krizi sahnesi.
nivea / 8 Aralık 2007
 
Beni çok etkiledi son sahne, sanki boğazıma bir şey oturdu gitmiyor bir türlü. Sanki Asi’nin elinden çocuğunu almışlar gibi izledim.
yaren.yaren / 8 Aralık 2007
 
Ne bitişti! Bu bölümün etkisinden kolay kolay kurtulamam herhalde. Baştan sona muhteşemdi. Demir Asi’ye hiç kıyamıyor. Hep o Süheyla yüzünden daha doğrusu her şey o Cemal Ağa’nın başının altından çıktı. Doldurdu Süheyla’yı o da baskı yaptı. Demir de kurtarmak için söyledi anlaştım diye. Böyle olacağını bilse yapmazdı. Ne oldu şimdi olan Asi’ye oldu. Bakalım Demir nasıl alacak gönlünü Asi’nin.
gülendam83 / 8 Aralık 2007
 
Süheyla Hanım kesin anladı artık Demir'in Asi'yi sevdiğini. Senetleri isteyemiyor çünkü Asi'den vazgeçemiyor. Asi'yse Demir'den nefret edecek iyice. Bu at olayı çok kötü oldu. Süheyla Hanım'ın çocuğu Aslan olabilir ben de emin oldum. Çocuk Yusuf Ağa'dan eminim. İstenmeyen çocuk başka kimden olabilir? Adam şeytan gibi bir şeymiş herhalde. Herkese kötülüğü dokunmuş.
Aslan da kedi olalı bir fare tuttu ama İhsan Bey çok kötü oldu. Adam da ne iğrençmiş ki kötü durumdaki arkadaşını hem de gururuna bu adar bağlı arkadaşını kötü işlere soktu.
-A k e L d a N- / 8 Aralık 2007
 
Demir Asi’ye ‘sen hayatta sevdiğini kaybettin mi, nasıl bir duygu olduğunu bilemezsin’ gibi bir şey söylemişti. Asi de en değer verdiği varlığı kaybetti. Bu bölüm baştan sona çok güzeldi. Özellikle Çetin Tekindor’un isyan ettiği sahne de söylediği babalar ve evlatlar sözü çok acıttı içimi. Yazık Asi’ye babası için nelere katlanıyor. Güya İhsan’dan intikam alacaklar en çok yaralanan Asi oluyor.
MiLay / 8 Aralık 2007
 
tugi_gs & mss.ecem / 08.12.2007
 
 
Offfff sonu çok hüzünlüydü... Şimdi araları da çok kötü bozulacak. Bakalım Asi Demir'i nasıl affedecek. Ya da Demir kendisini affettirebilecek mi?
Kenan'da Almanya'dan geliyormuş. Hadi kolay gelsin Demir Bey diyelim, kıskançlıktan morarır herhalde.
Demir'in yaşadığı bu hüzün ve acı belki aklını başına getirirde Asi'yle uğraşmayı bırakır. Diyeti Asi'nin atı Oronthes ödedi.
brnnn / 8 Aralık 2007
 
Bu nasıl bir bölümdür, nasıl bir şeydir? Gerçekten çok kötüyüm. Ağlamaktan başım ağırdı, hiç böyle değilimdir aslında ama çok oturdu içime… çok. Bir şey yazacak halim bile yok aslında bu kadarını hiç biri hak etmiyordu.
pearLL / 8 Aralık 2007
 
İhsan kötü işten para kazandığının zaten farkında değil mi? Geçen bölüm arkadaşı söylemişti. Ben öyle hatırlıyorum. Hatta ‘adın geçmez işlerde’ demişti arkadaşı, ‘sen sadece yanımda ol’ filan demişti. Bence orda Aslan’a karşı bir tutum sergiledi. İşin peşine düşmesin diye. Yani bana öyle geldi.
Bu arada Aslan’ın Yusuf Ağa’dan olmasına şaşmamak lazım. Eğer öyleyse tabi. Aslan da bu durumda babasına çekmiş oluyor.
gülendam83 / 8 Aralık 2007
 
Her ne kadar kısa sürse de köprü sahnesi ve İhsan’ın kriz sahneleri favorilerimdi bu bölümde. Bir de İhsan’ı yine zor günler bekliyor herhalde arkadaşı yüzünden. Bence Aslan haklı çıkacak, zaten parada gözü kalmıştı.
e.L_a / 8 Aralık 2007
 
Aslında Demir’e bir yandan kızarken bir yandan da kızamıyorum çünkü onunda önünde ya çiftliği alma ya da atı alma vardı. Çiftliği alsa daha kötü olacaktı ama Demir’e de kızmamın nedeni Asi’nin en değer verdiği şeydi atı yerine başka bir şey alabilirdi. Böyle hiç iyi olmadı. Hem Demir hem de Asi çok üzüldü. Demir’in Asi’ye ne kadar değer verdiğini bilmeme rağmen bu bölüm bunu daha iyi anladım.
deniz123 /8 Aralık 2007
 
