Ateşten bir nehir akıyordu ruhumla o ruhun arasında...
 
Asi, büyük bir aşkın hikayesi. Aşk hikayelerini büyük kılan imkansızlığın. Sevmenin, sevilmenin buna rağmen bir arada olamamanın.
 
İki aşığı aralarında ateşten bir nehir gibi akan geçmiş ayırır. Birbirlerini çok sevmelerine rağmen başkalarının günahları, diğerlerinin utançlarıyla düşman düşerler.
 
Kaçtım o bakıştan, o aşktan... bunu bilir ayrı düşen aşıklar.
 
Asi, ruhları kor ateşe döndüren intikamın hikayesi.
Dokunduğu yeri yakan bir sırrın.
 
“Hangi ayrılık unutulmaz ?” diye fısıldar bu sırrı dillendiren ses. “Bir annenin süt kokulu bebeğinden zorla koparılışı mı ?” cevabını verir aynı ses.
Geçmiş neleri neleri fısıldar...
 
Yasak meyveyi dişleyen Adem’le Havva’nın cennetten kovuluşu gibi bir günah uğruna var olduğu topraktan sürülenleri. Yoksulları. Yoksulluğuna çare bulamayıp çocuklarıyla ölümün kollarına atlayan bir anneyi. Bir mucize eseri kurtulan iki güzel çocuğu. Annesizliği kalbine gömüp gittikçe katılaşan bir oğul ve hep yaralı kalacak bir kız çocuğunu.
 
Geçmiş neden unutulmaz?
Yıllar geçse de üstünden dönülen topraklar neden geçmişi fısıldar?
 
Kederli bir geçmişle doğduğu ve sürüldüğü topraklara dönen genç bir adam niye unutmaz?
Kendisini bu geçmişe kurban eden bir ailenin kızını sevmesi kader değil de nedir?
Annesini ölüme gönderenler, anne yarısı teyzesini etinden et koparır gibi bebeğinden ayıranlar, düşmanın kızı, düşmanıyla aynı kanı taşıyan, nasıl, nasıl bu kadar çok sevilir?
 
“Bu topraklarda geçmişten başka bir şey yok” der bir bilge.
Vaktiyle Asi Nehri’ni ters akıtıp sevdiğine kavuşacağını düşünen gencin hikayesi aynada görülen bir suret midir yoksa?
 
O günden beri yeryüzünün tersine akan Asi, imkansız aşkların dünya üstündeki nişanı olarak mı kalacaktır?
 
“Bu topraklarda bir hazine gömülü, büyük aşk destanları,” der yine aynı bilge.
Binlerce yıldır üzerinde hayatı, kültürleri, imparatorlukları barındıran toprakların en büyük aşk hikayesi geçmişten kopup bugüne gelebilir mi?
 
Asi, büyük bir aşk destanının tıpkı yeryüzünün tersine akan Asi gibi geçmişten bugüne doğuşu.
 
Asi bir gurur hikayesi.
 
Çok sevilen bir babanın, baba evindeki huzurun, mutluluğun hikayesi.
 
Asi dize getirilemeyen doğanın, toprağın hikayesi. Emeğin, emeğiyle var olanların.
Bir yağmur damlasına şükredenlerin, toprağı canı, namusu bilenlerin.
 
Hepimizde iz bırakan bütün hikayeler gibi, “benim hikayem” diyeceğimiz kadar gerçek, sıcak ve bütün kalbimizle inanacağımız bir hikaye Asi.