Asi Boşanma dilekçesine ne kadar hazırlıksızsa, Demir de Asi’yi evlerinde görmeye o kadar hazırlıksız belli ki. Kendini Asi’nin gitmiş olduğuna inandırmış. Onu görünce çarçabuk oturur vaziyete geliyor yatakta, hem fiziki hem duygusal bir yorgunluk ve tedirginlik hissediyorsunuz hareketlerinde. Gözleri daha uyku mahmuru üstelik... Asi’yi görmenin inanmazlığına, birde onun elindeki dilekçe ekleniyor,“Ne demek oluyor bu?” sorusuyla. Demir henüz yüzleşmeye hazır olmadığı bir konuşmaya zorlanıyor... Artık Demir’in elerine geçen boşanma dilekçesi, parmağındaki nikah yüzüğüyle bir zıtlık oluşturuyor. Peşpeşe geliyor onları bu noktaya taşiyan gerçekler... ve sorular ... “nasıl birbirimize bunlar olmamış gibi davranabiliriz?” .... Asi’nin Demir’e evliliklerinin bitişi konusunda hak vermesiyle ve odadan çikisiyla son bulan konuşmalarında Demir belki kazanıyor ama ne yazık ki bu bir zafer değil....
Komşuların ani gelişiyle, Asi’nin evi terkedeşi erteleniyor... Sonuç değişmesede, Asi ve Demir evlerinin bahçesinde yanyana mahcup görüntüler veriyorlar bize... Komşular, Demir’e atılan suçtan tutunda, annesine, onun afilli çocukluguna, evlerinin eskiliğine kadar her konuya daldan dala atlarken Asi’nin “Bu ev çok güzel” diyerek evlerini savunması, Demir’in “Kara saçlı keklik gibi bir güzeli sevmiş” derlerken ki gülümsemesi nasıl sevimli. Bize soluk aldırıyor... Demir’in elleri üstünde oturdukları mermeri kavramış, Asi’nin omuzları çökük, elleri kucağında. Yanyana otururlarken alabildiğine “çift” görüntüsü veriyorlar... Gözümüzü okşuyor. Asi kahve fincanları ile ilgilenirken, Demir boş avluda düşüncelerini toparlamaya çalisiyor. Demir’in kafasındaki sorular Asi’nin ise kararlılığı artıyor. Demir’in Asi’ye – sakin ol – çagrisi ise etkisiz. Asi arabasına yürürken kafasındaki düşünceler seyyar satıcının elindeki fırıldakların döngüsüne karışıyor. Peşpeşe geldikleri Taş Köprüde, Asi yüzüğünü çikarip nehre bırakırken, en az Demir’in boşanma dilekçesini hazırlatışında olduğu kadar aceleci... Sürat onlara hata yaptırıyor... Asi’nin de boşanmak istediğini söylemesi, Demir’in gözlerinde şimşekler çaktiriyor. Tarlada gerek İhsan’ın gerekse Melek’in onların aralarına girip fiziksel bir bağ oluşturması anlamlı... İhsan Asi’nin, Melek Demir’in hayatlarındaki çok özel kişiler. İhsan belki hissediyor aralarındaki temassızlığı... Daha birbirlerine hiç dokunmadıklarını... dokunamadıklarını... Ama Melek’in ki tamamen içgüdüsel... sarılıyor ikisine sımsıcak... Demir Asi’ye “herkes bu kadar mutluyken konuyu açamadım” derken gözleri yere eğilmeden Asi’nin dudaklarını sıyırıyor... Demir “Akşama geç kalmam” derken ne kadar evcimen ... Asi‘nin kafa sallayışları ne kadar iteatkar... Akşam... Kuşlu ev... Demir hiç rahat değil... Bu noktaya gelişlerinin anlamsızlığının o da farkında... Düşüncelerini Asi ile paylaşiyor... konuşmak için zemin hazırlamaya çalisiyor... ilişkilerini koparan tek şeyin güvensizlik olduğunu söylüyor... belkide Asi’nin de bir gayret sarfederek durumu düzeltmek için çaba göstermesini bekliyor... Asi ise konunun konuşulmasında bile alıngan... tersliyor... “tekrar tekrar anlatmana gerek yok, bir an evvel ailelerimize anlatıp bu yükten kurtulalım” ... Asinin evliliklerinden yük olarak bahsetmesi, bu kadar çabuk ve kolay vazgeçmesi Demir’in nevrini döndürüyor... O da alıngan... Refleksle ileri bir adım atıyor ve elleri hırsla ceplerini arıyor... Asi’de bir adım atarak karşilıyor Demir’i. Birinin elleri ceplerinde, diğeri kitabına