Ben direk son sahneden başlayacağım. Nasıl bir bitişti öyle… nutkum tutuldu gerçekten. Kötü oldum. Demir nasıl yaptı bunu? Asi’ye nasıl kıydı? Hele o atın kapana kısılmış gibi ahırdan kaçmaya çalışması, sahibine giden yolu arayışı ve yere yığılışı… olamaz böyle bir şey! Sanki bir annenin elinden evladını aldılar. Asi ‘sen bu tarlada nefesimdin benim’ deyince dondum kaldım. Ben olsam Demir’i asla affetmezdim. Atı Asi’nin en değerli varlığı olduğunu bile bile aldı çünkü. Şimdiden sonra Asi aşık olsa bile Demir’e atı yüzünden bu aşkı kabul etmeyecek. Demir Asi’nin kendinden uzaklaşması için elinden geleni yapıyor. Önce çiftlikte çalıştırması, sonra tokadı, sonra bağırıp çağırması… derken atı… sanırım Demir aşık olduğunu anladığında bunu Asi’ye zor kabul ettirecek. Eeee hak etti de zaten.
GÜL GÜZELİ / 8 Aralık 2007
 
Çok üzüldüm ata, Asi kadar ben de çok üzüldüm.
Bir an Asi’nin yanına gidip geldim sanki.
Aklımca atı kurtarmak istedim.
Asi Demir’i affetmez gibime geliyor.
Oofff Demir ne yaptın sen!
Asi’nin bir canını aldın, intikamını aldın işte!
Kızı rahat bıraksan, artık günah...
GüLpArE_YeŞiM / 8 Aralık 2007
DNZKZ
 
 
 
Kızı da torunuyla birlikte sefil olacak, adam bunu kestiremiyor mu anlayamıyorum? Cin gibi de adam. Ne sanıyor İhsan Bey sefil olurken kızıyla torunları gelip onunla sefa içinde yaşamlarını mı sürdürecekler? Bu kadarını da beklemezdim Cemal Ağa’dan doğrusu.
Süheyla Hanım çok kaba davranıyor herkese. Burnu Kaf dağında. Nefreti diğer bütün duygularını köreltmiş.
Kerim çok şekerdi bu bölüm ayrıca söylemeden geçemeyeceğim.
-A k e L d a N- / 8 Aralık 2007
 
Demir sadece Asi’ye yardım etmek istedi. Ayrıca bence Demir Asi’ye sırılsıklam aşık. Ama bu bölümden sonra Asi’nin Demir’e tavrı nasıl olur onu düşünmek istemiyorum.
YazGunesi / 8 Aralık 2007
 
Nasıl düşmanlık bu? Nedense bütün diyetleri de Asi ödüyor! Demir Asi’yi bu işe soktuğuna pişman olacak. Olayların böyle gelişeceğini hiç bilmiyordu ki bilseydi asla yapmazdı. Asi mahvoldu, Demir iki kere mahvoldu. Asi atına Demir hem Asi’ye hem ata üzüldü. İşleri çok zor. İhsan’ın da damarına basılmış oldu şimdi. Sakinliğini korumaya çalışıyordu ama bundan sonra İhsan’dan da korkalım derim ben...
gülendam83 / 8 Aralık 2007
 
Asi'nin en değerli varlığı Süheyla Hanım’ın kini yüzünden öldü. Artık Asi Demir'den daha çok nefret etmeye başlayacak tam her şey yoluna girdi derken.
Yağmur altındaki sahneye harikaydı, diyecek bir söz bulamıyorum. Ayrıca Traktör sahnesi de çok güzeldi.
Bu bölümde Çetin Tekindor muhteşem oynadı her zaman olduğu gibi. Son sahnede ağlama sahnesi harikaydı.
Kerim ve Defne sahneleri çok komikti.
kordugum / 8 Aralık 2007
 
Çetin Tekindor gerçekten de muhteşemdi... Bence bölüme damgasını vurdu... Sanki William Shakespeare'den bir oyun sergiliyordu... Yıllar boyu oyunculuk gücü hiç unutulmayacak. Teşekkürler Sayın Tekindor.
Ama atın ölümü çok sarsıcıydı... Haftaya Almanyalı Kenan'ı göreceğiz sanırım... Demir acayip kıskanacak.
brnnn / 8 Aralık 2007
 
