Merhaba Arkadaşlar,

Dün, Asi Dostlar ile birlikte yaşadığımız keyifli saatleri e.minim ki arkadaşlarımız uzun uzun yazacak ve paylaşacaklar. Dün için ne söyleyebilirim ki! Zaman ‘Asi’ ye duyarlı yüreklerle su gibi akıp gitti... Emekleriyle bizi bir araya toplayan candan dostlara ise tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Aslında hiç bir söz yeterli değil... Belki dün ki sıkı sıkı kucaklaşmalarımız hissettirebilmiştir teşekkürlerimizi.


 
Üye buluşmasından ayrıldığımdan beri, bir müddettir sorgulamaktan vazgeçtiğim Asi Bağımlılığı ile ilgili düşüncelerime geri döndüm... İster istemez döndüm... çünkü konuşmalarımızda irdelemeden duramadık... Neden Asi? Nasıl yapıyorlar bunu? Bize nasıl ulaşıyor ‘Bu’ ? Buluşmaya katılma imkanı bulan hemen hemen herkesin hemfikir olduğu bir nokta vardı... bir ilki yaşıyorlardı ‘Asi’ ile zaten ne zamandır... ve o an da daha evvel ‘asla yapmayı düşünmedikleri’ bir şey yapıyorlardı... ortak noktaları ‘Asi’ olan bir gurup, üşenmeden şehrin dört bir tarafından toplanmıştı oraya... şehir dışından gelen arkadaşlarımız ise inanılmazdı... orada oluşları ‘Asi’nin farkının gerçek göstergesiydi belki de.
 
Tahmin edebileceğiniz gibi çok şey konuşuldu sohbetlerimiz sırasında ama bir ara Asi-Demir’in ekrandan bizi nasıl etkiledikleriyle ilgili bir konuşma geçti serapSU ile aramızda. Kısacıktı ama zihnimin bir yerine takılı kalmış bu konuşma. Eve dönünce, ben hala dizimizin nedenlerini, nasıllarını, sorgulama sürecindeyken, başka arkadaşlar ile yaptığımız yazışmalara göz atma ihtiyacı hissettim. Şu anda da her zamanki gibi içimden ne geliyorsa onu yapmak ve sizlerle bunları paylaşmak istedim buluşma sonrası... anlamaya çalışma sürecimi paylaşmak istedim sizinle... Benim gibi bu buluşmaya katılabilenler neden katıldıklarını ve katıldıkları için neden bu kadar mutlu olduklarını, katılamayanlar ise neden katılmayı bu kadar istemiş olduklarını sorguluyorsa eğer belki bir anlam ifade edebilir yazdıklarım.

17 Şubat 09 tarihli, 53.bölüm sonrası, zeyy rumuzlu bir arkadaşımız ile yaptığımız açık mesajlaşmalar bunlar... pasajlar almakta sakınca görmedim... kendisine de bir kez daha merhaba demiş olurum böylece... Diziyle, Kuantum Düşünceyi harmanlamış ve mıknatıs etkisinden bahsetmişti bir mesajında...
 
Sevgili zeyy, ilginç bir konuya değinmişsin gerçekten, en azından benim için. Bu akşam senin bu mesajın üzerinde düşündüm... Yaşam koçluğu üzerine okuduğum bazı makalelerde, değinilen kuantum, düşünce yapımız ve bilinci yönlendirme çabalarımız, aslında insan olarak bir enerji oluşumuz falan... filan... bir sürü olmadık şey aklıma üşüştü yazını okurken... bütün bunlarla alakasız gibi görünen ama Asi’de örneklenen bir şey mi, bilemiyorum... Genelde bireysel yaşadığımız bir şey, bu belki ikinci kişi için de anlaşılabilir... ama Kuantum’da 3.kişinin veya 3.enerjinin diyelim bu iki enerjiyi algılaması nasıl oluyor... algılayabiliyor mu? Algılıyorsa nasıl etkileniyor? Mekanların, mesafelerin bu algıda etkisi ne? Gerçekten ilginç konular. Zaten belirsizliklerin, olasılıkların, hiç bir şeyin kesinliğinin olmadığı bir nokta... sadece kendi durduğumuz noktanın olduğu bir yer burası. O noktada diğer bütün noktalar gibi eşsiz ve tek.
Mesajında bahsettiğin o “mıknatıs” etkisi ve Asi-Demir sahnelerindeki inanılmaz birliktelik benim için daha ilk bölümden itibaren inanılmaz bir şekilde baskın oldu... Bazen, enerji geçişlerini kümeler halinde kayarmışçasına ve gözümle görüyormuşçasına net algılıyorum... Aslında biraz da korkutuyor beni... Bu bölüm ilginç bir şekilde yorumumda şöyle bir cümle kullanmışım;
“Bilmediğim şey ise neden bir ‘lanet’ gibi benim bunları inanılmaz derinden algılıyor olmam...” belki de bir lanet değil... algılamadaki farkındalığımız... normal değil gibi geliyor ama durum bu... bu iki oyuncu arasındaki enerji gerçek... hani diyorlar ya “Hiçbir şey yoktan var olmaz ve var olan hiçbir şey vardan yok olmaz”... her ne ise... bu var... oyuncularımız müstesna insanlar... hiç kuşku yok...
 