sıkı sıkıya tutunmuş, kavga edişleri bile muhteşem... Ne kadar güzel olduklarının farkında bile değliler... İlk gece, aynı evde ayrı odalarda başlıyor... gece yarısı kabusla uyanan Demir, bir çocugu kolaçan eder gibi Asi’ye bakmadan duramıyor. Kapıdan başinı yavaşça uzatışı, bir adımda odaya çikisi, bakışlarındaki sevgi... Odalarına kalma niyetiyle mi gelmişti bilinmez ama ancak Asi gözlerinin önündeyken uykuya dalabiliyor, bitap Demir. Her ikisininde o gün gözlerini kapattıklarında gördükleri son şey birbirleri oluyor. Bölüm boyunca farklı boyutlarda ve düzeylerde aile olma olgusunun etkisine maruz bırakılıyor Asi ve Demir. Önce komşuların renkli ziyareti, ardından tarlada İhsan, Melek, Süheyla üçlüsü, son ve en kuvvetli biçimde de çiftlik evinde aile atmosferi onları sarmalıyor. Demir ailenin yeni üyesi olmasına rağmen hiç eğreti değil onların arasında. Çiftik evinde ailenin görüntüsü ne keyifli... Yemek sonrası kızların masa etrafında kıkırdaşmaları, damatların İhsanın çevresindeki görüntüleri imrendiriyor bizi... Herkesin dikkati onların düğün resimlerindeyken, Demir’in, ultrason görüntülerine odaklanmış Asi’ye bakışlarını iyiki kimse görmüyor bizden başka. İkinci gece, aynı odada ayrı yataklarda başlıyor... “İnanması zor” ... Asi’nin odasındalar... Demir Asi’ye sırtı dönük, gömleğini rahatça çikarirken, onun kendisini görmesine izin veriyor. Farkında değil mi sizce ne yaptığının? Asi’ye hiç bakmayarak, hiç konuşmayarak, onu... duygularıyla... yeni keşifleriyle... rahat bırakıyor. Asi’nin bakışları bir anlığına gelip geçiyor ama bir tarafı tutuklu kalıyor Demir’in sırtında. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme, yatağında kasılırken, arzuları Demir’in biritlerine dolanan kemer olmuş, sarılıyor... Işiga uçan pervane gibi dönüyor sonunda Demir’e... aksi imkansız... Gözleri tutkuyla “buğulu” dolaşiyor sevdiğinin üstünde önce, ardından gömüyor başinı yastığına, Demir’in boynuymuşcasına. Asi’yi görmeye alışık olduğumuz çevrede Demir’i görmek tuhaf geliyor, Odanın demir karyolaları, prinç topuzları, dantel cibinlikleri içinde, Demir... Demir’in ceketi, gömleği yatak ucunda asılı, Asi kıvrılıp uyurken, Demir’in tavana paralel, bir eli başinın altında, bir eli karnında yatışı. Maskulen ve feminen görüntüler bir arada, ayrıntıda keyif bulanlar için, nasıl zenginleştiriyor filmi. Demir’in bu sabah kaçacak yeri yok. Asi’nin kitabına sığınmak istiyor... ama onu bekleyen bir surpriz var... En beklenmedik anda, ruhun iskandil edilmemiş derinliklerindeki o en savunmasız hal Demir’in gözleri önünde... sereserpe... resim de onu savunmasız bırakıyor bir an için... bu kadar “saçmasapan”, bu kadar “çocukca” sevilmek ... Asi resmi onun elinden çekip aldığında, Demir korumacı bir tavırla bu saçmasapanlığı savunuyor... Asi yataktan fırladığı için ayakları çiplak olmalı, Demir bu sahnede gerçekten de bir şahin gibi tepeden bakıyor... Gözleri her zamanki gibi inanılmaz... bir an bile Asi’nin gözlerini terketmeden, meydan okuyor... Demir’e olan duygularının bu kadar açıkça gözler önüne serilmesinden dolayı kızgınlık içinde Asi, o da gözlerini Demir’den hiç ayırmadan, resmi paramparça ediyor... Demir yerdeki parçaları toplamadan Asi’nin peşine düşmüyor. 43.bölümde Demir’in kazası nedeniyle, dokunma tabusunun yıkılacağı anlaşilıyor, Üçüncü gecede, aynı yatakta ayrı taraflarda başlar ... ise hiç şaşmam. Korkarım Asi ve Demir bir toplu kıyıma neden olacak, onlar en nihayet birlikte olduklarında bizlerin kalbi duracak. |