Bu akşam ilk defa bu olanlara karşı kayıtsız kalamayan ve isyan eden bir Demir gördüm. Ve takdir ettim. Suçluluk duyuyordu ve acı çekiyordu.
Ben asıl Asi’nin bu akşam ki acılara göğüs germesine de ayrıca şapka çıkarıyorum. Bir ansan nasıl bu kadar üst üste darbe yer ve hala ayakta sağlam durabilir.
Olabilecek veya gelişebilecek bir aşk şu anda rafa kalktı arkadaşlar. Asi, Demir’i uzun süre affetmeyecektir. Çalışmaya devam edecek ama asla aynı olmayacaklardır. Asi, ilk gerçeği öğrendiğinde Demir’in yaşamış olduğu travmadan dolayı yüz hatları ve sesi bayağı bir yumuşamıştı Demir’e karşı. Ama Demir’in Süheyla’dan aldığı gazla atı istemesi… işte bu son ve öldürücü darbeydi. Hele atın ölümü çok daha öldürücü bir darbe.
Demir, Asi’nin yaşamasını isterken, köprüden atlamasına engel olurken göstermiş olduğu bütün çabaları at ile öldürdü. Asi tekrar aynı olmayacaktır. Belki uzun süre toplanamayacaktır.
“Sen sevdiklerine böyle mi davranırsın?” diye sorarken Asi, bize de birkaç tüyo verdi sanırım ileri bölümler için.
Demir, Asi’yi severken aynı zamanda ona tarif edilmez acılar yaşatıyor ve yaşatacak. Bunu ya bilerek ya da bilmeyerek yapıyor ama… tarifsiz acılar Asi’nin kalbinde.
narima / 8 Aralık 2007
saHra_ / 10.12.2007
 
 
Traktör sahnesine bayıldım. Hele hele kullanmayı öğretmesi sanki hiç kullanmayı bilmiyormuş da en baştan öğretiyor gibiydi. Asimizin de elinden her iş geliyor, maşallah.
Elleri birbirine değdiği zaman hep başka bir müzik giriyor… alıştım artık.
mss.ecem / 8 Aralık 2007
 
Bu gece muhteşem oyunculuk sergileyen bütün oyuncularımız tarih yazdılar. Çetin Tekindor, Nur Sürer, Tülay Hanım, Murat ve Tuba… tarih yazdılar. Dizi bu seneye kadar tarihe geçen birkaç diziden bir tanesi olmuştur.
Bir insan bu kadar güzel sinir krizi geçirir mi? Bunu ancak duayen çetin Tekindor yapabilirdi. Benim ve herkesin ekranda tüylerini diken etti ve ağlattı.
narima / 8 Aralık 2007
 
Süper bir bölümdü hala kendime gelemedim arkadaşlar, hele o son Sahnesi’nin Demir’e bakışları harikaydı.
Atın ölümüyle Asi Demir’den nefret edecek. Tam da Asi yumuşamaya başlamıştı biraz. Şimdi felaket tellallığı yapmak istemem ama içimden bir ses araları biraz zor düzelir diyor, bir de Cemal Ağa Neriman’a bahsetti ya, Kenan mıdır nedir her ne karın ağrısı ise, bir de o Almanya’dan çıkıp gelirse işler iyice sarpa sarar. Zaten Neriman Hanım kızlarına iyi bir kısmet peşinde baktı Demir olmuyor o da Kenan’a pençeyi takıverir, böyle bir durumda Asi’nin çocuğa bir şeyler hissedeceğini zannetmiyorum ama bu durum Demir’in kıskanması ve duygularını iyice açığa vurması açısından iyi bir neden olabilir.
Bu arada yağmur altındaki köprü sahnesinden fragmanda daha çok etkilendim. İyiydi hoştu ama ne bileyim işte bir şeyler eksikti sanki.
kardelen2086 / 8 Aralık 2007
 
Bu bölümünde ilk sahnelerinde Asi hep atı hakkında konuşuyordu. Seviyorum, o benim can yoldaşım, karne hediyem falan diyordu. Sanki atının öleceğini biliyormuş gibi. Ne dizi ama… her bölüm başka bir bilmece.
Cansu* / 8 Aralık 2007
 
Tüyolarımız çıktı, bunun için mutluyum ama son sahne için üzgünüm. Kötü oldu. Demir bunu nasıl telafi edecek bilmiyorum? Demir'in işi zor.
Bu arada dizimize yeni birinin gireceğini söylemiştim tamam bu doğru ama Asi'ye aşık olacağı benim tahminimdi. Lütfen yanlış anlaşılmasın. Bazı arkadaşlar kesin hüküm koydular aşık olacak diye. Evet biri gelecek ama aşık olacak mı bu kesin değil.
Neslihan17 / 8 Aralık 2007
 
Çocuğun babası İhsan değilse hala Süheyla’nın neden bu kadar acımasız olduğuna bende anlam verebilmiş değilim. İhsan gerçekten çok kotu durumda, babasının bedeli o ödüyor resmen. Ve bu durumdan bile hala Demir’e yardım edebiliyor.
ebrumm / 8 Aralık 2007
 