Sevgili e.min, … … bu iki enerjiyi 3. kişinin algılaması nasıl açıklanır bilemiyorum ama izlerken sanırım bütün algılarımızı açıyoruz ve sadece o ana odaklanıyoruz, onlar birlikteyken etraflarındaki her şey nasıl siliniyorsa, bizde onları izlerken etrafımızdaki her şeyi siliyoruz belki.
"bir çift karşılıklı durduklarında tüm çakraları birbirine hizalanmış olur. Bedenlerini karşılıklı küçük daireler halinde hareket ettirmeye başlarlar. Bu dansla birlikte enerji bu kez her bir çakradan yatay olarak 8 işareti halinde akmaya başlar. Bu aşamada alınları birbirine yaklaştırırlarsa, çiftlerin 6. çakradan akan enerjileri ya birbirini mıknatıs gibi çeker ya da iter. Buradan çiftin enerjilerinin birbirine uyumlu olup olmadığı test edilebilir." yazı da tam olarak böyle diyordu, .... .........Asi ve Demir'de bu uyum yadsınamaz bence
 
Sevgili zeyy, ... kuantum... peşine çakra... birde ‘nefes’ konusuyla da ilgilendiğini söylersen eğer! … Çakralar ve dizimiz, daha doğrusu karakterlerimiz ile ilgili hislerimi yazdım önce ama sonra düşündüm... benim gibi konuyla ilgi düzeyinde alakalı biri çok da bir şey yazmamalı... sildim yazdıklarımı... Asi kurgusundaki karakterleri yorumlamaya çalışan oyuncularımızın bu sarmal enerjilerinin birbirini yakaladığı noktalar olduğunu hissettiğimi ve sana, Asi-Demir ikilisinin uyumu konusunda katıldığımı söyleyeyim sadece...
 
İşte böyle... ve bıraktım sonunda sorgulamayı Asi-Demir’i... nedenlerini... nasıllarını... gözlerini, alınlarını, nefeslerini... danslarını... kabullendim ki bir enerji var... bu doğal... artık keyfini sürüyorum Asi-Demir’den bana gelen bu enerjinin... bütünün gücüne ulaşan bu sanal karakterlerin bana kadar ulaşan etkisinin... iyi ki varlar... iyi ki ekrandan bana kadar ulaşıyorlar... iyi ki Asi Dostlar böyle bir buluşma hazırladılar...
Tekrar teşekkürler.
e.min / 2 Mayıs 2009
 


 
aysenaz_61 yazdı:
Gerçekten mükemmel bir gündü benim için. Orda tüm asi dostlarıyla birlikte olmak konuşup gülmek çok güzeldi. Küçük nazar boncukları için alina’ya, kitap ayracı için e.min' e ve lokumlar içinde uğurlamaya, yaptığı küçük sürprizler için serapsu' ya çok teşekkürler yeniden. Çok ince düşünülmüştü. Sabun olayı ve Şahmeran. Sabunlardan biri benim payıma düştü ama altın simgeme çıktı tabi. Bakalım 1 sene içinde bir demir buldu buldu. Güzel güzel haberler bekliyoruz artık.
Orda bulunan tüm asi dostlarına muhabbetleri için çok ama çok teşekkür ederim ve en çokta bizi bir araya getirenlere çok çok teşekkürler hiçbir şekilde yabancılık hissetmedim ve hissedene de rastlamadım.
 


 
O günlerin “Üye Buluşması Ardından” sayfalarında uzun uzun anlatıldı toplantımız. Buluşmanın heyecanı, oradaki muhteşem dostluk havası günlerce devam etti sayfalarda coşkuyla. Ve buluşma sonrası daha pekişti dostluklarımız… daha derinleşti. Bu buluşmanın ardından peş peşe başka buluşmalar geldi.

Toplantıya renk katan hediyelere ait birkaç resmi alıntılayarak biraz detay aktarmaya çalışalım o güne ait. Bizleri yalnız bırakmayıp Afyon’dan aramıza katılan sevgili uğurlama’nın toplantımıza getirdiği lokumları silip süpürdük… ama çektiği resimler hala arşivlerimizde. Sevgili alina’nın kendi gibi mavi nazar boncukları ve benim (e.min) hazırlamaya çalıştığım Asi-Demir kitap ayraçları ise hala Asi hatıratlarımız arasında. Buluşmamıza renk katan çiçeği ise, hiçbir toplantıya eli boş gelmeyen sevgili psikofat getirdi diye hatırlıyorum. Buluşmaya Ankara’dan katılan sevgili serapSU da muhteşem sürprizler hazırlamıştı bizlere.
 
Üye buluşmamızda bir ‘sabun merasimi’ yaşattı. Hazırladığı sabunların birinde Asi-Demir’in emaneti vardı… altın. Bir çekilişle dağıttı sevgili suri bu sabunları… şanslı bekar kızlarımız defne sabunlarını paylaştılar. Altın’ın kime çıktığını öğrenmek için bütün bir sene beklemek zorunda kalmadık. Gençler sabırsız… sabunları köpürtmeden, sabırla beklemeden altının sevgili simgem’e çıktığını anladık. Şahmeran’ı ise evine bereket getirmesi dilekleriyle sevgili uğurlama’yla Afyon’a yolcu ettik.