Söyler misiniz, İhsan Bey’in, babasının yaptıklarına ses çıkaramaması ile Demir’in teyzesinin isteklerine karşı duramaması arasında bir fark var mı? O da gerekeni yapmadı yapamadı. Tıpkı İhsan Bey’in yapamadığı gibi. Atı almak istemesi çok zalimceydi. Gerçi o da iki arada bir derede kaldı ama neticede gerekeni yapamadı. Duygularıyla hareket edebilseydi bu yanlışı yapmazdı. Garibim hayvanın ölümünden sorumludur vebalini taşıyacaktır.
siyah-beyaz / 8 Aralık 2007
 
Aslında atı alarak çiftliği kurtarma adına yaptı bunu. Aileyi ortada bırakmaktansa Asi’nin atını alıp borcu kapatmak istedi. Ama farkında olmadan, iyilik yapayım derken aileyi kurtarırken, Asi’yi kaybetti. Çünkü atı onun her şeyiydi.
Demir intikamını çok güzel aldı. Aileyi öyle yaraladı ki bir daha tamir olur mu? Aşk affeder mi? Tabi ki affeder ama biraz zaman var… bu zaman zarfında Demir çok acı çekecek. Aşk acısı çekecek.
narima / 8 Aralık 2007
 
usayken
 
 
Asi çok nefret dolu bakıyordu. Cevapları da çok yaralayıcıydı. Demir de çok kötü oldu zaten. Ama Demir Asi'nin Kozcuoğlu olmasını nasıl bir şekilde sineye çekebiliyorsa… Asi de Demir'i sevdiğini anlayınca sineye çekecektir. Yani sonuçta teyzesinin isteğiyle senetler ödenmeden çiftliğe el koyabilirdi. Bunu yapmasını engelleyen tek şey bence Asi'yi sevmesi.
Bu şekilde ödeşmiş oldular hem de. Artık Asi'ye sevdiği birini kaybetmek hakkında bir şey söyleyemez.
-A k e L d a N- / 8 Aralık 2007
 
Demir aslında Kozcuoğulları'nı kurtarmak isterken Asi'yi kaybetti gibi görünüyor ama Demir'de çocukken Annesini kaybetmişti. Yani ikisi de en çok sevdiklerini kaybettiler. İkisi de birbirlerini daha iyi anlayabilirler.
Ayrıca Yönetmenimiz Cevdet Mercan'ı da kutlamamız lazım... Atın Demir'in ahırında ki sahneleri ve görüntü kalitesi muhteşemdi. Ben çok etkilendim.
Gerçekten de son sahneden dolayı içime bir şeyler oturmuş... İnsan bölüm yorumu bile yapamıyor.
brnnn / 8 Aralık 2007
 
Haklısın aslında ama bence Asi bir süre affetmez sonra dediğin gibi sineye çeker. Bu süre içerisinde Demir kendini Asi’ye affettirmeye çalışır. Asi de ona yüz vermez. Ayrıca istese senetleri alabilirdi ama dediğin gibi sevdiği için yapmadı ama bu seferde Asi’yi kendine karşı kinlendirmiş oldu. Umarım araları düzelir.
feride-ömer / 8 Aralık 2007
 
Yalnızca Süheyla kötü diyemeyiz. Haftanın ikinci kötüsü Cemal Ağa. Adam yemiyor içmiyor derdi davası İhsan Bey. Be adam, yalvardın veya yalvarmadın, kızın karnında çocukla sokakta kalmamış ve evlenmiş sevdiği adamla. Sonra öğrendik ki İhsan Bey az koşturmamış ve beklememiş duvar diplerinde Neriman Hanım’ı. Eh! Daha ne istiyorsun. Sana dört tane torun vermiş. Adamı mahvedeceksin de eline ne geçecek? İhsan Bey maaile perişan olacaklar. Kadın zannediyor musun ki kocasını bırakacak da senin evine gelecek. Gelmez. Çünkü madamı hiç sevmiyor. Ayrıca kocasını bırakmaz.
narima / 8 Aralık 2007
 
Bu bölüm çok güldüm. Bizim dizimizde hem hüzün var hem de mutluluk, çok güzel…
tugi_gs / 8 Aralık 2007
 
Acaba Demir Asi’ye yeni bir at hediye edebilir mi? Tabi Asi kabul etmez, eski atının yerini tutmaz. Çok kötü oldu atın ölmesi. Demir’i görmek istemeyebilir bir süre Asi. Çiftliğinde de çalışmaz artık. Demir rahat bıraksın artık Asi’yi, yeterince üzdü. Demir de üzüldü tabi bu duruma. Süheyla, “Demir beni durdur” demişti… bu kadın fişek gibi gidiyor vallahi. Durdurmak imkansız. Bir an önce oğlunu bulsa, Aslan’ına kavuşsa iyi olur.
GüLpArE_YeŞiM / 8 Aralık 2007
 
Demir aslında iyi niyetle yaptı. Asi’nin üzüleceğini tabi biliyordu ama evi kaybetmelerindense buna yapmak zorundaydı. Tabi o da bu işin böyle sonuçlanacağını bilemezdi. Bence de Asi’nin Demir’i affetmesi zaman alır. Funda arkadaşımızın dediği yeni oyuncu hani şu uzak akraba da gelir. O da Asi’ye aşık olur. O zaman seyret cümbüşü. Demir iyi kıskanır ama Asi ile araları soğuk olacağından bir şeyde yapamaz, içi içini yer durur.
deniz123 / 8 Aralık 2007
Cansu* / 10.12.2007
 
 
Müthiş bir bölüm izledik yine ve bu bölüm bence şimdiye kadar verilen en duygusal bölümdü. Hele son sahnelerde gerçekten ağlamaktan boğazlarım acıdı. At sahnesinde Demir’le Asi’nin yakınlaşacağını düşünüyorduk ama Demir önümüzdeki bölüm avucunu yalayacak gibi çünkü bütün bu olanlarda sonra Asi onu biraz zor affeder.
Bölümde en sevdiğim sahne Asi’nin Demir’e traktör kullanmayı öğrettiği sahneydi. Demir’in ben gösteririm sana deyişi çok şekerdi.
merve_polat / 8 Aralık 2007
 
Demir bir senede karşılık bir at istedi. Tabi ki senedin değeri bu kadar az değildi. Demir itiraf edemiyor kendine ama bunları Asi'ye olan duyguları nedeniyle yaptığını Süheyla anladı ve bunu Demir'e ima etti, bu sahneleri sevdim. Atın öldüğü sahnede benim atım ölmüş gibi hissettim (Tuba orada güzel oynadı ) çok duygulandım. Her ne kadar Demir istemeyerek neden olmuş olsa da, Asi'nin yerinde olsam benim en kıymetli varlığımı kaybetmeme neden olduğu için onu uzun süre affetmezdim. Bakalım o ne yapacak?
gerçek_aşk86 / 8 Aralık 2007
 
Ben en çok Asi’nin atı kaçınca Demir Asi’yi almaya geldiği, sonra da İhsan’a “izin verin lütfen” diyerek Asi’yi arkasına atıp götürmesine şaşırdım. İhsan da bir şey diyemedi.
özge:(:( / 8 Aralık 2007
 
İhsan Ağa ile Süheyla akşama doğru buluşacaklardı. Ya bize o sahneyi göstermediler ya da bu bölümde öyle bir sahne yoktu.
tugi_gs / 8 Aralık 2007
 
Neriman’a pes diyorum artık. Vurdumduymazlığın yüzsüzlüğün bu kadarı da fazla. Süheyla nerdeyse kulağından tutup kapıya atacaktı. O daha nar ekşisi derdinde.
Güzel bir bölümdü. Çetin Tekindor harikalar yarattı. Çok etkilendim kendisi ile hesaplaşmasından.
Köprü sahnesi beni fragmandaki kadar etkilemedi maalesef. Ben daha farklı bekliyordum. Demek ki o sahneyle ilgili fazla hayal kurmuşum.
Kerim hakkında İhsan Bey’le düşüncelerimiz aynıymış. Bende sevemedim gitti. Ne bileyim bana gayri ciddi, yılışık bir tip gibi geliyor.
İntikam konusunda hadi Süheyla’yı anlıyorum ama Cemal Ağa’ya pes doğrusu. İnsan kızının eşine damadına zarar vermeyi nasıl bu kadar ister anlamakta güçlük çekiyorum. Neticede kaç tane torunun olmuş. Eski hesapları oda kapatamıyor belli.
Bu bölüm Aslan ajan gibiydi valla. Bir bakıyorsun Cevriye’nin peşinde, bir bakıyorsun İhsan’ın. Gene de kedi olalı bir fare tuttu. Bülent konusunda İhsan’ı uyardı. Haklı çıkacak bence. Ama geçmiş ola. Bu işlere girmek kolayda çıkması o kadar değil.
Güleceksiniz şimdi siz bana ama ata ne oldu anlamadım ben. Kaçtıktan sonra daha on metre koşmadan düştü. Peki, ne oldu o arada. Aldığı yara o kadarda ölümcül gözükmüyordu. İllaki atın ölmesi mi gerekiyordu?
rumeysa05 / 8 Aralık 2007
 
Süheyla’nın çok dengesiz olduğunu düşünmeye başladım gerçekten. Onunla ilgili yorum yaparken çok zorlanıyorum artık. Çünkü bölümün başlarında Demir’e bebeğiyle ilgili gerçekleri anlatırken onu için çok üzüldüm sarılıp teselli edesim geldi ama sonra Asi’ye karşı davranışları ve iğneleyici sözleri, Demir’e ‘bu onların işine yaradı’ demesi, beni çileden çıkardı. Bu seferde gırtlağına yapışıp boğasım geldi.
merve_polat / 8 Aralık 2007
 
Süheyla önceden İhsan’a aşıktı. Ama İhsan Neriman’ı sevdiği için kadını reddetti, başka şey aklıma gelmiyor. Çünkü Ökkeş’in onun evine gittiğinde müzede buluşalım dediğinde Ökkeş’in yüzü aydınlandı. Demek ki bunlar önceki buluşmalarında hep orada buluşmuşlardır.
Gene soru özürlü bir Asi vardı karşımızda. Başka zaman olsa soru sormaktan bir hal oluyor Asi ama asıl sorması gereken yerlerde gereken soruları sormuyor bu kız. Demir ne diyor "Seni Kaybetmek İstemiyorum, ölmeni istemiyorum." Asi, sorsana niye? Neden istemiyorsun bırak öleyim, neyim ben senin için, ne ifade ediyorum, sorsana be kızım… düğümü çözsene. Sen sor bakalım Demir ne cevap verecek sana. Yok, en kısa yolu seçtin ve çekip gittin. Yiğidi öldür hakkını ver demişler sarılma ve yakınlaşma mükemmeldi.
… anlamıyorum bir insanın ‘neden’ kelimesini sorması bu kadar mı zor oluyor… neden diyeceksin Asi NEDEN?
Yaa arabanın içinde… Demir “evinin önüne kadar getireyim seni, merak ederim” diyor, Asi kalkıp da “Neden merak edersin?” diye sormuyor. Bunlar bir araya gelecekte bende görecem!
YONCA_ÇINAR / 8 Aralık 2007
funda
 
 
Asi atını Demir'e teslim ederken biz sözümüzde dururuz diyerek onun sözünü tutmadığını yüzüne söylemiş oldu. Demir şartlar değişti diye kıvırtıp durduk yere Asi'nin atını istedi. Belki bunu Süheyla'nın zorlamasıyla ani bir karar olarak verdi. Bence o da Asi'nin acı çekmesini istemezdi. Ama sonunun böyle olacağını bilseydi senetlerin üçünü de karşılıksız olarak verebilirdi. Ama artık çok geç.
necnur / 8 Aralık 2007
 
Öyle son anda vurgulanan şeyleri sevmem; Asi’nin atına verdiği değeri vurguladıkları gibi. Abarttılar, çok fazla oldu, keşke bu bölümde değil de daha önce yavaş yavaş vurgulansaydı Asi’nin atına olan aşkını.
aasiii / 8 Aralık 2007
 
Demir ve Hüseyin’in kitap okurken Asi’nin gelmesi, Demir ve Asi bakışları mükemmel ötesiydi... Artık Demir su koyuvermiş durumda.
ihlamurdelisi / 8 Aralık 2007
 
Şimdi Demir’imizin de gizli bir yeri var haa! Artık ortalıkta olmadıklarında Demir Asi’nin Asi Demir’in nereye gittiğini biliyor olacak ve yanına gidip o mekana gidecekler ve "burada olduğunu biliyordum" gibi konuşmalar olacaktır.
YONCA_ÇINAR / 8 Aralık 2007
 
Böyle çocukla üçünü birlikte görünce; acaba Asi-Demir ortasındaki kendi yavruları olsa nasıl olur diye uçtum!
Bölümler ilerledikçe taşlar yerine oturmaya olaylar çorap söküğü gibi sökülmeye başlıyor. Zaten bilinen bir şeydi ama İhsan Bey’in olaylarda herhangi bir suçunun olmadığı anlaşılıyor. Tek suçu görünen kadarıyla o babanın oğlu olmak. Kendisinin de dediği gibi günahkar babalar ve masum çocuklar. Babaların günahlarını her zaman olduğu üzere çocuklar çekiyor. Bu kural maalesef daima böyle işlemek zorunda kalıyor.
Bu akşam güzel bir bölüm daha izleme fırsatı veren başta Çetin Tekindor ve Tuba Büyüküstün olmak üzere diğer oyunculara teşekkür ediyorum. Gerçekten oyunculuklarının zirvesindeler. Hayran olmamak elde değil. Oyunculuklarıyla ve Nail Yurtsever'in müzikleriyle her geçen bölüm Asi insanda tiryakilik yapmaya başladı.
ismailsurucu / 8 Aralık 2007
 
Belki de en başından beri izlediğimiz en güzel bölümdü bu. En önemlisi de yavaş yavaş sırların ortaya çıkması. Aslında bu mevzuda dizi canımı bir hayli sıkmaya başlamıştı. Yani devamlı birileri ağzında bir intikamdır geveliyor ama tam anlamıyla geçmişte yaşananları bir dökemediler ağızlarından. İşte sadece bu bölüm öğrendik bir yenisini daha. Yani bir yandan bir sırrı aydınlatıyorlar ama o sırrın içinde bir sır daha yaratmayı çok iyi beceriyorlar. Şimdi bir 10 bölümde Süheyla’ya bunu yapanın kim olduğunu merakla bekler dururuz. Bence 7 bölüm bu konunun oturması için yeterli bir süreydi. İlk bölümden intikamın sebepleri tüm açıklığıyla açıklansın demiyordum ama artık bu konuya bir açıklık getirsinler. Anladık yani tamam İhsan’ın babası yapmış ne yaptıysa ama ne nedir çıksın ortaya artık. Çok fazla uzatmanın da, suyunu çıkarmanın da bir anlamı yok bence. İntikamsa intikam, tamam ama altında yatan şu gerçekler nedir bilelim artık.
Neyse intikamdan gelelim aşka… Demir’i belki 7 bölümdür izliyoruz ama duruşundan ördüğü duvarlardan anlıyoruz ki bu adam daha önce hiç böyle olmamış. Murat Yıldırım bu duyguyu çok iyi yansıtıyor gerçekten. İlk kez aşık olduğu ve çok daha beter bir duruma düşeceğini şimdiden hissedebiliyorum ben. İçinde çok tutkulu ve büyük bir aşk beslemeye başladı bile. Asi’ye öfkeyle bakarken bile aşkını engelleyemiyor. Öfkesine bile bulaşmış yani! Gözlerinden çok net okunuyor bu. İşte buna oyunculuk deniliyor.
İhsan Bey’in kendi odasında yaptığı şu konuşma… kendi kendine hani… dizinin kesinlikle işte tam bu durum üzerine kurulduğuna inanıyorum ben. Yani insanların yaptığı hataların vebalini çocuklar çeker derler ya… doğruymuş. İhsan Bey’in babasının yaptıklarının vebali şu an İhsan Bey’in omuzlarında. Dolayısıyla onun çocuklarının ve onun soyunun.
Süheyla’nın duygularını anlamaya çalışıyorum. Evet, elbette ben de tavır ve davranışlarından dolayı çok sinirli olduğum bir karakter ama canı çok yanmış. Yaşadıkları az şey değil… yani tepkileri ve kini yerinde bir davranış mı emin olamıyorum. Gösterdiği bu davranışlar bence ne kadar çok acı çekmiş olduğunun göstergesi. Yani gösterdiği tepkiler kadar acı çekmiş. Canının yandığı ölçüde tepki gösteriyor. Duyguları hala çok taze olmalı ama gün gelecek anlayacak o da… bir kişinin işlediği bir günahın bedeli masum bir insana ödetilemez. Yaşananlar ne kadar acı olursa olsun, zamanla onun da kalbi yumuşayacak.
En hoşuma giden sahnelerden bir diğeri de, İhsan Bey’in Kerim’e taktığı onlarca kulp sahnesi. Osu busu derken klasik bir baba örneğini yansıttı. Kızına gelen Paşa oğlu olsa bir babanın gözünde o yine zibididir işte! İzlerken çok eğelendiğim bir sahneydi gerçekten. Kerim’in öyle damdan düşer gibi izin istemesi karşısında İhsan Bey’in mırıldanması, Kerim’in getirdiği yorum… güzeldi gerçekten.
Kısaca… her oyuncunun kendine ayrı ayrı hayran bıraktığı bir bölüm izledik yine… Ama ne olur şu sırlar açıklansın artık.
saHra_ / 8 Aralık 2007
Cansu* / 13.12.2007
 
 
Baştan sona çok heyecanlıydı... Şimdi Süheyla ne diyecek, şimdi İhsan Bey ne yapacak, Demir nehir başında Asi ye ne diyecek, Cemal Ağa Süheyla ile ne konuşacak diye, her anını merakla beklerken saatin nasıl geçtiğini bölümün nasıl bittiğini anlamıyor insan.
En heyecanlı yeri kuşkusuz Asi’nin köprüde Demir’le olan yakınlaşması idi. Asi oraya ne için gelmişti. Neye teşebbüs etti. Oraya kendini atmak için mi gelmişti ilk başka. Yoksa sadece Demir’i anlayabilmek onu çözebilmek için mi? Demir gelmese ne yapacaktı Asi’yine kendini atacak mıydı? Asi’yi kurtardıktan sonra Demir’e sarılması çok fazla sürmedi. İnsan bekliyor biraz daha kalsalar öyle biraz daha. Olmadı kısa ama öz. Duygu verildi mi? Verildi.
Diğer yandan Defne’nin aşkı yaşayışı, şanslı mı demeliyiz ona. Baba’dan yana çok rıza gösterilmese de Asi’nin ki kadar çıkmazlara girmeyecek bu aşk. Onlar istedikten sonra sanki olmayacak bir aşk gibi değil onların ki. Böyle izinli buluşmalardan başka kendi aralarında ki kaçamak buluşmalarını beklemekteyim.
Kızlar da yine üç kağıt peşinde, başlı başına çeteler sanki. Aile boyu var bir şey canım. Çekecek damarları mı yok.
Süheyla… o da ayrı bir hava veriyor. Onsuz bu dizinin olmayacağını fark ediyor insan. Duruşu, yürüyüşü, konuşması çok sahici.
Saf Neriman Süheyla’nın evinde ondan bir hoş geldin görmediği halde o an için başka bir kadının vereceği tepkiyi vermezken sofra kurulduğu vakit yine Süheyla’nın onları davet etmeyişinden hala daha doğru düzgün bir şeyler çıkaramazken kızlar çoktan Süheyla teyzeyi çözmüşlerdi. Gitmeleri gerekliliğini kızlardan almasının üstüne bir uğurlama bile yapılmazken Neriman’ın hala saf yüreği doğru düzgün kızamıyordu yine Süheyla’ya.
İhsan Bey’e de acıyorum haliyle. Adam yıllardır babadan yana ne şanssız kalmış. Ne kayınbaba ne de kendi babasından hayır yok. Kendi babasının günahları yüzünden vicdan azabı çekerken kayınbabasının da ayrıca derdini çekiyor. Bir insan Cemal Ağa kadar mı vicdansız olabilir. Damadının üzülmesi kızının üzülmesi, torununun üzülmesi. Cemal Ağa ile İhsan’ın da geçmişten gelen hesaplaşmalarıyla birlikte bir yerde İhsan hala ayakta duruyorsa bu da onun kızlarının varlığından, Asi’nin ona yardımından. Ben İhsan’ın sözlerine katılıyorum. Babaların günahını evlatlar çekiyor... Bari hiç değilse Süheyla’ya gerçekleri biraz olsun anlatsa en azından kendi vicdanını da bir nebze olsun rahatlatmış olacaktır.
dilekçe / 8 aralık 2007
 
Demir Teyzesine karşı gelmeliydi senet olayında, eğer gerçekten Asi'ye zarar vermek istemiyorsa. O zaman İhsan Bey’i de suçlamamalı… babasına karşı çıkamamış ya. Ne fark var arada? Ama en suçlu Süheyla, yaşadıklarından dolayı yaralıdır evet ama ufacık bir çocuğun bu nefretle büyümesine izin vermesi ya da seyirci kalması çok yanlış.
Neriman’a pes diyorum. Bunun açıklaması saflık olamaz. Bu kadar gururuna meraklı İhsan Bey ile bu kadar gurursuz Neriman nasıl anlaşabilmişler bunca yıl hayret ediyorum. Ve uğradığı sözsüz hakaret katlandığı gibi eve gelir gelmez ilk işi kocasına bunu anlatıp sormalıyken yemek masasında şöyle değindi kadın. Üstelemedi bile... Yalnız Nur Sürer çok başarılı babası ve Süheyla yemek yerken onlara kendini gösterip dönerken ki mimikleri çok hoştu.
siyah-beyaz / 8 Aralık 2007
 
Kerim ile İhsan Bey sahnesi çok tatlıydı. Kerim Defne ile bir kahve içebilmek için İhsan’ın karşısına büyük bir cesaretle çıktı. O sahne çok güzeldi… İhsan çizmesini çıkarmış çorapları ile gelecek temiz ayakkabı beklerken, ben gülmekten bittim.
Çiftlik gittiğinde at Asi’ye kalır mıydı sanıyorsunuz. At giderdi diğer hayvanlarda. Demir sırf Asi’ye olan duyguları yüzünden bu kadar yumuşak davrandı. Elindeki yüklü bir senede karşılık atı alması aslında yine de iyi niyetinin göstergesiydi. Çünkü Asi zaten çiftlikte çalışıyordu o ata yine Asi binecekti. Belki bir zaman sonra atı bir şekilde hediye ederdi Asi’ye.
Bu kadar duygusal düşünmeyin. Ayranı yok içmeye diye bir laf vardır. İhsan Bey tefeciye gidip de o senetleri imzalamakla zaten iflas kararını imzalamış oldu. Demir olmasaydı büyük ihtimalle şimdi Cemal Ağa’nın dizlerine kapanmış olacaktı, değil mi?
söğüt / 8 Aralık 2007